Haktan, hukuktan, doğruluktan, dürüstlükten, düzgünlükten, elif gibi olmaktan, adaletten, hakkaniyetten, İslam ahlâkından, edepten, hayâdan, ilimden, irfandan, dinden- imandan ayrılıp; fitneye, fesada, nifaka, kötülüğe, çirkinliğe, yalana, yanlışa düşmeyiniz. Allah’ın dinine ve peygamberinin sünnetine sımsıkı sarılınız. İlim, irfan, bilim, sanat, kültür, meslek ile onurluca yaşayınız.

Hak, doğru olandır. Haktan, hukuktan, hakkaniyetten, gerçekten ayrılmayınız. Hak; Allah’ın adından ve sıfatından biridir. Allah’ın dinine, gerçeğine ulaşmadır. Hak etmedir. Doğru anlamındadır. Hakkı bilen, gerçeği bilir. Gerçeğe ulaşır. Mümin ve Müslüman; hak ve hakikat; doğru ve gerçek sahibi olur.

Hak ve hakikat sahibi olan kişi; fitneye düşmez. Yanı geçimsizlik, karışıklık, kargaşa, ara bozumu, fücur, fitneci, insanların arasını bozan, olmaz. Allah cc. Buyuruyor: “Fitne, katillikten daha kötüdür.”

Fesat; bozukluk, ortalığı birbirine karıştırmak, huzursuzluk, bozukluk, işlemez oluşturma,           ara bozuculuk, durumun karıştırılması, karışıklık, kargaşalık, her şeyi fenaya alma, kötüye yorucu, arabozucu, karıştırıcı gibi anlamlara gelmektedir.

Fitne; arabozucu, ara açma, anlaşmazlık, geçimsizlik anlamlarına gelmektedir. Görüldüğü gibi bu üç ayrı sözcük de benzer anlamlara gelmektedir. İşte gerçek, doğru, dürüst Müslüman fitne, fesat, nifakçı olmaz.

Bakara Süresi 217. Ayet: “ Fitne çıkarmak, insan öldürmekten daha kötüdür.”

Rad Süresi 25. Ayet: “ Yeryüzünde fitne, fesat çıkaranlara lanet olsun.”

Hadisi şerif: “ Fitneden sakının! Söz ile çıkarılan fitne, kılıç ile çıkarılan fitne gibidir.”

Hak bir mümin, hakiki bir Müslüman; tefrikacı, ayrımcı, bölücü, ayırmacı, ayırgan, bölüntücü olmaz. İnsanlar arasında cemaatçilik, tarikatçılık, mezhepçilik, ekolculuk, felsefi ayrımcılık, ideolojik ayrımcılık, sapkın felsefi görüşlülük, bozuk ideolojik görüş sahibi olup; insanlar arasında ayrımcılık, adaletsizlik, eşitsizlik, haksızlık yapmaz. İnsanlar arasında hiçbir şekilde ayrımcılık, adaletsizlik yapmaz.

Müslüman, yalan söylemez, iftira etmez. Doğru ve gerçekleri yalanlayan, doğru ve gerçeği çarpıtan, üzerini örten kişiden Müslüman olmaz. Başkasına iftira atan kişi çok kötü bir kişiliğe sahip olur. Müslüman olmamanın başlıca nedeni; doğru ve gerçekleri inkâr etmeleri, doğru ve dürüst insanlara iftira atmalarındandır. Yalan ve iftira söyleyenler, yalan ve iftirayı alışkanlık yapanlar, her kötülüğü yapmaya başlar. Yalan, iftira insanlara yanlış yapma, kötülük yapma, haram işleme, günah yapma yaptırır. Suç işler! Kendi yaşantısını, ailesinin düzenini, sevenleri üzer, mahveder!

