İnsanın yaratılış gayesi; âlemleri hiç yoktan yaratan, Yüce Allah’a emredilen şekilde ibadet etmesidir. Allah’ın yarattığı insanlara, varlıklara iyilik, yardım, infak etmesidir. Allah’ın emirlerini tutması, yasakladıklarından ve şüphelilerden sakınmasıdır. İslam dinini samimiyetle, akılla, zekâ ile bilgiyle, bilinçle; peygamberimiz gibi yaşamasıdır.

İyi insan ve güzel Müslüman olmak için öncelikle temiz, kirlenmemiş, pislenmemiş, kararmamış beyinle, kalple, ruhla doğru ve yararlı bilgiler öğrenmeli. Dünya yaşamında gereken doğru bilgi, kültür, sanat, meslek, teknik, teknoloji, sosyal ilimler, fen ilimleri, sözel ilimler, teknik ilimler, İslam ilimlerini öğrenip; yaşantımızda işlevli hale getirmeli.

İslam dünyasının, mümin insanları olarak; en güzel, en yararlı, doğru, dürüst, çalışkan, değerli, önemli, yüksek ahlaklı, bilgili, sanatlı, keşfeden, icat eden, kaliteli üretim yapan, ekonomik yaşayan, aşırılık ve gerilik içine düşmeyen, bizler olmalıyız. Hak, hukuk, doğruluk, dürüstlük, güzel ahlak, edep, hayâ, hakça- hukukça mücadele etme azmi ile yaşamalıyız. İslam dünyasını bir çatı altında toplayıp, en büyük sıkıntıları tespit edip, çözmeliyiz. Ancak birlik, beraberlik içinde olursak, sorunları çözer, dertlere çare buluruz. “Kendi hata, yanlışlarımızı görmeyip, başkalarını suçlamamalıyız.” Başkaları yanlış, kötülük, yıkıcılık yapıyordur. “Bizde doğru, dürüst, yapıcı, olumlu çalışarak; olumsuzlukların etkisini kırıp, güzellikleri yeşertip, yaşatmalıyız.” Başkalarını suçlamak kolaydır. Başkaları zalim ve kâfir olduğu için kötülük yapar. “Bizde hak mümin, hakiki, bilge Müslüman olduğumuz için iyilik yapmalıyız. Kötülüğü etkisiz, yetkisiz, başarısız kılmalıyız.” Müslümanlar bir ve beraber olmalı. Mazlumlara, yoksunlara, düşkünlere, çaresizlere her yönü ile sahip çıkmalı.

Hatayı, yanlışı önce kendimizde aramalıyız. Bir suya atılan bir taşın oluşturduğu dalgalar gibi yayılmalıyız. Açlık, kıtlık, yoksulluk, cehaletle mücadele etmeliyiz. “Aşırı nüfus artmasını engellemeliyiz.” Dünya küresel ısınma, iklim değişikliği ile karşı karşıya iken; 15 - 25 milyar nüfusu beslemez. İslam ahlakı da olmayınca, insanlar birbirinin nimetine göz koyar! Savaşır! Kan akar! Korkunç, dehşet veren vahşetler olur! İşte o zaman barışı sağlamak çok daha zor olur. Şimdiden harekete geçmeli. Sorunları azaltmalı.

“Hele sapık ve sapkın rejimlerle barışı sağlamak mümkün olmaz. Zaten sorunları oluşturan bu sapkın, insanlık dışı rejimlerdir.” Müslümanların son iki yüzyılda nitelik ve özelliklerini yitirdikleri için zayıf ve güçsüz düşmüştür. Dünya barışına katkı sağlayamadığı gibi zalimler; Müslümanları yok ederek, barışı bozmaktadır. Dünya zalim, kâfirlerin eli altında inim inim inleyerek, ölmekte, yok olmaktadır! İnsanın en büyük düşmanı, zalim insandır. Şimdi, iki bin yılından beri artık robotik silahlar, aletler yapılarak, insan robotlarla yok edilecek! 20 yıldan beri robotik silahlar, aletler, gereçler hızlı bir şekilde artmaktadır. “Bu olumsuz gidişatı sadece hak mümin ve hakiki yetkin Müslümanlar durdurabilir.”

