İnsanlara öncelikle ilmi, bilimi, bilgiyi öğretirken; hakkı, hukuku, hakkaniyeti, adaleti, doğruluğu, dürüstlüğü, güzel ahlakı, edebi, hayâyı, İslam dinini, insanlığı da öğretip, benimsetmeli. Kendinin hakkını, hukukunu savunurken, başkalarının da hakkına, hukukuna saygılı davranmayı belletmeli. Hakkı, hakikati tutup, kaldırmayı, benimsetip; ahlak haline getirtmeli. Yeryüzünde sevgiyi, saygıyı, barışı, huzuru, adaleti, iyiliği yaymayı görev ve gaye edinmeli. Hedef; hak istikamet, sıratı müstakim olmalı.

Hak mümin hakiki, bilge, samimi,  takva Müslüman; mallarıyla, canlarıyla, bilgisi ile makamı, mevkisi ile varlığı ile sadece Allah cc. Rızasını kazanmak için azmeder, gayret eder, mücadele eder. Etmezse; sapıklara, sapkınlara, zalimlere kölelik eder!

Mümin, nefsiyle, şeytanla, şeytanlaşmışlarla sürekli, amansız mücadele eder. Kur’ân’a, sünnete, akla, ilme sımsıkı sarılmayanlar; şaşırıp, sapıtır! Şaşırınca, sapıtınca; sapkın olur! Sapkın olunca; hakkın, hakikatin, doğrunun, gerçeğin, ilmin, bilimin karşısında olur! Düşmanlık eder. Her ne sapıklık, sapkınlık görürse, ona sarılır. Benimser. Yanında yer alır. Destekler. Sapıklarla, sapkınlarla, anarşistlerle, teröristlerle, terörizmle, bozguncularla, her türlü azmış, aşırılık içinde olmuşlarla; birlik- beraberlik içinde olur. Artık pusulayı kaybetmiştir! Rüzgâr nereden eserse, sürüklenir. Bu azgın sapkınların, tüm yapısı kirlenmiş, virüsleşmiş, pislenmiştir. İlaç da yararlı olmaz! Beden, vücut, beyin, kalp, ruh, genler artık virüsler, bakteriler, mikroplar, pislikler tarafından işgal edilip, tahrip olmuştur!

Bu hastalıklı fikirlerle, beyinsizlerle, kalpsızlarla uğraşma yerine; daha kirletilmemişleri kurtarmayı hedef edinmeli. Bu sapkınlar, insanlığı mahvetmekte, yok etmektedir. İnsanlığı kurtarmak için planlı, programlı, projeli çalışmalar yapmalı. İnsanlığı, varlığı bu zalim, sapık, sapkınların elinden kurtarmayı hedeflemeli. Gerçek ilim ve gerçek İslam ilimlerini; beyne, kalbe, genlere, ruha işlemekle, nakşetmekle olur. Bir bütünlük içinde örgütlü çalışmalar yapmalı. Birey, aile, toplum, devlet, ülke yönetimleri işbirliği içinde çalışmalı.

Amaç; insanlığı İslam ile ilimle kurtarma olmalı. İki dünyasını huzurlu, mutlu, rahat, kolay, barış içinde kurtuluşa erdirmeli. Bunu İslam ilimlerini ve insanlık ilimlerini okumakla, çalışmakla, yapmak kolaydır. Eğer bir millet, ümmet; gelişmiş, kalkınmış, yükselmiş, varlıklı olursa, hak yola girdiğinde, aşamayacağı zorluk olmaz.

“29.11.1997 günü Karamürsel İlçesi’nde bir vâkıfın konferansına gitmiştim. Konferansı Profesör Dr. Yunus Vehbi Yavuz vermişti. Konferansta not tutmuştum. Şöyle anlatımlar yapılmıştı:

“ İbadet; abdiyet, ubudiyet, kulluk etme, itaat etme, boyun eğme gibi anlamlara gelmektedir. Kulluk edene ; “abd” denir. Söz, düşünce ve davranışlarla sadece âlemlerin Rabbi olan Yüce Allah’a ibadet edilir. Allah’ın rızasını kazanmak için gayret edilir. Kur’ân’da “abid” insan iki türlüdür. Abid insan; kendine, başkalarına, topluma, varlıklara yararı, iyiliği olan insandır. Allah’ın emir ve yasaklarına uyan insandır.

İnsan, yaptığı işleri, görevi ibadet maksadı ile yapmalıdır. İşleri karşısında çıkar- menfaat beklememeli. Kul ile Allah arasında en önemli fark; kulun Allah’a ibadet etmesidir.

