İnsan kendini en ideal şekilde, biçimde; ilimle, bilimle, doğru bilgilerle, akılla, zekâyla, hak din İslam ile sanatla, yararlı kültürle, milli, manevi değerlerle formatlamalı. İlmin ve İslam’ın tüm değerleri ile yetişmeli. Öyle yetişmeli ki, aklına, bedenine, ruhuna, genlerine etki etmeli. Duygularına, düşüncelerine, davranışlarına etki etmeli. Yapıcı, olumlu, yararlı, iyi, güzel, dosdoğru, dürüst, düzgün, olgun, yüksek ve güzel ahlaklı yaşamayı alışkanlık etmeli.

Kötü, zararlı niyet taşımamalı. Duygular güzel olmalı. Düşünceleri doğru, ilmi, güzel, iyi, yapıcı, olumlu olmalı ki; eylemleri, hareketleri, davranışları da; harikulade, harika, muhteşem olsun. Kötü ve zararlı söz, yazı, eylem içinde olmamalı. Kimseyle çekişmemeli. Ağırbaşlı, alçakgönüllü, gönül insanı olmalı. Öfkelenmemeli. Kızmamalı. Kendimizi kontrol edip, denetlemesini becermeli. Hiçbir konuda ümitsizliğe düşmemeli. Zora kaldığımız zamanlarda; arkadaş, dost, akraba, komşu ve iyilikseverlerden yardım istemeli, destek almalı. Etkin, aktif, sosyal olmalı. Pısırık, çekingen, edilgen, pasif asla olmamalı. Kendimizi ilimle, din ile geliştirmeli.

Başkalarında kusur, hata, yanlış aramamalı. İnsanlarla yapıcı, olumlu ortamlarda olmalı. Aşırılık, gerilik, çirkinlik, olumsuzluk içine düşmemeli. Dosdoğru olan orta yolda olmalı. Affedici, bağışlayıcı olmalı. İşlerimizi hukuk ile çözmeyi hedeflemeli. Cahil cühela, çapulcular gibi kaba kuvvet, aşırılık gösterme asla yapmamalı. Haklı olduğumuz yerde, haksız ve zarar görür duruma düşmemeli. Olan olay ve olgulardan ders alıp, ibret almalıyız. İntikam alıcı, öç alıcı, düşmanca davranıcı duruma düşüp, kendimizi, sevenlerimizi, yakınlarımızı, başkalarını zor duruma düşürmemeliyiz. Akılla, zekice, ilmi hareket etmeliyiz.

Yalan, iftira ile konuşmamalı, yazmamalıyız. Doğru ve gerçeklerden ayrılmamalıyız. Doğru ve gerçeklerinde yazılış biçimi, söyleniş şekli doğru olmalı. Sözü yazmasını, söylemesini bilmeli.

Bazı kişiler doğru konuşuyor ve doğru yazı yazıyor. Ama zarar görüyor. Çünkü ne konuşmasını ne de yazmasını becerebiliyor. Her işin bir ilkesi, kuralı, kaidesi, edebi, adabı, tarzı, inceliği, kibarlığı, nezaketi, zarafeti, efendiliği vardır. Bu her hal ve durumumuzda olmalı. Yoksa yazı ve söylemlerimiz; kınanır, eleştirilir, yerilir, hak ve hukuka girer. Bunun için etkili, güzel, anlaşılır, edebi konuşma kurslarından dersler almalıyız.

Doğru ve gerçeğin de söyleniş, yazma, yaşama şekli vardır. Bunun için ilmin ve dinimizin fazilet kurallarından yararlanmalıyız. Sade, temiz, net olmalıyız. Kaba saba, argo, bozuk davranışlı olmamalıyız. Her türlü haramdan, günahtan, mekruhlardan, çirkinlikten, kötülükten, zararlıdan, bozukluktan korunmalıyız. Tövbe edip, hak yolda yaşamaya çalışmalıyız. Asla anarşi, şiddet, terör, bozukluk, yıkıcılık, ırkçılık, felsefi bozukluk, ideolojik sapkınlık içine düşmemeliyiz. Düşmüşsek; hemen tövbe etmeli. Boy abdesti almalı. Bir daha yapmamak üzere haramlardan, günahlardan dönmeli, pişman olmalı.

