İnsan, sağlığını koruyabilecek; bilgiye, birikime, donanıma, bilimsel ve İslâm dini bilgisine sahip olmalı. Bilimin gerçeklerini sağlığı ve yaşamın kolaylığı için öğrenirken, dinin sağlık konusunda olan öğüt, emir ve yasaklarını da mutlaka dikkate almalı. Sadece dinin gereklerini bilme yeterli değildir. Pozitif biliminde doğru olan sonuçlarını bilmeli. Pozitif bilim, dün doğru dediğine, bugün yanlış demektedir. Pozitif bilim mutlak kesin doğru sonuç olmayabilmektedir. Bunun için çok akıllıca, çok yönlü, analizci, sentezci, AR-GE yaparak, yaşamalı. Şüpheli durumlardan sakınmalı.

Sadece pozitif bilim ile yaşamak yeterli değildir. Bugün Çin ve benzeri felsefi- beşeri inanışlarda olan toplumların beslenme alışkanlıkları, insanların kanını dondurmaktadır! İnsanları sürekli küresel salgın hastalıklara, pandemiye düşürmektedir!

“Hak din İslam ile birlikte pozitif bilimi de yaşamalı. İster İslâm dini olsun, isterse pozitif bilim olsun; ikisi de Allah cc. Katındaki bilimlerdir, bilgilerdir. İkisi de değerlidir, önemlidir; mutlaka öğrenilip, yaşam tarzı edilmelidir.”

Sağlıklı yaşamak için dinin sağlık konusundaki bilgileri bilinip, yaşanmalı. Sağlık biliminin de bilgileri kazanım haline getirilip, yaşama uygulanmalı.

“Doğal gıdalardan, organik, taze, helal, sağlıklı, insan sağlığına yarayışlı besinlerden; ölçülü, dengeli, yeterli şekilde yemeli. “Yeterli, dengeli, ölçülü, çok çeşitli beslenmeli. İnsan topraktan ve sudan yaratıldığı için; topraktan ve sudan yetişen, tüm helal besinleri, ölçülü, dengeli, yeterli şekilde yemeye çalışmalı. Neyin sağlıklı, zehirsiz olduğu, toksin maddesi az olduğu mutlaka bilinmeli. “Bitkiler, meyveler, yemişler, hayvanlar;  öldürücü etkiye sahip olabilmektedir! “Bitkilerin yüzlercesi zehirli olabilmektedir!” “ Bilmediğimiz bitki, mantarı, hayvani yememeliyiz. Yüzlerce deniz ürünü canlıda zararlı ve zehirleyicidir!”

Taze, doğal mineralleri vücudumuzun ihtiyacı kadar almalıyız.  Yeterli, sağlıklı su içmeli. İnsan vücudunun %70’e yakını sudur. Bu diğer canlılar içinde benzer şekildedir. Suyun yerini hiçbir içecek tutmamaktadır. Mutlaka yeterli taze, nitelikli su içmeliyiz.

 Az miktarda işlenmemiş, iyotlu, 80 kadar mineralin bulunduğu tuz kullanmalıyız. Yanı kalın tuz kullanmalı. Tuzun da fazlası çok zararlıdır. Unlu mamulleri- ürünleri de az kullanmalıyız. Fakir toplumlar ekmek ile doymaya alışmışlar. Bu alışkanlıklardan vazgeçmeliyiz. Yanlış bildiğimizi, alışkanlıklarımızı hemen terk etmeliyiz.

Spor yapmalıyız. Vücudumuza uygun, olması gereken gibi spor yapmalıyız. Aşırılık, gerilik zarardır. Ne aşırı nede geri olmalıyız. Her şeyin en doğrusunu ve orta hallisini yapmalıyız. Egzersiz yapmadan, olmaz. Fazla kilolu olmamalıyız. Fazla kilo hastalıktır. Zararlı, kötü alışkanlıklardan çok uzak durmalıyız. Haram, günah, zararlı ve kötü alışkanlıkları asla yapmamalı. Sonrasında vazgeçme; çok, çok zor olmaktadır. Erken ölüme neden olmaktadır!

“Sağlıklı, helalinden, doğal beslenmeli. Yeterli, dengeli, proteinli, bitkisel, meyve, sebze ile beslenmeli. Vücudun bir besin, mineral, vitamin dengesi var. Bunu asla bozmamalı. Vücudun %16 protein oranı vardır. Bu oran bozulmamalı. Diğer oranlarda bozulmamalı. Kan değerleri bozulursa, hastalıklar başlar ve devam eder!”

