Âlemleri hiç yoktan yaratan, yaşatan, var eden, âlemlerin Rabbi Yüce Allah cc. İnsanların iki âlemde huzurlu, mutlu, rahat, kolay, yararlı, doğru, dürüst, adil, güzel ahlaklı, edepli, hayâlı, ideal yaşantılı yaşamaları için İslâm dinini ve peygamberleri gönderdi. İnsanların yaratılış özelliğine uygun, kurtuluşa erdirecek şekilde, İslâm dinini irade etti. İslâm dininin ilkeleri tüm insanlarla birlikte, tüm canlıları da rahat ettirir. İnsanların doğru, dürüst, adaletli, merhametli, şefkatli, olmaları; canlıları rahat ettirir. Huzura erdirir. Mutlu eder.

İslam dini, insanların doğru, dürüst, adaletli, merhametli olmalarını emretmektedir.

Allah cc. Müminlerin ellerinden, dillerinden, kendilerinden hiçbir canlının zarar görmemesini istemektedir. Diğer canlıların güvende olmalarını; canların, malların, akılların, iffetlerin, dinlerinin güvende olmaları gerektiği emredilmektedir.”

“Dosdoğru olma emredilmektedir.”

Kötülük, çirkinlik, yalan, yanlışlık, zarar vermenin yapılmaması isteniyor. Yalancılara, zalimlere, kâfirlere inanmama öğütlenmektedir. Onlarla beraber hareket edilmemesi istenmektedir.

Hak mümin ve hakiki Müslümanların bir, beraber, dost olmaları, kardeş olmaları istenmektedir.

“İnsan öldürmenin haram- yasak olduğu, dünyadaki cezanın yanında, cehennemde de ceza olacağı bildirilmektedir. Allah cc. katile lanet etmiş, çok büyük azap- eziyet hazırlamıştır. Kim insanlara zarar verirse, Allah da ona zarar verir. “İnsanların canları, malları, iffetleri, akılları, nesilleri, dinleri mukaddestir. Dokunulmazdır. İslam dini bunların korunmasını emretmektedir.”

 Her türlü kötülük yasaklanmıştır. İnsanlara işkence edenler, kıyamet günü çok büyük zarar göreceklerdir.

 İslam dininde zarar vermekte yok, zarar görmekte yoktur. İslam dini barış, esenlik dinidir.

Bazı televizyonlarda solcu ilahiyatçılar; saçma sapan, sapıkça, sapkınca, bozuk, dine- imana aykırı konuşmaktadır. İslam dini hakkında konuşmak, din hakkında yorum yapmak; materyaliste, Marksist’e, komüniste, ateistte düşmedi. Onlar kendi ateistliklerini, dinsizliklerini yerleştiremeyince, İslam dinini bozmaya çalışmaktadır. Marksizm dinsizliktir. Ateizmdir. Hiçbir dine, inanca, inanışa inanmazlar. İnkâr ederler. Kendi dinsizliklerini açık- gizli yaymaya çalışırlar.

İslam dini hakkında konuşan, bazı ideolojik sözde Müslümanlarda vardır. Bunlar dini felsefileştirmişler. İdeolojileştirmişler. İslamcılık yapmaktadırlar. Din satarlar ama dini yaşamazlar. İslam dininin barış, esenlik, kardeşlik anlayışına uymazlar. Kendinden olmayanları; hasım, düşman, katli vacip görürler. Komünistlerle bu İslamcı, din istismarcıları; anarşi, şiddet, terör, çatışma, savaş çıkarmak için baronlarının emrinde birer mankut köledirler.

Müslüman, okur, öğrenir, bilir. Bildiği doğrularla yaşar. İslam dini ile ilim ile akıl ile danışarak, öğrenerek yaşar.

“Kur’ân’ın ilk inen ayeti; Oku ve yaz olmuştur. Alak süresi ilk kez inen ayet olup; okumak ve yazmakla ilgilidir.”

 Bilenler, üstün kabul edilmiş. “Cahillerden olma, uyarısı yapılmış. Hatta cahillerden yüz çevir, diye uyarı yapılmıştır. Cahillerden yüz çevir, diye buyrulmuştur.”

