Her zaman ve her koşulda, birlik ve beraberlik içinde olunuz. Mutlaka çok yetenekli, çok becerikli, deneyimli yüksek düzeyde samimi uzmanlarınız olsun. Her zorluğa meydan okuyunuz. Yapamayız, edemeyiz, beceremeyiz; asla, kesinlikle, katiyen demeyiniz. Koşullar ne olursa olsun, istedikten sonra mutlaka ama muhakkak becerirsiniz. Dik durun ama kimseye dikleşmeyin. Kimseye boyun eğmeyin. Güçlü, kuvvetli, dayanıklı olmak için bilimin ve dinin gerektirdiği her şartı yerine getiriniz.

 Birlikte iyi, güzel, cesaretli, yüksek yetenekli ekipler kurunuz. Kurum, kuruluş, ekip halinde çalışınız. Her kurumda; adiler, alçaklar, kahpeler, hırsızlar, haramcılar, tembeller, kalleşçe arkadan hançerleyenler olur, olabilir. Bunlardan uzak durunuz. En psikolojik, sosyolojik, dinsel yol ve yöntemlerle, empatili- duygudaşlık şekilde uzaklaştırınız.

İstihbaratınız çok iyi işlemeli. İstihbaratta da alçak kahpeler olmamalı. Vatan, millet, devlet, bayrak, bağımsızlık, vatan bütünlüğünün ve hak dinin düşmanlığını yapanlara, hareket alanı bırakmamalı. Kendinize ve başaracağınıza inanın. Çok cesaretli olun ve düşmandan korkmayın. Ama düşmana karşı her türlü hazırlığı, önlemi, tedbiri en yüksek düzeyde alınız. Her görevi, işi, işlemi; alanında en yüksek deneyimli ve uzman kişilerle yapın. Hainlere, alçaklara, milli, manevi, dini, insani değerlere düşman olanlara kapınızı kapatınız. Onların hile, entrika, fitne, fesat- bozukluk, bozgunculuk, yıkıcılıklarına hoşgörülü olmayınız. Tolerans göstermeyiniz. 16 Türk Devleti de içteki, hainlerle yıkıldı. T.C. Devletimizi de yıkmak için kolektif çalışan iç ve düşmanlarımız vardır. Bunlar, milletimizi, devletimizi, hükümetimizi hedefe koymuşlardır. İşbirliği içinde ortak haince çalışmalar yapmaktadırlar. Osmanlının yıkılmasında etkin olan İttihatçıların uzantıları, soyları hala devrede etkindir, aktiftir. Onlar kendi anlayışlarına düşen görevi yapmaktadırlar. Biz vatanseverlere de panzehiri bulup, uygulamak, gerçekleştirmek düşmektedir.

Zamanında doğru kararlar alıp, ekip olarak uygulamalıyız. Sağlam irade, doğru bilgi ile yararlı işleri yapmalıyız. Her konuda bilgili, en az bir konuda yüksek uzman olmalıyız. Ülkemizi ve dünyayı izlemeliyiz. Lider olmalıyız. Öncü olmalıyız. Kılavuz olmalıyız. Azim, gayret ve inatla, merakla, isteyerek yüksek dinamizm ile çalışmalıyız. Varsıl, zengin olmalıyız. Parasız, pulsuz işler yürümez. Akıllı, zeki, yüksek bilgili olmalıyız. Başaracağımıza inanmalıyız. Bilgi birikimimiz olmalı. Ortak akıl, doğru uzman aklı kullanmalıyız.

Risk alabilmeliyiz. Risk; “zarara uğrama tehlikesidir.” Alacağımız riskler boyumuzu aşmamalı. Her şeyi, işi, görevi akılla, deneyimle, bilgiyle, tedbirli şekilde yapmalıyız. Yatırımlarımız olmalı. Bunun için analiz, sentez, analitik ve bilimsel düşünme, değerlendirme yapmalıyız. Çok kazanacağız diye gidip, ahmakça batağa sağlanmamalı. Hayâlı, yasadışı, boş, hileli işlere girmemeliyiz.

