Allah cc. Akla hitap ediyor. Akıllı olan insanları muhatap alıyor. Hak din İslam’dan; akıllı insanları sorumlu, yükümlü tutuyor. Aklı işletmeyenlerin başına; pislik, dert, bela, musibet yağar, buyuruyor. Aklı ve İslâm aklını asla terk etme! Makul, mantıklı, sağduyulu, uslu, akıllı hareket ede! Allah’ı bil, kabul ede ve dosdoğru yolda ol. Kur’ân’ın müjdelediği; salih - iyi, güzel, yararlı, elverişli amel işleyen, ödüllendirilecek olan, hak mümin ve hakiki samimi Müslüman ol. Aklını en iyi şekilde çalıştır. İlme ve vahye uyarak, yaşamaya azimle, gayretle çalış.  İlkeli, sağlam iradeli olarak yaşamını en güzel şekilde onurunla yaşa!

Kişisel ve maddi çıkar için hak yol İslam dininden sapma! Gücü olana köle, mankut olma! Anarşiden, şiddetten, terörden, saldırganlıktan, sapkınlıktan, haramdan, şüphelilerden uzak dur. İyi, güzel, yararlı, değerli, önemli, hayırlı işler yap. Dini değerlere uygun yaşamaya azimle gayret ede! Şeffaf ol!

İman ve İslam şartlarına akılla, ilimle uyarak, yaşama azmini sürdür. İnsan hak ve sorumluluklarını eksiksiz yerine getir. Her zaman ve her koşulda hak yolda yaşantın olsun. Felsefi, beşeri, sapkınlık, sapıklık içine düşme! Düşmüş isen; tövbe edip, terk ede! Doğru ve gerçeklerden uzaklaşma!

Kur’an’ı Kerim’de 228 yerde “ hak” sözcüğü- kelimesi geçmektedir. Hak, İlahi bir kavramdır. Dini bir deyimdir. Batılın, küfrün karşıtı bir değerdir. Hak, çok anlamlı, önemli, değerli, farklı bir kavramdır. Çok iyi ve dosdoğru kavranmalıdır. Hak; adalet, doğruluk, hukuk, gerçeğe uygunluk, doğruluk, pay, ücret, doğru ilahi yol, hak kazanmak, yerini bulma, haksızlığın, zulmün karşıtlığı, kutsal gibi birçok anlama gelmektedir. Allah’ın adlarından biride; Hak, Hakk’tır. Hâk; toprak anlamına da gelmektedir. Kur’ân- ı Kerim’de Hakkan sözcüğü de 17 yerde geçmektedir. Hakkan; vacip, gerçek, borç, yükümlülük anlamlarına gelmektedir.

Allah cc. Hürriyet, özgürlük, eşitlik, adalet, adil olma, yargılama, işkence, sığınma, ekonomik mülkiyet, işçi hak ve ödevleri, din hürriyeti, inanç ve fikir- düşünce hürriyeti, danışma konusunda hak ve hukuk tanınmasını emretmiş. Anne, baba, Allah cc. İnsan, canlı, varlık, toplum, yetim hakları konularında dinde gereken emirleri buyurmuştur.

Allah cc. Neyi, nasıl, niçin, neden, kimlerin yapacağını açıkça anlatmış, emretmiştir. Nelerin, kimler tarafından yapılmaması gerektiğini de açıklamıştır. Biz bu emir ve yasaklara ne ölçüde uyarsak, o kadar başarılı oluruz. Ne kadar uymazsak, o kadar başarısız, huzursuz, mutsuz oluruz. Dünyadaki, olayları, olguları; dikkatle, özenle, not ederek, lütfen izleyiniz. Neyin, niçin, neden yapıldığını anlayabilirsiniz. İslam dini, akılla, bilimle yaşanmadığından; tüm dehşet veren vahşetler, barbarlıklar, canavarlıklar, hayvanilikler olmaktadır. Ne mutlu anlayanlara! Ne mutlu hakça hakikatçe samimiyetle dosdoğru yaşayanlara!

