İnsan; kendini, Rabbini, hakkı, hakikati, haddini, hududunu bilip, yaşarsa; olgun, iyi, güzel, dürüst, yararlı insan olarak yaşar. Kendine ve başkalarına hayır ve iyiliği olur. Huzur, mutluluk, rahatlık, kolaylık, güzellik, iyilik, sağlık içinde iki dünya mutluluğunu kazanır. Dünyaya güzel bir ses, seda, eser bırakır. Ahirette bu değer yaşantısının çok yararını görür.

                Olgun, yararlı insan olmak için önce iyi niyet, duygu, düşünce, eylemelerle işe başlamalı. İnsan kendini en ideal şekilde yetiştirmeli. İçinden gelen iyi sese kulak vermeli. Hep iyilik düşünüp, davranışa dönüştürmeli. Şeytanın, şeytanlaşmışların ses ve eylemlerine değer vermemeli. Onların zararlarına, kötülüklerine, çirkinliklerine, hainliklerine karşı tedbir ve önlem almalı. Donanımlı olmalı. “Birkaç kandırıcı, aldatıcı söz ve eylemlere aldanıp, kanmamalı. Şeytanın ve şeytanlaşmışların hile, sahtecilik, sahtekârlık, düzenbazlıklarına karşı uyanık ve dikkatli olmalı. Onlar, insanları aldatmak için cin gibi, şeytan gibi her boyaya, şekle, şemaya girerler.”

                Bilgili, bilinçli, samimi, takva mümin olarak; Kur’ân ve sünneti akıl, ilim ile samimiyetle yaşamalı. “Gösterişe düşmemeli. Gösteriş samimiyeti bozar. Davranışın özene, şekline, şemailine zarar verir. Faydasız kılar.”

 İslam dinini, Allah’tan geldiği şekilde; peygamberimiz gibi anlayıp, yaşamalı. Sapık ve sapkınların bozuk yorumlarına aldırış etmemeli. “Bozuk olan hiçbir şey, değerli olmaz. Değer katmaz. Değer vermez.”

 Laik, seküler, dindışı, dinsiz olan düşünce ve eylemelerden de yarar gelmez. Biz, bunu bozuk olan Yahudilikte, beşerileşmiş Hıristiyanlıkta, laiklikte, sekülerlikte, ateist komünistlikte, sosyalistlikte, kapitalizmde, faşizmde gördük, görmekteyiz. İslam dinini yanlış anlayıp, yorumlayanlarında görüş ve eylemeleri; diğer sapkınlıklardan iyi değildir. “Allah cc. Katında hak din sadece İslam dinidir. İslam dinini peygamberimiz gibi anlayıp, yaşamalıyız.”

                Sosyal yapıyı, sosyal sistemi, toplumsal yapıyı, toplumsal kurumları; akl-ı selim ile ilimle, din ile şekillendirmeliyiz. Toplumsal ilişkileri istikrarlı, düzenli, birbiri ile ilişkili hale getirmeliyiz. Zararlı, ziyanlı olanları tespit edip, düzeltmeli, iyileştirmeliğiz. Tüm değerleri işlevli hale sokmalıyız. Düzenli, dengeli, ölçülü bir sistem içinde toplumu, devleti yönetmeliyiz.

                Hak, hukuk, doğruluk, dürüstlük, adalet, güzel ahlak, edep, hayâ, ilim, bilim, sanat, teknik, teknoloji, üretim içinde en yüksek değerlerle yaşamalıyız. Toplumsal hayırlı eylemler içinde olmalıyız. Her birey yapıcı, olumlu işlev içinde olmalı. Eğim, öğretim, ahlak ve terbiyeyi böyle vermeli. Davranış sistemi, kişilik sistemi, toplumsal sistemi, kültürü böyle vermeliyiz. Ölçülü, dengeli, hassas özellikli, şahane sistem ile harika ve harikulade insanlar yetiştirmeliyiz. İnsanda nitelik, özellik, özgünlük, kolektif çalışma, performans, evrensellik, hakka, hakikate yönelim olmalı. İnsanlar birbiri ile uyumlu, güzel hedefli, bütünleşmeli yaşamalı. Aile, toplum, devlet organizması bu şekilde oluşturulmalı. Amaç birlikte belirlenmeli. Amaca ulaşma birlikte yapılmalı.