 İslam dinini öğrenme yanında; çağa uygun bilim, teknik, teknoloji, tarım, hayvancılık, sanayide de insanlık yararına üretmeli. “Müslüman her yapılan işi insanlık yararına yapmak zorundadır. İnsanlığın, varlığın zararına hiçbir icraat yapamaz.”

 Sağlam bilgilerle hidayete erişmenin azmi, gayreti içinde olmalı. Uyuşuk, pısırık, silik, tembel, el – avuç açıp, dilenen olmamalı. Hak etmediğini istememeli. Herkes alın teri, emeği ile geçinmenin çabası içinde olmalı. Başkalarının sırtından asalak gibi beslenen duruma düşmemeli.

Müminler, birbirine yardım eder ama tembele, uyuşuğa, kafasını işletmeyene, haybeciye, savurgana, alkoliğe, kumarcıya yardım etmemeli. Allah’ın verdiği ömrü boşa geçirenlere, yakın durmamalı. Zekâtı, sadakayı hak eden kişiye vermeli.

 Bugün tembeller, beleşten geçinme derdine düşenler; çalışmayanlar, haybeciler, ileriyi düşünüp, gerekeni yapmayanlar, yardım kuruluşlarından ve de devletten 16 başlık altında yardım almaktadır. “Emeklilik zaten devleti soyma, milletin verdiği vergileri iç etmeye dönüşmüş! Bir kişi devletten 3- 4 ayrı emeklilik, dul ve yetim aylığı almaktadır! Buna devlet zemin hazırlamıştır.”

“Emekli, dul bir bayan kendi aylığını almaktadır. Ölen eşinin emekli aylığını almaktadır. Anne ve babasından kalan emekli aylıkları da almaktadır! Bu hak değil, hukuka da uygun değildir.” Diğer vatandaşta yaz, kış, evsiz olduğu için sokakta yaşamaktadır!”

“Bir başka tanık olduğumda; Çanakkale şehidi olan babasının şehit aylığını almaktadır. Eşinden- kocasından kalan emekli aylığını almaktadır. Bir de 65 yaşlılık aylığı almaktadır!”

“Bir başka tanık olduğumda; bayanın kendi emekli aylığı var. Kocasından kalan emekli aylığını da almaktadır. Babasından kalan emekli aylığını da almaktadır. Bununda iyi ki, annesi emekli değilmiş!”

“Bayan, kocasından göstermelik boşanıyor. Babasından kalan emekli aylığını alıyor!”

“Bayanın kocası ölüyor. Kocasından kalan emekli aylığını, dul olarak almaya devam ediyor. Birde dönüyor; babasının aylığının yarısını da alarak, annesini yoksun bırakıyor.”

“Baba emeklidir. Annede ölen oğlunun emekli aylığını almaktadır.”

Bizim İlçede Yağma Hasan Börekçisi var. Orada hiçbir yağma, beleş yoktur. Oysa ülkemizde adalet olmadığı için; hiçbir şey yerli yerinde doğru değildir!

1-      Suç işler! Cezaevine girer. Bir yıl sonra infazdan, aftan çıkar. Suç işlemeye devam eder.

2-      Herkes vergisini verir. Vermeyene af gelir. Enflasyondan eriyen parayı öder. 20 defadan fazla ekonomik af gelmiş.

3-      İnsanlar sosyal güvenlik sigorta primi öder. Ödemeyen, 15 yıl sonra aftan yararlanır. Bir dana- tosun satar. 15 yıl borcunu öder. Emekli olur. Artık kendi emekli olmuş. Bekâr, dul kızı varsa o da eşi de emeklilik aylığı almayı sürdürür.

4-      2001 yılında Sosyal Güvenlik Bakanı olan Yaşar Okuyan demişti ki; ülkemizde 500 bin kişi hak etmediği halde emekli olmuştur. ( O zaman bilişim, bilgisayar sistemi yoktu. Kart üzerine yazma vardı. Kartı yazdır. Emekli ol!