Her şeyden önce sağlam, sağlam, dayanıklı, sağlıklı imanlı, inançlı, itikatlı, akaitle olmalı. Elhamdülillah, ben hak mümin hakiki samimi imanlıyım, demeli. İman etmenin ve İslam, Müslüman olmanın gereklerini yerine getirmeli. İman etmeli ve imanı korumalı. Her koşul, zaman, durumda korumalı. Bunun için sağlam ve sağlıklı iman sahibi olmalı. İmanı ibadetlerle, iyiliklerle güçlendirmeli. Her haram, günah imanı zayıflatır. Her farz, sünnet ibadet ve iyilik etmeler imanı güçlendirir, kuvvetlendirir.

Peygamberimiz Hazreti Muhammed Mustafa sav. Hazretleri imanın şubelerinden- aşamalarından söz etti. Altı hadis kitabının beş tanesinde; imanın şubelerin 70 tane olduğu, bazılarında ise 60 tane olduğu yazılmaktadır. İman, 60 küsur, bazılarında da, daha çoğunda da 70 küsur tane olduğu açıklanmaktadır.

Müslüman, aşırılık veya gerilik, ifrat ve tefrit içinde bulunmaz. Dosdoğru orta yolda bulunur. Fatiha Süresini çok iyi anlar. İslam dinini doğru anlayıp, yaşar.

İbadetlerin en faziletlisi, önemlisi, kıymetlisi; haramlardan- yasaklananlardan sakınmaktır. Haram işlemek, Allah’a karşı gelmek, asi olmak anlamına gelmektedir. İkinci en önemli ibadet; farz ibadetleri yapmaktır. Allah cc. Farzların yapılmasını emretmiştir. Peygamberimizde bunları öğretilen şekilde yapmıştır. Farzları yapmamak çok büyük günahtır. Üçüncü en faziletli ibadette; harama yakın olan mekruhlardan kaçınmaktır. Dördüncü en iyi, faziletli ibadet; vacipleri yapmaktır. Vacipler, farz olup- olmaması şüpheli olan ibadetlerdir. Mekruhun hafifinden de kaçınmalı. Sünnetleri terk etmemeli. Ek- ilave ibadetleri yapmalı. Dua etmeli. Zikretmeli. Tövbe etmeli. Okumalı. Yazmalı. İyilikleri artırarak, yaymalı. Hiçbir varlığa zarar, ziyan vermemeli. Kötülük, eziyet etmemeli.

Ülkemizde halkın %82’sinin elinde, cebinde akıllı cep telefonu vardır. İstediği bilgiyi bir dakika geçmeden, öğrenme olanağına sahiptir. Cep telefonunuzu, bilgisayar internetinizi bilgi öğrenme için lütfen kullanınız. İstediğiniz doğru, gerçek, bilimsel, dinsel bilgiye ulaşmanız çok kolaydır.

Önce Allah’ın haram- yasak kıldığı şeyleri, davranışları öğrenmek için sorunuzu yazınız. İslam dininde önce haram olan davranışları öğrenip, sakınmak, kaçınmak gerekiyor.

 Allah’a iyi, güzel, dürüst, ibadet eden, bir kul olmak için gerekenler nelerdir, diye yazınız. Allah’a olan ibadetleri; farz, vacip, sünnet olarak öğreniniz.

İnsanlara, hayvanlara, doğaya, canlı, cansızlara olan görev ve sorumlulukları yazıp, öğreniniz.

Anne ve babaya, akrabaya, komşulara, insanlara olan görevlerimiz nelerdir? Yazıp, öğreniniz. Bunları kitaplardan, dergilerden, bazı gazetelerden öğrenmenin mümkün olduğu gibi internet üzerinden de öğrenmemiz çok daha kolaydır. Önemli olan bilgiyi öğrenmeyi, öğrenmektir. Bilgiyi öğrenmeyi mutlaka ama muhakkak öğreniniz.

Müslüman her şeyde, her yerde, her durumda çok temiz olmalı. Maddi, manevi yönüyle çok temiz olmalı. İç ve dış temizliğimiz olmalı. Her varlığımız ile çok temiz olmalıyız. Kalp, beyin, ruh, bilgi, iç dünyamızda çok temiz, olmalı. Dinimizi öğrenip, ilmi yaşamalı. Dine sahip çıkıp, eksiksiz yaşamalı.

