Elazığ’da çiftçilik ve çobanlık yaparken yarım kalan eğitimine devam kararı alıp 67 yaşında mezun olan 4 çocuk babası Zeki Gür, kendine yüksek lisans yaparak öğrenci yetiştirmeyi hedef olarak koydu.

Merkeze bağlı Sarılı köyünde yaşayan Zeki Gür, 1976 yılında üniversiteyi kazanmasına rağmen babası vefat edince gidemedi. Evlenen ve 4 çocuğu olan Gür, çiftçilik ve çobanlık yaparak ailesinin geçimini sağlarken okumaya olan merakı nedeniyle sürekli kitaplar aldı. 1988 yılında girdiği üniversite sınavında Fırat Üniversitesi Fen Fakültesi Fizik Bölümü’nü kazanan Gür, ilk yıl eğitimini tamamladıktan sonra 2. sınıfta maddi imkansızlıklar nedeniyle ara verdi. Okula ara vermesine rağmen her fırsatta kitaplar alan Gür, ağıl yakınında ve evinde kendisine özel bir yer ayırdı. Ara verdiği okula çıkarılan af sayesinde 2016 yolunda geri dönen Gür, bugün düzenlenen çevrimi içi törenle mezun oldu. Hedefi yüksek lisans olan Gür, öğrenci yetiştirmek istiyor. Hayvanlarını satan ve evinin yanında bahçede sebze eken Gür, yine bir an olsun çalışmayı bırakmıyor. Gür azmi ve okuma şevki ile herkese örnek oluyor.

“Cumhurbaşkanımızın en iyi yaptığı şeylerden biri de beni okula geri döndürmektir”

İHA muhabirine açıklamada bulunan Zeki Gür, “Benim durumumu mezuniyet belirlemez, başarı belirler. Benim mutluluğum başarıya endekslidir. Koyunları otlattığım zaman gezerek çalışıyordum. Gezerek matematik çalışırken çok zorlandım. Elimde bir kalem bir defter düşerdi. Dedim ki zoru başaracağım. Matematik gezerek nasıl çalışılır? Bunu da başardım. Emekli değilim ve hiç düşünmedim. Babamız öldü. Babam derdi ki sen hiçbir şeye bakmayacaksın ders çalışacaksın. Babamda aniden öldü ve ben ekmek kazanmanın ne olduğunu bilmiyordum. Bunalıma girdim, evlendim ve ardından borç batağına girdim. Okulda yalpalamam bundan oldu. Ardından aftan dolayı okula geri döndüm. Cumhurbaşkanımızın en iyi yaptığı şeylerden biri de beni okula geri döndürmektir. Öyle bir karar çıkmasaydı ben belki de soğurdum. Bana ivme kazandırdı. Cumhurbaşkanı benden çok Türkiye Cumhuriyeti’ne ve bilime hizmet etti” dedi.

“Ben hep gençliğe bakarak genç kaldım”

Çocuğu yaşlardaki gençlerle okumanın iyi olduğunu dile getiren Gür, “Benim arkadaşlarım benden 20 yaş büyük görünüyorlar. Ben hep gençliğe bakarak genç kaldım. Hep gençler içinde kendimi genç hissettim. 67 yaşında olduğum halde diyorum ben 18 ya da 25 yaşındayım. Çünkü ben o yaşlarda gibiyim. Kahvedeki arkadaşlarıma bakıyorum 60’lı yaşlardalar. Okula gittiğim zaman nereye baksam 20’li yaşlar. O zaman ben 60’lı yaşları unutuyorum 20’li yaşlara iniyorum. Hep de böyle kaldım. Onlara örnek olmaya çalıştım. Aslında ben o seviyeye indim. İhtiyarlık içerisinde genç ve dinamik kaldım” diye konuştu.

“Yüksek lisans düşünüyorum”

Hedefinin öğrenci yetiştirmek olduğunu vurgulayan Gür, “Senin yaşın geçmiş diyorlar. Bundan sonra devlet sana iş vermez diyorlar. Ben fizik, matematik ve kimyayı koşarak çalışıyordum. Bunu bile öğrendim ve sabır ettim. Ben yine sabır edeceğim. Devletimiz bunu görür. Benim devletten maaş alma olarak değil, öğrenci yetiştireceğim. Yüksek lisans düşünüyorum. Benin annem babamı yetiştirdi fakat beni asıl yetiştiren hocalarımdır. Bana bir harf öğretenin kırk yıl kölesi olurum. Ben hocalarıma ne kadar kölelik yapsam azdır. Hocalarım benim başımın tacıdır. Ben hocalarımla varım. Hocalarım olmazsa ben bir hiçim. Ben tüm ivmelerimi hocalarımdan aldım. Hedefimi mezara kadar iletmek istiyorum. Ne zaman mezar olursak bu iş durur. Öğrenci yetiştireceğim, o öğrenci bizim prensiplerimizi devam ettirecek. Öyle öyle gidecek. Ben ölsem bile benim öğretmenlik olarak vereceklerim bu bilgiler, devamlı bayrak olarak taşınacak. Okumanın yaşı yok” şeklinde konuştu.