5-      Çiftçiler, halciler- kabzımalcılar tarafından soyuluyor. Çare bulunmalı.

6-      Bazı bölgelerde Pazar satışı yapılmıyor. Halk ürettiği tarım ve hayvan ürünlerini pazarlayıp, satamıyor. Organize etmeli.

7-      Bazı geri kalmış bölgelerde sadece çok çocuk yapma işi çok iyi biliniyor! Ev yok, üretim yok, bilgi yok, ekonomi sıfır ama çok çocuk yapma devam ediyor! Bu durum ülkemizin barış sistemini bozuyor. Çare bulunmalıdır.

8-      Kayıtsız, kaçak çalıştırılan işçi, eleman sorunu hemen çözülmelidir. Ülkemizde 10 milyona yakın kaçak işçi çalıştırılıyor. Amerika’da ise 60 milyon kaçak işçi çalıştırılıyor. Bu kapitalizmin sömürü sisteminin gereği olarak yapılıyor. Kapitalizme, komünizme, faşizme hizmet edilmemeli. İnsana hizmet edilmeli. Bu lanet rejimlerden uzak durmalı.

9-      “Bir Belediye Başkanı, belediye başkanlığından aylık alıyor. Hem de çok yüksek aylık alıyor. Bir de belediye bünyesinde kurulmuş olan şirketlere başkanlık ve de danışmanlık yaparak, birden fazla aylık alıyor! Birde hırsızlık, çalma, hortumlama, ihalede yolsuzluk yapıyor. Terör örgütlerine para aktarıyor. Çıkarcılara, yandaşlara, yoldaşlara para aktarıyor!”

10-   Belediyelerin harcadığı paranın ancak %20 akdarı gerçek anlamda hizmete yönelik harcamadır. Diğerleri gereksiz, önceliksiz, verimsiz, kalitesiz ve de boz- yap, yap- bozdan oluşmaktadır.

11-   Devletinde harcamaları belediye benzeri gibidir.

12-   Çözüm, çare bulma odaklı çalışılmamaktadır. Ben, kaymakam başkanlığında, sorun çözmede 2 yıl kadar çalıştım. Pek sorun çözemedik. Zira belediye toplantılara temsilci göndermiyordu. Biri seçilmiş, diğeri atanmıştı. Güç rekabeti vardı. Oysa ikisi de aynı siyasi düşüncede olmasına rağmen sonuç alamdık. Ego vardı. Ya siyasi düşünceler zıt olsa idi, savaş mı çıkardı, dersiniz!

“Kamu kurumlarında yönetici olanlar, çok yüksek aylık aldığından, halktan aldıkları aylıklar gizleniyor.”

“Devletin üst kademelerinde çalışanların büyük servetleri vardır. Darbecilerin büyük servetleri vardır. M. Kemal’den başlayarak, aklınıza gelenin, servetini araştırabilirsiniz.”

“Devlet, sürekli iş insanlarına, patronlara teşvik para veriyor.”

“Bazı kişiler, devletten yatırım yapıyor, diye hibe para alıyor. Hayvancılık yapacakmış. Birçoğu yapar gibi göründü ama yapmadı.

“Ülkem ve bizler 2003 yılına kadar hep ekonomik, siyasi krizler içinde büyüdük. 20 defadan fazla ekonomik krizin zorluğunu çektik. Bu devletin iyi yönetilmediğini gösteriyor. Havada, karada, denizde, demiryolunda, tarımda, hayvancılıkta, sanayide, işletmecilikte devlet ve millet zarar ettirildi. Bankalar zarar ettirildi. Devlet bankalarının paraları çalındı. Özel bankaların paraları çalındı. Çalınan 26 banka zincirinin müşteri parası, 1994 ve 2001 de çalındı. Müşterilerin parasını devlet ödedi.

2003 yılına kadar tüm devletin- kamunun kurumları, işletmeleri zarar ettirildi. Devlet, elinde işletmeleri elinden çıkarmaya başladı.

