Müslümanlar, peygamberimiz ve İslam âlimleri gibi insanlara rehber olmalı. Mürşit olmalı. Güzel örnek olmalı. Peygamberimiz, seçkin sahabeler, Emevi, Abbasi, Selçuklu, Osmanlı âlimleri gibi diğer Müslüman âlimler gibi insanlara rehberlik etmeli. Mürşit olmalı. Allah cc. Dostları gibi az yemeli. Maddi, manevi anlamda tertemiz olmalı. İbadetlerini peygamberimiz gibi samimiyetle Kur’ân merkezli yapmalı. Nefsin arzularına yenilmemeli. Şeytana ve şeytanlaşmışlara uymamalı. İyi niyetle, samimiyetle, güzel ahlakla, ibadetle, güzel insani ilişkilerle dünya sınavını başarılı vermeli. İnsanlara saygılı olmalı. İnsanların hak, hukuklarına dikkat etmeli. Derin düşünce içinde olup, Allah’a ulaşmalı. Yeterli ilme, güzel İslam ahlakına, Kur’ân ve sünnet ibadetlerine sahip olmalı. İslam din bilgisi; Kur’ân ve peygamber merkezli olmalı.

İşin başı insandır. İnsanda olması gereken özellik; iman, İslam ve ilimdir. Kültür, sanat, meslek, güzel ahlaklı olmasıdır. Nitelikli insan yetiştirmeyen; bir ülkenin, milletin geleceği parlak olmaz.

Türk milleti köklü bir tarihe sahiptir. Türk milleti güçlü ve parlak bir geleceğe açıktır. Türk milleti bilgili, birikimli, deneyimli, asıl ve esas köklü geleneklere, inanca sahiptir. İslam dinine bağlıdır. Tüm peygamberleri, samimi İslam âlimlerini kendine mürşit edinir.

Bizler, kendimiz öyle yetişmeliyiz ki; bir ayağımız Âdem as. Peygambere, diğer ayağımız Hazreti Muhammet Mustafa’ya, evrenin derinliklerine, dünyanın her yerinde dolaşmalıdır. Dünya insanları ile kucaklaşmalı. İnsan olanlarla anlaşmalı. Yetenekleri geliştirip; bilgi, beceri kazanmalı.

Kendimizi çok iyi geliştirmeli ve olgunlaştırmalı. Dünyayı yakından takıp etmeli. Her gün, her hafta seminer ve konferansa gitmeli. Sekiz saatten fazla uyumamalı. Az yemeli. Sağlıklı, taze, helal, doğal, yeterli, dengeli beslenmeli. Spor yapmalı. Her gün en az 10 gazete, bir dergi, televizyon izleyip, birkaç kitap okumalı. Her anı tam yaşamalı. Akraba ziyaretlerini hiç aksatmamalı. Komşulara yardım etmeli. Memnun kılmalı. Diğer ülkeleri gezip, görmeli. Hobiler edinmeli. Misyon ve vizyon sahibi olmalı. Zamanın teknoloji, iletişim, bilişim araç- gereçlerini kullanmalı. Gençlerle ve yaşlılarla bir arada olmalı. Çocuklara sevgi, saygı duyup, ufuklarını açmalı. Her iyi mekâna şeref vermeli. Mutlu birey, huzurlu aile, şahane toplum, adil devlet olmalı.

Aile, ebeveyn olarak; çocuklarımızı en ideal boyutta yetiştirmeli. Katil kuduz yaban köpeklerin eline bırakmamalı. Bir çocuk için; ailesi, geleceğin temelidir. Aile, çocuğun nasıl yetişeceğini belirleyen en önemli etkendir. Çocuk ve aile, toplumda güven içinde olmalıdır. Katil, kuduz itlere, köpeklere mankut olmamalı. Katil, sapık, sapkınların eline düşürtülmemeli. Ailesi, öğretmenler, imamlar, devlet, millet bunu mutlaka önlemelidir. Bu önlenmemiş ise görev tam anlamı ile yapılmamış demektir. Bu konuda mazeret- özür kabul edilmez. Geçerli bir neden ileri sürülemez. İnsan bu konuda kendini çaresiz kabul edemez. Problemin kaynağı bir tane değil, çoktur. Olayları çok yönlü ele almalı. Sorun belirlenmeli. Soruna çözüm, çare üretilmeli. Herkes üzerine düşen görevi eksiksiz yerine getirmeli. Sorumluluğunun bilincinde olup, gerekenleri eksiksiz yapmalı.