                İnsanlar farklı yaratılmıştır. Bu farklılık, birinin kötü, diğerinin iyi olması anlamında değildir. “Her insan en güzel, onurlu olabilecek şekilde yaratılmış.” Eğitim, öğretim, güzel ahlak, edep, terbiye ile insan olumlu veya olumsuz yönde şekillenir. Bozuk düşüncelerle insan bozulur! Doğru düşüncelerle insan dürüst, olgun olur.

                Bugün, “bilgi” kendi sapkınlıklarını devam ettirmek için çok kullanılmaktadır.

“Ateistlik, komünist rejimin oluşması için kullanılmaktadır.”

“ Irkçılık ve İslam düşmanlığı, faşizm için kullanılmaktadır.”

 “ Modern bilim, kapitalizm devamı için kullanılmaktadır.”

“ Bozuk, tahrif edilmiş Hıristiyanlık inancı, kendinden olmayanları yok etmek için kullanıldı.”

“Yahudilik, Siyonist hedefler için kullanılmaktadır!”

 18. Yüzyılda “Aydınlanma dönemi” olarak adlandırılan dönem; Hıristiyanlığı ve diğer dinleri inkâr üzerine kuruldu. Aydınlanma döneminin ve materyalizmin öncüleri daha çok Siyonist Yahudiler oldu. Amaç: din savaşları olmasını önlemekti. Ama dinsiz - imansız vahşet, korkunç dehşet veren savaşlar, sanayinin da gelişmesi ile daha katliamcı boyut aldı! Birinci ve İkinci Dünya savaşları, diğer yüzlerce savaş; sapkın felsefe, sapık ideolojilerle yapıldı.”

1750 yıllarında “Sanayi devriminin” başlaması ile öldürücü, katliam yapıcı silahlar geliştirilmeye başlandı. Hala geliştirilerek, yapılmaktadır! Bunları daha çok laik, seküler, ateist vahşiler kullanmaktadır.

Faşizmin, komünizmin, kapitalizmin tarihini çok iyi bilmeli. Dersler çıkarmalı. İnsanlık tarihi boyunca; bu üç ideoloji, kadar katliamcı rejim, yönetim, idare şekli görülmemiştir. Bunlar kadarda hiçbir dönemde insan ve doğa, çevre katliamı yapılmamıştır.

                İnsan, hakka, hakikate, Rabbe, Rabbin buyruklarına; akıl, ilim ile uymazsa, yenilikleri insanlığın ve doğanın yararına yapmazsa, kuralları hakça koymazsa, yaptığı işlerden hayır ve iyilik gelmez. Hakka uyum sağlama, yenilikleri halk ve doğa için yapma, kuralları hakça, halk için yapma mutlaka sağlanmalı. Büyük şirketlerin, ordunun, devletlerin, hükümetlerin hakça, hukukça olmayan uygulamaları yapılmamalı. Yaptırılmamalı. Her zaman doğru, dürüst, gerçekçi, ilmi hareket etmeli. Bu ilim, bilim dediğimiz; ideolojilerin işine yarayan bilgi olmamalı. Bugün, bilim ve tekniği ideolojiler ve sapkınlar; çevreyi, doğayı, insanlığı yok etmek için kullanmaktadır! Bunların insanlıktan yana ideal bir düşünce ve de eylemleri yoktur.

                ABD, Rusya, Çin, İran, Avrupa Ülkeleri, bazı Arap sapkın yönetimli ülkeler, Hindistan, İngiltere, Fransa, Almanya, Pakistan, Japonya gibi 10 ülke, bugün nükleer, kimyasal, biyolojik silah üretmiş! Dünyanın her tarafını füzelerle vuracak güce ulaşmışlardır! Dünyayı ve insanlığı tümden yok edecek silaha sahiptirler! Savaş çıkararak, silah ticareti yapmaktadırlar. “Birleşmiş Milletlerin 5 daimi üyesi; ABD, RUSYA, ÇİN, FRANSA, İNGİLTERE en çok silah satan ülkelerdir.” “ En çok da dünya düzenini bozan ülkelerin başında bunlar gelmektedir.”

