Akıllı, zeki, dürüst, samimi, hayırlı, iyi, güzel, değerli insanların ilk ve birinci hedefi; insanlığın ve varlıkların kurtuluşunu sağlamak; huzurlu, mutlu, rahat olmalarını oluşturmaktır. Bunun için iyi bir eğitim- öğretim, terbiye, güzel ahlâk, ilim, irfan, bilim programlarıyla; olgun, elverişli, yararlı, sağlıklı insanlar yetiştirmeli.  İyi bir ilmi, irfanı, bilimsel müfredatın yanında; eğitimci öğretmenlerinde amaca hizmet etmesini oluşturmalı. Bozuk müfredatlar ile - programlarla insan yetiştirilmediği gibi bozuk olan öğretmenlerle, imamlarla, akademisyenlerle de; iyi, elverişli, yararlı insan yetiştirilemez.

Önce aklı, zekâyı, bedeni iyi işletmeyi öğrenip, becermeli. Önce âlemlerin Rabbi olan Yüce Allah’ı, emir ve yasaklarını öğrenip, yaşam tarzı etmeli. Peygamberler ve peygamberimiz gibi öğrenmeyi ve öğretmeyi öğrenip, öğretmeli. Önce hak ve hakikat davasını kazanıp, bu yolda azimli, gayretli, mücadeleci olmalı. Pısırık, silik, uyuşuk, pasif, edilgen, önemsemeyen, vurdumduymaz, ölü gibi olmaktan sakınmalı. Enerjik, atılımcı, etkin, aktif, girişken, akli dosdoğru kullanan olmalı. Kişisel zevk, keyif, çıkar olmamalı. Sapık felsefelerle, sapkın ideolojilerle hareket etmemeli. Hak davanın hakça yaşayan ve çalışan harika, harikulade, şahane, muazzam, mükemmel, muhteşem, yararlı olgun insanı olmalı.

Ülkemizde okullaşma oranı %99’u aştı. Zorunlu öğrenim 12 yıla çıktı. Herkes 4 yıl ilkokul, 4 yıl ortaokul, 4 yıl lise okuma zorunluğunu 2012 yılından beri yaşamaktadır. Ülkemizde 1 milyon 200 bin kişiden fazla öğretmen, 180 bin kişi üniversitelerde akademisyen, 140 bin de Diyanet İşleri Başkanlığı bünyesinde ücretli, aylıklı çalışan din görevlisi vardır. Ama buna rağmen ülkemizde 123 tane etkin terör örgütü, 115 siyasi partinin tamamına yakını; vatan, millet, devlet, bayrak, bağımsızlık, vatan bütünlüğü, hak ve hakikat, İslam, Müslüman düşmanıdır!

Hiçbir mesleğin, sanatın, işin, görevin; ahlakı, edebi, hayâsı, dürüst çalışması yoktur. Ticaret yapanların, kapitalistlerin, ahlaktan aldığı pay pek yoktur. Bu ticaret ahlaksızlığının zorunu zavallı milletimiz çekmektedir. Kapitalistler; güzel ahlak, edep, hayâ, kanun tanımamaktadır. Suç işlemektedir. Devleti, milleti zora düşürmektedirler.

Materyalist düşüncede olanlar ve de hak dini yanlış öğrenenler; anarşistlik, şiddet, yıkıcılık, teröristlik yapmaktadır. Ne toplumda ne de devlette; düzen, nizam, intizam, huzur, mutluluk, rahat, kolay yaşam bırakmamaktadırlar.

Ülkemizde 1,700’den fazla radyo ve televizyon vardır. Binlerce yazılı medya vardır. Sinema, filim, tiyatro vardır. Sosyal – sanal medya ve basılı, sözlü, görsel medya vardır. Bu ve benzeri kültür etkinliği yapanlar, bu olanakları daha çok olumsuzlukta kullanmaktadır. İnsan bozulmaktadır! İnsan bozulunca, her şey bozulmakta, her varlık zarar, ziyan görmektedir. Dünya yaşanılmaz yapılmaktadır. Dünya çöplük olmaktadır. Dünya kirletilmekte; hava, toprak, sular kirletilmekte, iklimler değişmekte, doğa olayları felaket oluşturmaktadır! 1970 yıllarında başlayan iklim bozukluğu, 1980 de belirginleşmiş. 2021 yılında son 140 yılın en çok doğal olayları, felaketleri, ülkemizde ve dünyada gerçekleşmiştir.