Sınırsız özgürlük, insan hakları deyip; sorumsuzluğa yelken açmamalı. Disiplinsiz, hadsiz, hudutsuz, kendini bilmezlik, Rabbi tanımazlık, içine düşmemeli. İnsan; net, doğru, gerçekçi, yararlı, açık bilgi kullanmalı. Sapık sapkınların yalan, yanlış bilgileri ile hareket etmemeli. Batıl Batıdaki çürüme, soysuzlaşma, sapkınlık örnek alınmamalı. Toplumsal doku çürütülmemeli. Terör, şiddet, anarşi, saldırganlık yol ve yöntem edinilmemeli. Biyolojik dokuda kanserli hücre haline sokulmamalı!

 Aile ve toplumlar, ahlakı çürümeye itilmemeli. Hedefi, pislik olan yayınlarla, seks filmleri, cinsel sapkınlıklar, ahlaksız görseller, bozuk çizgi filimler, dijital yayınlar, gençlik filmleri, dizi filmleri, sinema filmleri halka sunulmamalı. Çocuklar, gençler zehirlenmemeli. Bilgi, kültür diye cinsel sapkınlık, kültür sapıklığı, ahlaki sapıklık, LGBTİ sapıklığı öğretilmemeli. İdeolojik ve felsefi sapıklıklarla; insanlar, insanlığından çıkarılmamalı. İnsanın inancını, ahlakını, edebini, doğasını bozan her yozlaşma, sapkınlık engellenmeli. İnsan düşmanlarına, insanlık düşmanlarına geçit verilmemeli. Birey, aile, toplum, millet, ümmet, devlet, devletler, insanlık; her alanda, her konuda korunmalı. Bu konuda devlet ve toplum gereğini yapmamaktadır. Oysa yapması görevidir ve hukukidir.

Şer güçler, sadece terör, şiddet, anarşi üretmiyor. Cinsel sapıklığı da bu şer güçler üretmektedir. “İnsanlar, sorumluluk, görev, ödev ve anlayışları ile insanlık dışına çıkarılmaktadır. Kendini sokan zehirli akrep durumuna getirilmektedir.” “Dünya insanlarına, aile yapılarına, toplum ve devletlere bakıp, objektif değerlendirme yapınız. İnsanlık; zalim, sapık, sapkınların çalışmaları ile yok edilmektedir!” “Sağduyulu olduğunu sananlar, aptal manda gibi bakmaktadır! Şer güçler dünyayı ateşe verirken, sağduyulu olanlar; zevk, keyif içinde, Kuala ve de Tembel Hayvan gibi seyretmektedir!”

Her alanda insanlara psikolojik yardım yapmalı. Destek olmalı. Danışmanlık, rehberlik, mürşitlik yapmalı. Yardım etme yetkinliği olanlar, samimi kişiler yardım etmeli. Psikolojik hizmet sunmalı. Psikolojik Danışma ve Psikoterapi mutlaka yapılmalı. Akıl ve ruh sağlığı korunmalı. Her insana gereken kadar psikolojik destek verilmeli. Bunu psikiyatrisiler, psikologlar, rehber danışmanlar yapmalı. Birey uyumlu, uyum sağlayıcı, ayarlı, yöneltici, doğru, dürüst, dengeli, ölçülü hale getirilmeli. Bireyin yetenek ve olanakları geliştirilmeli. Uygun bir meslek edindirmeli. Başarılı olması sağlanmalı. Kendine güven duyar hale yükseltilmeli. Birey geliştirilmeli. Kötülükten kaçabilecek, duruma getirilmeli. Anlayışı tamamlandırılmalı.

İnsanların çıkmazı olmamalı. Zayıflığı, acizliği, zafiyeti, güçsüzlüğü olmamalı. Gelişmesi önlenmemeli. Eğitim ve öğretim olarak geliştirilmeli. Sosyalleştirilmeli. Bu gibi hastalara sahip çıkılmadığı için, bu kişiler ya suç işlemekte ya da intihar etmektedir! Bunlar hem klinik tedavisi hem de sosyal, kültürel, mesleki tedavi görmeli. İnsan yalnız başına bırakılmamalı. Aile, toplum, devlet sahip çıkmalı. Bugün bunlar büyük ölçüde yapılmadığından, vakalar olmaktadır!

İnsanları izliyorum. İnsan artık kafayı üşütmeye, durağanlaşmaya, başıboş dolaşmaya başlamış! Her gün biraz daha kafayı sıyırtmaktadır. Ama hiç ilgilenen yoktur! “ Bizim küçük İlçemizde bile kışın, kar altında bankta yatan kişiler vardır! Bir kişi gelmiş üzerine battaniye örtmüş. Battaniye kar ile beyaza bürünmüş.” İlçemizde de devlet kurumları işlemektedir. Paraları da çoktur. Kendi binalarını modern yapmakta, çoğaltmakta, özel binalara yalıtımı bedava yapmaktadırlar! Olur- olmaz işlere para harcanmakladır. Gereksiz, fuzuli yatırımlar yapılmaktadır!