Bugün, ülkemizde milyonlarca insan, parasını, evini, arabasını sahteci sahtekâr üçkâğıtçı dolandırıcılara kaptırmaktadır. Bu borsadır, kripto paradır, kumardır, vaat edilene kanmadır! Akıllı olmalı. Aç göz, doymaz, bilmez, aptal olmamalı. Olup, biten olaylardan, olgulardan ders çıkarmalı, ibret almalı. Bir konuda ailede konuşmadan, bilenlerden öğrenmeden, samimi olanlardan sormadan iş yapmamalı.

Müslüman, aklını, zekâsını; ilim, bilim, sanat, kültür, ortak akıl, teknik, teknoloji, yapay zekâ, iletişim, bilişim, ortak akıl, din- iman ile işlevli kılıp, kullanır. Müslüman az da olsa hata yapar ama sürekli yalan, yanlış içinde inatla debelenip, kalmaz. Sağlam iradesini kullanarak, yalan ve yanlıştan vazgeçer. Pişman olup, bir daha düşmemek için tövbe edip, döner.

Müslüman, Allah’ın emirlerini tutar, Yasakladıklarından sakınır. İslam ahlakı ve muamelatı ile davranır. Allah cc. Boş, zararlı, yararsız, dinine uygun olmayan işlerle uğraşanları sevmez. Müslüman, büyük bir istek, arzu, girişim ile sağlam iradesi, aklı, zekası ile hak yolda hakça hukukça yürümelidir.

Müslüman, güler yüzlü, tatlı dilli, iyi ve yararlı davranışlı, güzel ahlaklı, edepli, hayâ sahibi olmalı. Müslüman, yardım isteyene yardım eder. Kişisel ve kurumsal yardım eder. Merhametlidir. Sevgi, saygı doludur, müşfiktir, yardımseverdir. Hizmet ederdir. Dayanışmayla zor işlerin üstesinden gelir. Müslüman, fitne, fesat- bozukluk- bozgunculuk, nifak- ayrılıkçılık, pislik, kötülük, çirkinlik içinde olmaz, olmamalı. Çünkü bu gibi davranışları Allah cc. Haram kılmış, yasaklamıştır.

Peygamberimiz buyuruyor: “ Kendine yumuşaklık verilen kimseye, dünya ve ahiret iyilikleri verilmiştir.”

Hakiki Müslüman, maddi, manevi anlamda tertemiz olur. Kendi sağlığına özenle, bilgiyle, bilinçle, dikkatle, sağlam iradeyle uyar. Haram, mekruh, pis, kötü, zararlı hiçbir maddeyi içmez, yemez, kullanmaz.

Müslüman, son derece alçak gönüllü, ağır başlı, efendi, kibar, nezaketli, zarafetli, ince, yumuşak, edepli, çok güzel İslam ahlaklıdır. İslam ahlakı; İslam dinin bir bölümüdür. Müslüman, kibirli, büyüklük taslayan, dedikoducu, söz taşıyan, kötülük yapan değildir. Başkalarını sever, saygı duyar. Tutumludur. İsrafçı- savurgan değildir. Savurganlık haramdır. İşini, görevini zamanında, özenle, dikkatle, dayanıklı şekilde en güzel şekilde yapar.

Peygamberimiz buyuruyor: “ Bir kimse, din kardeşinin bir işini yaparsa, binlerce melek o kimse için dua eder. O işi yapmaya giderken, her adımı için bir günahı af edilir. Kendine kıyamette nimetler verilir.”

