İslam dini, ayet ve sünnetleriyle insana öğrenmeyi, eğitilmeyi, bilmeyi, ilim öğrenmeyi, sanatı, mesleği edinmeyi, en güzel ahlâkla yetişmeyi emreder. Peygamberimiz: “Beşikten mezara kadar ilim öğreniniz, ilim arayınız,” buyurmuştur. Ayrıca Peygamberimiz “Suffe” okullarında, evinde ve mescitlerde halkın bilgi öğrenmesini, ilim öğrenmesini, İslam dinini öğretmesini, eğitim yapmasını gerçekleştirmiştir.

İnsan ve hayvanlar yaratılıştan, içgüdülü doğar ama bu içgüdü hayatta kalmasına yetmez. İnsan ve hayvanlar, eğitim – öğretim ile bilgi öğrenir ve yaşamına uygular. Hem insan hem de hayvanlar, dünyaya geldikten sonra eğitim- öğrenim alarak, bilgilenir. Bu bilgi sayesinde yaşamı kolaylaşır.

İnsan doğuştan getirdiği yeteneklerini, eğitim- öğretim ile geliştirerek, beceriye dönüştürür. Öğretim, planlı, programlı, projeli, bilinçli yapılırsa; insan çok büyük beceri, yetenek, gelişim, değişim, inovasyon, yenilik kazanır. Eğitim- öğretim, uzman, yetenekli, becerikli pedagoglar tarafından; planlı, sürekli, kontrollü yapıldığında, insan mükemmel bir varlık olarak yaşantısını sürdürür.

İyi bir terbiye alan insan, mükemmel insan olur. “Terbiye, insana olumlu, iyi, güzel, yararlı tavır ve davranışlar kazandırır. Daha üstün özellikli, nitelikli insan yapar.” “İyi bir terbiye ve eğitim- öğrenim görmüş insan; mükemmel, yetkin insandır. Yüksel ahlaklı insandır.” “Eğitim” ile “terbiye” sözcükleri aynı asıldan türese de, farklı anlamlara gelir.

“Terbiye; iyi bir ahlak, etik bilgi ile kazandırılır.” İnsana güzel, doğru bilgi aktarılmalıdır. Bilgi alanı, bilgi temeli, doğru olmalı. Duyularına, düşüncelerine doğru bilgi aktarılmalı. Yetenekleri, beceriye olumlu bilgi ile dönüştürülmeli. Anlama, kavrama, uygulama, analiz, sentez, değerlendirme, yapma; gerçekleştirme, istekli ve mükemmel olacak şekilde, eğitim ve öğretimle kazandırmalı.

Peygamberimiz buyuruyor: “ Ben öğretmen olarak gönderildim.”

Öğretmenler, peygamberimizin yaptığı dini öğretimi, eğitimi yapmalı. İmam- Hatiplerde yapmalı. Anne ve baba, dede, nine, büyükanne, büyükbaba, müminlerde yapmalı.

Her zaman yazıyoruz, söylüyoruz. İlk inen ayet: “Oku!” Emri ile başlamıştır. Daha sonra “yaz- yazınız,” denmiştir.

İmanlı, İslamlı, bilgili, bilinçli, yetenekli, becerikli mümin öğretmen; en mükemmel, yetkin, harika, harikulade insan yetiştirir. Tüm gerekli donanıma, birikime, beceriye sahip olur. Pozitif bilim öğretirken, din bilimini de teorik ve uygulamalı olarak öğretir. “Bilgi hem teorik hem uygulamalı kazandırılır.” Din bilimi sekiz dalda verilir. Ruha, genlere, öze, beyne, kalbe işletilir ve benimsetilir. Yaşam şekli yapılır.

Bir insan, annesinden temiz, arı, duru, günahsız olarak doğar. Anne, baba, öğretmen, çevresindekiler, onu geliştirir ya da berbat duruma sokar. Çocuk yetiştirmek; sadece bilgi, pedagoji ile olmamaktadır. Bunun yanında; iyi niyet, güzel düşünce, gerçek ilim ve din- iman da gerekmektedir.

 Uzman birey, bir bütün, mükemmel, olgun insan olmalı. Eğitimci, öğreticide; Allah cc. İnancı, tevhit ve İslam inancı olmalı. Gerçek temel bilim dallarını bilmeli. Eğitim Bilimleri, insan ilişkileri, çocuk psikolojisi, sosyolojisi, din bilimi bilinmeli.