Oysa nüfusu 50 binden fazla olan yerleşkelerde “ huzurevi” yapılması yasa gereğidir. Yasa var. Uygulayan yok! Hesap soranda yok! Sokakta yaşayanlar, artık dünyanın ve ülkemizin sorunudur. Ama insan olamayanlar, bunu anlayamamaktadır. Havaların çok soğuk olduğu aylarda, bir – iki ay sokakta yaşayanlar toplanır. Kapalı spor salonlarına doldurulur. Hava sıcaklığı sıfırın altından yukarı çıkınca, yine sokaklara atılır! Bir devlet, sokakta yaşayan bir, iki bin kişiye çare bulamaz mı? Çözüm üretemez mi? Vatandaşını her tülü kötülüklerden koruyamaz mı? İşte devlet, millet asıl, esas görevini yapmadığı için, kötüler toplumlara egemen olmuş. Toplumları mankut gibi kullanmaktadır! Her türlü kötülüğü, çirkinliği, yanlışı, hukuksuzluğu yapmaktadır. Benim iradem, ideallerim ile devlet, millet yönetilse, hiçbir olumsuzluk alışkanlık haline getirilmez.

İlçemizin Akçat Mahallesi’nde350 metre kare alan üzerinde 3 katlı, 350 metre karelik, 12 sınıflı boş bir okul vardır. Her sınıf 49 metrekaredir. Bir de bitişiğinde 8 sınıflı ek okul binası vardır. Bu binalarla, yanı 20 sınıflı bu iki binada sadece 7 öğrenci, bir öğretmen ile ders görmektedir! Zaten bu kadar sınıfa, binaya ihtiyaç olmadan, siyasi nedenlerle bu binalar yapılmış. Bendeniz, bu beldede 2000 - 2005 yılları arsında 5 yıl 3 ay öğretmenlik yaptım. Bu belde okulunda en çok 13 öğretmen ve 110 öğrenci olduk. Buna rağmen 400 - 600 öğrencilik okul yapılmış! Öğrenci sayısı 110’dan az olmaya başlayınca ikinci okul binası da yapılmış! Okul binasını yaptıranlar, okula maddi destek, yardım yapmıyor. Çatı sadece bir yerden akıyor. Ama onarılmıyor! Çatı çökünce, tamamı ihale edilerek, onarılır! Kafa, akıl, zekâ bu!

 İlçemiz, Kızderbent Mahallesi de aynen bu durumdadır. Okul boştur. Hem de yeni blok okul binası vardır. Hem de birden fazla okul binası vardır. Orada da 10 kadar öğrenci bulunmaktadır!  Öğrenci sayısı azalırken, ikinci yeni okul binası yapılmış!

Ülkemizin normal büyüklükte her İlinde en az 500 kamu binası atıl durumda, çürümeye terk edilmiş! Köy okulları kaldırılıp, 1997 yılında taşımalı sisteme geçildiğinden, bu binalar boş kaldı. Diğer kamu binaları da boş durmakta, çürümektedir! “ Oysa bu binaların tümü, halkın yararına kullanılabilinir. Huzurevi, kimsesizler evi, üretim evi, eğitim ve öğretim evi olabilir. Halk için kullanılabilinir. Meslek, sanat öğretilebilinir.

İlçemizin Yalakdere Mahallesi’nde de jandarma binaları boştur. “Bu adını ettiğim üç yerleşke daha önce belediyelik idi. Belde idi. Belde belediyeleri, Büyükşehirlerde kalktı. Öğrenci sayıları düştü. Binalar 15 yıllık binadır. Modern binadır. Bu binalar huzurevi, düşkün evi, kimsesizler evi, sanat, meslek öğrenme ve de icra yeri, işyeri olarak kullanılabilir. Ama iyi yönetici olmayınca, olan nimette atıl kalmaktadır! “Bunu İlçenin en üst yöneticisine de toplantılarda defalarca söyledim.” Bu binaların çatısındaki su akıntısını gideremeyen yöneticilerin, binaları farklı amaç için devreye geçirmeleri beklenemez. “Zira lider özellikli yönetici bulmak çok zordur.”

2007 yılı Haziran ayı sonunda öğretmenlik mesleğinden emekli oldum. Emekli olduktan sonra Yalova ili, Altınova ilçesi, Subaşı Kalıcı Konutlardaki modern okulda geçici öğretmenlik yaptım. Bina yenidir. Ali Saruhan, adındaki kişi okul yapımında çok katkı sunduğundan, onun adı verilmiş. 650 öğrencimiz vardı. Bir de kendini beğenmiş, dikta, işi bilmeyen bir müdür vardı. Çatı öyle akıyor ki, hizmetli; paspaslarla, süpürgelerle koridora inen yağmur suyunu, kapı dışına atmakta zorlanıyor. Bendeniz 8 farklı bölge okulunda görev yaptım. Böylesi modern ve tasarımlı bir okulda hiç çalışmadım. İşte bu okulda, binaya yaraşmayan yöneticilerle yönetildiğinden, başarısızlık canlı, cansız her şeyi kuşatıyordu.