Kötülerin kötülüklerine aldanıp, kanmamalı. İnanıp, hak yoldan çıkmamalı. Başkaları ile tartışmamalı, münakaşa, kavga etmemeli. Dinleyene anlatmalı. Okuyana yazmalı. Asla başkalarını aşağılamamalı. Yalan ve iftira ile karalamamalı. Küfretmemeli, sövmemeli. Ama tanınmış sapkın kişilerin yanlışlarını yazıp, anlatmalı ki, başkalarını tuzaklarına düşürmesinler.

 İslam dini, Müslümanlık; anlatma, açıklama, tebliğ etme, irşat etme, feyizlendirme, güzel örnek olma, hak ve hakikatlerle, güzel ahlakla muamele etmektir. İslam dinin gayesi; insanları iki dünyada huzurlu, mutlu etmektir. İslam’ın evrensel özelliği; haktan, hukuktan, hakkaniyetten, doğruluktan, dürüstlükten, adaletten, insanlıktan, güzel ahlaktan ayrılmamaktır. İmanın ve İslam’ın esaslarına isteyerek uymaktır. Allah’ın varlığını, birliğini, eşi – benzeri olmadığını, adlarını, sıfatlarını bilip, sevgi- saygı duymaktır. Allah cc. Sevgisi ile yaşamaktır. Peygamberini örnek almaktır. Ölüme hazırlanmaktır. Ahireti bilmek, tanımak, hazırlanmaktır. Kur’ân’ın bildirdiği, peygamberimizin yaptığı şekilde hakça ibadet, dua, zikir, tövbe etmektir. Maddi, manevi yönleriyle tertemiz olmaktır.

İslam’ın beş temel şartını- ibadetini eksiksiz yapmaktır. Peygamberimiz gibi yapmaktır. Kurban kesmektir. Mübarek gün ve geçeri en iyi ve yararlı şekilde icra etmektir. İslam ahlakında, muamelatında yaşamaktır. İyi ahlaklı, hak muamelatlı olmaktır. Ahlakı görevlerimizi bilip, yaşamaktır. Kendimize, ailemize, akraba, komşu, arkadaş, insan, hayvan, doğa, çevreye karşı görevlerimizi eksiksiz yapmaktır. Vatanımızı, milletimizi, ülkemizi, bayrağımızı, değerlerimizi sevip, kollamak, korumaktır.

Müslüman birey, toplum, devlet her yönü ile yetkin, etkin, çalışkan, planlı, programlı, projeli çalışan olmalı. Her sorunu en ideal, üstün, deneyimli, ülkeyi ve dünyayı tanıyan yüksek uzmanlarla sorunları çözmeli. Ekip çalışması ile problemlerin üstesinden gelmeli. Hiçbir kişi uzman olmadığı alanda çalıştırılmamalı. Öncelikle merhamet ve adalet sağlanmalı. Dosdoğru işler yapmalı. Yalan ve yanlıştan vazgeçmeli. Ekonomik, sosyal sıkıntılar mutlaka giderilmeli. Zayıflar korunmalı. Zayıflar her yönü ile güçlü duruma getirilmeli. Doğal ve beşeri afetlere karşı önlemler alınmalı. Ölçüsüzlükler, dengesizlikler giderilmeli. Salgın bulaşıcı hastalıklar ve iklim değişikliği için gereken önlemler alınmalı. 2020 yılı başından beri Kovid 19 adlı bulaşıcı bir virüs hastalığı tüm dünyaya yayılarak ölümlere neden oluyor! 2021 yılı başından beri de aşılama başladı. Yeni aşılar icat edildi. Ama aşılar dünya nüfusuna yetecek kadar değildir. Fakir ülkeler bu aşıyı henüz alıp, uygulatamadı. Bir de aşı karşıtları var. Ülkemizde gençlerin ancak %55’i aşı yaptırdı. Dünyada da buna orantılı acı durum var. Belirtilen sayı ile 243 milyon kişi hastalığa tutuldu. Ölü sayısı da 5 milyonu yeni aştı. Ama gerçek sayılar gizlenmektedir. Zira çok yaygın hastalığın olduğu ülkelere giriş, çıkış, turist, mal alma, satma engelleniyor. Bunun için bu sayıların 10- 15 kat fazlası ülkeler olduğunu, kendi ülke insanları söylüyor.