Biz bu kötü gidişi; eğitimle, öğretimle, iyi terbiye etmekle, güzel ve yüksek İslam ahlakını kazandırmakla, hayâ duygusunu vermekle, Allah’ı tanıtmakla sağlayabiliriz.

 “Öncelikle Allah’ın emirlerini yapmakla, yasakladıklarından ve şüphelilerden kaçınmakla işe başlamalıyız. İyilikleri artırıp, yaymalıyız. Kötülükleri, çirkinlikler, yalanı, yanlışı, zararlıyı, zarar verenleri azaltıp, etkisiz kılmalıyız. Yıkıcı, bozguncu, yalancılara olanak, fırsat, bozma eylemi alanı bırakmamalıyız. Eğitimi, öğretimi doğru gerçekleştirmeli. Yasaları işletmeliyiz.”

Eğitim ve öğretim işini; okullarda, eğitim yerlerinde iyileştirip, düzeltirsek, yargı da düzelir. Bugün, yargı doğru, dürüst, adil işlememektedir. Ne kadar kanun, yasa çıkarırsan, çıkar; Anayasa yaparsan, yap; güzel ahlaklı insan yetiştirmezsen, işler doğru ve yolunda gitmez, gitmemektedir. İşin, mesleğin öznesi; insandır. İnsanı iyi, güzel, yararlı olacak şekilde yetiştirmek gerekir.

Eğitim ve öğretimde güzel İslam ahlakı, hak inanç ve ibadet, iş, meslek hayatında yüksek ahlak, akıl ve ilmin yaşanması olmalı. İnsanlara iyi alışkanlıklar kazandırmalı. Kötü, çirkin, bozuk alışkanlıklar yok edilmeli. Bu kötülüğü yayanlara olanak, fırsat, alan, olanak verilmemeli.

Kur’an’ın %25 kadarı ilim, irfan, bilim, eğitim, öğretim, güzel ahlak, akıl, öğrenme,  düşünme türevleri ile ilgilidir.

Peygamberimiz sav. Buyurdular ki; “ Ben, güzel ahlakı tamamlamak için gönderildim.”

“ Sizin, bana en sevimliniz ve kıyamet gününde bana en yakınınız, ahlakı en güzel alanınızdır.”

“ Allah katında en sevimli kullar, ahlakı en güzel olanınızdır.”

Hazreti Ayşe annemiz buyurdular ki; Peygamberin ahlakı Kur’ân idi.”

Allah cc. Kur’ân’ı Kerim’de, Ahzap Süresi 21. Ayette bizlere söylüyor: “ Allah’ın resulünde sizin için uyulması gerekli güzel örnekler vardır.”

Peygamberimiz sav. Buyuruyor: “ İnsanın malını nereden kazanıp, nerede harcadığından, kıyamet günü sorguya çekilecektir.

“Bir Müslümanı aldatan veya zarar veren veya hile yapan, bizden değildir.”

“Ticarette doğruluktan ayrılmayan, kıyamet gününde peygamberimizle beraber olacaktır.”

