ŞANLIURFA'nın Suruç ilçesinde, 14 Haziran 2018 tarihinde, seçim çalışmaları öncesi meydana gelen, 4 kişinin öldüğü, 8 kişinin de yaralandığı olayla ilgili iddianame 18 ay sonra hazırlandı.
Olay, Suruç'taki Cumhuriyet Mahallesi’nde meydana geldi. Seçim çalışması kapsamında esnaf ziyaretleri gerçekleştiren AK Parti Milletvekili İbrahim Halil Yıldız ile yakınları ve parti üyeleri, esnaf ziyareti sırasında Hacı Esvet Şenyaşar ile tartışmaya başladı. Tartışmanın büyüyerek, silahlı kavgaya dönüşmesiyle Hacı Esvet Şenyaşar ile oğulları Celal ve Adıl Şenyaşar ile milletvekili Yıldız'ın kardeşi Mehmet Şah Yıldız yaşamını yitirdi, 8 kişi de yaralandı.
Olaydan 18 ay sonra Şanlıurfa Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından iddianame hazırlandı. 7’nci Ağır Ceza Mahkemesi'nce de kabul edilen iddianamede tutuklu Fadıl Şenyaşar ile Ferit Şenyaşar, Kenan, Abdurrahman, Mustafa, Nihat ve Süleyman Yıldız müşteki şüpheli olarak yer alırken Enver, Ali, Mehmet ile İbrahim Yıldız, İbrahim Halil ve Mehmet Şimşek ise müşteki olarak yer aldı.
İddianamede, olayın Ramazan Bayramı'ndan bir gün önce 14 Haziran 2018 günü saat 15.50 sıralarında AK Parti Milletvekili İbrahim Halil Yıldız’ın seçim çalışması için sırasıyla esnaf ziyaretleri gerçekleştirdiği 'İstanbul Ucuzluk' isimli iş yerine yaptığı ziyarette gerçekleştiği belirtildi. İddianamede, milletvekili İbrahim Halil Yıldız’ın söz konusu yerden ayrılmasına müteakip işyeri sahipleri olan Şenyaşar ailesi mensupları ile Yıldız ailesi mensupları arasında kavga çıktığı belirtilerek, "Devamında gelişen öldürme olayları sonucu Mehmet Şah Yıldız’ın ateşli silahla öldüğü, Süleyman, Mustafa, Nihat Yıldız'ın ateşli silahla hayati tehlike geçirecek şekilde yaralandığı beraberlerinde ki diğer kişilerden Engin Şimşek ve Ahmet Çetin’in ateşli silahla yaralandığı, Esvet, Adil ve Celal Şenyaşar’ın öldüğü, Mehmet Şenyaşar’ın ateşli silahla yaralandığı, Suruç Devlet Hastanesi ve ambulanslarının zarar gördüğü, 6136 sayılı yasaya aykırılık ve diğer yaralama suçlarının işlendiği adli olaylar meydana gelmiştir. Milletvekili adayı İbrahim Halil Yıldız’ın seçim öncesi 'esnaf ziyaretleri' şeklinde gerçekleştirilen seçim çalışması sırasında meydana gelen olayların; demokratik bir toplumda siyasi partilerin aday ve mensuplarının her seçim dönemi rutin olarak gerçekleştirdikleri esnaf ziyaretlerinin böylesi ağır bir olaya neden olmayacağı gerçeği karşısında; tarafların terör örgütleri ile bağlantısı ya da olağan dışı radikal yönlerinin bulunup bulunmadığının ortaya konulması gerektirmiştir" denildi.
Kavgada ölen baba Esvet Şenyaşar’ın 23 Aralık 2016 tarihinde 'PKK/KCK terör örgütünün kayyum atanan belediyelere ve atanan kayyumlara, AK Parti yöneticileri ve askerlere yönelik eylem planlandığı' şeklinde edinilen istihbarat çerçevesinde gözaltına alındığı ardından adli kontrol şartıyla serbest bırakıldığı belirtilen iddianamede; şüpheli Fadıl, Adil ve Celal Şenyaşar, hakkında ise herhangi bir soruşturma kaydının bulunmadığı belirleniyor. Terör örgütü PKK yöneticilerinden Murat Karayılan’ın yaptığı açıklamada Şenyaşar ailesi için, "Şehit Celal ve Adil'in annesi daha fazla ağlayıp düşmanı sevindirmesin. Ama şunu iyi bilmeli ki ahı yerde kalmayacaktır. Sadece bu kadarını söylüyorum" dediğine de iddianamede yer veriliyor.