Emperyalistler hala fakir, zenci- siyahı insanlara köle anlayışı ile bakıyor. Sadece Angola’da 16- 19. Yüzyılda 12 milyon insan köle edildi! Oysa yaratılmışları en üstünü insandır. Allah cc. İnsanların köle edilmesini yasaklamaktadır. Ama bunu anlayacak olanlar sadece İslam ahlakında olanlardır.

Müslüman, çok çalışkan, üreten, biriktiren, ekonomik davranan olmalı. Ama bugün Müslümanların çok büyük çoğunluğu ekmeğe, suya, eve muhtaçtır. Zira Müslüman gibi yaşamadıklarından, perişan durumdadırlar. Böyle Müslümanlık yoktur ve böyle Müslüman olmamalı. Üretmeli. İhraç yapmalı. Kalite, verimli, stratejik üretim önde tutulmalı. Öncelikle herkes kendini kurtarmalı. Sonra başkalarını kurtarmaya yönelmeli. Bütün insanların iki dünya kurtuluşu sadece ve ancak Müslüman olmalarındadır. Allah cc. İnsanların mümin ve Müslüman olmalarını emretmektedir. Elin sapkın sapıkları insanları kandırıp; münafık, kâfir, müşrik, dinsiz, ateist, zalim yaparken, Müslüman uyumamalı. Cahilliğinin kabuğu içinde kalmamalı. Müslüman, hep ilerlemeli, yükselmeli, onurlanmalı, üretmeli, azmetmeli. Merhamet, şefkat, müşfik, yardım etme, infak etme, iyilik etme ile yaşamasını hep sürdürmeli. İnsanların hak, hukukunu çiğnememeli. Herkese hak ettiğini zamanında eksiksiz vermeli. İnsanı, toplumları, devletleri, dünyayı ihya etmeli.

Türkiye’miz içten ve dıştan alçak hainler tarafından kuşatılmış durumdadır. Hem siyasi hem askeri ittifaklarla ülkemiz kuşatılmaktadır. Türkiye’mizde pek çok ülkeden terörist gelip, saldırıyor. Son 10 yıl içinde bu teröristlerden 8,585 tanesini yakalayıp, ülkeleri olan 102 ülkeye gönderdik. Bunlar daha çok Almanya, Fransa ve diğer batılı ülkelerdendi. Terör örgütlerini organize eden, her türlü destek evren, sokaklara döken aslen Ermeni asıllı Fransa doğumlu Osman Kavala adlı casus yakalandı. Onun serbest bırakılması için 10 batılı ülkenin büyükelçisi açıklama yaptı. Sert şekilde ülkemiz cevap verdi. Geri adım atıp, özür dilediler. Böylece istenmeyen adam ilan edilen bu kişiler, ülkelerine gönderilmedi ama resmi işlere çağırılmamaktadır. Son 5 yıl içinde de saldırı halindeyken 18,500 ‘den fazla terörist etkisiz hale getirildi.

İnsanlara hakkı, hakikati, İslam dinini, bilimi, tekniği, sanatı, mesleği öğretip, iki dünyada huzurlu, mutlu olmalarını sağlamalı. Haram, mekruh, günahlardan korunmalarını sağlamalı. Bütün iyilikler İslam dinin içindedir. Dinimizi insanlığa öğretmeli.

Peygamberimiz sav. Buyuruyor: “ Komşusuna eziyet etmiş olan, bana eziyet etmiş olur. Bana eziyet eden, Allah’a eziyet etmiş olur.”

( “ Komşuna ihsanda bulun ki, olgun mümin olasın. “

“Komşusu aç iken tok yatan olgun mümin değildir.”

“ Evinizde pişen yemekten komşunuzun hakkını verin.”

“ Kötü komşunun eziyetine ölünceye kadar sabredeni, Allah cc. Sever.”

“ Allah ve resulünü seven, onlarında kendisini sevmesini isteyen kişi, konuşunca doğru konuşsun. Emanete zarar vermesin. Komşusu ile iyi geçinsin.”

“Komşusu, kötülüğünden güvende olmayan kişi, kâmil- olgun anlamda iman etmemiştir.”

“ Müslüman olup da, komşusunu inciten kişinin gideceği yer; cehennemdir.”

“ Komşunun malına, çocuklarına zarar verir, korkusu ile kapısını kapatan kimse, onunla görüşmeyi kesen, hakiki mümin değildir.”

“ Kötü komşu gördüğü iyiliği gizler. Kötülüğü yayar.”