Bugün, bazı ticaret yapanlar, ülkemizde ve dünyada ekonomik kriz çıkarmakta, siyasi davranıp, hükümeti ve milleti zora sokmakta, haksız kazanç kazanmaktadırlar. Her türlü kötülüğü, pisliği, vurgunu, soygunu, stokçuluğu, karaborsacılığı yapmaktadırlar. Böylece haram, mekruh, pis para kazanmaktadırlar. Kendilerini ve nesillerine pislik, haram yedirmektedirler! Kendi ahlaklarını, edeplerini, hayâlarını, inançlarını, yaşamlarını bozmaktadırlar. İnsanlığın hak hukukunu çiğnemektedirler. Hakka, hukuka, hakkaniyete uymamaktadırlar. Kanun, yasa, Anayasayı da çiğnemektedirler. Yargıyı da takmamaktadırlar. Hükümetleri düşürmeye çalışmaktadırlar. Milletin ekmeği ile oynamaktadırlar. Yasadışı işçi çalıştırmaktadırlar. Sahte mallar üretmektedirler. Terör örgütlerine destek vermektedirler.

Peygamberimiz sav. Buyuruyor: “ Ahlakınızı güzelleştiriniz.”

“ İyi kimselerle arkadaşlık edininiz.”

Akıl, zekâ; Allah’ın, insana verdiği en büyük nimettir. İnsan aklı ile iyiyi kötüden, yalanı- yanlışı doğrudan, hakkı batıldan, yararlıyı zararlıdan, çirkini güzelden, akıllıyı akılsızdan ayırır. İnsan aklı, zekâyı; bilgi edinmekle, bilgi kazanmakla geliştirir, olgunlaştırır.

Allah cc. Zümer Süresi 9. Ayette buyuruyor: “ De ki, hiç bilenlerle bilmeyenler bir olur mu?

Peygamberimiz sav. Buyuruyor: “ İlim öğrenmek, kadın ve erkek, her Müslümana farzdır.

İyi, güzel, yararlı, dürüst insan olmak önce iyi niyetle başlar. Güzel duygularla, hayallerle devam eder. Doğru, gerçek, hak, hakikat düşüncelerle sürdürülür. Hayırlı eylem, davranış, hareketlerle yükselinir. İslam dininin ahlak ve fazilet değerlerini yaşamakla güzelleşilir. Allah’a, peygamberine, insanlara, varlıklara gereken sorumluluğu yapmakla güzelleşilir. Kendimize, akraba, dost, komşu, arkadaş, insanlar, hayvanlar, doğaya hizmet etmekle olgunlaşılır. Kendimize, ruhumuza hizmet etmekle, görevler yapılır. Dili, bedeni, gözü, eli, ayağı, kulağı terbiye etmekle iyileşilir.

İnsan, öncelikle Allah’a, peygamberine sav. Kur’ân’a karşı görev ve sorumluluklarını öğrenip, yerine getirmeli. Kendine karşı yapması gerekenleri bilip, gerçekleştirmeli. Aile halkına, vatan, millet, devletine karşı görevlerini öğrenip, yerine getirmeli. Bütün insanlara karşı sorumluklarını eksiksiz yapmalı.

Gerçekten dosdoğru, dürüst, düzgün insan olmak isteniliyorsa, öncelikle hak mümin hakiki samimi bilge Müslüman olmalı. Allah’ın varlığına birliğine, eşi benzeri olmadığına, âlemlerin tek yaratıcısı olduğuna, nimet veren bir başkası olmadığına, kalpten, beyinden inanmalı. Bunu anlatmalı. İbadetleri Kur’an üzere, peygamberimiz gibi aynen yapmalı. Huşu ile yapmalı. Öyle aklına estiği gibi ibadet yapmak, ibadetten değil; oyun, eğlence, oyalanma, avunmadan ibaret olur. Allah cc. Sevgisini, saygısını, itaatini her varlıktan üstün tutmalı. Allah’a ibadet etmeli, şükretmeli, hamt etmeli, zikretmeli, tövbe etmeli, dua etmeli. Nankör, asi, bozuk, bozguncu, aciz, zaaflar içinde kalmamalı.