                Toplumda gelir dağılımı adil olmalı. Biri 110 milyar dolar servete sahip iken, diğerinin 110 doları yoksa o toplumda huzur, mutluk, barış sağlanamaz. Sınıf çatışması önlenemez. Sermaye, sömürü aracı olarak kullanılmamalı. Devlet, sermayenin emrinde olmamalı. “Komünistler, Marksistler gibi de sermaye düşmanlığı yapmamalı.” Her iş, ölçülü, dengeli, hassas, uygun şekilde yapılmalı. Faşizm, komünizm, kapitalizm, liberal gibi sapkın ideolojilere; kul, köle olmamalı. “Sapkın dini inanışların düşmanlığını yapanlar; bu sapkın, sapık ideolojilere mankutluk yapmaktadır.”

                Zihin, bellek, hafıza, kişilikler bu sapkınlıklarla bozulmamalı. Toplum bu sapıklıklarla bozulmamalı. Hak ve hakikat olmadan, bilgi geliştirilirse; bu bilgi, bilim sapık, sapkın, katil, çıkarcıların işine yarar. Öylede olmaktadır!       

                İhlâs ve samimiyet içinde bilge dindar olmalı. İbadetleri Allah cc. Rızası için takvaca yapmalı. İyilik ederken, muhtaçları öne almalı. Samimi hak inanç, davranış, şekil, anlam, zahir ve batında işbirliği içinde bütün olmalı. Şekilde olan davranışlarda ihlâs ve samimiyet olmalı. İman, ibadet, iyilikte taklit yapılacağı gibi araştırma, inceleme, bilme ile yapılan daha makbuldür. “Müslüman, hamt etmeli, şükretmeli, teşekkür etmeli. Zikretmeli. Dua etmeli. İbadet etmeli. Tövbe etmeli. Allah’ın emirlerini tutmalı. Yasakladıklarından sakınmalı. Şüpheye düştüğü işlerden de kaçınmalı. Kesin bilgi ile davranmalı. Örgütlü hayır, iyilik, infak işlerinde bulunmalı. Allah’ın rızasını- hoşnutluğunu kazanmak için azimle, gayretle çalışmalı. Kişi hak ve hukukuna tam anlamı ile uymalı. Anne, baba, kardeş, akraba, komşu hakkını öncelikle düşünmeli. Anne ve babaya özellikle özen göstermeli. İlgisiz, boş, fuzuli işlerle asla ilgilenmemeli. Boş konuşmamalı. Kırıcı, incitici konuşmamalı. Güzel, verimli, kaliteli olmalı. Bu nitelikte işler yapmalı. Her işe mutlaka “besmele” ile başlamalı. “Elhamdülillah” diyerek sonlandırmalı.

Müslüman, dosdoğru, dürüst, adil, adaletli, eşitlikçi, hak, hukuk uygulayandır. Merhametli, şefkatli, müşfik, acıyandır. “Merhamet etmeyene, Allah da merhamet etmez, acımaz.” Birey, aile, toplum, devlet olarak değerler silsilesi ile yaşamalıyız. İslam değerlerini bir bütün olarak hep birden yaşama sokmalıyız. Birkaçını yaşamakla olmaz. “Bütün değerler yaşam tarzı edilmeli. Faziletleri yaşamalıyız. Rezaletleri yaşamamalıyız. Fazilet ve rezaletleri bir arada yaşayan olmamalıyız. Nefis ile kendimiz ile mücadele etmeliyiz. Kendimizi sorgulamalı ve yargılamalıyız.”

Peygamberimiz buyuruyor: “ Akıllı kişi, nefsine hâkim olan ve ölüm sonrası için çalışandır. Zavallı(ahmak) kişi ise nefsinin arzu ve isteklerine uyan ve buna rağmen Allah’tan hala iyilik isteyendir.”

                Hazreti Ömer ra. Buyuruyor: “ Hesaba çekilmeden önce kendinizi hesaba çekiniz.”