Kalp ve damar hastaları, şeker – diyabet hastaları, kilolu hastalar; ne yemesi, neyi; ne kadar yemesi, gerektiğini bilip, ona göre beslenmeli. Nefsine değil, doğru olan bilgiye uymalı. Aklını, doğru bilgi ile işlevli kılmalı.” Her insanın vücudu, organlarının işleyişi farklıdır. Kişiye özel beslenme ve tedavi yolunu bilip, uygulamalı. Ona göre yaşamaya çalışmalı.

Demir eksikliği olmamalı. Kan değerlerini kontrol ettirip; beslenme, diyetisyen doktor uzmanların görüşlerini alarak, beslenmeli.  Hangi konuda olursa, olsun; birden fazla uzmana danışmalı. Alanında ordinaryüs profesör bile olanlar, çok yanlış söylemlerde bulunmaktadırlar! Perhiz, rejim yaptıran pek çok beslenme ve diyetisyen uzmanı doktor, danışmanlarının ölümüne neden olmaktadır!

Bu dünyada doğrunun da, yalan ve yanlışında alanı, beğeneni olduğu için; doğru söyleyenlerin yanında yalan ve yanlış söyleyenlerde çoktur. Hatta yalan, yanlış söyleyenler, daha çok taraftar bulmaktadır!

Beslenmede aşırılık, gerilik, yetersizlik içinde olmamalı. Çok yağlı, etli, acılı, tuzlu, hamurlu, unlu ürünler çok yememeli. “Hayvanların sakatatlarını yememeli. Hazreti İbrahim Peygamber döneminde, hayvanların sakatatları yenilmezmiş. Zira hastalıklar daha çok bu organlarda bulunurmuş.”

Strese girmeden, yaşamalı. Sıkıntı, üzüntü, dert, sorun, problem etmemeli. Psikolojiyi bozmamalı. Normal, iyi, güzel, sorunsuz hayat sürmeyi hedeflemeli. Sabırlı olmalı. Sabretmeli. İyi işlerde sebat etmeli. Sakin, metin olmalı. Duygu, düşünce, fikir, davranış ideal olmalı. Hastalık halinde, en ideal şekilde tedavi olup, iyileşmeli. Olumsuzluklardan uzak kalmalı. Zamanı en etkili, verimli, kaliteli, iyi, güzel şekilde değerlendirmeli. Gevşek olmamalı. Umursamaz, tembel olmamalı. Aceleci olmamalı.

“Her işe planlı, programlı, tasarımlı, projeli, hazırlıklı başlamalı. Hedef koymalı. Hedefe emin adımlarla danışarak ilerlemeli.”

 Çevremizi, ülkemizi, dünyayı takıp etmeli. Yorulma halinde molalar kullanmalı. İş sağlığı ve güvenliği önlemi almadan, asla hiçbir işe başlamamalı.

Yağ olarak, zeytinyağı kullanmalı. Kimyasallardan, koruyucu madde kullanılan gıdalardan, hazır gıdalardan uzak kalmalı.

“Evde Türk yemekleri yapmalı. Bilgi ile bilinçle yapmalı. Her yaptığımız işin en ince detayını bilerek, yapmalı. Kendimizi okuyarak, inceleyerek, gezi, gözlem, araştırma yaparak, geliştirmeliyiz. Bilgisiz, beceriksiz, yeteneksiz, iş bilmez, olmamalıyız.”

İşimizde sebat edip; tutarlı, kararlı olmalıyız. Sorunların üstesinden bireysel gelemiyorsak, mutlaka deneyimli uzman yardımlaşması almalıyız. İki el, bir elden daha üstündür, beceriklidir.

“İnsanlarla güzel iletişim kurmayı öğrenmeliyiz. İletişim, konuşma, anlatma, diyalog kurma dersleri almalıyız. Kurslara, seminerlere gitmeliyiz.”

“ Risk almamalı. Akıllı, öngörülü, araştırmacı insan, risk almaz. Riske asla girmeyiniz. Hayat deneme tahtası değildir. Bazı riskler insanın hayatını karartır, berbat eder!”