Âlemleri hiç yoktan yaratan, yaşatan, donatan, öldüren, tekrar diriltecek olan, Yüce Allah’ı Esma’ül Hüsna denilen ad ve sıfatları ile bilip, tanımalı. Eğer bilmiyorsak, hemen interneti açmalı. Arama motorlarına girip, öğrenmeli. Konu hakkında derinden düşünmeli. Allah’ı, Esma’ül Hüsna üzere bilmeli. Aksi takdirde yanlış, yalan, iftira ile bilinir ki; bu gerçek, doğru Allah cc. Cş. İnancı olmaz. Kur’ân’ın, Allah’ı anlattığı, Allah’ın kendini tanıttığı gibi Allah’ı bilip, öğrenmeli.

Bugün, Yahudilerin ve Hristiyanların, beşeri- felsefi inanışta olanların, Allah cc. İnançları yanlış, yalan, iftira, batıl, küfürdür. Peygamberler hakkındaki düşünceleri de tamamen yalan, yanlış, kurgu üzerine düzmecedir. Yazdıkları kitaplarında, vahiyle, peygamber olarak tanıdıkları ile hiçbir ilgisi- alakası, doğrusu, gerçeği yoktur. Kendilerini aldatıp, kandırmakta, aldatıp, oyalamaktadırlar. Bu yol üzere olan sapkın kâfirler, hak din İslam’ a da hakaret etmekte, kötülemekte, Müslümanlara da eziyet etmektedirler. İslam dinini ve Müslümanları düşman görmektedirler. Her türlü kötülüğü yabancı düşmanlığı, ırkçılık, İslam ve Müslüman düşmanlığı adına akılsızca, beyinsizce, barbarca, vahşice, sapıkça, zalimce yapmaktadırlar.

“Peygamberimizin Esma’ül Hüsna’sını da internetten hemen öğrenmemiz mümkündür.”

“Peygamberimizin sav. Siyer’i – Peygamberimizin Hayatı, kitaplardan mutlaka ama muhakkak öğrenmeliyiz.”

“Kur’an ve peygamberimizi bilip, öğrenmeden, öğrenip, tanımadan, bilgili Müslüman olamayız.”

Sadece Kur’ân ve peygamberimizi tanımakla da bilge Müslüman olamayız. İslam ilimlerini, bilimi de hakkıyla bilip, uzman olmalıyız. Hatta yüksek samimi dindar Müslüman olmalıyız. Ruhumuzla, genlerimizle, ahlakımızla, ibadetlerimizle, yaşantımızla; hakiki, dürüst Müslüman olmalıyız.

Kur’ân’a ve peygamberimize karşı; görev, ödev, sorumluluk, yükümlülüklerimizi eksiksiz yapmalıyız.

İnsanlığa karşı görevlerimizi yerine getirmeliyiz.

Hayvanları, bitkileri, çevreyi, doğayı önemseyip, koruyup, geliştirmeliyiz. Hiç kimsenin düşmanı olmamalıyız. Müslüman dost insandır. Düşman değildir. Düşman olanlar; zalimler, gaddarlar, haşinler, sadistler, narsisler, haydutlar, sömürücüler, hak- hukuk tanımayanlar, vahşiler, korkunç dehşetli vahşet saçan barbarlardır. İnsanlık ve Müslüman düşmanlarıdır. İslam düşmanı sapık kâfirlerdir. Sömürücüler, sömürgeciler, emperyalistler, işgalciler, ırkçılar, İslam ve Müslüman düşmanlarıdır. Kan döken katliamcı katillerdir. Anarşistler, şiddetçiler, teröristlerdir. Bu yaratıkları, insanlar, Müslümanlar, Allah cc. Ve peygamberi, peygamberler sevmez. Bunların yeri cehennemdir. Dünyada da huzurlu, mutlu, rahat değillerdir.

Bu söylediklerimi sadece ve ancak akıllı, zeki, iyi niyetli, doğru düşünceli, art niyetli olmayan, sağduyulu insanlar anlar. Çünkü Müslüman dendiğinde; doğru, dürüst, sağduyulu, akıllı, bilgili, mantıklı, makul düşünür. İslam ve bilim merkezli düşünür ve dosdoğru karar verir. Allah’a, peygamberine, Kur’ân’a karşı görev ve sorumluluklarını harfiyen bildiğinden; sapmaz, saçmalamaz, sapıtmaz, sapkın zalim olmaz.