Ülkemizin yardım kurumları ve hükümetimiz, diğer ülkelere ve halklara; ekonomimizi bozacak kadar yardım yapıyor. Koronovirüs salgını nedeni ile Hükümetimiz şimdiye kadar 57 ülkeye yardım etti. Hem de birkaç kez aynı ülkeye yardım etti. Oysa biz yardıma muhtacız. Yüksek faizli borç para alıyoruz. Hem de ödemekte zorluk çekiyoruz.

2018 yılı Ağustos ayında 1 ABD doları 3,2 Türk Lirası iken 7,24 liraya çıktı. Sonra düştü. Aradan 2 yıl geçmedi. 7,27 lira oldu! Ama biz Koronovirüs nedeni ile ABD, İtalya, İspanya, İngiltere, Gürcistan, Kolombiya, Sırbistan, Çin gibi ülkelere bir defadan fazla yardım, bağış, hibe medikal tıbbı ekipman-donanım malzemesi gönderiyoruz. Her gönderdiğimizde, 8- 10 çeşit malzemenin biri, 500 bin parçadan oluşabiliyor. Amerika’ya kendi uçaklarımızla 3 askeri uçak dolusu malzemeyi ikinci kez gönderdik. 128 ülke bizden yardım istedi.

Diğer zamanlarda da “devlet yardım kurumları” ve “sivil toplum örgütü yardım kurumları,” sürekli 140 ülkeye, ülke halkına yardım yapıyor. Cami kapılarından, inançlı halktan yardım toplanarak, dünyaya gönderiliyor. Korona virüs nedeni ile devlet yardım kampanyası düzenledi. İki milyar lira toplanabildi. Devlet ve diğer yardım kurumları ne topluyor, nereye ne kadar gönderiyor. Halkın bilgisi pek olmuyor. Halkımız Koronovirüs nedeni ile %60 oranında, 15 kuruşluk maskeye bile ulaşamadı. Ama hükümet ve sivil toplum örgütleri, bize savaş açacak kadar düşmanlık eden, zalimlere yardım yaptı, yapmaya devam ediyor. “İşte bunu materyalist muhalefet hükümet aleyhinde kullanıyor.”

Yapacağımız iş; adaletli, doğru, dürüst, istismar edilmeyecek şekilde olmalı. Önce kendimizin, milletimizin gereksinimleri karşılanmalı. Sonra sırası ile yakın komşu, uzak komşu gözetilmeli.

Koronovirüs nedeni ile hükümetimiz 4, 4 milyon kişiye 1,000’er lira yardım yaptı. 65 yaş üstü kişilerin evden çıkma yasakları vardı. Bunlardan 3 milyon kişiye de kumanya yardımı yaptı. Ama bu biner lira sadece su, elektrik, doğalgaz, telefon, apartman aidatına yetmez. Bu iş bir defa ile olmaz. Bu iş bir koli erzak kutusu ile olmaz.

Aslında devlet, milletini, ihtiyaç sahibi yapmakta,  ihtiyaç sahibi bırakmaktadır!

Şöyle ki; şu anda tahminen çalışanların %50’si kaçak, kayıtsız, sigortasız çalıştırılıyor. Bunların sayısının 10 milyon birey olduğu söyleniyor. Devlet bu kaçak işçi çalıştırılmasını bir yasa ile bir alan çalışması ile 3 ayda önler. Hatta bir ayda bile önleyebilir. İnsanlar yaşlandığında emekli olmuş olur. Ele, el eline, devlete el avuç açmaz. Kendi ihtiyacını karşılar. Ama devlet, kapitalistten, sömürücüden, asalaktan yana tavır aldığından, bunu hiçbir ülkede devlet yapmamaktadır.

“Oysa Allah cc. Dosdoğru olun. Dürüst olun. Adaletli olun. Hak yemeyin. Hukuk çiğnemeyin, buyuruyor. Duyan var mı?”

Müslüman, elinden ve dilinden başkaları zarar görmeyen kişidir. Müminler, iman bakımından en olgun, ahlak bakımından en güzel olandır. Müslüman kişiden, başkaları güvende olmalı. Kötülüğünden güvende olmayandan, hayır beklenmeyenden, Müslüman olmaz. Müslüman; ayet ve sünnetleri- hadisleri gönülden, samimiyetle yaşamalı. Allah’ın yasakladığı hiçbir söz, yazı, eylem içinde olmamalı.