'TUZAĞIN İÇİNE ÇEKİLDİM'
Hazırlanan iddianamede, Milletvekilli İbrahim Halil Yıldız'ın ifadesine de yer verildi. Selam vererek işyerine Şenyaşar ailesinin bayramlarını kutlamak için girdiğini ifadesinde belirten Milletvekili Yıldız, dükkan sahibinin kendisine iyi bakmadığını iddia etti. Gönülsüz şekilde karşı tarafın elini uzatması üzerine dışarı çıktığını anlatan Yıldız, şöyle dedi:
"Ancak kendisi konuşmaya başladı. 'Bu memleketi mahvetmişsiniz’ dedi. Ben de kendisine 'Elinizde rahatsız olduğunuzu gösteren bir belge varsa ben bu sorunla ilgileneyim' dedim. Orada bir tuzağın içine doğru çekilmeye başladığımı hissettim ve ayrılmak istedim. Dükkân sahibi konuşmasına devam etti. ‘Nedir bu sizden çektiğimiz, bizim ne olduğumuzu biliyorsun, PKK'lı olduğumuzu bilmiyor musun, siz namussuzsunuz’ dedi. Yaptığım araştırdığımda Nesih Şimşek'in PKK'nin dağ kadrosunda yıllarca kaldığını, etkin pişmanlıktan faydalanarak dışarı çıktığını öğrendim. Bu kez arkamda bir tartışma oldu ve ben iteklendim. Ben 'Bir şey yok sakin olun' anlamında bir şeyler söyledim. Korumalarım beni yürüyerek Suruç Meydanı'nın oraya götürdüler ve Nar Kafe isimli iş yerine oturttular. Kafedeyken silah sesleri gelmeye başladı."
FOTOĞRAFLAR ÜZERİNDEN OLAYA YER VERİLDİ
İddianamede dükkânın içinde bulunan kamera görüntülerinden alınan kesitlerle olayın en başından itibaren nasıl başladığı ve kimin kimi silahla ya da sopayla yaraladığı da açıklamalar ve kamera görüntülerinden alınan fotoğraflar üzerinden tanımlanıyor. Dükkân içinde arbedenin başlamasıyla birlikte dükkanın önüne sivil polislerin geldiği ve olayı yatıştırmaya çalıştıkları belirtilen iddianamede, "Celal ve Adil Şenyaşar'ın işyerinin iç kısmına doğru götürüldüğü, dışarıdaki kalabalığın uzaklaştığı, bir süre sonra Kenan ve Süleyman Yıldız'ın işyerine tekrar girmeleri ile peşlerinden Mehmet Şah, Mustafa, Abdurrahman ve İbrahim Yıldız'ın geldiği, işyeri içinde Celal, Adil ve Ferit Şenyaşar ile Süleyman, Kenan, İbrahim, Ali, Nihat, Enver ve Mehmet Yıldız, Engin Şimşek'in işyerinin içerisine tekrar girerek karşılıklı olarak her iki grup arasında ellerine geçirdikleri sopa ve diğer eşyalarla birbirlerine vurmaya başladıkları anlaşılmıştır" denildi.
SALDIRIYI DEFETMEK İÇİN SİLAHLA ATEŞ ETTİM
14 Haziran günü saat 16.00 sıralarında işyerinde çalışmakta iken bir kaç şahsın İstanbul Ucuzluk isimli işyerini çalıştıran Celal, Mehmet ve Adil isimli kardeşlerini kastederek, "Ağabeylerini dövüyorlar" diye bağırdığını aktaran Fadıl Şenyaşar, dükkanında bulunan ruhsatsız tabancasını alarak ağabeyi Ferit’le birlikte kardeşlerinin dükkanına gittiği yönündeki ifadelerine de yer verildi. Dışarıda eli sopalı ve demirli bir kalabalık grup gördüğünü aktaran Fadıl Şenyar ifadesinde, "İşyerinin içerisine girdiğimde içeride daha önceden görmediğim ve şu an görsem de tanıyamayacağım şahısların abim Ferit ve Adil'i dövdüklerini gördüm. Bende müdahale ettim. Bana da saldırmaları üzerine ve saldırıyı defetmek amacıyla elimde bulunan silahla ateş etmeye başladım. Ancak kaç el ateş ettiğimi hatırlamıyorum. Daha sonra şahıslar üzerime gelerek elimden silahı aldılar. Daha sonra sopa ve bıçakla beni yaraladılar. Ayrıca olay esnasında ilk bana saldırdıklarında sol kolumdan silahla yaralandım ancak yoğun kalabalıktan dolayı kimin ateş ettiğini göremedim. Daha önce benim ve abimlerin herhangi bir kimseyle husumetimiz yoktu. Abimlerle şahıslar arasında nasıl bir konuşma ve tartışma geçtiğini bilmiyorum" dedi.