Bugün, Müslümanlar yozlaştırılmakta, bozulmakta, zayıflatılmaktadır. Olumlu etkileri yok edilmektedir. Zalim gâvurun robotik yapay zekâsı, insanlığı, varlığı yok edecektir! Müslümanlar, cahillikten, cehaletten, mankutluktan bir an önce uyanıp, ayrılmalı. Kendine dönmeli. Aksi halde insanlığın kurtuluş ümidi bile yok olur. Elinden tutup, kaldıranı olmaz.

Dünya varlıkları ve insanlar her dönemde zalim kâfir gâvurlardan çok çekmektedir. Çekiyor ve çekecektir! Bunlar zalim, kâfir, gâvur olarak ölüp, gitmekte, kahrolmakta, cehennemi boylamaktadır. “Mazlumda şehit, gazi olmakta, cennete gitmeyi hak etmektedir.”

Kur’ân’da, Allah’ın gazabına uğramış, bireylerden, gruplardan, kavimlerden söz edilmektedir. “Hazreti Hud’un sapkın Ad kavmi, Hazreti Salih’in sapık Semud kavmi, Hazreti Şuayıp’ın Esha’l – Eyke kavmi, Hazreti Nuh as. Kavmi, Hazreti Lut’un sapkın, sapık kavmi ve yüzlercesi helak oldu!”

“Hazreti Muhammet Mustafa sav.’den önce helak edilen kişiler arasında; Bel’âm-ı Baura, Calut, Firavun, İsrail oğulları, Haman, Karun, Hazreti Nuh’un oğlu ve eşi, Nemrut, Samiri gibi yüzlercesi bulunmaktadır.”

“Peygamberimiz zamanında da pek çok zalim kâfir helak oldu. Bunlardan bazıları da şunlardır: “ Ebu Cehil, Ebu Lehep, Hıristiyan Rahip Ebu Amir, Ka’b bin Eşref, Nadr İbnü’l – Haris, Velid İbnü’l Muğire gibi yüzlercesi, binlercesi helak oldu.”

Allah’ın gazabına uğrayan binlerce birey, yüzlerce kavim vardır. Bireyler, aileler, halklar, toplumlar, milletler, ırklar mahvoldu! Bu helak olanların bazıları Kur’ân’da yer almaktadır.

Dünyanın “jeolojik devir” geçirmesi olaylarında, dünyanın fiziki yapısı değişikliklerinde, kıtaların oluşmasında, göl, deniz, boğaz, yanardağ, deprem oluşumlarında ne kadar canlı kayboldu, bilemiyoruz. Ülkemizdeki İstanbul ve Çanakkale Boğazları 8 bin yıl önce oluşturuldu.

Eğer Allah’ın emir ve yasaklarına uyarsak, İslam dinini, peygamberimiz gibi yaşarsak, doğal ve beşeri afetlere uğramayız. Geçmişten ve günümüzden ders almalı, ibretler çıkarmalıyız. Helak edilen birey ve kavimlerin, helak sebeplerini öğrenmeliyiz. Onlar gibi şirke, küfre, isyana, zalimliğe, zulme düşmemeliyiz.

“Allah cc. Kullarına asla zulmetmez. Zalimlik yapmaz. Ne yaparsa, insan kendine yapar! İnsan, yaptığının karşılığını iyilik veya kötülük olarak mutlaka görecektir. “İnsanın işlediği günah, işleyene bedelini mutlaka ödedir. İnsan, kendi cinsine ve de başka varlıklara yaptığı zalimliğin bedelini mutlaka çok ağır ödeyecektir. İnsanın yaptığı kötülükler asla yanında kâr olarak kalmadı, kalmaz, kalmıyor, kalmayacak!”

Dünya tarihini ibretle okuyunuz. Kişi ve toplumları ibretle izleyiniz, seyrediniz, gözlemleyiniz. Olanlardan ders, ibret çıkarınız. Mankut gibi davranmayınız. Akıllı, zeki, hak ve hakikati öğrenip, yaşayan olunuz. Kötü, çirkin, yalan, yanlış hal, hareket, davranış, söz, söylem içinde olmayınız.

