Allah cc. Ayetinde ; “müminler kardeştir,” buyuruyor. Hazreti peygamberimizde aynen Yüce Allah’ın buyurduğu gibi; “müminler kardeştir,” buyurmaktadır.

Peygamberimiz sas. Bir hadis-i şerifinde şöyle buyuruyor: “ Sizden biriniz, kendisi için sevdiğini, kardeşi için sevmedikçe, - tam anlamıyla- iman etmiş olmaz.”

İmam Şâfiî Hazretleri ra. Diyor ki: “ Sen, sana fayda veren şeye bak. Onu yap.”

İmam Gazali ra. Diyor ki: “ Akıllı kişi, dünya ve ahirette zarar görmeyeceği işleri yapandır.”

Hazreti İbrahim as. Peygambere gönderilen, Allah’ın emirlerinde şunlar yazılıdır: “ Akıllı kimse, diline sahip olmalı. Zamanının kıymetini bilip, en güzel şekilde değerlendirmeli. Kendi işini en güzel şekilde yapmalı. Bir saatinde Allah’a dua, tövbe, zikir, ibadet, tefekkür yapmalı. Bir saatinde nefsini hesaba çekmeli. Güzel arkadaşlarıyla beraber olup, yararlı işler yapmalı. Mubah olan işler yapmalı…”

Ebu Talip el Mekkî ra. Şöyle demektedir: “ Allahü Teâlâ’ya sabırla en güzel şekilde itaat ve ibadet edenin sevabı 70 kat fazladır.

Haram- günah işlememeye sabretmenin sevabı ise 700 kat fazladır.

Günahı terk edip, günah işlememeye sabredenler, Allah cc. Yolunda cihat etmiş sevabı alırlar.

Sabır Allah’tan gelen bir sınavdır ve nefis için zorunludur. Sabır kişiye dünya ve ahirette çok büyük değerler kazandırır.

Allah cc. Yolunda nefisle mücadelenin sevabı 700 kat fazlaya ulaşır.

 Gerçek anlamda Allah’ı seven Müslüman, Allah yolunda gider. İslam dinini samimiyetle dosdoğru yaşayan müminler cennete gider. Zalimler ve kâfirler cehenneme gider.”

Peygamberimiz sas. Buyuruyor: “ Bir kişide bulunan huyların en kötüsü; aşırı cimrilik ve şiddetli korkaklıktır.”

“Allah’ım! Kederden, üzüntüden, tembellikten, cimrilikten, korkaklıktan, borç yükünden ve halkın galeyana gelerek, taşkınlığından sana sığınırım.”

Al-i İmran suresi 110. Ayet: “ Siz Müslümanlar, insanlığın iyiliği için çıkarılmış bir topluluksunuz. Doğru olanı emreder, eğri olandan insanları alıkoyarsınız.”

Al-i İmran süresi 31. Ayet: “ De ki; eğer Allah’ı seviyorsanız, bana uyun ki, Allah’ta sizi sevsin ve günahlarınızı bağışlasın. Allah çok bağışlayandır, merhamet edendir.”

Peygamberimiz sas. Buyuruyor: “ Sizin en hayırlınız, ailesine karşı en hayırlı olanınızdır. Ben de ailesine karşı en hayırlı olanınızım.”

İyi bir mümin, İslam dini ile ilim, bilim, dosdoğru gerçekçi bilgi ile davranır. İyiliği emredip, kötülükten sakındırmak, kişinin ve toplumun esenliği için konulmuş İlahi bir hükümdür. İslam’ın temel ilkelerinden biride budur. Bugün bu önemli, değerli ilke pek uygulanmadığından, zalim ve kâfirler toplumları tutsak etmiş, egemen olmuşlardır. İyiliği yaşamak, yaşatmak, kötülüklerden sakındırmak herkesin görevidir.

