Diyarbakır’da ’dur’ ihtarına uymayan kişinin silahlı saldırısına uğrayarak şehit düşen polis memuru Atakan Arslan’ın 3 yaşındaki kızı Eylül Asel Arslan ve eşi Gözde Arslan, Atakan Arslan’ın isminin verildiği ağacı kendi elleri ile dikip suladı.

Diyarbakır’ın Bağlar ilçesinde 30 Mayıs’ta saat 15.00 sıralarında polis ekiplerinin durumundan şüphelenilen üç şahsa kimlik kontrolü yapmak için yaklaşması esnasında şahıslardan birinin tabancayla ateş etmesi sonucu Samsunlu polis memuru Atakan Arslan şehit olmuştu. 2 yıldır Diyarbakır’da görev yapan 31 yaşındaki Atakan Arslan, arkasında gözü yaşlı eşini ve 3 yaşındaki kızı Eylül Asel Arslan’ı bırakmıştı.

İlkadım Belediyesi, bugün Çocuk Trafik Eğitim Pisti’nde bir etkinlik düzenledi. Düzenlenen etkinlikte pistte bulunan alanlara yeni ağaçlar ekilerek bu ağaçlara son zamanlarda şehit olan Samsunlu polislerin adı verildi. Samsun’un son şehidi olan Atakan Arslan’ın adı da yeni dikilen bir çam ağacına verildi. Atakan Arslan’ın isminin verildiği ağacı şehidin 3 yaşındaki kızı Eylül Asel Arslan ve eşi Gözde Arslan beraber dikerek, suladılar.

Şehidin minik kızı ağacın dikilmesinin ardından pistte akülü araba sürmek istedi. Alanda görevli olan bir polis memuru minik Eylül’ü alarak akülü araba ile gezdiler. Minik Eylül, babasının meslektaşıyla geçirdiği vakitte yüzündeki gülümseme eksik olmadı.

İlkadım Belediyesi’nden şehitlere anlamlı vefa

İlkadım Belediyesi tarafından Çocuk Trafik Eğitim Pisti’nde düzenlenen etkinlik saygı duruşunda bulunulması ve İstiklal Marşı’nın okunmasıyla başladı. Ardından EMŞAV Karadeniz Bölge Temsilcisi Bilal Erim, bu anlamlı etkinliği düzenleyenlere teşekkür etti.

Şehit ve şehit ailelerinin İlkadım Belediyesi için her şeyden daha önemli olduğunu vurgulayan İlkadım Belediyesi Başkan Yardımcısı Şerif Mırık ise şunları söyledi:

“Bu pandemi sürecinde 2 yiğidimizi şehit verdik. Belediye olarak çözüm merkezimizde şehit ailelerine ve yakınlarına yardım etmek üzere bir kişiyi sorumlu yaptık. Şehit yakını olarak kim gelirse gelsin orada oturuyor, görevlimiz de şehit yakınının işlerini hallediyor. Çünkü onlar bizim için canlarını verdiler. Kurslarımızdaki kadınlarla sohbet ettim. Her görüşten kadın vardı. ’Sizlerden bir taneniz vatanınızı terk eder misiniz?’ diye sorduğumda hepsi ’terk etmeyiz’ dediler. Bunu bizim kadınlarımıza dedirttiren Nene Hatunların, Kara Fatmaların tarihimizde olmasıdır. Biz şehitlerimizi 1 fidan ile yaşatmaya çalışacağız. Ama bizim şehitlerimiz, Türkiye Cumhuriyeti Devleti payidar olduğu sürece hep yaşayacaktır.”