Şunu unutmamalı! “Sebepler sonuçları doğurur. İyi sebepler, iyi sonuçlar verir. Kötü sebepler, kötü sonuca götürür.”

İnsanlar, hak, hukuk, adalet, doğruluk, dürüstlük, güzel ahlak, edep, hayâ, hakkaniyetle, insan haklarına uygun davranmalıdır. Bugün bunu 196 devletten hiç biri, hiçbir toplum ve insanların çoğu yapmamaktadır. “Bir kişi, 100 milyonluk devletten zengin iken, 110 milyar dolar serveti varken, 800 milyon insan; su, kuru ekmek, giyecek, barınma evi bulamamaktadır. İş yok, aş yok, huzur yok, mutluluk yok, insanca yaşamak yok! Yaşananlar, çok acı ama derinden hakkaniyetli düşünüp, çare olan yok! İnsanlar sorunlarının çözülmesini istiyor ama çözen, çare arayan, dert eden yok!”

Ekonomi işliyor. İşleten işçi, emekçi, hakkını alamıyor. Köleden daha ağır koşullarda çalışıyor. Geçimini sağlayamıyor! Patron zevk, keyif âlemindedir! İşçi, üretici, emekçi karnını doyuramıyor. Asgari ücret biraz önce açıklandı. 2,002 lira olan asgari ücrete, 2020 yılı için %15 zam yapıldı. Yanı 303 lira artarak, 2,324 lira oldu. Oysa devletin kurumu TÜİK, bir kişi için sadece gıda giderini 2019 yılı sonu olarak 2,331 lira açıklanmıştı. Bu 2,331 lira sadece bir kişinin gıda gideri olarak hesaplanmıştı. İşçi sendikaları 2,578 liradan aşağısını kabul etmeyiz, dediği için, anlaşmayı imzalamadı. Bu kadara da pes demek gerekir. ( Gerçek enflasyon çoğu kez açıklananın 5 kat üzerindedir. Halk gittikçe fakirleşiyor!)

“Bu asgari ücret 7- 8 milyon çalışanı direkt etkiliyor. Birde kayıtsız çalışanlar var. Bu ücrete göre aylığı hesaplanan milyonlarca kişi var.” Bu anlaşma için masaya oturanlar, 25 bin liradan çok daha fazlasını alıyor. “Asgari ücretin yarısı kadar aylık alan emekliler var. Hem de emeklilerin %80’i asgari ücretin çok altında aylık almaktadır.” “ Birde işsizler, Yoksullar, fakirler, evsizler, ekmeksizler, kimsesizler vardır.”

 Üstekiler, milletin sırtına binmiş. Eşek gibi kullanmaktadır. Fakirlerin bağırsaklarında solucan, tenya, şerit olmakta, derisinde kene, bit, asalak misali beslenmektedirler. “2002 yılından 2019 yılına kadar GSMH 3,5 kat arttı, deniyor.” Artan kapitalistlerin geliri olmaktadır. Devlet, onlara teşvik veriyor. Vergi faizlerini azaltıyor. Çaldırıyor. Haksız kazanç elde ettiriyor. “Bankalarda bir milyon insanın, 1 trilyon lira borcu bulunmaktadır.” “Bankalarda 250 bin kişinin her birinin, 1 milyon lira nakit parası bulunmaktadır.”  Bankalarda nakit parası olanların nakitlerin yarıdan fazlası yabancı para- dövizdir.

“Belediyeler, siyasetçiler, bürokrasi çalıyor, rüşvet alıyor, hırsızlık yapıyor! Şu anda CHP, Ankara BŞ. Belediyesi ile yine CHP eski bir milletvekili arasında 25 milyon lira “rüşvet isteme” suçlaması, savcılığa, mahkemeye verildi.” “HDP Belediyeleri zaten belediye parasını, PKK terör örgütüne aktarıyor!”

 Bu iki siyasi parti, kendi siyasi parti taraftarı olmadığı gerekçesi ile 25 bin belediye işçisini işten bir telefon yazılı mesajı ile attı! Beş gün sonra, 01.01.2020 yılbaşında, 100 bin kendinden olmayan işçileri, bu iki siyasi parti başkanları işten atacak, diye söyleniyor! “Devlet, haince davranan bu uygulamalara yasa ile engel olmalıdır. Kim olursa olsun, herkesin hakkı -hukuku mutlaka korunmalıdır.”