Eğitime, öğretime, öğrenmeye, öğretmeye önem ve değer vermeli. Cahil cühela, hanzo, çapulcu asla olmamalı, kalmamalı. İnsan her an yenilenmeli, olumlu yönde değişmeli. Yenilenmeyenler, çağa uygun değişmeyenler; iflas eder, zarar eder, ziyan görür!

“Her alanda ve konuda alternatifler olmalı. A,B,C,Ç planları olmalı. Kişisel, kurumsal, sosyal sorumlukları harfiyen yerine getirmeli. Böyle gelmiş, böyle gider, dememeli. Hiçbir şey böyle gelmiş ama böyle gitmiyor. Yeni bir dünya kurmalı. Hep yenilikten, değişimden, en ideallerden yana olmalıyız.”

Dün küçük bir İlçeye gittim. Kırk yıldır açık olup, işleyen fırın; değişim, yenilik, gelişim yapmayınca, karşısında açılan modern fırın yüzünden kapatma durumunda kalmış. Yeni açılan fırın; her tülü ekmek çeşidi, yaş pasta, kuru pasta çıkarmaktadır. Fırının tasarımı da çok güzeldir. Müşteri ilişkileri, hizmeti harikadır. Memnuniyet vermektedir.

İnsan beslenmesine dikkat etmeli. Sağlıksız, kötü, zararlı madde kesinlikle kullanmamalı. İnsanlar zenginleştikçe; fiziksel boyutları bile değişiyor. ABD halkının yetişkinlerde %12’sinin sağlıklı olduğunu daha önce yazmıştım. Avrupa Toplumu da buna benzerdir. Hazır gıda, domuz yiyerek, aşırı beslenerek, sağlıkları bozulmuştur.

Bir milyar aç nüfus, bir milyarda fakir, yoksul nüfus zaten perişandır! Hala dünyada her kıtada ilkel kabileler; ilkelce, nimetlerden yoksun yaşamaktadır. Bu kabileleri belgesel filmlerden ve internetteki, yazı ve video filmlerinden izleyebiliriz. Öyle ki, hala tarım ve hayvancılık yapmayan, yapamayan ilkel kabileler var. Hala sadece avlandıkları hayvanların derileri ile avret yerlerinin bir kısmını örten kabileler var. Hala örtünmeyen ilkel kabileler var. Hala tekstil, kumaş- bez kullanamayan Zambiya’da ilkel kabileler var.

Ev olarak kullandıkları barınakları, ağaç dallarından çevrili, otlarla üstü ve yan tarafları kapatılmış, kapısı olmayan, 9 metrekare evleri var. İçinde yatak yok. Ağaç dallarından seki yapmışlar. Ağaç dalları üzerinde yatıyorlar. Ama kabile içinde hiç kavga yok, dövüş yok, insan öldürme yok! Barış içinde mutlu yaşıyorlar. Törelerindeki, oyun ve eğlencelerle, özel gün kutluyorlar. Çok tanrılı inanışa sahiptirler.

Türk toplumunun erkeklerde ortalama boyu 174 santimetredir. Ağırlığı da 77 kilogramdır. Kadınlarda ise boyu 162 cm. ağırlığı ise 64 kg.’dir. Türkiye toplumu son 20 yıl içinde şişmanlaştı. Obezlerin sayısı arttı! Bu kişi başı milli gelirin artması ile oldu. Birde tembellik rol oynadı. Beden ile çalışma azaldı.

İnsanların, sapkın, batıl fikirlerle; aklı, genleri, fiziksel yapısı, psikolojisi değişir. Hastalıklı hale gelir. Bozuk fikirlerle; duygu, düşünce, niyet, davranışlar da değişir.

 Olumlu düşünen, olumlu davranır.

 Yalan, yanlış, bozuk düşünen; bozuk, anormal hale gelir.

 Televizyonlarda izliyorum. Olumlu, olumsuz, yerli ve yersiz her şeyi eleştirenler; eleştiri manyağı olmuş.  Sapkın fikirliler; dengesiz sözlü, sapkın yazılı, bozuk davranışlı olmaktadır. Ben bunların dengeli, ölçülü, doğru,  düzgün olduğunu hiç görmedim.

Bozuk fikirlerde, haram besinlerde, insan yapısını olumsuz etkilemektedir.

Kötülük yapanlarında; ruh- psikolojik hali olumsuz hal almaktadır.