İnsanların, İslam karşıtı çalışmaları, insanların özgürlüğü gereğidir. İnsanlar hayırda ve şerde kendi iradelerini kullanma özgürlüğüne sahiptir. Sapkınlar; hakkı, hakikati, doğru ve gerçekleri inkâr ederler. Bu onların anlamak istemeyişlerinden, hak yola girmeyişlerindendir.  Hak ile batıl; açık, net, belirgin olarak Kur’ân ile birbirinden ayrılmıştır. Doğru işletilen akıl, zekâ, bunu fark eder. Asi olan, inkâr eden, hakkı, hakikati kabul etmeyenler; kendi iradeleri ile kendi özgürlükleri ile kabul etmemektedirler. “Hatta sapkınlar, hak ve hakikati görünce, kudurmuş hayvana dönerler! Daha da sapıtır, sapkınlaşırlar.” Herkes yaptıklarından ve yapmadıklarından sorumludur. “Sınava çalışanlar başarır. Çalışmayanlar veya inadına sınava girmeyenler, kaybederler!”

Kur’ân; hak ile batılı kesin çizgilerle birbirinden ayırmıştır.

Hakka, hakikate karşı koymak, ubudiyet değil beşeridir. İnsanın kendi isteği ile ölçüsüz, dengesiz, akılsızca, anormal, ölçüsüz, dengesiz, fevri davranışıdır.

Kur’ân ve peygamberimiz ve de peygamberlerin hepsi; insanları, Allah’a kulluğa çağırır. İnsanlara, varlıklara iyilik etmeye çağırır.

Allah’a ibadet etmeyen, kulluk etmeyen birey, yaratılışı ile doğası ile çatışır! İsyan eder, hakkı hakikati inkâr eder, sapkın ve sapık olur.

İnsan için huzur ve mutluluk; Allah’ın emirlerini tutup, yasakladıklarından sakınmakla olmaktadır. Allah’ın emir ve yasaklarını öğrenip, ona göre yaşantımıza yön vermeli. Yaratılış gayemizi öğrenip, yaşamalı.

Yöneticiler ve yönetilenler birbiri ile çelişmemeli. Halkın hak olan inancına savaş açmamalı. Bugün, dünyada iyi, güzel, doğru, dürüst, adil, hakça yöneten yönetici bulmak, yok gibidir. Ya da yarım yamalak işler yapmaktadırlar. Doğru, dürüst işler yapmaktadırlar. Oysa âlimler, bilginler, bilim adamları, yöneticiler; halkı düzeltmekle, iyileştirmekle görevlidirler.

Kur’ân’a ters düşen düşünce ve uygulamaları kabul etmemeli. Saygıda göstermemeli. Bugün, toplumu sapıttırmak için tüm sapkınlar; etkili, yetkili kişiler, işbirliği içinde, örgütlü çalışmaktadır. Bunu bilmeli. Olayların bilincinde olmalı.

İbadetin hedefi; Allah’a ortak koşmamaktır. Allah’ın dininden başka referanslar, uyulacak sapık, sapkın felsefi, beşeri görüşler, doktrinler, ideolojiler edinmemektir. Dün olduğu gibi bugünde, yarında Allah’ın dinini bırakıp; sapkınlara uyanlar, sapıkların ardına takılanlar oldu, oluyor, olacaktır.

(Diyanet Başkanı’nın 24.04.2020 Cuma günü camide okuduğu hutbede ; “Eşcinselliğin, LGBTİQ ( lezbiyen, gay (gey), biseksüel, transseksüel, enses) ve diğer cinsel sapıklıkların, ayetlerle yasaklandığı, ayetleri okudu. Buna Ankara, İzmir Baroları ve CHP üst yöneticileri, bazı medyatik kişiler karşı açıklamalarda ve de dini suçlamada bulundular!”  Oysa LGBTİQ; emperyalizmin, Siyonizm’in, masonluğun, şer güçlerin; insanları telef etmek, sapıttırmak, saptırmak, perişan ettirmek için küresel boyutta desteklediği cinsel ahlaksız sapkınlıktır. Bozuk felsefi görüşler ve sapkın ideolojilerin ürünleridir. Hepsi aynı ve benzer şer merkezlerden yürütülmektedir.)

Okuduğu hutbede ilgili paragrafın ilgili bölümünü aynen alıyorum: “ Ey İnsanlar! İslam, zinayı en büyük günahlardan kabul ediyor. Lutiliği, eşcinselliği lanetliyor. Bunun hikmeti; hastalıkları beraberinde getirmesi ve nesli çürütmesidir. Her yıl yüz binlerce insan gayrimeşru ve nikâhsız olan, büyük haramın sebep olduğu HIV (AIDS) virüsüne maruz kalıyor. Geliniz bu gibi kötülüklerden korunmak için mücadele edelim.”

Diyanet Başkanın bu hutbedeki sözleri, LGBTİ, sivil toplum örgütleri, barolar, siyasetçiler, bazı sapkın, sapık solcu yazarların sert tepkisine neden oluyor. Başkana dava açılıyor!

28.04.2020 günü YPJ/ PKK terör örgütü, Suriye’nin Afrin İlçesi’nde akaryakıt tankerini, çarşının en kalabalık yerinde patlattı! 11 kişisi çocuk, 44 ölü, 48 de yaralı oldu! Olayı yapan PKK/ YPJ teröristleri yakalandı. Bu, PKK/ YPG terör örgütünün, bu İlçede yaptığı onlarca terör örgütünden sadece biri bu oldu. Diğer bomba patlatmalarında da 19 kişi, 24 kişi ve daha çok kişi can vermişti! Afrin İlçesi, Türkiye tarafından güvenliği sağlanan İlçedir.