Tarım ve hayvancılık yapanları, zaten halciler, kabzımalcılar, aracılar soymakta, hak – hukuklarını yemektedirler! Bu tüm dünyada ve ülkemizde en kötü şekilde devam etmektedir! Oysa devletin görevi; herkese hakkını, hukukunu, adil ve eşitlikçi anlayışla, hakkaniyetle teslim etmektir.

“Bir günlük yılbaşı tatiline bir milyon kişi tatile koşuyor. Dini bayram tatillerinin her birinde 10 – 12 milyondan fazla insan tatile koşuyor.” Zevk, keyif, kumar oynama, israf, alkol derken, nefis hortlatılıyor. Ama işçiye, emekçiye, üreticiye verirken; “özel sektörün, devletin işleyen ekonomisi dile getiriliyor.” Yapılan işleri öncelik ve önem sırasına göre yapmalı. Hak, hukuk geriye bırakılıp; önceliksiz, önemsiz işlere para harcamamalı. Halk memnun edilmeli. Hakkı, hukuku görmezden gelip, geri bırakılmamalı. “Halk memnun olmazsa; memnuniyet vaat eden, ümit veren iktidar olur.” Gerçek müminler, halkın oyunu sürekli alabilir. “Mümin sıfatlı olanlar; zalimlere yer, fırsat vermez. Halkın her zaman beğenisini alır. Takdirini, onayını alır. İşte biz böylesi müminlerin iktidara gelmesini beş gözle bekliyoruz.”

                Dünya devlet yöneticileri, halkın doğru, dürüst, değer yargısı merkezli eğitime- öğretime fırsat vermiyor. İdeolojik, bozuk felsefe ve sapkın düşünceleri halka dayatıyorlar! Türkiye’mizde 14.04.2012 yılına göre; “karasal yayın yapan 247 televizyon ve 1,057 radyo yayını var. Uydu üzerinden ise 205 televizyon, 63 radyo yayını yapılmaktadır. 101 televizyonda kablolu yayın yapmaktadır. Allah cc. Hakkı için diyorum. Toplamda 553 televizyon, 1,120 radyo yayını yapılmaktadır. Bunlar özel sektörün yayınlarıdır. Devletinde 16 televizyon kanal yayını vardır. Bunlardan hiçbirisinden Allah cc. Memnun, hoşnut değildir. Hepsinden pislik, kirlilik, sapıklık, sapkınlık aktarılmaktadır!

                Türkiye’de 1914- 1918 yılları arasında, 104 yılda, 6,973 sinema filmi çekildi. Ortalama yılda 67 sinema filmi çekilip, halka gösterildi.

                Türk dizi filimleri, 2017 yılı itibarı ile 142 ülkede yayınlanıyor. Amerika’dan sonra en çok dizi film satan ülkeyiz. ( Bu sapık, sapkın filimler devlet tarafından parasal desteklenmektedir!)

                Dünyada, 2014 yılına kadar 1.307.705 uzun metrajlı dizi film çekildi.

                Kısa metrajlı film, 231,373 tane çekildi.

                Belgesel film, 42,110 tane çekildi.

                Televizyon belgesel filmi, 20,865 tane çekildi. Toplamda dünyada 2.189.070 tane film çekildi. Bunlardan belki 70 tanesi bile hakka, hakkaniyete uygun değildir.

                Türkiye’mizde 821 tane günlük gazete çıkıyor. 521 tanesi yerel gazete olarak çıkıyor. Ulusal gazetelerin toplam satışı 3 milyon 250 bin oluyor. Bu gazetelerin hiçbiri hak, hukuk, hakkaniyetten taraf değildir. Hemen hepsi ideolojik, çıkarcı, sapkındır. İnsanı bozmak, kapmak, kullanmak için yayın yapmaktadırlar! Allah cc. Rızası için yazan, çizen gazete yoktur.