Müslüman, her koşul, zaman, yer, durum ve ortamda en iyi olmayı becermeli. Haram, günah, mekruh olan her söz, yazı, davranıştan sakınmalı. Müslüman, İslam dininin ilke ve kurallarını yapmakla sorumludur. İslam’ın hiçbir ilke ve kuralı önemsiz, değersiz, faydasız, kötü, çirkin, zararlı değildir. Müslüman her ilke ve kurala uymalıdır. Müslüman, kibirli, kıskanç, çekemez, yalancı, iftiracı, hırsız, haram işleyen, günahı alışkanlık eden, dedikodu yapan, zalimlik eden, dünya hırsı ile hareket eden, intikam alma isteği ile azgın, sapkın olan olamaz. Zulmedemez. İslam’dan başka inanç, hurafe, bidat, bozuk felsefe benimseyemez.

Müslüman, kendine kötülük edeni bağışlayabilir. Ama misliyle karşılık da verebilir. Saygısızlık yapana hoş, iyi davranmayabilir. Ama aşırılık içinde de olmaz. Hukuka uygun davranır. Öfkesini yutar, sabreder. İslam dini sabırlı olmaya çok önem vermiştir. Affeder, affedebilir. Affetmekte büyük meziyettir. İyilikle karşılık vermesi de büyük bir değerdir. Müslüman, dürüst, sadık insanlarla beraber olur. Müslüman, İslam dinini tüm değerleri ile yaşar. Bilimi yaşar. Sanatı, mesleği yaşar. Aklını en doğru şekilde işletir, kullanır. Hanzoluk, kabalık, saldırganlık, kızgınlık ile hareket etmez.

Allah cc. Şu tip insanlar için; “yazıkları olsun,” “eyvah” gibi ifadeler kullanmaktadır:

“ Tekrar dirilince hakikati fark edenler!

Ceza günüyle karşılaşan inkârcılar,

Kıyametin yaklaştığını gören kâfirler,

Allah’ın kitabını tahrif edenler,

Şiddetli azaba, eziyete tutulanlar,

Mahşer günü amel defterini okuyan günahkârlar,

Allah’a iftira atanlar,

Allah’a şirk- ortak koşanlar,

Öldükten sonra dirilmeyi inkâr edenler,

Ayetleri inkâr eden iftiracı ve yalancılar,”

Bu kişilerin zarar göreceğini, azaba tutulacaklarını Allah cc. Farklı ayetlerinde bizlere bildiriyor.

Allah cc. Yolundan, hak ve hakikat yolundan, hidayet yolundan, sıratı müstakım yolundan, Kur’ân ve sünnet yolundan ayrılmamak için yüksek sağlam irade göstermeliyiz. Aklımızı, Kur’an, sünnet, ilim, irfan, bilim ile işletmeliyiz. İnsanlara, varlıklara en iyi, güzel, hayırlı şekilde yararlı olmalıyız.  Dünyanın en iyi, güzel, hayırlı, yararlı, önemli, değerli insanı olmak için var gücümüzle çalışmalıyız. Allah’a en güzel ve dosdoğru şekilde, peygamberimiz sas. Gibi ibadet etmeliyiz. İnsanlara, varlıklara en güzel şekilde iyilik, hizmet, infak, yardım etmeliyiz. Olgun, erdemli, faziletli yüksek insan olmaya çalışmalıyız. Kurtuluş sadece bundadır.

Anneler, babalar, öğretmenler, imamlar, bilgeler; çocuklarımıza en dosdoğru, iyi, güzel şekilde rehberlik etmelidir. Hepsine selam, sevgi, saygılarımı sunuyorum.

                                                                                              Mehmet KASAP

                       İSTİKAMETİMİZ, MUTLAK DEĞERLERİMİZ OLMALI

Bir bilge, bilinçli bilgin insan, ne ölçüde; hak, hukuk, doğruluk, dürüstlük, düzgünlük, adalet, hakkaniyet, güzel ahlâk, edep, hayâ, ilim, irfan, bilim, akıl, İslâm uygulamalı olursa; o ölçüde, orantıda başarılı olur. Beğenilir. Takdir edilir, övülür. Halk nezdinde, Allah cc. Katında kabul görür.