“ Komşunun bir hakkı, Müslüman komşunun iki hakkı, akraba olan komşunun üç hakkı vardır.”

“Komşuyu memnun etmek, ona yararlı olmak, hayırlı insan olma işaretidir- alametidir. Bir insan kendi malını, canını, namusunu, iffetini koruduğu gibi komşusunun da malını, canını, iffetini, namusunu öyle korumalıdır. Komşunun haklarına riayet etmelidir.” )

Bir kişi, komşusuna, akrabasına, arkadaşlarına, insanlara, devletlere de böyle davranmalıdır. Üstün insan olma; iyi, güzel, yararlı, dürüst mümin Müslüman olmakla olmaktadır. Bu gibi değerler; kapitalizmde, komünizmde, faşizmde, liberallikte, İslam ve Müslüman düşmanlığı yapanlarda yoktur. Onun içindir ki, onlar insanlığa, varlığa, çevreye, doğaya, doğadakilere alabildiğine zarar vermektedirler. Her fırsatı, çıkmazı, düşkünlüğü, zayıflığı, güçsüzlüğü lehlerine çevirmek için azami gayret gösterirler. Merhamet etme, şefkatli davranma, sevme, saygılı olma, yardım etme, müşfik davranma, kul hakkı gözetme gibi bir düşünceleri yoktur. Bir iyilik etseler, bunu yanlarına çekip, zararı daha çok yapmak için ederler.

İslam dininden başka yol, düşünce sistemi, görüş, ideoloji, felsefi görüş bulanlar, her kötülüğü yapmaktadırlar. Birkaç örnek verelim:

“ Dünyadaki savaşların büyük çoğunluğu, başkalarının elindeki ekmeği, nimeti, bereketi almak içindir. Milyonlarca insan katlederler! Yaralarlar! Doğayı mahvederler. Her canlıya acımasız kıyarlar! Din, iman, ahlak, edep, İslam, insanlık tanımadan, bunu acımasızca yaparlar. Dünya savaşları da bunun için çıktı. Şu anda silahlanma yarışı da bunun için yapılmaktadır. Dünyanın %90 oranında silahını BM’nin 5 daimi temsilcisi üretmektedir. Savaşları da daha çok bunlar çıkartmakta, işgalleri yapmaktadır. Savaşlarda daha çok kazanıp, kâr etmektedirler. Krizlerde de onlar kazanmaktadır. Kriz yok iken de 2008 yılı Eylül ayındaki gibi ekonomik kriz çıkarıp, devletlerinden ekonomik yardım, teşvik alarak, ülkeleri zayıf düşürdüler. Tam bu ekonomik küresel kriz geçti derken, 2020 yılında Korona virüs, Kovid 19 salgın hastalık çıkarıldı. Şimdi onun krizi ile halklar soyulmaktadır.

Ülkemizde de halkın aldatılması, kandırılması, tuzağa düşürülmesi ile pek çok kez soygun yapıldı. Bunu her kesimden insanlar, hileci sahteci soyguncular yaptı. 1990’lı yıllarda Milli Görüşçüler başta 72 holding ile yaptı. Çok hisse bedeli karı ile kandırıldı. Bankaların içi boşaltılarak yapıldı. 26 bankanın içi boşaltılarak, çalınan paralar, banka müşterisine devlet ödedi. Bankerler milleti dolandırdı. Bu adiliği yapanların yaptığı hile, sahtecilik, yasadışılık yanlarına kâr olarak kaldı. Çünkü ülkede uygulanan hukuk ve adalet yeterli ölçütlerde yoktur.

Şimdide pahalılık yaparak halk soyulmaktadır. Enflasyonun yıllık oranı %19’dur. Devlet resmi istatistiği böyle diyor. Ama zamlar %300’ü geçiyor. Bu nasıl enflasyon ölçümü anlayamıyoruz. Şimdide zincir marketler işbirliği yaparak, birbiri ile iletişim kurarak, haberleşerek, malları zam yapıyorlar. Ülkemizde pek çok zincir süper market vardır. Hepsi de birbirine uygun satıyorlar.