                İlçemizde 2. Kez “kitap fuarı” açıldı. Fuarda okunabilecek bir kitap yoktu. Ben ve arkadaşlarım bir kitap bile alamadık. Bu bir organizasyondu. İşte bunu gibi küfür, batıl, bozguncular hep organizasyon içindedirler! Müslümanlar da uykudadır! Leş kesilmiştir! Bu tip bozguncu hareketler hep yönetimlerce desteklenmektedir. İnsan, aile, toplum, devletler böylece bozulmaktadır.

                Birey bozuldu, bozduruldu! Şimdi aile yok edilmektedir. Ülkemizde bile aileler mahvedilmekte, yok dilmekte, kendi ile çatışır hale gelmekte, yozlaşmakta, iffetsizleştirilmektedir. Ailenin dağılma nedenlerini TÜİK verileri ile açıklamaya çalışalım: “ %2,5 ağır bir hastalık, kadınların eşini aldatması %32,2, erkeklerin eşini aldatması % %8,7, kadınların madde bağımlılığı %4,3, erkeklerin madde bağımlılığı %0,7, kadınların çocuk yapamaması nedeni %2,2, erkeklerin çocuk olmaması nedeni %2,6, kadınların kumar nedeni ile boşanması %12,9, erkelerin kumardan boşanması %0,6, kadınların alkol- içki içmesi %23, kadınların evin geçimini sağlayamamasından boşanması %4,2, erkeklerin ki %17,8, kadınların evi terk etmesi %17,4, erkeklerin evi terk etmesi %12,2, dayak nedeni ile kadınların boşanması %36,4, erkeklerin kötü muamelesi %2,5, kadınların sorumsuz hareketleri %61,5, erkeklerin sorumsuz hareketleri %40,2, kadınların ailesine kötü muamelesi %24,2, erkeklerin ailesine kötü davranması %24 olmaktadır.

                Boşanma, hukuki evliliğin sona ermesidir. Şiddetli geçimsizlik, terk, zina, ekonomik yetersizlik, cana kast etme, kötü muameleler, akıl hastalığı, şan ve şöhret gibi sebeplerle olmaktadır. Boşanma daha çok kadınlarda 20- 34 yaşlarında, erkeklerde 25- 39 yaşlarında olmaktadır. Boşananların %90’i evlilik kararını kendi vermiştir. Bunlar birde televizyon programlarına çıkıp, rezilliklerini, normalmiş gibi tüm dünya ile paylaşmaktadır. Pek çok televizyon kanalı,  bu gibi rezilliklerle, kepazeliklerle program yapmaktadır. Daha öncede evlilikler yaptırıyordu.

( Tüm dünya; insanlığı, kötü- şer güçlerin hedefli, maksatlı çalışmaları ile çıkar elde etmekte, sömürmekte, sömürgeleştirmekte, kullanmaktadır. İnsanlara önerim; İslam, Müslüman, insanlık, vatan, millet, devlet, bayrak, bağımsızlık ve ülkemiz aleyhinde olan; akılsız mankut, alçak, hain çukuruna düşmemektir.)

                Ülkemizde, “Kanal İstanbul’u yapacağız.” “ İlk defa TOGG marka yerli modern elektrikli otomobil yapma girişimi gerçekleşti. 2022 yılında yerli otomobil üreteceğiz inşallah.  Ülkemizin çıkarlarını korumak için; diğer ülkelerde aleyhimize olan, saldırılara eylemli müdahale etme cesaret ve gücü ile hareket ediyoruz.

“Irak’ta, emperyalistlerin kullandığı, PKK teröristlerine karşı askeri hareket düzenliyoruz. Orada güvenlik amaçlı karakollar kuruyoruz.”

“ Yine Suriye’de Siyonist ve emperyalistlerin kullandığı, PKK- YPG teröristlerine karşı, Fırat Kalkanı, Zeytin Dalı operasyonlarını yaptık. Üçüncü seferde de, Barış Pınarı harekâtı ile emperyalistlerin, Siyonistlerin, düşmanlarımızın, PKK devleti kurma girişimlerine baltayı vurduk.”