Hakiki Müslüman, çocuklarına, başkalarına, İslam dinini, ilmi, irfanı, sanatı, mesleği öğretip, iki dünyasının güzel olmasına katkı sunar. Din bilgilerini sapkın, sapık, küfür içinde olan mezheplerden, cemaatlerden, tarikatlardan öğrenip, iki dünyasını perişan etmez. Kur’an ve sünnete bağlı olan, samimi âlimlerden öğrenir. Irkçılık yapandan, Kur’an, peygamber, seçkin sahabe düşmanlığı yapandan samimi Müslüman olmaz. Hatta hiç olmaz. Vatan, millet, ümmet, devlet, bayrak, bağımsızlık, özgürlük, din- iman düşmanlarından hayır gelmez. Kötülük, çirkinlik, hainlik gelir. Bu tiplere karşı birlik beraberlik içinde sağlam durmalı. Önlemli, tedbirli olmalı. Müslüman herkese, Müslüman olsun olmasın, insan olsun olmasın; her varlığa rahatlık verir.

Bir insanın istedikten, azmettikten, gayret ettikten sonra başaramayacağı güzel, iyi, hayırlı iş olmaz. Ebeveynler önce akılla, uslu şekilde, bilimle, din – iman ile hareket etmeli. Önce kendini çok güzel yetiştirmeli. Sonrasında bakabileceği, eğitebileceği, ideal öğretim- eğitim göstereceği kadar çocuk sahibi olmalı. Tavşan, kesi ve diğerleri gibi durmadan doğurmamalı. Kendi, köpek, tavşan da çok doğuruyor ama yavruları daha büyümeden bırakıp, gidiyor. Böyle olmamalı. Bakabilecek kadar çocuk sahibi olmalı. En güzel şekilde iyi, yeterli eğitim- öğretim göstereceğimiz kadar çocuk sahibi olmalı. Çocuklarımızın hayatını zorlaştırmamalı. Perişan, rezil, rüsva, berbat, haram, fecaat etmemeli.

Eğer sorumsuz anne ve baba, çocuklarını iyi yetiştirmemişse; çocuklar, genç olduğunda, açık öğretimde olsun, meslek, sanat öğrenme kursları olsun, mutlaka bir meslek, sanat, zanaat, iş öğrenmek için kurslara gitmeliyiz. Şu anda kursa gidenlere, devlet asgari ücret ödüyor. Sigortasını yapıyor. Hatta iş bulma bile yapıyor. İlgili olmalı. Israrcı olmalı. Meraklı olmalı. İLGİ olmadan, BİLGİ öğrenmek olmamaktadır. Öğrenmenin %80’ini İLGİ oluşturmaktadır. İlgi olmadan, bilgi edinmek, bilgi kazanımı edinmek, mümkün değildir. Sevdirmek, sevmek, sevgiyle davranmak, ödüllendirmek çok önemlidir. Zorla, baskıyla, dayatmayla iş olmaz. Sevdirmeyle, saygıyla, teşvik etmekle, işi pedagojik davranmakla halletmeli. Çocuk, genç psikolojisini, sosyolojisini çok iyi bilip, bu eksende davranmalı.

Çocuklarımızı mutlaka uzmanlardan akıl ve danışma alarak; kız, erkek okutmalıyız. Hayatta iyi, güzel, kolay bir yaşantı geçirmeleri; milli, manevi, dini değerlerimize uygun yaşamaları için en ideal okullarda okutmalıyız. Ülkemizde materyalistlerin egemenliği yüzünden, doğru bir öğretim, eğitim alamayan gençler vardı. Hala materyalistler etkindirler. Onların etkinliği kırılamadı. O materyalist zorbacı eşkıyalar yüzünden kız çocuklarımız okuyamadı. Daha doğrusu din, Müslümanlık hassasiyeti olan kızlar okuyamadı. Başörtüsü yasağı koydular. Yurt dışında okuyanlarda, ülkemizde görev alamadı. Kılık- kıyafet, başörtüsü yasağı ile her çeşit hak, hukuk kısıtlamasını yaptılar. TBMM’ den, Turgut Özal ve Erdoğan döneminde serbestlik çıktıysa da, T.C. Anayasası ve AİHM bu yasağı haklı buldu. Özgürlük karşıtı kararlar verdi. Özgürlükçü yasayı iptal etti.