                İlim sahibi olunuz. İlim, bilim, bilgi, teknoloji öğreniniz. Üstün yararlı kültür sahibi olunuz. Aksi halde yazdıklarımı bile okumazsınız, anlayamazsınız. İlim hem dünya için hem de ahiret için kazanılır. İlim kadar değerli hiçbir meta yoktur. İlmi olmayan; dini, imanı, bilimli anlayamaz. Salih amel işleyemez. Mutlaka her yaşta ilim öğrenme gayreti, azmi içinde olunuz. Meslek, sanat, yararlı kültür mutlaka öğreniniz. “Allah cc. Salih amel işleyen ilim sahiplerini sever.”

                Sadece bireyin iyi, güzel, ahlaklı, olumlu olması yetmez. Toplum etkileşim halindeki insanlardan oluşur. Bir pislik, kirlilik varsa diğerlerine bulaşır. Hele örgütlü, iletişimli, diyaloglu olursa iyilik de, kötülükte hızla yayılır. Eylemler doğru tanımlanmalı ve yorumlanmalı. Çok çeşitli, farklı şekillerde etkileşimler olur. Zihni, iradeyi; hak, hakikat merkezli, ilim ve din eksenli işlevli kılmalı. Sağduyudan ayrılmamalı. Mankut gibi kullanılmamalı. İnsanı tanımalı ve insanın kabul edeceği en doğru ve gerçekleri insana usulüyle sunmalı. Bilgilendirme, belgelendirme, benimsetme yapmalı. “Anlatanlar arasında karşılıklı denge olmalı. Karşılıklı bağlılık olmalı. Hırsız, yolsuz, sahteci, sahtekâr bir kişinin; doğruluktan ve dürüstlükten, güzel ahlaktan söz etmesi inandırıcı olmaz. Kabul görmez.”

                “İnsanlara, kötü, çirkin, bozuk olanlarda; iyi, güzel, olumlu olarak sunulup, kabul ettirilmekte, benimsetilmektedir.” Hıristiyanlıktan kaçışı; “18. Yüzyıl Aydınlanma Çağı,”adı altında Marksizm’le, kapitalizmle yaptılar. “Kapitalizmi; mutluluk, özerklik, demokrasi olarak sundular. Dini inkâr ettirdiler.” “ Marksizm ile zorbalık, insan dışılık, cuntacılık, emek ve insanlık düşmanlığı yapıldı. Tüm özgürlükler kaldırıldı.” Kapitalim ile sömürü yapıldı. İnsanlar ahlaksızlaştırıldı. Kişisel çıkar öne çıkarılarak, savaşlar arttı. Teknolojik gelişme ile savaşlarda katliamlar, ölüler çoğaldı! Aydınlanma Çağı ile başlayan süreçte ölen insanların sayısı, tüm zamanlardan kat, kat daha fazladır!

                “Marksizm; emek, hak, hukuk, özgürlük, bağımsızlık, refah olarak sunulmaktadır. Nefse hoş gelenler anlatılmaktadır.” “ Kapitalizmde, demokrasi olarak anlatılmaktadır.” Biz komünizmde korkunç dehşet evren vahşetlerden başkasını görmedik. Demokrasi, demokratlardan da komünizm benzeri hayvanilikten başkasını görmedik. “Aldanıp, kanmamalı. Kanıp, mankut gibi kullanılmamalı.”

                Bugün, daha çok sapık, bozuk, akıl ve gerçek ilim dışı felsefi akımlar; felsefi, beşeri anlayışlar, doğru görüş ve dini inanış olarak kişi ve toplumlara sunulmaktadır. Sapkın ideolojilerle, insanlar; akılsız, aklı doğru işletemeyen, mankut, köle, esir haline getirilmektedir! İnsanlar; insanlıktan, insanilikten, insancılıktan, olgunluktan, yararlılıktan uzaklaştırılmaktadır! Hayvan altı yaratık durumuna sokulan insan; önce birbirini parçalamaya, yok etmeye, doğayı katletmeye başlamaktadır! Bu bayağılıktan kurtulmak, korunmak için aklı, zekâyı, zihni; ilim, bilim, bilgi, İslam dini ile işletmeli. Kurtuluş sadece buradadır, asla unutmamalı.