Anlaşarak şu süper market zincirleri fahiş fiyatla mal sattığını devlet tespit etti. Bu 6 tanesine 2,7 milyar lira ceza yazdı. Bunlar; BİM, CarrefourSa, A101, Migros, Şok marketleri ve Yağ tedarikçisi Savola Gıda Ve Sanayi A.Ş. oldu. Bunlara 2,7 milyar lira ceza yazıldı. Ama fiyatları hiç düşürmediler.

Hakmar, Makromarket, Happy Center, Rammar, Sonwy, Üçler zincir marketleri de fahiş fiyatla mal, eşya satmaktadırlar. Hatta devletin desteklediği Tarım Kredi Kooperatifleri marketleri bile onlardan eksik değil, fazla fiyat uygulamaktadır. Kapitalizmin gereğini ceza uygulamalarına rağmen yapmaktadırlar. Anlayış- zihniyet değişmedikçe, bu cezalarla olmamaktadır. O cezayı çıkarmak için daha fahiş mal satacaklardır. Ahi anlayışı, İslam ve insanlık anlayışları yoktur.

Bu marketlerde satılan eşya, mal, gıdalar, Ziraat Odası Başkanına göreve diğer uzmanlara göre; 5 katı bulan fahiş fiyatlarla satılıyor.

 İnsanlığı huzurlu, mutlu etme, biz müminlerin amacı, hedefi, gayesi olmalı. İslam dinin gayesi de budur. İnsanları ve varlıkları iki dünyada huzurlu, mutlu etmektir. En yüce amaçlardan bir budur. Bunu da ancak bilge, bilinçli, dindar Müslüman olanlar ve yaşayanlar yapar. Bu işler sapıkların, sapkınların yapacağı işler değildir.

Müslümanların asıl olarak esasta iki başlıca görevi vardır. 1- Allah’ı bilmek, tanımak, ibadet etmek, sevmek, saymak, itaat etmek, taatta bulunma, zikretmek, tövbe etmektir. 2- Allah’ın yarattığı varlıklara iyilik, hizmet, infak, yardım etmektir. Bunu ancak hakiki dosdoğru, dürüst Müslümanlar yapar. Kâfirler ve İslam, Müslümanlık ticareti yapanlar yapmaz, yapmamaktadır.

Müslüman, önce kendini en iyi şekilde yetiştirir, yetiştirmeli. Sonra ülkesine, milletine, insanlığa hizmet etmeli. Bunu yapan binlerce mümin oldu, oluyor. İslam dinine düşmanlık edenlerde düşmanlığın bindir çeşidini yapıyor.

 Türkiye’miz 2003 yılından beri, küresel ekonomik ve sosyal, sağlık sıkıntılarına rağmen her yıl dünyada en çok kalkınan 2. Ülke olmayı sürdürmektedir. Hele Fetö hainlerinin devlet yönetimindeki, olumsuz etkisi kırıldıktan sonra savunma sanayi daha da gelişmesini sürdürüyor. Sanayileşme devrimin 6. Devresinde olan ülkeleri bile pek çok konuda, alanda geri bırakıyoruz. Başkalarında olmayan savunma araçlarını, gereçlerini, silahlarını yapıyoruz. Diğer ülkelere de satıyoruz. 15 Temmuz 2016 Fetö darbesi, sonrasında devletten 125 binden fazla amir, memur, polis, subay haini def edildi. Askeri silah imalatında mühendislerimizden 8 tanesi bir general tarafından suikastla, Fetöcü generalin emri ile şehit edilmişti. O generalde şu anda yargılandı ve cezaevine konuldu.

İnsansız Hava aracının pek çok çeşidini yapan vatansever Baykar Yönetim Kurulu Üyesi Makine Mühendisi Özdemir Bayraktar 72 yaşında kanser hastalığından 18 Ekim 2021 günü vefat etti. İstanbul, Sarıyer de bir mahalle mezarlığında toprağa verildi. Bu gibi mümin vatanseverlere duacıyım. 2003 yılından 2021 yılına kadar 2000’den fazla şirket, 750 kadar askeri silah, mühimmat, savunma aracı, gereci üretti. Bu alanda devletimiz 60 milyar dolar para harcadı. Çünkü düşmanlarımız ülkemizin büyümesini istemiyor. Dört taraftan kuşatılıyoruz. Silah vermiyorlar. Üretmek zorundayız. Yoksa ne milletimiz kalır ne de ülkemiz! Dinime, imanıma, milletime, devletime hizmet eden herkese minnettarım ve duacıyım. Hainlerden şikâyetçiyim.

