Hz. Ömer (ra)'i mümeyyiz kılan en önemli vasıflarından birisi adalet ilkesi konusundaki hassasiyetidir. O, Arap halkını iyi tanıyan veya tahlil eden bir lider özelliği taşır. Henüz biat aldığı zaman mescitte yaptığı konuşmada deve örneğini vererek, deveyi güdenin onu ne tarafa çekerse o yöne gideceğine işaret etmiş ve kendisinin halkı hak yola ileteceğine dair Allah adına söz verip yemin etmiştir.

Eshâb-ı kiramdan Eslem radıyallahü anh şöyle anlatır: Hazret-i Ömer halîfe iken, Medine’de her zamanki âdeti şerefesi üzerine, bir gece şehri dolaşıyordu. Ben de onunla idim. Dolaşırken, şehir kenarında kurulmuş bir çadırda bir kadın ve ağlaşan çocukları gördük. Çadırın önündeki ateşin üzerinde kaynayan bir tencere vardı. Hazret-i Ömer radıyallahü anh kadına hitaben buyurdu ki: Ey hâtun! Bu çocuklar niçin ağlaşırlar Kadın şöyle cevap verdi: Açlıktan efendim. Peki, bu kaynayan tencere nedir? Onun içinde su ve taşlar vardır. Çocukları onunla avutarak uyutmaya çalışıyorum. Bunu duyan Hazret-i Ömer şiddetli bir şekilde ağlamaya başladı ve kadına buyurdu ki: Bize biraz izin verin geleceğiz. Doğruca Beyt-ül-mâl’a (hazine dairesine) gittik. Bir çuvala un, et, yağ, hurma, elbise, para koydu ve bana buyurdu ki: Ey Eslem! Çuvalı kaldırıp sırtıma yükle! Ben de şöyle dedim: Ey müminlerin emiri! Ben sizin hizmetçinizim. Ben götüreyim. Hayır, yâ Eslem! Benim taşımam lâzım. Çünkü kıyamet günü onların hesabı benden sorulacak. Çuvalı yüklendi. Oraya kadar da kendisi götürdü. Eve varınca çuvalı yere koyup, içindekileri çıkarıp, kaynayan tencereyi boşaltıp, içine yağ, un, et koydu ve karıştırdı. Zaman zaman ateşi üfleyerek yanmasını temin etti. Ateşi üflerken, mübarek sakalları arasından dumanların çıktığını gördüm. Yemek pişince, çocuklara yedirdi, içirdi. Nihâyet çocuklar doyup neşelendiler. Sonra Hazret-i Ömer bana buyurdu ki: Şimdi neşelendiklerini gördüm. Gidelim Ya Eslem! Kaynak: Bizim sayfa…