DİYARBAKIR'da, terör örgütü PKK tarafından kaçırılan çocuklarının bulunmasını isteyen aileler, HDP il binası önündeki oturma eylemini 103'üncü günde de sürdürüyor. 4 yıl önce dağa kaçırılan oğlu Fatih için oturma eylemini sürdüren anne Sevdet Demir, "Son durağımız burasıdır, son umudumuz burasıdır. Biz buraya geldik. Burası ya bana bayram yeri olur, ya da mezar olacak" dedi.
Hacire Akar, 21 Ağustos'ta kaybolan oğlu Mehmet'in HDP'liler tarafından dağa kaçırıldığını söyleyip, 1 gün sonra partinin Diyarbakır binası önünde oturma eylemi başlattı. Eylemin 3'üncü gününde ortaya çıkan Mehmet Akar, mahkemece ev hapsiyle cezalandırıldı. Oğluna kavuşup, eylemine son veren Hacire Akar, çocukları kayıp annelere de çağrıda bulundu. Hacire Akar'ın HDP il binası önünde başlattığı eylemle çocuğuna kavuşması, çocukları terör örgütü PKK tarafından kaçırılan aileler için umut oldu. Akar'ın çağrısıyla harekete geçen çocukları kayıp aileler, 3 Eylül'den itibaren HDP önünde oturma eylemine başladı. Oturma eylemindeki annelerden Hatice Ceylan, terör örgütü PKK'nın elinden kurtarılan oğlu Cafer'e kavuşmasına rağmen diğer ailelere destek için eylemine devam etti. HDP önünde oturan 58 aile, eylemini 103'üncü günde de sürdürdü.
'O ZAMAN FETÖ’CÜLER ÇOKTU, KİMSE BİZE YARDIM ETMEDİ'
Diyarbakır'ın Hani ilçesinde fırında çalışan oğlu Fatih Demir'in (24) 2015 yılında terör örgütünce dağa kaçırıldığını belirten Sevdet Demir (55), 13 Eylül günü oturma eylemine başladı. Demir, "Kaybolduğunda 8 gün boyunca telefonu kapalıydı. 9'uncu gün telefonu açtı. Aradık cevap vermedi. 2 saat üzerinden geçmeden başka biri aradı. Oğlumun HDP’de olduğunu söyledi. 2 arkadaşıyla beraber Lice'ye gideceklerini söyledi. Bir arkadaşı Seyrantepe mevkiine kadar gitmiş. 'Annem hasta, bana çok üzülür' deyip vazgeçmiş. Biz 3 araba oğlumun peşinden gittik. Yetişemedik. HDP il binasının olduğu sokaklarda gezdik. Sorduğumuz kişiler onun buralarda su aldığını, döner aldığını, telefonunu sattığını söylediler. Babası onun peşinden bulundukları yere kadar gitti. Oğlumu vermeyeceklerini söylemişler. Babası ‘Oğlumu verin beni alın o hasta' demiş. Onlar da, 'Sen değil, oğlun lazım bize' demiş. Babası da, 'Bize gösterin o zaman’ demiş. 'O sizi görse vazgeçer, sizi kabul eder' demiş. Göstermemişler. Biz o zaman emniyete gittik. O zaman FETÖ’cüler çoktu, kimse bize yardım etmedi. Çözüm süreciydi o zaman. 4 yıl 4 ay bitti. Hiç haber alamadık. Tahminimizce Suriye’dedir. Suriye’ye, Irak’a, Şengal’e gittik bulamadık. Babası orada fotoğrafını da dağıttı. Hiçbir haber çıkmadı" diye konuştu.
‘SON DURAĞIMIZ BURASI’
Oğlu gelene kadar bir yere gitmeyeceğini ifade eden Demir, şunları kaydetti:
"Son durağımız burasıdır, son umudumuz burasıdır. Biz buraya geldik. Burası ya bana bayram yeri olur ya da mezar olacak. Oğlum beni görüyorsan gel. Biz 103 gündür buradayız. Sen gelene kadar ben gitmiyorum. Bütün ömrümü burada harcasam da ben buradan gitmeyeceğim. Huzurumuz yoktur. Sen gittiğinden beri huzurla yemek yiyemedik. Bayramımız yoktur, düğünümüz yoktur. Sen bizim evin neşesiydin, sen evin gülüydün. Gel oğlum. Seni çok çok özledik. Artık gözyaşı kalmadı gözümde. Gözümüz kör oldu ağlamaktan. Ben babandan gizli ağlıyorum, baban benden gizli ağlıyor. Gel bu hasret bitsin oğlum. Bizim hatırımız yoksa bile yeğeninin hatırı için gel. Sen onu çok seviyordun. O bana hep telefon açıyor. Amcam ne zaman gelecek diyor. Bak arkadaşın geldi. Hiç cezası yoktur. Hiç sorun yoktur. Doğruca evine götürdüler. Kurban kesti annesi. Annesi benim yanıma oturmuştu. Bak şimdi başka anne benim yanımda. O mutlu oldu. Darısı bizim başımıza oğlum. Gel biz de mutlu olalım."