İmam Hatip Liselerinin önü yasa ile kesildi. A. Mesut Yılmaz başbakanlığında ve Bülent Ecevit Başbakanlığında kısıtlayıcı yasalar çıkardılar. İmam Hatip Okullarında 650 bin öğrenci vardı. 650 İmam hatip vardı. Bu okullarda olan öğrenci sayısı 65 bine düşürüldü. Zira üniversite okumaları engellendi. Üniversiteye giriş sınavlarında 35 puan geriden başlatıldı. Gireceği fakülteler kısıtlandı. İmam Hatipler meslek lisesi konumundadır. Bunlara yasa ile uygulanan düşmanlık yüzünden diğer liselere de öğrenci gitmesi %35’lerde kaldı. Onlarda okudukları lise bölümlerinin fakültesinde okuyamadılar. Tam bir insanlık, Müslümanlık, hak- hukuk çiğneme uygulandı. Bu haksızlık yapanlar, o kadar etkin ve devlette yer tutmuşlardı ki, başörtüsü serbestliği yasası çıkardı, diye Ak Parti Hükümetini de 2007 de Anayasa mahkemesi kapatma davası açtı.

Başörtü mücadelesini her yerde verdik. Bendeniz,  10 yıl Memur- Sen- Eğitim Bir- Sen İlçe temsilciliği yaptım. Kış günü İlçemizin Cumhuriyet Caddesi’nde, 2012 yılında, 3 gün boyunca, 12 bin imza topladım. Memur- Sen sivil itaatsizlik başlattı. 2012 yılı Eylül ayında, öğretmenler, öğrenciler başörtüsü ile okullara, sınıflara girdiler. Bundan sonra başörtülüler; milletvekili, Bakan, müdür, asker, polis, yargıç olmaya başladılar. Aradan 9 yıl geçti. Artık bilim insanı olmaktadırlar.

1980 yılı cunta askeriye darbesinde de başörtülüler, İmam Hatip Okullarında kısıtlama yapıldı. 1997 yılında kurulan ortak- koalisyon Hükümetleri- Bülent Ecevit, A. Mesut Yılmaz döneminde 10 bin başörtülü öğretmen, memurlar görevden atıldı. İslam, Müslüman düşmanlığı yapıldı. İlköğretimi, 8. Sınıfı bitirmeyenler öğrencilerin; camilerde yaz okullarında okuması yasaklandı. Vakıf ve derneklerde bile okutamadık. Şu anda kızlarımız, erkeklerden çok daha başarılıdır. Daha çok okumaktadırlar. Milli Eğitimde %60 oranındadırlar. Sağlık Bakanlığında da daha çokturlar. Sanatkâr, zanaatkâr kadın ustalarımız bile etkindir. Kadınlarımız her işte usta olarak çalışmaktadır. Kendiişlerini yapmaktadırlar. Şu anda 78 İlde 32 bini aşkın kadınımız ustalık yapmaktadır. Oto lastik tamircisi, kaportacılık, telefon tamiri, seramik döşeme, laminat parke işi, beyaz eşya tamiri, servis şoförlüğü, motor kurye, motosiklet, otomobil tamir ustalığı gibi 50 dalda ustalık, işverenlik yapmaktadırlar. Dört ayda kurs alıp, usta olmaktadırlar.

Zaten kadınlarımız yetenekli, becerikli, cesaretli, maharetlidir. Karadeniz kadınları zaten erkek işlerini kendileri yapmaktaydı. Bendenizin yengesi inşaat ustasıdır. Kendi evinin sıvasını, enerji yalıtımını, bağ- bahçe, ev işlerini kendi tek başına yapmaktadır. Kadınları destekleyen hükümetimiz vardır. Boya – badana, sıhhi tesisat, askerlik, polislik derken, pek çok meslekte meziyetlidirler. Maharetlidirler. El tezgâhlarında Anadolu kadını eşi bulunmaz durumdadır. Tarım ve hayvancılıkta harika, harikulade, muhteşemdir. Etkindir. Yetkindir. İşte bu becerikli kadınlarımız Cumhuriyet boyunca 2012 yılına kadar engellendi. Cumhuriyet dediler, halk düşmanlığı yaptılar. Eleştiriyorum, kınıyorum, yeriyorum.