PKK ve diğer kolları, ABD ile birlikte, Suriye’nin %35 yüzölçümlü toprağında, kendilerine itaat etmeyen, milyonlarca; Kürt, Türk, Arap, Ezidi, Süryani; herkesi, bölgesinden sürdü. Türkiye’ye, Irak’a ve diğer pek çok ülkeye göçtüler! Malum çevrelerden ses, seda yok! Çünkü malum çevre; sapkınlarla, zalimlerle, katillerle, katliamcılarla birlikte hareket etmektedirler.

İnsan, fıtraten doğru, akıllı, zeki, gelişebilen, iyiyi kabule daha yakın olan, günahsız varlık olarak yaratılmıştır. Vahiy, aklı doğu yola götürür. Sapıtmasını, sapkınlaşmasını önler. Vahiyden ayrılınca; her pisliği, kirliliği; bal, yağ diye yemeye başlar! Bakteri, virüs, mikrop olup, her varlığa zararı olur!

Vahiy ve peygamberler, insanı sapıklıktan korur. İnsan, İslam dininin kutsal saydığı, Kur’ân’ın hak dediği, peygamberimizin yap diye anlattıklarını; hak, hakikat kabul etmeli. Felsefi bozuk anlayışları, yanlış olan ideolojileri; sapkınlık olarak kabul etmeli. Allah’ın dinine sımsıkı sarılmalı. Allah’ın dini dışında ki; zıt, ters, karşıt görüşleri, fikirleri, düşünceleri; batıl, küfür, sapkınlık olarak kabul etmeli. Kurtuluş sadece Allah’ın dinini harfiyen yaşamaktadır.”

İnsanlara hakkı, hukuku öğretirken, güzel iletişim kurmayı, güzel ve etkili konuşmayı, yazmayı da öğretmeli. Her gün yararlı, ilmi eserler okutmalı. Anlatımlar yapmalı. Yaygın, uzaktan eğitimi iletişim ve bilişim araçlarından gerçekleştirmeli. İnsanlara kibar, nezaketli, centilmen, zarafetli, efendi davranmayı benimsetmeli. Her gün yeniden yeniletmeli. İyiliği, ibadet kabul ettirmeli. Sapıklıktan, batıldan, küfürden uzaklaştırmalı. Fikir üretmeli. Her gün yeni bilgiler aktarmalı. Kur’ân ve sünnet, bilim ve sanat merkezli öğretim, eğitim yapmalı. Olgun insan yetiştirmeli. Anarşist, şiddetçi, terörist, sapık yetiştirmemeli. Bugün dünya bunları planlı, tasarımlı, projeli yetiştirmektedir. Bunlar annesinden doğan temiz çocuklardı.

Hiçbir ebeveyn, çocuklarının, aile halkının, akrabalarının; TGBTİQ ve de terörist olmasını istemez. Ama görüldüğü gibi hakka, hakikate karşıt olmak için bu projenin parçası olan milyonlarca sapkın insan var. İşte bunların beyinlerini, kalplerini kirletmeden, kazanmalı.

İyi dille, iyi sözlerle, güzel üslupla öğretim, eğitim yapmalı. Onurlu, güzel insanlar yetiştirmeli. Bu sapkınlar bir virüs gibi küresel boyutta, pandemi şeklinde yayılmaktadır. Bunun önüne ilmi insan yetiştirme ile geçilmeli. Hem cinsel sapıklığı, hem de hakka, hakikate kin, nefreti yok etmeli. Müminler hakkı, hakikati gerçekten tüm güçleri ile öğretseler, bu sapıkların zalimliği dünyada ses bulmaz. Olumsuz, negatif, sapkın insanları dönüştüremezsek de, onarlın saflarına yenilerini katmamak gerekir.

İnsan hem bilgili hem de girişimci olmalı. Pasif, edilgen olmamalı. Öğretime, eğitime bebeklikten başlamalı. Korku, kaygı oluşturmadan; sevgi, saygı içinde insan yetiştirmeli. Kapsayıcı öğrenme sağlanmalı. Yaygın ve kuşatıcı eğitim yapmalı. Pedagojik öğretim, eğitim yapmalı. İnsan yetiştirmesini bilmeli. Her konuda insanlar en güzel şekilde yetiştirilmeli. Şer, onursuz, zalim kişiler; insanı doğasına zıt şekilde yetiştiriyor da; mümin, insanı doğasına uygun yetiştiremiyorsa, bir zayıflık, acizlik, zaaf var demektir.

İnsan önce kendini iyi yetiştirmeli. Sonra başkalarını iyi, güzel yetiştirmeye başlamalı. İyi bir din eğitimi, pozitif eğitim, öğretim alırsa, hep birlikte başaramayacağı güzellikler olmaz. Güzelliğin olmadığı yerde dikenlikler ve zararlı yaratıklar türer! Kötülüklerin olması hep sapkın kişilerin türettikleri değil; sessiz, pasif, edilgen insanlarında yetkinsizliğidir.