Peygamberimiz sav. Buyuruyor: “ Haram yiyenin duası kabul olmaz.”

Hadis-i Şerif: “ İnsanlar, dilleri yüzünden cehenneme atılırlar.”

Al-i İmran Süresi 104. Ayet, mealen: “ Hayra çağırın, iyiliği emredin, kötülüğü yasaklayın- menedin.”

Allahü Teâlâ’nın haramlarına ve emirlerine önem vermeyenler, dünyadan giderken, imansız giderler. Son nefeslerinde, imansız dünyadan ölüp, giderler. İmansız, İslam yaşatışız olanlar, sonsuza dek Cehennemde kalırlar. Bunu pek çok ayette, Allah cc. İnsanlara söylüyor. Peygamberimiz anlatıyor. İki âlemde huzurlu, mutlu olmak için mutlaka İslam yaşantısı içinde olması gerekiyor.

Müslümanlar, bugün akdetmediklerinden, derinden düşünmediklerinden, sorgulamadıklarından, yararlı doğru bilgi okuyup, uygulamadıklarından, aklı atıl bıraktığı için geridirler, perişandırlar, yokluk ve fakirlik içindedirler. Düşünmeyi öldürüyorlar! Bir bilim dalında, meslek, sanat dalında uzman değillerdir. Yararlı bir meslekleri, bilgileri, sanatları, zanaatları, girişimleri yoktur. Çok çocuk yapıp, çocukları bilgisiz, bilimsiz, sanatsız, mesleksiz halde perişan bırakmışlar. Avrupa’ya, Amerika’ya göçmek için; Ege Denizi’nde, Akdeniz’de, sınır hatlarında itilip, kakılmakta, boğulup, öldürülmektedirler!

Müslümanlar ve diğer insanlar akıllarını başlarına toplamalı. Her alanda, sosyal, kültürel alanda dini ve bilimsel hareket etmeli. İdeolojik ve felsefi sapıklık, sapkınlık içine düşmemeli. Sosyal alanda sekülerizm, hukuki ve sosyal alanda laisizm, bireysel alanda hedonizm- hazcılık, bilimsel alanda pozitivizm, insanı tanrılaştıran hümanizm insanlığı bitirmiş! Medeniyetin sonunu getirmiştir. Yaratılışın gayesi, dengesi, ölçüsü bozulmuştur.

Modernlik adı altında her türlü sapıklık, sapkınlık uygulamaya konulmuştur. Allah cc. Mesajı reddedilmiş. Kur’ân ve peygamberimiz sav. Tanınmamaktadır.

Modernlik, batıl anlamda, batı diliyle modernlik, her değeri, insanlığı yok etmiştir. İnsanları boş işlerle meşgul edip, hak ve hakikat yolunda düşünmekten, iş yapmaktan alıkonmuştur. Batılın düşüncesi, sapıklığı, sömürüsü, işgali, İslam ülkelerini işgal etmiştir.

Birey, aile, toplum, devletler hak ve hakikat yolundan, din ve bilim yolundan sapmıştır. Bireyler aileleri, aileler toplumları, toplumlar devletleri oluşturduğundan, toplumlar ne ise devletlerde o olmaktadır. Batıl Batıda aile kalmamış. İslam ülkelerinde de İslam ilkelerine ve bilime bağlı pek aile bulunmamaktadır.

İslâm dini, israfı, müsrifliği, haramı, günahı, zararlıyı meneder. İnsan doğasına, yaratılışına, onuruna zararlı olan her zararlıyı, olumsuzu reddeder. İnsana, hayvanlara, bitkilere, doğaya, çevreye, dünyaya, evrene zararı istemez. Ortak doğru uzman aklı kullanarak, her işin en doğrusunu yapmalı. Yalan, yanlış, eksik işler yapmamalı. Akıllı, uslu, bilimsel, dinsel işler yapmalı. Çevreyi de kirletmemeli. Doğayı tahrip etmemeli. Allah’ın düzenli, intizamlı, nizamlı, dengeli, ölçülü, hassas yarattığı dünyanın düzenini bozmamalı. Eğer dünya düzeni bozulursa, doğa olayları dengesizleşir, bozulur, aşırılık, gerilik içinde olur. İklimler değişir, bozulur. Dünya yaşanılmaz, doğa olayları içinde olur. Bunun için kendimizi, aile halkımızı, toplumuzu, devletimizi, dünyamızı her türlü kötülüklerden korumalıyız. Hiçbir olumsuz davranışın içinde olmamalıyız. Dinsel ve bilimsel hareket etmeliyiz.