Bugün, anne, baba, kardeşler, öğretmenler, imamlar, çevredekiler; istenilen yeterlilikte olmadığı için, sorunlu birey, aile, toplum yetiştirilmektedir.

Öğretici, çocuk düzeyine uygun eğitim- öğretim yapmasını bilebilmeli, becermeli. İslam dinini düşman bilenler, yeterli ölçütlerde yetkin insan yetiştiremezler. Güzel ve yüksek ahlak kazandıramazlar. Temel bilgileri özümsetemez, içselleştiremez, benimsetemezler. Çocuğu şer güçlerden kurtaramazlar. “Bugün dünyada biner taneden fazla; komünist, İslamcı, faşist, ırkçı, dinsiz, bozuk dinli terör örgütü vardır.”

İslam terbiyesi bir duygu, niyet, düşünce, eylem güzelliğidir. Niyetin, duygunun, düşüncenin, davranışın olumlu gelişimidir. Zihin, kalp, beyin, ruh güzel fikirlerle iyileştirilip, güzelleştirilmeli.

Akıl erdiren, doğru düşünebilen, güzel düşünebilen, her zaman hak yolda, hakkın yolunda, dosdoğru yolda olur. Kur’ân öğüttür, derstir, doğruyu anımsatandır, isteyenleri hidayete erdirendir.

İnsan, nefsin kötülüğüne, şeytanın isteklerine uyarsa, çok kötü yaşantı ile karşılaşır! İki dünyası perişan, rezil, eziyet içinde olur. İman edenler, Salih amel işleyenler, takva yaşayanlar, cennete girecektir. İki dünyasını ihya edip, huzurlu ve mutlu olacaklardır.

İnsanları, Allah cc. Yoluna bilgi ile çağırmalı. Güzel öğütle çağırmalı. En güzel şekilde davranmalı. Peygamberimiz gibi insanlara en güzel örnek olmalı. Kur’ân’ı kılavuz etmeli. İlimle, bilimle, bilgiyle hareket etmeli. Aklı; doğru, mantıklı, makul, sağduyulu çalıştırmalı.

Öğretime kolaydan zora doğru gitmeli. Sistemli öğretim yapmalı. Konular birbiri ile bağlantılı olmalı. Somuttan soyuta öğretim yapmalı. 10 yaşına kadar soyut öğretim yapmamaya çalışmalı. Algılayamazlar. Bilinenden hareket edip, bilinmeyene ulaşmalı. Önceliğe göre ders konusu öğretmeli. Faydasız- yararsız bilgi, boş bilgi öğretmemeli. Bizi ilgilendirmeyen hiçbir iş ile ilgilenmemeliyiz.

Okul ders kitaplarında pek bilgi yoktur. 200 sayfalık bir ders kitabında ancak 5 sayfa bilgi bulunmaktadır. Diğer sayfalar dolgu malzemesi olarak yer almaktadır. Bendeniz, tüm okullarda okutulan ders kitaplarına bakıyorum. Yetersiz, boş, fuzuli, gereksiz, işe yaramaz buluyorum! Bu kitaplarla öğrenci hayata hazır hale gelemez. Gelemiyor da! Öğrenciler bilgiden ve hayattan çok kopuk, habersiz durumdadır.

Hayata hazırlamayan bilgi vermemeli. Hayatta kullanamayacağı bilgi ile beyni doldurmamalı. Geleceğe hazırlamalı. Geleceğin bilgileri, meslekleri, sanatları öğretilmeli. Gelişen bilime ve teknolojiye sahip yapmalı. “Bugün bu yapılamadığından, üniversiteden mezun olanların, %25- 35 kadarı iş bulamamaktadır! Çünkü öğrendiği bilginin piyasada karşılığı yoktur. Birde üstüne üstlük; yetersiz öğrenmiştir. Meslek liselerinde kullanılan makineler, araç- gereçler eski tip olduğu için fabrikalarda kullanılmamaktadır. Fabrikalar modernize olmuş ama meslek liseleri olamamıştır!”

Öğretici, eğitimci büyük ve çok güzel niteliklere sahip olmalı. Ders verdiği sınıfa sahip olmalı. Nankör, asi, sadist, kaba, argocu, küfürcü, terbiyesiz, görgüsüz, ilimsiz, cahil olmamalı. Zalim, yanlışı sürekli yapan, azın, aşırı tepki veren, kıskanç, hırslı, tamah eden, olmalı. Zayıf- aciz, cimri, pinti, aceleci, sevgisiz, saygısız, saygınsız olmamalı. Mücadeleci, azimli, gayretli, inançlı, imanlı, İslam dinini ve ahlakını yaşayan olmalı. Ne dediğinden haberi olmalı. Uzman olmak, profesör olmak da; uzman eğitimci olmak demek değildir.