İç ve dış düşmanlarımız, açıktan ve gizli olarak; vatan, millet, devlet, bayrak, bağımsızlık, özgürlük, vatan bütünlüğü, emperyalist emel düşkünlüğü, insanlık ve İslâm düşmanlığı yapmaktadır. Bunu, bu içteki ve dıştaki açık, gizli düşmanlarımız hep yaptılar. 16 Türk devletimizi hep bu “ böl, parçala, yık, ye!” politikası ile yok ettiler! Sadece Türk devletlerini 125 parçaya bölüp, bizleri perişan ettiler! “Bu adi politikayı emperyalistler sadece Türklere karşı uygulamıyorlar. Tüm İslam ülkelerine uygulanan politikada, bu düşmanlık sonucudur.”

Bizler, birey, aile, toplum, devlet olarak; çok güçlü, bilgili, bilinçli, birlik ve beraberlik içinde, bilimsel planlı, stratejik programlı, kaliteli, verimli çalışma içinde olmalıyız. Tüm dost ve kardeşlerimizle, kurumsal birlik ve beraberlikler kurmalıyız. Yardımlaşma, dayanışma, paylaşma yapmalıyız. Birbirimize her alanda yardım etmeliyiz. Birlik ve beraberlikte güç, kuvvet vardır. Köle, esir- tutsak, mankut olmamak vardır.  

Herkes öncelikle kendinden sorumludur. Herkes önce kendini sorguya, hesaba çekmeli. En güzel, iyi insan olmak için her gerekeni yapmalı. Anne ve babalarda görevini eksiksiz yapmalı. Sadece kedi, tavşan gibi doğurmak annelik değildir. Sadece doğurtup, sorumsuz olmak da babalık değildir. Anne ve baba, dinimizin ve hayatın verdiği görevleri eksiksiz yapmalı. Ebeveynler görevlerini, ödev, sorumluklarını eksiksiz yerine getirmeli. Bakabileceği, yetiştirebileceği kadar çocuk sahibi olmalı.

Çocuklar, evlatlar da; anne ve babalarına karşı görev ve sorumluluklarını eksiksiz öğrenip, yerine getirmeli. Allah cc. İsra süresi 23. Ayette; anne ve babaya iyilik, hizmet, yardım edilmesini, “ öf” bile denmemesini emrediyor.

Peygamberimiz sas. De; Cennet, annelerin ayağı altındadır, buyuruyor. Yine peygamberimiz sas. Diyor ki; Allah cc. Anne ve babaya kötü davrananlara gazap eder. İyi davrananlardan razı- hoşnut olur,” buyuruyor.

İnsanların üstün, değerli, önemli, beğenilen olmaları; iman ile edep ile güzel ahlak ile takvayladır. Mal, mülk, servet ile değildir. Kur’ân’ın ilk emri; “Oku,” olmuştur. Okumak, bilgi öğrenmek, yazmak, anlatmak, bilgiyi öğretip, bildirmek, açıklamak; farzdır. İslam, Müslüman olma; iman ile başlar. İman etmek, ibadet etmeyi gerektirir.

Kur’an’da en çok geçen sözcük; “Allah” kelimesidir. Allah kelimesi değişik şekillerde Kur’an’da 2,697 defa geçmektedir. “İlim” sözcüğü de, değişik şekillerde 676 kez Kur’ân ’da geçmektedir. Allah sözcüğünden sonra en çok geçen sözcük; “ilim” sözcüğüdür. İlim- bilim- bilgi sahibi olmalıyız. Ama bu bilgi ile yaşamalıyız. Bilgiyi yaşantımıza uygulayan, yaşayan olmalıyız. İlim yaşayışı, bizi illetli, zilletli olmaktan kurtarır. Bizleri izzetli, değerli, aziz yapar. Yarayışlı, değerli, önemli, aziz yapan, ilim öğrenmeliyiz. Sanat, meslek öğrenmeliyiz. Çağın bilgisini, sanatını, mesleğini, tekniğini, teknolojisini öğrenmeliyiz.