Âlemlerin Rabbi Yüce Allah cc. Tüm varlıkları, insanı hiç yoktan yarattı. Bu varlıkların düzenli, sistemli, intizamlı, nizamlı, doğru, olumlu, iyi, güzel işlemeleri içinde; akıl, zekâ, ilim, Kur’ân, peygamber verdi. Merhameti, cihadı, birleşmeyi, doğruluğu, dürüstlüğü, adaleti, eşitliği, onuru, yeniliği, değişimi, öğrenmeyi, ibadeti yapmayı emretti. Güzel ve yüksek ahlak sahibi olmayı, dine uyarak, bu güzel ahlakı sağlamayı, Allah’a yönelmeyi, iman ve İslam’ı yaşamayı buyurdu. İslam ilke ve kuralları içinde; ilimle, sağduyu ile mantıkla, makul yaşanmasını istedi. İslam değerleri evrenseldir. Irk, yerellik, belgeselcilik, ayrımcılık yapmaz. Zalimliği reddeder. Yetimi, güçsüzü, sömürüyü, sömürgeleştirmeyi, kulu kal olmayı yasaklar. Sözünde durmayı, herkese yardım etmeyi ister. Akıl, can, mal, nesil, iffet korunmasını emreder.

İslam, İslam dışı her olumsuzluğu, kötülüğü, çirkinliği, yalanı, yanlışı, felaketi, fecaati, pisliği, rezilliği, arsızlığı, edepsizliği, ahlaksızlığı, anarşiyi, şiddeti, terörü, katilliği, haram işlemeyi, suç işlemeyi haddi aşmayı reddeder. Kötü zannı, kibiri, hırsızlığı, yolsuzluğu, hortumculuğu, haksızlığı, aşırıcılığı, gericiliği, sapık felsefi görüşleri, sapkın ideolojik görüşleri, bozuk inanışları reddeder. Her iş de, çalışmada, görevde; yalan, yanlış, haksızlık yapılmasını yasaklar. İslam’ın 5 temel ibadetini peygamberimiz gibi yapılmasını ister. Peygambere sav. Uy, der. Dine, imana saygıyı, sevgiyi ister. Ahirete iman ister ve hazırlık ister. İyilik yapılmasını emreder. Kötülük yapılmasının engellenmesini emreder. Tüm hal ve hareketlerde; aklı, zekâyı, doğru düşünmeyi, ilmi, irfanı, dini- imanı işletmeyi emreder. Bilmiyorsan, bilene sor, öğren, der. İslam dini, Kur’an bir bütündür. Bütünüyle yaşanılması emredilmektedir.

                Müslüman, akılı, zeki, öngörülü, bilgili, bilinçli, haram işlemeyen harika ve harikulade insandır. İsraf etmez, savurganlık yapmaz. Bugün ülkemizde ve dünyada israf- savurganlık had safhadadır. Pek çok ülke üretilenin %35’den fazlasını israf etmekte, heba etmektedir. Bu sebze ve meyvede taşımacılıkta ve satışta, kullanmada soğuk zincir oluşturulamadığından olmaktadır. Sebze ve meyve daha çok yaz aylarında, sıcak mevsimlerde çok olmaktadır. Güneşin altında 40- 50- 60 santigrat derecede sebze meyve taşınmaz. Satılmaz. Tezgâhta bulundurulmaz. Bozulur, telef olur, heba olur.

                Ülkemizde de balık olsun, sebze ve meyve olsun, soğuk zincir olmadan taşınıp, satılmaktadır. 2019 yılı sonunda soğuk zincire geçilecek dendi ama yapılamadı. Çünkü esnaf bunu yapacak maddi durumda değildir. Devlet bu iş için 750 bin lira veriyor ama yapılması çok zaman alacak, diye düşünüyorum. Bu sadece sıcaktan korumak için yapılmamalı. Soğuktan, dondan korunmak içinde yapılmalıdır.

                2007 yılında Küresel ekonomik kriz oldu. Tam bu geçmek üzereyken, 2020 yılı başında Kovid 19 pandemi salgın hastalığı başladı. Üretimde aksamalar oldu. Dünya piyasalarında gıda dâhil her türlü malın, eşyanın fiyatı yükseldi. Fabrikaların bazıları çalışamadı. Devlet, işçilerin ücretini, aylığını yarım olarak ödedi. Bugün 08.10.2021 günüdür. Pandeminin ekonomik durgunluğu azaldı. Fabrikalar çalışıyor. Üretim devam ediyor.