İslam yaşanılmazsa, maddi, manevi anlamda, onur ve insanlık adına her kötülük işlenir. Kötü birey, aile, toplum, devlet oluşur. İnsanlık, güzellik, onur kalmaz. İnsanlık, insaniyet biter. Her kötü, olumsuzluk toplumda, devlette yer bulur. İslam’ın yaşanmadığı toplumda ve devlette medeniyet olmaz. Bugün ve geçmişte olan olumsuzluklar, İslam dininin yaşanmamasından olmaktadır. Batı toplumunda onur, insan saygınlığı, değerler yaşanması kalmamış. Aile değerleri yitirilmiş. Eşler dağılmış. Kadınlar fuhuşa sürüklenmiş. Çocuklar ailesiz büyümektedir. İslam ülkelerinde de, yöneticilerin iyi olmamasından toplumda perişanlık, felaket yaşanmaktadır. Kurtuluş sadece ve ancak; akılla, zekâyla, bilimle, İslam dinin yaşanmasındadır. Aksi halde birey, aile, toplum, devlet felaket yaşayacaktır.

Derinden, bilgiyle düşünmeli. Bilmediğimiz öğrenilmeli. Sormalı. Danışmalı. Eksik, yanlış işlerde bulunmamalı. Niyet, duygu, düşünce iyi olursa, eylem ve davranışlar güzel ve yararlı olur. Niyeti iyi, güzel yaparak, Allah cc. İçin hakça işler yapmalı. Hak kavramı İlahi bir kavramdır. “Hak” kavramının karşılığı “doğru” değildir. Hak kavramı rabbani bir kavramdır, değerdir. İbadetler ve davranışlar iyi niyetle yapılmalı. İyi niyetle yapılmayan davranışların sevap karşılığı olmaz.

Müslüman, önce kötü ahlakı, kötü ve çirkin davranışları, haram ve de günahları terk etmeli. Terk ederek, sevap işlemeye, ibadet etmeye başlamalı. İnsan, İslam yaşantısı ile gerçek anlamda paye, rütbe, değer, önem, makam, mevki kazanır. Zalim ve sapkın olanın makamının değeri değil zararı olur. Hak, hukuk, Allah cc. Nezdinde hiçbir değeri, önemi yoktur.

Bir insan bilgili olmalı. Ama aynı zamanda hak ve hukuka, dine, imana da sahip olmalı. Dinsiz insandan, insnalıklı olgun insan olmaz. İnsan isterse iyi olur. İstediğinde kötü, çirkin, yaramaz, insanlık dışı yaratık olur. Bu durum, kalbin yönelimi, aklın doğru kullanılması veya kullanılmaması ile ilgilidir. Hakkı görmek isteyen, bu yolda ilgili olan, bilgi edinen, samimi olan kişi hak ve hakikate ulaşır. Ulaşmak istemeyen, inatçılık yapan, hak ve hakikate düşmanlık yapanlarda, zalim ve hak- hukuk düşmanı olur.

Sonradan Müslümanlığı seçenleri, İslam dinini kabul edenlerin anılarını televizyondan izliyorum. Hep hakka, hakikate, İslam dinine ilgi duymuşlar. Merak etmişler. Araştırma içine girmişler. Bilgi edinmişler. Yanlışta olduklarını görüp, sapkın inanışlarından vazgeçip, Müslüman olmuşlar. Gönül huzuruna, mutluluğa kavuşmuşlar.