İnsan önce kendine olan görevlerini yapmalı. Kendi sağlığına, imanına, zamanına sahip çıkmalı. Önce kendini en iyi şekilde yetiştirmeli. Kendini yetiştirmeden, kimseye yararlı olamaz.

Peygamberimiz sav. Buyuruyor: “ Kuvvetli mümin, zayıf müminden daha hayırlı ve Allah cc. katında daha sevimlidir. .”

“ Ey Allah’ın kulları! Tedavi olunuz. Çünkü Allah cc. Verdiği her hastalığın şifasını da yaratmıştır.”

“ İki nimet vardır ki, insanların çoğu bunlarda aldanmıştır. Bunların değerini bilmemektedirler. Bunların biri sağlık, diğeri de boş vakittir.”

“ Bir yerde Veba Hastalığını duydurunuz zaman oraya girmeyin. Oradan da çıkmayınız.”

“ Temizlik imanın yarısıdır.”

Allah cc. Bakara Süresi 168. Ayette buyuruyor: “ Ey İnsanlar! Yeryüzünde temiz ve helal olan şeylerden yiyiniz.”

Müslüman, yemede, içmede, giyinmede, örtünmede, aile içinde, toplumda, devlet işinde, öğrenciyken, çalışırken, konuşurken, davranırken, yaşarken, İslam’ın ve hayatın, yasaların ve ilmin, bilimin her gerektiğine eksiksiz uymalı.

Ailede bireyler birbirine sevgi, saygı duymalı.

Eşler birbirine sevgi, saygı, sadakatle bağlı olmalı. Anlayışlı ve en güzel ahlaklı olmalı.

Anne ve babaya sevgi, saygı ile itaat edilmeli.

Anne ve babada, çocuklarına görev ve sorumluluğunu eksiksiz yerine getirmeli. Bakabileceği, yetiştirebileceği kadar çocuk yapmalı. Tavşan, kedi gibi durmadan doğurup; sokağa aç, susuz, ilimsiz, işsiz, mesleksiz, sahipsiz asla bırakmamalı. Medeni, Müslüman olgun insan gibi davranmalı.

İslam dininde birey, aile, toplum, devlet çok önemli değerlerdir. Korunması için ilmin ve dinin tüm gerekleri yerine getirilmeli.

Peygamberimiz sav. Buyuruyor: “ Allah cc. Yolunda harcanan paraların sevabı en çok olanı; aile bireylerine harcanan paradır.”

“ Bir insanın bakmakla yükümlü olduğu aile bireylerini ihmal etmesi, günah olarak kendine yeter!”

“ Hiçbir baba, çocuğuna güzel terbiyeden, ahlaktan daha üstün bağışta bulunmamıştır.”

1-      Anne ve babanın, çocuklarına olan görevleri hakkında çok kitap okuyunuz. Kurslara gidip, eğitim alınız.

2-      Çocukların; anne, baba ve kardeşlerine karşı olan görevlerini öğrenici kitaplar okuyunuz. Kurslar alınız.

3-      Kardeşlerin birbirine olan görevlerini öğreniniz.

4-      Hısım ve akrabaya karşı olan görevlerini öğreniniz.

5-      Topluma ve devlete karşı olan görev ve yükümlülüklerini öğrenip, harfiyen yerine getiriniz.

6-      Komşuların, arkadaşların birbirine olan görevlerini öğrenip, eksiksiz yerine getiriniz.

7-      Öğrencinin öğretmenine, öğretmenin öğrencisine karşı sevgi, saygı ve ilgisini öğrenip, yaşam tarzı yapınız.

8-      Vatana, millete, devlete, insana, İslam dinine, bayrağa, bağımsızlığa, vatan ve millet bütünlüğüne; dini, insani, ilmi değerlere sevgi, saygı dolu olmalı. Korumalı, geliştirmeli, yaşatmalı.