Bizler, vatan, millet, devlet, bayrak, ezan, din- iman, güzel ahlak, edep, hayâ, ilim, bilim, teknik teknoloji ye sahip olmalıyız. Koruyup, geliştirmeliyiz. Bayrağımız gönderden inmemeli. Ezan susmamalı. Çevre, ülkemiz kirlenmemeli. Ozan tabakası yok edilmemeli. Küresel ısınma ve iklim değişikliğinin olmaması için tüm önlemler alınmalı. Çevre bozulursa, hastalıklar artar. Düzen bozulursa, iş işten geçer. Yaşam son bulur! Yüksek nüfus doğal kaynakları bitirir. Aşırı tüketim kaynakları bitirdiği gibi havayı, suyu, toprağı yok eder. Madencilik işlenmesinde doğa tahrip olur. Tarımsal etkinliklerin artması, su ve toprağa zarar verir. Doğal afetlerin olması, yaşamı sonlandırır. Arazilerin parçalanması, miras yolu ile bölünmesi, toprağın işlenmesini azaltır. Sanayi kirlenmeye neden olur. Kıyıların kentleşmesi, kirliliği artırır. Sulak alanların kurutulması, ormanların yok edilmesi, iklimi bozar. Düzeni, nizami, intizamı yok eder. Toplumlar bilgili, bilinçli olmalı. Sıfır atıkla yaşamalı. Çok nüfus oluşturmamalı. Çok nüfus; açlık, kıtlık, savaş, yoksulluk, hastalık, ölümleri getirir. Akıllı hareket etmeli. Akıl ve bilgi ile yaşamalı. Akıllı, zeki, bilgili yaşamalı. Düşünerek hareket etmeli. İlim- bilim edinmeli. Susup, dinlemesini öğrenmeli. Boş konuşmamalı. Büyük işlerin insanı olmalı.

İyi, güzel, doğru, yararlı insanlar yetiştirmeli. Çocukların ve gençlerin örnek alacağı rol model insanlar yetiştirmeli. Yeni bir anket çalışması yapıldı. İçler acısı durum ortaya çıktı. “İnsanların %15 kadarı hiçbir dine inanmadığını ifade etti. %50 kadarı Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan’ı rol model, örnek aldıklarını açıkladı. İkinci sırada örnek aldıkları başka bir kişi ülkemizden çıkmadı. İkinci sırada aslen Güney Afrika Cumhuriyeti’nden olup, ABD’de yaşayan teknoloji tasarımcısı Elon Musk’u örnek aldıklarını açıkladı. Demek ki, iyi, güzel örnek, yüksek nitelikli insan yetiştiremiyoruz.”

Müslüman, her yönü ve tarafı ile harika ve harikulade olmalı. Kimseye zarar, ziyan asla vermemeli. Devlet yerine geçmemeli. Şiddet uygulamamalı. Öç almamalı. Herkesin hak ve hukukunu korumalı. İster kâfir ister putperest, dinsiz- imansız, ateist olsun, herkesin hakkını mutlaka korumalı. Kul hakkına girmemeli. Müslüman olmayanın hakkına girmek daha zararlı, kötüdür. Ahirette, hesap gününde imanından, ibadetinden vereceksin! Senden gidecek ama kâfire de kâr, yarar sağlamayacak. Hayvanlara işkence etmek, kâfirlere işkence, eziyet etmekten daha kötüdür. Hayvanlar, Allah’ın dilsiz kullarıdır.

Peygamberimiz sav. Buyuruyor: “ Zimmiyi öldürene cennet haramdır.”

“Zimmiyi öldüren, cennetin kokusunu alamaz.”

“ Arkadaşını öldüren, ümmetimden değildir. Öldürülen kâfir olsa da yine böyledir.”

Zimmî: “ İslam ülkelerinde yaşayan, Müslüman olmayan insanlar.”

İslam dininde öldürme hakkı sadece; adaletli devletin adil yargısına aittir. Devletin adil, hukuki işleyişi sonucu verilen karar ile öldürme yapılabilir. Kişiler; insan, hayvan, kâfir öldüremez. Öldürürse; radikal İslamcılar, komünistler, faşistler, kapitalistler, Siyonistler gibi katil, katliamcı, cani olur. Yerleri; cehennemin ateş, duman, irin çukuru olur.