Bir evlat, anne ve babasına, akraba, komşu, arkadaşlarına kötülük yapıyorsa; etme- bulma dünyasında, ne ekersen; onu bulursun, anlayışı ile huzurlu, mutlu olamamaktadır!

İnsan, annesinden; iyi, güzel, olumlu, doğru, dürüst olabilecek hali ile dünyaya gelir. O güzellikler; kötü düşünce ve etkilerle olumsuza dönüşür! Ya da iyiliklerle daha da güzelleşir.

Biz akıllı, zeki insanlar; iyi hasletlerimize daha da iyilikler katarak, en ideal hak mümin hakiki, samimi, bilge, takva Müslüman olmayı hedefleriz.

Akılla, zekâ ile ilimle, Kur’ân ve sünnetle, teknikle; melekler gibi, peygamber güzellikleri gibi olmayı hedefler ve de oluruz. Hakk’a ve hakikate teslim oluruz. Allah’a kul, varlığa hizmetkâr oluruz. Kötü alışkanlıklardan uzak dururuz. En güzel ahlaklı olgun insan oluruz. Her insana iyilik ederiz. Kötülüklerden men ederiz. “Allah’ın dediğini yapar. Yasakladıklarından sakınırız.”

Her şey, bir sebebin sonucudur. Kötülüğün sonucu; kötülük, çirkinlik, yanlışlık, vahşet, dehşet, hastalıktır!

İyiliğin sonucu; olumluluktur.

Batıl; cehenneme götürür.

Hak, hakikat, iyilik; cennete götürür. İki âlemde cenneti yaşatır.

Müslüman kadar başarılı, aydın, doğru ve gerçek davranan olmaz, olmamalı.

Müslüman, her yönü ile gelişmiş, medeni, aydın, anlayışlı, hoşgörülü, adil ve adaletli, üstün ve de fazilet ahlaklı, işlerini yasal ve meşru olarak yapan olur, olmalıdır.

Müslüman, hortumcu, yalancı, zalim, zulmeden, haksızlık yapan, olmaz. Cahil-  cühela, çapulcu, ilkel, zorba olmaz. Hırsız, arsız, azılı, yankesici, ahlaksız, iftiracı, kaçakçı, rüşvetçi, adaletsiz, sapkın, sapık, eşcinsel cinsi sapığı olmaz. Kaçak bina yapmaz. Kamu malını gasp etmez. Rüşvet alıp- vermez. Çürük, sahte, sahtekârca işler yapmaz. Sapkınlık içinde olmaz. Batıla, küfre, şirke, yasa dışılığa düşmez. Kötülük, çirkinlik, yalan, yanlışlık, gerçeği saklama, batıl içinde olup, savunmasını yapma da bulunmaz. Okul hayatında en başarılı olur. Ders ve sosyal hayatla ilgilenir. Öğrenmeye, okula, derse, büyüklerine saygıda bulunur. Saygısız, sevgisiz, yaramaz, utanmaz olmaz.

Müslüman, iş hayatında, ticari yaşamda, finansta, trafikte, çevre hassasiyetinde, zararlı madde kullanmamada hassas davranır. Bağımlı olmaz. Hiçbir şeyde, iş de, eylemde bağımlı olmaz. Bilgisiz, bilinçsiz iş yapmaz. Anarşi, şiddet, terör, terörizm, teröristlik, çatışma, sataşma, saldırma yapmaz. Hayvanlaşmaz. Katı olmaz; gaddarlık, serserilik yapmaz. Pis olmaz. Pislik işlerde bulunmaz. Alkol, şans oyunları, içki, uyuşturucu bağımlılığında olmaz.

 Haramlara, günaha düşenler; erken ölmekte, her varlığını yitirmekte, aile halkını perişan etmektedir. Bu haramlara düşenler; kendine, aile halkına, akrabalarına, çevresine, devlete, millete büyük zararlar vermektedir. Akli doğru işlevli yapamadığının, cezasını insanlık çekmektedir. Sorunlu, sorumsuz insanlar; sorumlu, akıllı, anlayışlı insanlara dert, yük olmaktadır. Millet, devlet bu anlayışsız, sorunlu, sorumsuz kişilerin her yönü ile yükünü çekmektedir. Devlet, bunlara sosyal devlet kimliği ile 16 başlıkta hibe yardım yapmaktadır!