= Peygamberimiz buyuruyor: (“Müslüman, iman edikçe cennete giremez. Kardeşini sevmedikçe de gerçek anlamda iman etmiş olamaz.”

“ Müslüman, bir iyilik yaptığında sevinen, bir kötülük yaptığında da üzülen insandır.”

“Müslüman, insanları karalamaz. Lanet etmez. Kaba ve kötü söz söylemez. Hayâsızlık yapmaz.”

“Kötülüklerin anası olan içkiden, ömrü zayi eden kumardan, Allah’ın gazabını-azabını gerektiren zinadan uzak durun.”

“Müslüman, şirkten kaçınır. Cana kıymaz. Yetim malına el uzatmaz. Müslüman kardeşine iftira atmaz. Laf taşımaz. Fitne ve bozgunculuğa ortak olmaz.”

“Sizin en hayırlınız, kendisinden hayır beklenilen ve kötülüğünden emin olunandır. En şerliniz ise kendisinden hayır beklenmeyen ve kötülüğünden de emin olunmayandır.”

“ Allah katında komşuların en hayırlısı, komşusuna en güzel davranandır.”

“Komşusunun kötülüğünden emin olmayan kişi cennete giremez.”

“Komşusu aç iken tok yatan, bizden değildir.”

“Allah, sizin suretlerinize ve mallarınıza bakmaz. Ancak kalplerinize ve amellerinize bakar.”

“Allah katında ibadetlerin en sevimlisi, azda olsa devamlı olanıdır.”)

Nisa süresi 36. Ayet: “ Allah’a kulluk edin ve O’na hiçbir şeyi ortak koşmayın. Anne, babaya, akrabaya, yetimlere, yoksullara, yakın komşuya, uzak komşuya, arkadaşa, yolcuya, elinizin altında bulunanlara iyi davranın. Allah, kendini beğenen ve böbürlenip duran, kimseyi beğenmez.”

Ankebût süresi 45. Ayet: “ Muhakkak ki, namaz, hayâsızlıktan ve kötülükten alıkoyar.”

Maide süresi 90. Ayet: “ Ey iman edenler! İçki ve benzeri şeyler; kumar, dikili taşlar ve fal okları ancak birer pisliktir. Onlardan kaçının ki, kurtuluşa eresiniz.”

İsra süresi 81. Ayet: “ Hak geldi. Batıl zail oldu. Zaten batıl yok olmaya mahkûmdur.”

Fatiha süresi 5. Ayet: “ Ancak sana ibadet eder, ancak senden yardım dileriz.”

Hicr süresi 99. Ayet: ”Sana ölüm gelinceye kadar Rabbine ibadet et.”

Yanlış, yalan bir bilgi vermeme azmi, gayreti ile hareket ediyorum. Eğer yanlış olursa, Allah’tan af, insanlardan özür diliyorum. Ama her zaman en doğrusunu söylemeye, yazmaya çalışıyorum. Doğruları, gerçekleri yazarken de yanlış yapmamaya çalışıyorum.

Allah cc. Kendinin tanınıp, inanılmasını, kendinin kabul edilmesini, birinci husus, ilke olarak koymuş. “Salih amel işleyenlere, hoş bir hayat yaşatacağını, onların ödüllerini vereceğini, Nahl süresi 97. Ayette buyuruyor.”

Nisa süresi 1. Ayet: “ Allah’a kulluk edin ve O’na hiçbir şeyi ortak koşmayın. Anne, babaya, akrabaya, yetimlere, yoksullara, yakın komşuya, uzak komşuya, yakın arkadaşa, yolcuya, ellerinizin altında bulunanlara iyi davranın. Allah, kendini beğenen ve böbürlenip, duran kimseyi sevmez.”