Milletvekili Yıldız’ın üvey kardeşi Enver Yıldız ise kardeşinin çarşıda ziyaret yaptığı esnada sahibi arkadaşı olan bir tekel bayide olduğunu söyledi. Silah ve bağrışların gelmesi üzerine kavganın olduğu dükkâna gittiğini söyleyen Yıldız, şöyle konuştu:
Abdurrahman Yıldız ‘Amca amca beni öldürüyor’ diye bağırınca ben belimde olan silahı çekip şuursuzca 2-3 el ateş ettim, ateş etmemin etkisiyle Adil Şenyaşar yere düştü. Ben işyerinden dışarı çıkıp olay yerinden uzaklaştım, sonra geri işyerinin önüne geldim kardeşim Mehmet Şah Yıldız'ı işyerinin önünde yerde kanlar içinde yattığını gördüm, onu alıp belediyenin önüne götürüp bir araca koyup oradan hastaneye gönderdik. Sonradan ben köye gidip saklandım zira bölgede terör olayları yoğundu, PKK terör örgütü de devamlı bize ve ailemize tehditler savurmaktaydı. Bunun etkisiyle korktuğumdan sonradan gidip teslim olmadım.”
13 KİŞİ HAKKINDA CEZA TALEP EDİLDİ
Delilleri ve ifadeleri hukuki olarak değerlendiren başsavcılık Fadıl Şenyaşar’ın Abdurrahman, Mustafa, Süleyman, Kenan ve Nihat Yıldız’a yönelik kasten öldürme teşebbüs suçunu, Mehmet Şah Yıldız’a yönelik kasten öldürme suçunu, Ahmet Çetin ve Engin Şimşek’e yönelik kasten silahla nitelikli yaralama suçu ile 6136 sayılı Ateşli Silahlar ve Bıçaklar ile Diğer Aletler Hakkında Kanunun 13/1 maddesinde düzenlenmiş suçu işlediğini, şüpheli Enver Yıldız’ın Adil Şenyaşar’a yönelik kasten öldürme suçu ile 6136 sayılı Ateşli Silahlar ve Bıçaklar ile Diğer Aletler Hakkında Kanunun 13/1 maddesinde düzenlenmiş suçu işlediğini, şüpheli İbrahim Yıldız’ın Celal Şenyaşar’a yönelik kasten öldürme suçu ile 6136 sayılı Ateşli Silahlar ve Bıçaklar ile Diğer Aletler Hakkında Kanunun 13/1 maddesinde düzenlenmiş suçu işlediğini, şüpheli Ali Yıldız’ın Fadıl Şenyaşar’a yönelik yaralama suçunu işlediğini, şüpheli Abdurrahman Yıldız’ın Celal Şenyaşar’a yönelik kasten yaralamaya teşebbüs suçu ile Adil Şenyaşar’a yönelik sopa ile yaralama suçunu işlediğini, şüpheli Mustafa Yıldız’ın Celal Şenyaşar’a yönelik silahla basit yaralama suçu ile Adil Şenyaşar’a yönelik silahla kasten yaralama suçunu işlediğini, müşteki şüpheli Süleyman Yıldız’ın Celal Şenyaşar’a yönelik basit yaralama suçu ile Ferit Şenyaşar’a yönelik silahla nitelikli kasten yaralama suçunu işlediğini, müşteki şüpheli Kenan Yıldız’ın Ferit Şenyaşar’a yönelik silahla nitelikli kasten yaralama suçu ile Fadıl Şenyaşar’a yönelik yaralama suçunu işlediğini, müşteki şüpheli Nihat Yıldız’ın Fadıl Şenyaşar’a yönelik yaralama suçunu işlediğini, şüpheli İbrahim Halil Şimşek’in Ferit Şenyaşar’a yönelik silahla nitelikli kasten yaralama suçunu işlediğini, şüpheli Mehmet Yıldız’ın Celal Şenyaşar’a yönelik basit yaralama suçu ile Fadıl Şenyaşar’a yönelik yaralama suçunu işlediğini, şüpheli Mehmet Şimşek’in Celal Şenyaşar’a yönelik silahla basit yaralama suçunu işlediğini, müşteki Şüpheli Ferit Şenyaşar’ın Süleyman Yıldız’a yönelik basit yaralama suçu ile Kenan Yıldız’a yönelik basit yaralama suçlarından cezalandırılmalarını talep etti.