Biraz önce bir profesörü internette sosyal medyada izledim. Akit Tv.’de konuşmuş. Televizyonda konuşma yapmış! “ 12- 16 yaşındaki bir kızın en ideal doğurma yaşında olduğunu, Süpermen vücuda sahip olduğunu söylüyor. Bu profesör görev yaptığı özel üniversiteden, bu söz nedeni ile kovulmuş.” Ülkemizde 12 yaşında evlenen kız çocuklar var! Birçoğu cezaevi ile sonuçlanmış. Şu anda bu nedenle 3 bin kişi cezaevinde bulunmaktadır. 12 yaşında evlendirilenlerin hiç biride bu yaşta evlendiğinden memnun değildir. İşte ağzının söylediğini, kulakları duymuyor, denilen olaylar işte bu gibileridir. Akıllı olmalı. Bilgili olmalı. Bilgiyi doğru anlatmalı, yazmalı. Bilgiyi aktarırken, yanlış yapmamalı. Yanlış bilgi aktarmamalı.

İnsanın eğitiminde çevre etkisi çok büyüktür. Yalanın, yanlışın yaşandığı bir toplumda ideal insan yetiştirmek mümkün değildir. İnsanın yetişmesinde çevrenin etkisi büyüktür.

Eşlerin boşanmasının atadan beri olduğu ailelerde boşanma çok olmaktadır. Bu aileler; dede, babadan beri bunu alışkanlık etmişler. Bu ailelerde boşanma normalmiş gibi devam etmektedir. Büyükbaba, baba, anne, amca, dayı, kardeş boşanmış ise; yeni nesilde boşanmada sakınca görmemektedir.

Ülkemizde 12 yaşında evlenme çok olmaktadır. Hem de 12 yaşındaki kız çocuğu götürüp, 50- 60 yaşındaki erkeğe verenler, olmaktadır. Bunu yapanlar, ceza almaktadır. İşte bu profesörde böyle bir toplumda yetişmişse, normalmiş gibi kendine gelmektedir. Çocuk, insan, medeni toplumda yetişmeli. İlkel, feodal, geri toplumlarda medeni insan yetiştirmek, çok zor olmaktadır.

İnsan yaşadığı toplumdan etkilenir. Çevreden etkilenir. Gelişmeden etkilenir. Zorunluluktan etkilenir. Kötü ve güzel örneklerden etkilenir. İnsan temiz çevrede yaşamalıdır. Fosseptikte insan; temiz, güzel, iyi, ahlaklı şekilde yetişmesi çok zor olur. Din bile yaşanırken; ilmi, medeni toplumda yaşamalı. Bozuk toplumda, din yaşlanılmaz.

Buluğ yaşı, evlenme yaşı değildir. Kızlar, 10 yaşında da buluğ yaşına erişmiş olabilir. İnsanın evlenmesi için onlarca gerekçe insanda olmalıdır. Günümüz toplumunda 18 yaşında olan, reşitler bile evliliğe hazır değildir. Çünkü 18 yaşına gelene kadar pek çoğu “laylolom” yaşamış. Dünyadan haberi olmamış. Evliliği, evlendikten sonra akrabaları, çocukları, eşini idare edemez. Bunun bir eğitim ve öğretimini de almamış. Oysa “evlenme eğitimi” verilmeden; evlilik yapılmamalı. “İnsan, okul öğrenimini tamamladıktan ve dünyayı tanıdıktan sonra evlenmelidir.

İş- güç, gelir sahibi olduktan sonra evlenmelidir. Bugün Türkiye’mizde boşanmalar %30’a ulaşmış ise, bunun nedenlerini bilmeli. Eksiklikler, yanlışlıklar giderilmeli.

Ben, devlet yöneticisi olsam, şöyle yapardım: “ Önce her İlde, ilçede, mahallede, köyde, yerleşkede sorunları tespit ederdim. Sonra etkili, yetkin insanlarla bu sorunları eğitim, öğretim, uygulamalarla çözerdim. Hem eğitim- öğretim, etkinlik yapardım. Hem de ceza sorumluluğu yüklerdim. Her sorun, problem; eğitim- öğretim, yasalarla çözülür. Önemli olan insanlıklı insan yetiştirmektir. İnsani, ilmi, İslam’ı değerleri yaşanılır kılmaktır.