2021 Yılı 1- 2- 3 Aralık günleri ülkemizde Milli Eğitim Şurası toplandı. Bakanlığa, öneri- tavsiye niteliğinde kararlar aldı. 124 maddenin 109 tanesi kabul edildi. En çok onaylanması güç olan madde, gürültü çıkarılan, karşı çıkılan madde; “okul öncesi öğretimde; din, ahlâk ve değerler eğitimi yer almalıdır, maddesine karşı çıkıldı. 44 kişinin ret oyuna rağmen onandı.” Oysa din- iman, güzel ahlak, değerler eğitimi olmadığında; vatan, millet, devlet, bayrak, bağımsızlık, özgürlük, vatan bütünlüğü, milli – manevi, ilmi, insani değerler düşmanlığı yapılıyor. Anarşist, şiddetçi, terörist, hırsız, yolsuz, hortumcu, materyalist sapkın sapık yetişiyor. Ülkemiz 200 yıldır bu sapık hainlerle mücadele verip; kan kaybetmekte, varlığı tehlikeye düşürülmektedir. Bunun ilacı, panzehiri; bu güzelim değerleri yaşam tarzı etmekten geçmektedir.

Ahirete mutlaka ama muhakkak helalinden ve İslam dairesi içinde hazırlanmalıyız.

Ahirette bütün canlılar ve bütün insanlar dirilecektir. Cehennemde kâfirlerden başkası sonsuza dek kalmayacaktır. Cennete, cehenneme uğramadan sadece samimi takva dindar Müslümanlar, Allah’ın rahmeti sayesinde gideceklerdir. Cehennem azabı kâfirlere ve münafıklara sonsuza dek sürecektir. Bunların dışında cehennemde ebedi kimse kalmayacaktır.

                Ayetleri anlamak için aklı yeterli, yetkin, etkin, olgun, gelişmiş akılla kullanmalı. Ayetleri inkâr eden, yersiz bulan, eskide kaldı demek; Müslümanların işi, söylemesi olamaz. Allah cc. Akla hitap ediyor. Akıl erdir, düşün, ders al, ibret al, yetersiz düşünme, buyuruyor. Sapıklaşıp, 72 sapkın grup içinde yer almamak gerekiyor.

Müslüman, zalimin elini öpmez. Müslüman, zalim karşısında eğilmez. Kendini küçük görmez. Zalime tabi olmaz. Adil olan kimsenin elini öpmek uygun olabilir.

Al-i İmran süresi 57. Ve 140. Ayette mealen : “ Allahü Teâlâ, zalimleri sevmez,” buyuruyor.

Peygamberimiz sav. Buyuruyor: “ Zalimin çok yaşamasına dua etmek, Allahü Teâlâ’ya isyan olunmasını istemektir,” buyuruyor.

Peygamberimiz sav. Buyuruyor: “ Münafık ile konuşurken, efendim, demeyiniz.”

Peygamberimiz sav. Buyuruyor: “ Namaz dinin direğidir. Namaz kılan kimse, dinini kuvvetlendirir. Namaz kılmayan elbette dinini yıkar.”

Ankebut Süresi 45. Ayet: “ Doğru kılınan namaz, insani çirkin ve yasak- haram işlerden korur.”