Ülkemizde her yıl 26 milyon ton gıda çöpe gidiyor! Dünyanın en fakir ülkeleri bile israfta başı çekiyor. Fakir ülke dediğimizde hep açlar akla gelmemeli. Her ülkenin zengini bulunmaktadır. 2021 yılında dünya doğal felaketler yaşıyor. Seller, su baskınları, kasırga, hortum, sıcaklık, kuraklık, her türlü doğal felaket olmaktadır. Bunlar, insanların dünyanın düzenini bozmasındadır. Doğallık yok oldu. Felaketler acı içinde yaşanmaya başladı. Ülkemizde sadece Karadeniz Bölgesi hemen her hafta sellerle boğuşurken, diğer bölgelerimiz de kuraklık vardır. Ülkemizin 20 büyük ırmağından, 20 büyük gölünden bile tamamen kuruyanlar vardır! Dünyayı, denizleri, akarsuları, atmosferi mahvettiler. Kentilyonlarca canlı yok oldu, olmaktadır. 1960 yılından beri nesli yok olan hayvanlar, bitkiler bulunmaktadır. Bunların hayvan olarak sayısı 1,000 ( bin) çeşidi geçmektedir. Yanı yeni nesil şu an itibarıyla bin tane hayvan çeşidini görüp, tanıyamayacaktır.

Artık gıda, besin, enerji pahalanıyor. Bu durum fakir ülke insanlarını çok fazla olumsuz etkileyecek! Zaten fakir ülkelerde aşırı nüfus artışı vardır. Pek çoğu hastalık ve beslenememe yüzünden ölçek! Bazı ülkeler hayvan üretimi azaltıyor ki, çevre kirlenmesin. Fosil yakacaklar, 2015 Paris İklim Anlaşması gereği önlemler alınacak. Ülkemizde bu yasaya uyma kanunları bu hafta TBMM’den geçti. Ama en çok kirletenler, sanayileşmiş ülkeler ve fakir olan ülkelerdir. Sobalarda, evlerde, fabrikalarda kömür yakmaktadırlar. Elektriği kömürle, termik santrallerle üretmektedirler. Bacalardan sanayide felaket kapkara dumanlar çıkmaktadır.

 Çok üretmemeli. Üretip de israf etmemeli. Kaynakları tüketmemeli. Bu dünya geçmiş atalarımızdan bize miras, gelecek nesillerden bizlere emanettir. Har vurup, savurmamalı. Moda diye, çok alabiliyoruz, diye israf etmemeli. Ülkemizde her yıl 7 (yedi) milyon ekmek çöpe atılmaktadır. Her üretilen, çok masraflı, zorluklarla, kaynaklar harcanarak üretilmektedir. Ülkemizde her yıl 215 milyar liralık gıda israf olmaktadır. Ya diğer eşyalar! 20 milyar metreküp su boşa akıyor. 50 milyar dolarlık yanı 450 milyar liralık enerji dışarıdan alıyoruz. 10 milyar dolarını israf ediyoruz. Ev eşyalarımızı eskidi, modası geçti, diye atıyoruz. Atılan eşyaların ancak %20 kadarı geri dönüşüme gidiyor. Bazı ülkelerde geri dönüşüm üretimi hiç yoktur.

Gıdaların %52’si bozulduğundan atılıyor. Bu oranı şöyle taksim ediyorlar: %30’u kullanılamadığından atılıyor. %7’si taze besin alma nedeniyle eskisini atılıyor. %6’si fazla alındığından atılıyor. %5’i saklama olanağı olmadığından, bozulup, atılıyor. Herkesin buzdolabı yoktur. Dünyanın 3 milyar insanı yoksul, 2 milyar insanı fakir, 1 milyar insanı da açtır. Bu israf, savurganlık haramdır, günahtır, nankörlüktür, hakkı- hakikati bilmezliktir. Ülkemizde sebze ve meyvelerin %35’i telef olmaktadır! Öte yandan da hiç ulaşamayanlar vardır!

Bizler kendi evimizde hiç israf etmiyoruz. Her aldığımızı yerli yerinde kullanmaya azmediyoruz. Fazla almıyoruz. Kullanabileceğimiz kadar alıyoruz. Hele 1980 yıllarına kadar hiç çöp üretmiyorduk. O zaman poşet, naylon üretimi yoktu. Gıdalar bez torba ile alınırdı. Naylon poşet üretimi hiç yoktu. Sadece sıvı ve katı margarin yağlar teneke ile alınırdı. Tenekeyi de köyde kullanırdık. Kâğıt çıkarsa, yakardık. Zaten iklimde 1970- 1980 yıllarında bozulmaya başladı. İnsanlar dünyanın ve bitkilerin aslını, düzenini bozdu. Genleri ile oynadı! Çok çöp üretti. Kara, deniz, hava kirletildi. Bunun acısını hayatı ile ödeyeceğe benziyor!