Peygamberimiz buyuruyor: “ Kadınlar hakkında Allahtan korkun. Çünkü siz, onları, Allah’ın emaneti olarak aldınız. Allah’ın adını anarak (nikâh kıyıp) kendinize helal kıldınız.”

“ Sizin en hayırlınız hanımlarına karşı en iyi davranandır.”

“Müslüman, İslam ilimlerini ve pozitif ilimleri temel bilgiler olarak mutlaka bilmeli.” Cahil olmamalı. “Sosyal ilimleri, sözel ilimleri, sayısal ilimleri, fen ilimlerini, teknik ilimleri temel bilgi olarak bilmeli.” “ Coğrafya, jeoloji, astronomi, matematik, fizik, kimya, biyoloji, cebir, geometri, felsefe, mantık, yabancı dil, spor, görsel sanatlar, müzik, sağlık bilgisi, trafik kuralları, ilk yardım, sivil savunma, iş sağlığı ve güvenliği, çevre bilgisi, doğa- tabiat bilgisi, dini ilimlerin en az 8 tanesini bilmeli.”

Müslüman sapkın olmaz. “Sapkın” ne demektir, bir bakalım.

Sapkın: “Doğru yoldan ayrılmış. Özellikle dinsel inancını yitirmiş olana, sapkın denmektedir. Sapkıya uğramış. Davranışları ile yaşadığı toplumun doğru, gerçek, hakiki inanç, ibadet, gelenek, göreneklerine ters düşmüş. Toplumun doğru ilke ve kurallarına uymayıp, ters düşmüş. Hakka, hakikate karşı direnmiş. Sapınca lığa düşmüş.”

“Cinsel sapıklık,” LGBTİ+ ne demektir, bir bakalım: “Normal olmayan cinsel birleşmenin anormal halidir, durumudur. Parafili, cinsel sapıklıktır. Teşhircilik, fetişizm, flörtçülük, pedofili, mazoşizm, sadizm, röntgencilik, transvesti, gay, feminizm gibi cinsel sapıklıklar; birer ahlakı hastalık, illet, zillet, hayâsızlıktır. ( Bazı söz, deyim, kavram, sözcüklerin anlamını bilmeden; bilim öğrenilmez.)

Müslüman hem hak üzere olur hem de haklı olur, olmalıdır. Bu sapıklıklardan, sapkınlıklardan uzak durur.

Bendeniz olsam, tüm sorunları 5 yıl içinde çözerim. 81 İlimizde, 980 kadar İlçemizde, belde, köy ve mahallerde sorun tespiti yaptırırım. Sorunları önem sırasına göre sıralarım. Bakan, Vali, Kaymakam, Belediye Başkanlarına görev veririm. Muhtarlarla ortak çalıştırırım. Yerel ve merkezi dinamikleri harekete geçiririm. Haksızlığa uğrayanların şikâyetlerini hemen değerlendiririm. Görev yapmayanları, görevden alırım. Yapmadığı görevin hesabını sorarım. Öyle ekstra aylık al. Döner koltukta dön, dur! Hırsızlık yapanların tüm servetine el koyarım. Cezasını ağır veririm. Aldığı aylıkları, SGK primini geri alırım. Ben hükümetsem; adil, adaletli, doğru, hakkaniyetli hükmederim.

Müslüman; dirayetli olur. Akıllı, bilgili, becerikli, bilge, güzel ahlaklı olur. İtikatlı olur. Azimli olur. Yılmaz, bıkmaz, usanmaz, korkmaz. İleri görüşlü, öngörüşlü olur. Batıldan firar eder. Hakk’a yönelir ve yaslanır. Güçlü olur. Ekip halinde çalışır. Her işi severek, huşu ile yapar. Çalışmasını ibadet maksadı ile icra eder. Başarısızları, sahtecileri, hainleri hükümet yapısında bulundurmaz. Hedef: hakka, hakikate ulaşmak olmalı. Allah’ı ve insanları mutlu, huzurlu, memnun, hoşnut etme olmalıdır. Müslümanlar, diğerlerinden farklı olmalı. Farklı olursa, takdir alır. Aksi halde diğer işe yaramazlarla beraber atılır.