Gelişmek, kalkınmak, refah düzeyini artırmak için birey, aile bireyleri, toplum, devlet olarak stratejik kalite, evrim ve tasarım gerçekleştirmede başarılı olmalıyız. Ülke olarak kalkınmak için toplumu helale uygun yaşayan, devletin hak ve hukukla yönetim kurduğu, karma ekonomik sistemi uygulanmalı. Yatırımı sadece özel şirketler yapmamalı. Devlette üretimde yatırım yapmalı. Milleti, aç göz, doymak bilmeyen sömürücü kapitalist ve liberal holdinglerin eline bırakmamalı. Devlette üretmeli. Rekabet oluşturmalı. Serbest piyasa sistemi denilen sistem, sömürü sistemi kene, sivrisinek, vampir sistemi olmamalı. Devlette üretme şirketleri kurmalı. Ülkemizde 160 bin üretim yapan şirket var. Bunların içinde devletin şirketi pek yok. Halk bırakıldı liberal ve vahşi kapitalistlerin eline! Onlarda kriz, zor koşullarda fırsatçılık ve kaşıkçılık yapmaktadırlar. Kömürde %383 artış yapıldığını şimdi maliye Bakanı söyledi. Doğalgaz ve petrolde de buna yakın pahalanma olduğunu açıkladı.

Yatırım yapılmalı. İstihdam oluşturmalı. Üretim kaliteli olarak gerçekleştirmeli. İhracat yapılırken, iç piyasaya da mal bırakılmalı. Bunun oranı belirlenmeli. Büyüme kaliteli, verimli, katma değeri yüksek ürünlerle yapılmalı. Yeraltı ve yerüstü kaynaklar yabancılara asla satılmamalı. Millileştirilmeli.

Müslüman, haksızlık yapmaz, yapmamalı. Yapanlar engellenmeli. Müslüman her varlığa en güzel şekilde davranmalı. Allah’ın dilsiz kulları olan hayvanlarda korunmalı. Her varlığın hak ve hukuku korunmalı. İslam barış, esenlik, mutluluk, huzur, kolaylık dinidir. Bu mutlaka sağlanmalıdır.

Bilgili, bilinçli, samimi dindar Müslüman batılın, küfrün, sapkınlığın, sapıklığı taraftarlığını, yandaşlığını, savunuculuğunu yapmaz, yapmamalı. Sapkın ideolojiler, sapık felsefi görüşler hak, hakikat, Müslüman, insanlık düşmanıdır. Dosdoğru ve gerçek hak, hakikat olan İslam dininden ayrılmamalı. İslam dinini dosdoğru bir şekilde samimiyetle yaşamalı. Batılın, küfrün, sapkınlığın tarafgirliğini yapmak, eğilim göstermek, gönül koymak sapkınlıktır. Allah’ın hak ve hakikatinden ayrılmamalı. Allah’ın dini sadece ve ancak İslam dinidir. Uydurulmuş, kurgulanmış, felsefi ve beşeri görüş halini almış bozuk inanışları benimsememeli.

Herkes sorumluluğunu, ödevlerini, görevlerini, yükümlülüklerini öğrenip, eksiksiz yerine getirmeli, yapmalı. Şirke düşmemeli.

Günü en iyi şekilde değerlendirmeli. Yarınları güzel yapmak için çalışmalı. Özgüvenli olup, ekip, grup, takım, kurum olarak çalışmalı. Her objeyi en iyi şekilde değerlendirmeli. Endişe, korku, kaygı ile davranmamalı. Harama, günaha, suça düşmeden hareket etmeli. Ruhsal bozukluk içine düşmemeli. Herhangi bir hastalığa düştüğümüzde, en iyi şekilde tedavi olup, iyileşmeli. Öfkeli, anarşist, şiddetçi, terörist, narsis, bencil, hodkâm hastalığı olursa, hemen tedavi ile en iyi şekilde iyileşmeliyiz. Maddi, manevi, tıbbı, manevi tüm hastalıkları gidermeli. İmanlı, sağlıklı, huzurlu, mutlu insan, birey, aile, toplum olmalıyız. Hedeflerimizi hak çerçeveli belirlemeliyiz.

Hazreti Mevlana diyor ki: “ Nefret ve kinin ertesi, pişmanlıktır. Her canlıya ölüm vardır. İnsan ölür ama ölmeyen insanlıktır.”