İslam dinini, zamanın, koşulların, yerin, durumun, bilimin, aklın, olanakların durumuna göre değerlendirmeliyiz. Tarikat, cemaat, mezhep görüşlerini; ayet, sünnet kabul edip, halkın kabul etmeyeceğini bile bile anlatmamalıyız. Böyle anlatanlar, İslam dinine düşmanlık etmektedirler. Mezhep görüşü olsa bile, bin küsur yıl önceki bir değerlendirme, görüş, anlatış; şimdi tam doğru şekilde yerine oturmayabilir. Mesela; bir ilahiyatçı doçent medyada konuşmuş. Şöyle demiş: “ Bazı mezheplere göre namaz kılmayanlar dövülebilir.” Hangi ayetle, sünnetle belirtilmiş bir hükümdür, diye soralım. Ayet yok, sünnet yok! Böyle ileri – geri konuşmamalı.

Allah cc. İslam dininde; baskı, dayatma, zorlama, şiddet yok diye ayetinde buyuruyor. Zorlama ile ibadet olmaz. İslam’ın temelinde; eğitim- öğretim, sevdirme, ödüllendirme vardır. Güzel örnek olma vardır. Zorla dindarlık olmaz. Münafıklık oluşur.

Âlemlerin Rabbi Yüce Allah cc. Şefkatlidir, merhametlidir, haksızlıktan koruyucudur, kötülüklerden ve çirkinliklerden yasaları ile koruyucusudur. Bozuklukları engelleyicidir. Kur’an ve sünnetleri ile rehber olucu, doğru kılavuz olandır. Kur’an, sünnet, akıl, bilim asıldır, esas olandır. Bilim ve akıl olmazsa, olmazdır. Din- iman olmazsa, olmazdır. Allah cc. Katında din ilmi, bilim diye ayrım yapılmaz. İkisi de Allah cc. Katındadır. Küfre, batıla düşmemek için aklı, dini, imanı, bilimi çok dosdoğru kullanmalı. Aklı dosdoğru işletmeli.

Allah’a güvenmeli. Allah’ın emir ve yasaklarını yerine getirerek, güvenmeli. Gereğini yaptıktan sonra tevekkül etmeli- güvenmeli. Sebepleri yerine getirdikten sonra güvenmeli. Bir insan kendinin zararına, ziyanına, felaketine neden olacak olayı yapıp; ben, Allah’a güveniyorum, yaparım, dememeli. Her işi akla, bilime, dine- imana uygun yapmalı. Bir iş yaparken, önlemini, tedbirini almalı. Güvenliğini almalı. Her ne gerekiyorsa, detayına kadar yapmalı. Ondan sonra tevekkül etmeli. Kısacası ahmakça, salakça, akılsızca davranmamalı.

Müslüman, bilgili, bilinçli, uyanık, dikkatli olmalı. Hak ve hakikat ile yaşamalı. Bilgiyi yaşantısı ile birleştirmeli. Bugün bilgiden, bilinçten ve duyarlılıktan uzak olan binlerce kişi boş yere, kaza ile bela ile gitmektedir. Hem de kul hakkına girerek gitmektedir. İlke, kural, kaide, esas, adap tanımadığı için, başkalarına da zarar vererek, göçmektedir. Bu günahtır. Günahı terk etmeli. Pişmanlık duyup, hakta kalmalı. Pişmanlık duyup, hak ile yaşamalı. Bir daha yanlış, hata, kusur yapmamaya çalışmalı. Kul hakkı ile göçmemeli. Yanlış yapmamaya pişman olup, tövbe etmeli.

