RİZE'de bal ormanı ilan edilen ve nesli tükenme tehlikesi altındaki kırmızı benekli alabalık, su samuru ve su kertenkelesinin yaşadığı dereyi de kapsayan Hemşin Vadisi'nde, 98 hektarlık alanda taş ocağı açılmasını öngören proje için verilen 'Çevresel Etki Değerlendirme (ÇED) gerekli değil' kararına karşı Rize İdare Mahkemesi'nde açılan iptal davası görüldü. Kararın ilerleyen günlerde açıklanacağı belirtildi.
Tarım ve Orman Bakanlığı'nca bal ormanı ilan edilen ve nesli tükenme tehlikesi altındaki kırmızı benekli alabalık, su samuru ve su kertenkelesinin yaşadığı dereyi de kapsayan Hemşin Vadisi'ndeki Levent köyü Venekdere mevkiinde, özel bir firma tarafından 98 hektarlık alanda taş ocağı projesi hazırlandı. Proje için 'ÇED gerekli değil' kararı verildi. Yöre halkı, doğal yapının bozulmaması için yol dahi yaptırmadıkları ormana açılmak istenen taş ocağı projesine karşı hukuk mücadelesi başlattı, iptal davası açtı. Rize İdare Mahkemesi'nde bugün görülen davada yöre sakinleri, kestane, kızılağaç, gürgen, çam, ladin, kayın, dağ karayemişi, likapa gibi zengin bitki çeşitliliği bulunan ormanlık alanda açılacak taş ocağının doğal yaşamı bozacağı endişelerini dile getirdi, projenin iptal edilmesini istedi. Tarafların dinlenmesinin ardından son eren duruşmada kararın ilerleyen günlerde açıklanması bekleniyor.
'ÇED DOSYASINDA 24.72 HEKTARLIK ALAN GÖSTERİLMİŞ'
Rize Adliyesi önünde toplanan Levent köyü sakinleri adına konuşan avukat Cömert Uygar Erdem, 98 hektarlık bir ruhsat alanına sahip olan bir ocağın 24.72 hektarlık bir kısmının gösterilerek, 'ÇED gerekli değildir' kararı alındığını belirterek bu duruma itiraz ettiklerini söyledi. Erdem, "Danıştay 14'üncü dairesinin ve diğer idare mahkemeleri yerleşik kararlarında da bu tarz projelerde ruhsat alanının esas alınarak ÇED raporu hazırlanması gerektiğini vurguladık. Ayrıca bölgenin balcılık açısından önemi var. Osmanlı saray mutfağının bal ihtiyacının karşılandığı, vergi olarak bal verildiği bir bölge. Arı padişahı diye geçen bir bölge. Bunun dışında yöredeki 4-5 köyün içme sularının temin edildiği bir alan ve bu açıdan baktığımızda proje bu yöre için tehdit içeriyor. Biz bunları dile getirdik. Karşı taraf da projelerinin çevreye zarar vermeyeceği yönünde bir iddiada bulundu. Bizler anayasadan kaynaklanan çevreyi koruma ödevimiz kapsamında savunmalarımızı yaptık, kararı bekliyoruz” dedi.
'YANLIŞTAN DÖNÜLMESİ LAZIM'
Levent köyü sakinlerinden Ramiz Demirci de kamu görevlilerinin taş ocağı açılmak istenen alanda bir inceleme yapmadan kararlar verdiğini belirterek, şöyle konuştu:
"Köyden geçmeden taş ocağı alanına ulaşılamaz. Köyün içinden geçmeleri gerekiyor. Köyde hiç kimse kamudan gelen bir insana rastlamamıştır. Zaten köylünün rehberliği olmadan oraya gelen memurların yolu bulması ve taş ocağı alanına gitmesi mümkün değil. Verdikleri bilgiler, tuttukları raporlar, onayladıkları şeyler maalesef üzülerek söylüyorum, bizim yetkililerimiz bu konuda gevşek davranmış ya da imza atan amirler yanlış bilgilendirilmesidir. Beni bu çok üzdü. Dolayısıyla bu yanlıştan dönülmesi lazım. Biz ümit ediyoruz ki mahkeme heyeti bu konuda çevre duyarlılığına göre, çevrenin ve çevrede yaşayanların hassasiyetlerini, anayasanın verdiği doğayı koruma görevini dikkate alarak yürütmeyi durdurma kararı verecektir. Bizler bu işi bırakmıyoruz, sonuna kadar gideceğiz. Süreç devam ediyor, biz mücadelemize devam edeceğiz, çevreyi yağmalatmayacağız, çevremize sahip çıkacağız, kamuoyunda ve yetkililerden destek bekliyoruz.”
Birgöl Demirci ise, "Hiçbir şeye zarar verilmeyecek deniliyor, asla biz buna inanmıyoruz. Devletimin yanında olan bir vatandaş olarak gerçekten bunun burada sonlanmasını istiyorum” diye konuştu.