Müslümanların içine içeriden ve dışarıdan giren bozguncular, fitneciler, bozuk kişiler; İslam dinini yozlaştırmaya, Müslümanları bozmaya çalışmaktadır. Bunu daha çok emperyalist Batılılar, Siyonist masonlar yapmaktadır. Ajan- casus olarak İslam ülkelerine girerek, her türlü bozgunculuğu, bozukluğu, anarşiyi, terörü, çatışmayı yapmaktadırlar. Kahire Mason locası Başkanı olan Abduh’un zehirli fikirleri- düşünceleri Ezher üniversitesine yayıldı. Mısır’da Reşit Rıza, Ezher Rektörü Mustafa Merağı, kahire Müftüsü Abdülmecit Selim, Mahmut Seltüt, Tantavi Cevheri, Abdurrazik Paşa, Zeki Mübarek, Ferid Vecdi, Abbas Akkad, Ahmet Emin, Doktor Taha Hüseyin Paşa, Kasım Emin, Hassen Benna, İslam dininde reform yaparak, İslamcılık ortaya çıkardılar. Bu durum Osmanlının son döneminde ülkemizde de yayıldı. Şiiler, Selefiler, Vahabiler derken, İslamcı terör örgütleri tüm dünyada terör yaparak, Müslüman katletmektedirler!

Müslüman dediğin; bilgili, bilinçli, dikkatli, uyanık, özellikli, sıfatlı, harika, harikulade, şahane, muhteşem, mükemmel, muazzam, samimi, ilkeli olmalı. Öyle hainlerin, alçakların, kahpelerin, katliamcıların, katillerin, yalancıların, fitnecilerin, bozukların, bozguncuların peşine takılıp, gitmemeli. İslam dininden sapmamalı. Olgun insan, iyi insan olmayı bırakıp, düşmanların peşinden gitmemeli. İslam, mümin, Müslüman özellikli olmalı.

Allah cc. Nahl Süresi 105. Ayette buyuruyor: “ Yalan söyleyenler, iftira edenler, ancak Allahü talanın ayetlerine inanmayanlardır. İşte onlar yalancıların ta kendileridir.”

Yalan, nifak- bozukluk kapılarından biridir. Mümin her hataya üşebilir ama hainlik yapamaz, yalan söyleyemez.

Peygamberimiz sav. Buyuruyor: “ Doğru olun! Doğruluk iyiliğe, iyilik ise cennete götürür. Yalandan sakının. Yalan fücura- günaha, fücur ise cehenneme götürür!”

“ Hadisi şerif: “ Aldatan cehennemdedir.” “ En büyük günah, yalan yere yemin etmektir.” “ Danışana, yalan söyleyen kimse, ona hainlik etmiş olur.”

Hasan Basri Hazretleri buyuruyor: “ İçi dışına, sözü işine uymamak, nifaktandır. Nifakın temeli ise yalandır.”

Hazreti Aişe Annemiz: “ Ashabı kiram indinde yalandan daha kötü bir şey yoktur. Çünkü onlar, yalanla ile imanın bir arada bulunamayacağı bilirlerdi.”

Ülkemdeki, insanları, siyasetçileri izliyorum. Daha çok; çok, çok yalan söyleyenler, daha çok; dinden- imandan haberi olmayanlar, hatta din- iman, Müslüman düşmanlığı yapanlardır. Bu kişilerin bir tanesi ise sürekli tazminat ödemesine rağmen yalan ve iftiradan vazgeçmemiştir. Bunlardan sadece bir kişi, başka bir kişiye, 30 defadan fazla yalan, iftira tazminatı ödedi. Buna rağmen yalan ve iftiraya devam etmektedir. Bu kişi, ülkemde milli, manevi, dini, insani değerlere en çok zararı olan kişidir. Kötüleri örnek almamalı. Modelimiz, örnek alacağımız kişi veya kişiler; en iyi, hayırlı, yararlı, güzel, doğru, dürüst, düzgün, örnek kişiler olmalı. Kötülükleri, çirkinlikleri, yalanı, yanlışı, zararı, ziyanı yapmamalıyız. Allah’ın en ideal kulu olmaya çalışmalıyız. Allah’ın yarattıklarına en çok hizmet, iyilik, infak, yardım eden bizler olmalıyız. Hiç kimseye zarar, ziyan asla vermemeliyiz. Kul hakkına girmemeliyiz.