İnsanlara, varlıklara, hayvanlara sahip çıkmalı. Hastalandığında, darda olduğunda yardıma, ziyarete gitmeli. Öldüğünde, cenazesine katılmalı. Zor duruma düştüğünde yardımına koşmalı. Her güç durumda yardım etmeli. Uyarmalı. Gerektiğinde tebrik etmeli. Teselli etmeli. İnsanlık görevini yapmalı.

Affetmeyi, bağışlamayı becermeli. Allah’a iman edip, emir ve yasaklarına eksiksiz uymalı. Sürekli sevap alıcı işler, görevler, ödevler yapmalı. Amel defterinin kapanmaması için ne gerekiyorsa, yapmalı. Dünyada huzurlu, mutlu olmaya çalışmalı. Dünyada iken ahireti hazırlamalı. Kolay, rahat olacak işler yapmalı. Cennet yoluna girmeli. Cehennem yolunda yaşamamalı. Cehennem yoluna girmemeli. Hak ve hakikati, ilmi, irfanı, dini, imanı öğretmeli. Helal kazanç içinde olmalı. Helal kazanıp, helal harcamalı. Allah’ı bilip, O’nun emri ile yaşamalı. Allah’tan uzak kalmamalı. Rabbimiz ile birlikte olmalı. Cehennem ateşinden korunmayı öğrenmeli. Cehenneme götürücü eylemleri öğrenmeli. Günahın küçüğünü de işlememeli. Günah işlememeli. Günahlar, sevapları siler, yok eder. Herkesin onuruna saygı duymalı. Sevgisiz, saygısız olmamalı.

Cennete ve cehenneme götüren yolları öğrenmeli. Haram, günah içine düşmemeli. Düşersek, pişman olarak hemen çıkmalı. İlimle, irfanla, bilimle, sanatla, meslekle, onurla, hak ve hakikat ile yaşamalı. Milli, manevi, dini, ilmi değerlere bağlı yaşamalı. Görgü kurallarını bilip, yaşamalı. Kaba saba olmamalı. Hak ile halk ile kaynaşarak, barış içinde yaşamalı. Barışı sağlamalı.

Akraba, dost, arkadaş, komşu, millet, halk, insanlar, hayvanlar, doğa ile barışık yaşamalı. Küs, dargın, kötü olmamalı. Dilimizi en güzel şekilde, anlamlı, açık, net, iyi, incitmeyen şekilde kullanmalı. Dilini doğru kullanmayandan, pek bir değer, önem, sevgi, saygı, anlayış, güzellik, iyilik, yararlılık çıkmaz. Barışı da bozar. İşlerini çıkmaza sokar.

İyi insan olmak, ancak ilmi, irfanı, dini yaşamakla olur. Bunu mutlaka ama muhakkak başarmalıyız. Birey, aile, toplum, devlet olarak, insanlık olarak, muhakkak başarmalıyız. İnsanlar bunu başaramadığından, beşeri ve doğal afetleri dünyada yaşamaktadır. Bunun devamı da cehennem olmaktadır.

Akıllı olmalıyız. Hiçbir varlığa zarar vermemeliyiz. Bugün, iklim değişikliği, doğaya, dünyaya, evrene verdiğimiz zarardan kaynaklanmaktadır. Bu gidişle, dünya belki de yaşanılmaz olacak. Hayat bitecek. İnsanlar başka gezegenlerde yaşama çalışması yapmaktadır. Yine aklını doğru kullanamamaktadır. Başka gezegenlerde yaşama çalışması yapacağına, bu dünyada insan gibi yaşamayı becerse, daha yararlı olur.

 Biz dünyanın varlıklarıyız. Başka dünyada rahat, huzur, mutluluk bulamayız. Aklı doğru kullanırsak, hiçbir zarar görmeden, iki dünyada yaşamayı sürdürürüz. Aksi halde iki âlemde de perişan, rezil, felaket görürüz, Allah cc. Korusun. Herkes aklını başına almalı.