Milli, manevi, dini, ilmi, insani, kültürel, sanatsal değerlerimize sahip çıkmalıyız. Bayrağımız göndere atalarımız tarafından çekildi. Onun atalarımızın torunları indirmez. Ezanı susturmaz. Vatanı satmaz, vermez, böldürmez. Çevre kirliliği yapmaz. Ozan tabakasını, atmosferi kirletmez. Küresel ısınmaya, iklim değişikliğine neden olan olayları, olguları yapmaz. Çevrenin bozulmasına, bitkilerin, hayvanların genleri ile oynanmasına fırsat vermez. Yüksek nüfus artışı ve göç nedeniyle toplum ve devlet düzenini bozmaz. Madencilik, tarımı, hayvancılığı bilinçli yapar. Artan aşırı ve israfçı tüketimi önler. Kaçak, haram ve suç olan işlerde bulunmaz. Avlanmayı aşırı yapmaz. Nesilleri yok etmez. Varlıkları korur, gözetir. Sıfır atık ile yaşar. Doğayı, çevreyi, dünyayı, atmosferi kirletmez. Zamanı, ömrü boş ve zararlı, kötü, çirkin işlerde yok etmez. İnsan haklarına, akraba, kardeş, anne ve baba, komşu haklarına özenle dikkat eder. Şerefsizlik yapmaz.

Müslüman, kendini en iyi şekilde yetiştirmiş olur. Donanımlıdır. Yeteneklidir. Beceriklidir. Çalışkandır. Maharetli, meziyetli, üstün ahlaklı, yılmayan, uzanmayan, pes etmeyendir. Mesleğini en iyi şekilde icra eder.

 Bugünlerde resmi sayıya göre, ülkemizde 3 milyon 900 bin işsiz insan vardır. Söylenenlere göre bundan çok daha fazladır. Ülkemizde 7 ( yedi)milyon sığınmacı göçmen vardır. Ama iş insanları, işçi bulamıyoruz, diyorlar. Hükumet yasa çıkarsın. Dışarıdan geçici işçi getirsin, diyorlar! Sakin, hükümet böyle bir şey yapmamalı. İhtiyaç varsa; devlet, işveren işbirliği ile biz yetiştirmeliyiz.

 İş beğenmeyenler, ücreti az bulanlar, okumuşun; ben amir, memur, müdür, başkan olacağım, diyenler çok fazladır. Beyaz gömlek, takım elbise, döner koltuk arayanlar çoktur. Bu ülkede 26 milyon öğrenci var. 8 milyon öğrenci üniversite okuyor. Herkes döner koltuğa oturup, sabahtan akşama kadar dönüp, durursa, bu devletin, milletin hizmetini, işini kim yapacak? Devlet, işini kurana 100 bin lira hibe yardım yapıyor. Hem de kamu işi arıyorlar! Çalmak çok, hile çok, sahtecilik, dolandırıcılık çok birde üstüne üstlük çalışmamak var! 2003 yılına kadar bu devletin hiçbir kurumu, kuruluşu, işletmesi, fabrikası bir lira bile kar etmemiştir. Bu da böyle biline!

Müslüman, sadece ülkesini, milletini, devletini korumakla yükümlü değildir. Dünyayı, evreni korumakla görevlidir. İnsanlığı kurtarmakla sorumludur. Hiçbir varlığa, canlıya, hayvana, bitkiye, doğaya, çevreye zarar veremez. Haklarını çiğneyemez. Zalimlik edemez. Haksızlık yapamaz. Kul hakkına giremez. Her işi İslam dairesi içinde insanca, akıllıca, zekice, sağduyuyla, mantıkla, makul yapmalı. Diğerkâm davranmalı. Her canlıyı korumalı. Dilsiz Allah cc. Kullarına ve canım bitkilere sahip çıkmalı. İnsanları koruyup gözetmeli. Allah’ın emirlerini tutmalı. Yasakladıklarından kaçınmalı,  sakınmalı. İyilikleri, yardımları, hizmetleri artırmalı. Kötülükleri, çirkinlikleri, yalanları, yanlışları, zararlıları azaltıp, etkisiz kılmalı.