Kalkınmamız bütün güçlük çıkarmalarına rağmen sürdürülüyor. “ Akdeniz’de doğalgaz ve petrol olduğu tespit edildikten sonra; Yunanistan, İsrail, Mısır, Suudi Arabistan, Körfez ülkeleri, Kuzey Kıbrıs Rum Devleti; diğer emperyalist ülke şirketlerini bölgeye çağırdı. Akdeniz’de yer altı kaynaklarını çıkarmaya başlattı. Emperyalistler, askeri güçlerini, gemi, hava, kara olarak, o bölgeye yığdı. İsrail, Mısır, Körfez ülkeleri, doğalgaz ve petrollerini; Akdeniz üzerinden, Yunanistan’a, oradan Avrupa’ya boru hatları ile geçirme girişimleri başlattılar. Türkiye’yi, 6 mil sınırlarına sıkıştırma girişimleri başlattılar. Anlaşmalar yaptılar.

                Türkiye, KKTC ile anlaştı. Kıta sahanlığını belirledi. Deniz, hava gücünü bölgeye yığdı. Kendi üç tane gemisi ile petrol ve doğalgaz aramasına başladı. Karşı tarafın petrol boru hattının geçişini önlemek için, Libya ile kıta sahanlıklarını birleştirdi. Türkiye ile Libya denizden 30 km. ile sınırlarını birleştirdi. Durumu BM’ye bildirdi. Diğer ülkelere de, sizlerle de ortak çalışabiliriz, mesajı verdi.

                2011 yılında Batılılarına askeri müdahalesi ile Libya’da “Muammer Kaddafi Hükümeti” düşürüldü. O günden beri iç savaş yaşanmaktadır! Bir Milli Mutabakatı Hükümeti kuruldu. BM, bu hükümeti tanıdı. Ama emperyalistler, bu hükümeti yıkmak için “Hafter” adlı bir generali asker ve silah olarak desteklemektedir. Zaten Libya’nın askeri gücü bu eşkıyanın- teröristin eline geçmiş. Libya’nın toprak olarak büyük bir bölümünü işgal etti. Türkiye Hükümeti devreye girdi. Libya Hükümeti ile askeri anlaşma yapıldı. Asker ve silah göndereceğiz, inşallah. Tunus, Cezayir, Fas ile de ortak hareket ediliyor.

                Ülkemizde, kalkınma, tüm olumsuzluklara, engellemelere rağmen 2003 yılından beri sürdürülmektedir. Hastaneler, okullar, 132 üniversite, 26 bin km. duble yol, Osmangazi asma köprüsü, Yavuz Sultan Selim asma Köprüsü, Marmaray, Avrasya, 1915 Çanakkale asma köprüsü, Ovit tüneli, Zigana tüneli, askeri alanda gelişmeler, kentleşme, medenileşme; engellemeye rağmen sürdürülmektedir. 26 havaalanı ve İstanbul Havaalanı, Şehir Hastaneleri, parklar, bahçeler, tarihi eser onarımları gibi binlerce icraat yapıldı. Ülkemizin, özellikle Doğu ve Güneydoğu Anadolu Bölgemizde kalkınma çok hızla devam ediyor. Geçmişteki ihmaller gideriliyor. Ama birileri bunu engellemeye çalışıyor. Aleyhte yayınlar devam ediyor. Eskiden yargı ve terör ile engellerlerdi. Şimdi bunu pek beceremiyorlar.

“27 Aralık 2019 günü yerli otomobil tanıtıldı.” “ Kanal İstanbul ihalesi yapılacak.” “ Libya ile antlaşma yapıldı.” Buna karşı bir olumsuz, mankutça hainlik, alçaklık, kahpelik, katillik, serserilik, aşağılık, düşmanlık yaptılar. “Samsun’dan Artvin’e kadar, 25- 26 Aralık 2019’da, 6 İlde, 158 orman yangını çıkardılar. 280 hektar= 2,800 dönüm orman yakıldı. Yakma olayını “Ateşin Çocukları” adlı PKK  altkolu üstlendi.  PKK, 2019 yaz ayında, 27 Ege ve Akdeniz’de orman yangını çıkarmıştı!” Niçin, “ Ateşin Çocukları” dediklerini bilemiyorum. Dinsiz, imansızlar, bu çeşit ad, sıfat kullanırlar. Şeytan, ateşten yaratıldı, deniyor. Ondan mı kaynaklandı, bilemiyorum. Bu işlerin içinde daha çok komünistler, solcular, Kemalistler, münafıklar, dinsizler yer almaktadır. Hepsinin canı cehenneme!