Bizler, Müslüman olarak çok stratejik çalışmalıyız. Plan, program, projeler gerçekleştirmeliyiz. Üreten, yöneten, denetleyen, kontrol eden, yol gösteren, en stratejik ürünler üretip, satan olmalıyız. Dünya genelinde değişen ihtiyaçlar olmaktadır. Bu ihtiyaçları karşılamalıyız. Dünya daha değişken, inovasyon, etkili, yetkin mal üretiyorsa, bizde üretmeliyiz. Geri kalmamalıyız. Dinamizm olmalı. Üretim karma ekonomi sistemi ile yapılmalı. Hem devlet sektörü hem de özel sektör üretmeli. Halk birinin eline kalmamalı. Aysalar yeterli, tam uygulanır olmalı. Kamu ve özel sektör ülkemizde hırsızlık yolu ile olsun, özelleştirmelerle olsun çökertildi, yok edildi! Hırsızdan çaldığı alınmalı. En az 30 yıl mahpus yatmalı. Çünkü 84 milyonun hakkını, hukukunu çiğneyene, bir kişiyi çalmış, dolandırmış gibi muamele etmemeli.

Ülkemizde 2018 yılı Ağustos ayında hortumcu, hırsız kapitalistler yüksek fiyatla mal, eşya sattı. Dövizi yükseltti. Bunu hükumeti ve halkı zor duruma bırakmak için; iç ve dış düşmanların mankudu olarak yaptılar.

Geldik, 2021 yılı Kasım ayına! Yine mal stoklama %300’e varan mal satma, dövizi alıp, piyasada yükselmesini yapıyorlar. Devlet, ceza vermeye kalktığında ancak 100 bin lira ceza yazabiliyor. Bu para 10 bin taneden fazla zincir marketi olanın sadece bir marketin kârı bile olmamaktadır. “Bugün, 06.12.2021 günü Cumhurbaşkanı açıkladı. Bu haramilerin istismarına karşı etkili olacak yeni yasakları çıkaracağız, dedi.” Stok malı alınmalı. Para ve mahpus cezası verilmeli. Komünistin, kapitalistin dini yoktur. Haram, sevap bilmez. Zulmeder. Bunun önüne eğitim- öğretim ve yasalarla geçilmeli.

Ülke, millet, devlet olarak ölçülü, dengeli, doğru, dürüst bir yönetim oluşturamadık. Faiz az olursa, dövizler yükseliyor. Döviz düşük tutulursa, faizler yükseliyor. Allah cc. Ölçülü, dengeli, hassas, akıllı, dosdoğru yolda olun, buyuruyor. Faizin yüksekliği de zarardır. Dövizin yüksekliği de zarardır. Orta yolu, doğru yolu izlemeli. İkisinin yüksekliği de devlete, millete zarar getiriyor. Faiz haramdır. Aksini Müslüman söyleyemez. Ama döviz, altın da yabancı maldır. Alın teri ve emeğimizin başkalarına gitmedir. Sömürüdür. Yabancının güçlenmesidir. Dolar karşılıksız basılmaktadır.

Büyüme odaklı ekonomi politikası oluşturmalı. Biz, 2021 yılında 220 milyar doları geçecek dışarıya satım yapacağız. Ama bunun kârı çok azdır. Sattığımız malın %79’u dışarıdan alınan ham maddedir, ara malıdır. Dışarıdan alıp, şekil verip, üretmekle çok iyi, yüksek kâr edilmez. Hammaddeyi de bizler üretmeliyiz. Bir de “katma değeri çok düşük demode ürünler üretiyoruz.” Yüksek teknolojik, rağbet gören ürünler üretip, satmalıyız. Dışa bağımlılıktan kurtulmalıyız. Yabancıların ve içteki devlet, millet düşmanları bizleri; enflasyonla, hayat pahalılığı ile faiz ile döviz ile berbat etmektedir. Düşmanları azaltıp, dostları çoğaltmalıyız. Ufak işler yüzünden koskoca bir ülkeyi dışlamamalı. İlişkileri kesmemeli. İlişkiyi kestiğimiz Körfez ülkeleri ve diğerleri bizlere çok büyük zararlar vermektedir. Bizde ülke olarak başkalarına zarar veriyoruz. Zalim dünyada kimse adil ve melek değildir.