Vatan, anadır. Devlet, babadır. Bayrak, namustur. Özgürlük, iffettir. Din, onurdur, şereftir. Ülkem; hava, su, güneş, toprak, nimettir. Bu alçak kahpeler, mankut serseriler, bunu hala anlayamadı! İnsan akıllı olur, olmalı. Akıllı davranmalı. Aklı, zekâyı, yararlı ilmi ile doğru- dürüst işletmeli. Doğu Karadeniz’deki 158 orman yangınını iki gün içinde çıkaran, sanırım PKK değildir. PKK ile eşgüdümlü çalışan; hain, alçak, kahpe, kalleş, mankutlardır. Yurdumuza ve dünyaya çok büyük zararlar vermektedirler. Bu alçak şerefsizler, bu güzel yurdumuza ve dünyaya çok büyük zararlar vermektedir.

İnsanlar artık kullanılan birer yapay zekâ, robot haline getirildi. Bozuk felsefi akımlarla, sapkın ideolojilerle, yanlış ve yalan anlatılan din ile insan beyinsizleştirildi. Düşünemeyen, sorgulayamayan, yargılayamayan alçak duruma getirildi.

“Marksist, dinsiz, imansız komünistler, kendilerine uygun gazete, dergi, radyo, televizyonlarda İslam dini anlatıyor.”

“ Peygamber tanımayan, İlahiyatçılar; Kur’ân İslam’ı veya Kur’ân Müslümanlığı anlatıyorlar.”  

“ İlim, bilim, bilgi, okul okumamış yobazlar, İslam dini anlatıyor. Radikal İslamcı terörist yetiştiriyorlar.” Bugün Somalı Başkenti Mogadişi’de El Şebab İslamcı terör örgütü, bomba patlattı! 90 kişi öldü! 50 kişi ağır yaralandı. Ölenler arasında iki de Türk var!” Bozan, yıkan, sapıtan, şaşırtan, sapkınlaşanlar çok etkindir.

Müslüman’ım, diyenlerde; ırkçılık, cemaatçilik, tarikatçılık, mezhepçilik, çıkarcılık yapıyor. Tarikatı, cemaati, mezhebi, ideolojiyi, ırkı din edinmiş! O sapkınlıkta mücadele veriyor. Öldürüyor, ölüyor! Canları cehenneme!

Müslüman görünüp, aslen İslam olmayanlarda, İslam dini anlatıyor.

Irkçı, İslam ve Müslüman düşmanı zalim kâfirler, faşistler insanı bozuyor.

Komünistler, kapitalistler, liberaller, feministler, 50 taneden fazla bozuk felsefi akım, insanı bozuyor. Hem bozuyor hem bölüyor. Hem de zehirliyor. Öldürüyor, katlediyor, birbirine düşürüyor! Akli doğru işletemeyen, beynine işlevlik kazandıramayanlar; iki âlemini perişan ediyor!

Bunlardaki beyin, beyin nitelikli değil, et özelliklidir! Beyin işlevi görmüyor. Denizyıldızının beyni yok ama yaşamını devam ettiriyor. Ahtapotun sekiz kolu, dokuz ayrı beyni var ama üstün özellikli değildir. “Bir birey; doğru, dürüst, düzgün hayat sürdüremiyorsa, beynini doğru kullanamıyor, demektir.” Beyni, okumak, öğrenmek, bilmek, bilgi edinmek, bilgi ile dosdoğru, düzgün yaşmak için kullanmalı. Olgun, iyi, güzel, doğru, dürüst, akıllı, zeki, bilge, sanatkâr olmak hedef edinilmeli. Allah’ın hoşuna gitmeyecek işler içinde olmamalı. İnsanlara ve varlıklara zarar vermemeli. İdeal, üstün nitelikli insan olma hedeflenmeli. Allah’tan akıl, fikir, dürüstlük istemeli. Sağlığı ve zamanı en iyi şekilde değerlendirmeli.