Yüksek faiz olduğunda yabancılar borsada, bankalarda bizleri soyup, malı- parayı götürmektedir. Yatırıma yapacak olanlar, pek yatırım yapamamaktadır. Üretim yapanlar, girdileri ekleyerek, yüksek fiyatla ürün satmaktadır.

Döviz yükseldiğinde, 500 milyar dolar borcumuz vardır. İşverenlerin borcunun %70’i döviz cinsindendir. Her zaman bu borcumuz lira karşısında; bire bir, bire iki, bire üç hatta daha fazla artmaktadır. Halk tepki vermektedir. Bu yüzden tüm hükümetler yıkılmıştır. Yıkılan bu hükümet olmuş siyasi partilerinin şimdi %1 bile halkta karşılığı yoktur. Bu durumu milletimize- halkımıza anlatan bir devlet bakanı yok! Bir ekonomist yok! Mimar ve mühendislerimiz gibi! Yaptıkları köprüler, binalar rüzgâr esmese bile kendiliğinden yıkılmaktadır. Binaların %80’i sakattır.  Sakat akıldan, sakat işler çıkar! Eksik ve yanlış bilgiden, çürük işler türer! Niyet iyi, duygu güzel, düşünce- fikir bilimsel, ahlak; İslam’ı olmalıdır.

Devlet, hak- hukuk korumada azimli, gayretli, hoşgörüsüz, adil olmalı. Toplumun tümünü zarara uğratanlara karşı tolerans göstermemeli. Aksi halde halk, devletine karşı güvensiz olur. Kapitalist, liberal anlayışlı olanlar doymaz. Karnı doysa bile gözü doymaz. Vampir, öldürücü kene gibidir. Kan emicidir. İnsanları iliklerine kadar emer, sömürür. 2021 yılında bir kez daha milletimiz bunu gördü. Komünistler vatan, millet, devlet, bayrak, milli, manevi çıkar düşünmez. Ülkemizdeki solcular, bu vampir kapitalistleri sömürü konusunda desteklemektedir. Hedef: Hükümet ve millet zarar görsün! Komünistler vahşidir, şiddetçidir, teröristtir, kan dökücüdür. Din- iman, merhamet, sevgi, saygı, şefkat, müşfik anlayışları olmaz. Komünist anlayışta olanlar, faşist, Nazi anlayışta olanlardan dünyada daha çok kan dökmüşlerdir.

Bizler, yaratılışımız gereği, inancımız gereği; merhametli, acıyan, sevgi, saygı duyan, şefkatli, müşfik olmalıyız. Hiç kimsenin hakkına – hukukuna tecavüz etmemeliyiz. İnsanları, hayvanları, bitkileri, ülkemizi, dünyamızı, evreni canımız gibi korumalıyız. Vatanımıza, devletimize, aziz milletimize, bayrağımıza, özgürlüğümüze, bağımsızlığımıza, vatan bütünlüğümüze, milli, manevi, ilmi, insani değerlerimize zerre miktarı asla zarar vermemeliyiz. Allah’ımızın haram- yasak dediklerini yapmamalıyız. Helal, mübah, meşru, suç olmayan davranışlarda bulunmalıyız. Helal beslenmeli, yemeli, içmeli, giymeli, yaşamalıyız. Bu dünyanın ötesi de var. Hiç kimsenin yaptığı zalimlik, zulüm yanında kâr olarak kalmamaktadır. Yüce Allah’ımınız, insanların ve varlıkların bizden memnun olması çok önemlidir. Önemli olan bunu kazanmaktır. Haksızlık yapan iki âlemde zarardadır, ziyandadır, felakettedir, fecaattedir, acı ve ıstıraptadır. Büyük Allah’ımız inşallah bizleri hak yoldan, hakikat yolundan, Kur’ân, sünnet, ilim, irfan yolundan ayırmaz, inşallah. Bizde irademizi bu yolda yürütürüz, inşallah.