Ali Saruhan’ı aradım. Okula yardım etmelerini istedim. Ali Bey yaşlanmış ve hastalanmış. Aile bireyi de ilgilenmeyeceğini söyledi! Durumu İlçeye bildirdimse de, sonuç değişmedi. Amir, memur, müdür sadece günü kurtarıp, aylık almayı hedeflememeli.

Yine emekli olduktan sonra ilçemizde “özel bir öğrenci etüt merkezinde” yöneticilik ve öğretmenlik yaptım. Kurucuların işi bilmemesi, önerilerime uymamaları sonucu; işi götüremediler. 13 öğretmen vardı. Hiçbir işlem başarıya ulaşmıyordu. Değiştirme isteklerime itiraz ediyorlardı. “Sen yönetici müdürsün. Kurucu müdürlere uymalısın,” diyorlardı. Sonunda, işi götüremediler. Kurumu elden çıkardılar. İş, görev tam anlamı ile bilinmeli. Samimi olmalı. Lider yönetici nitelikli olmalı. İletişim, diyalog, tanıtım eksiksiz olmalı.

İnsanlar, problemleri ile yüzleşmeli. Gücünün ve olanaklarının farkına varmalı. Baş edebilmesi için ön çalışma yapmalı. Destek almalı. Uygun ve tatmin edici hedefler koymalı. Uygun yeni davranışlar belirlemeli. Danışmalı. Deneyimli uzman kişilerden yardım almalı. Amaçlarını elde etmenin yol ve yöntemini bilmeli.

“İnsan, potansiyeli olan, güçlü bir varlıktır.” “Aynı zamanda çok zaafları, aciziyeti olan bir varlıktır.” Bir sivrisineğe, yılana, keneye, akrebe, böceğe, bal arısına bile yenilip, yaşantısını yitirebilir! İnsan esas itibarı ile iyidir. Ama kötü olanında önüne geçilmesi çok zordur! Kötülüğü azaltmak için iyiliği artırmalı.  

“İnsan, bencil, egoist, helal, haram bilmeyen bir varlıktır. Kötülükte ısrar edenler, haktan hukuktan, merhametten anlamaz. Tüm ilim adamları bir araya gelse, kötülükte ısrar edeni, doğru yola getiremez. Onlar doğruyu anlamak, görmek, işitmek, kabul etmemek için tüm inat ve ısrarlarını kullanırlar. Hakkı, hakikati ciddiye alıp, hakka ulaşmak istemezler. Onurlu olmayı zillet, illet kabul ederler. Artık onlar, insanlıklarını yitirmişler! Onlar, o hale gelmeden; kalp, beyin, ruh kirlenmeden, harekete geçmeli. Akıllı insan şaşabilir, aldanabilir, kandırılabilir ama tövbe etmesini de bilir.”

İnsan, empati- eş duyum içine girebilmeli. Bilime ihtiyaç duyup, bilim insanı olmalı. Gerçek bilim insani materyalist olmaz. Materyalistten gerçek anlamda bilim insanı olmaz. Kendini hayvandan olma kabul eden, bir kişiden, insanlıklı insan olmaz.  Çözümsüzlük içine düşenler, kolay aydınlanamazlar. Her ne doğru, gerçek söylersen, karşı çıkarlar. Uzlaşmayı beceremezler. Hakkı,  hakikati bilmeye, ihtiyaç duymadıklarından; cahil, cühela, çapulcudurlar. Kula kulluk ederler. Tam bir mankutturlar. İlim, bilim, insani, İslam’ı, evrensel değerlerden pay almamışlar, nasiplenmemişler.

“Hak din İslam bilgisi olmayanın, yeterli bilim bilgisi de olmaz. Saçmalar, manyaklaşır, sersemce konuşur. Yanlış dini bilgilerle insan, insanlığından çıkar. Hayvanlardan daha zararlı yaratık haline gelir. Teröristler, saldırganlar, şiddetçiler bu şekil bir hayvan altı yaratıktır. İnanç ve ahlak zafiyetleri vardır. Kötü alışkanlıklar edinmişlerdir. Kaza, bela, felaketlere yol açarlar. Yaşantıları iyi geçmez. Aile yaşantıları pek olmaz. Her türlü psikolojik- manevi sıkıntı çekerler. Umutsuz, çözümsüz, kaygılı, zıtlaşmış, çatışmacı, kavgacı olurlar. “Bunlara hak din İslam merkezli rehberlikte etmeli.” İlim deyince, hem dini bilgiler hem de doğa, akli ilimler akla gelmelidir.  Biz Müslümanlar, ilim deyince; akli ilimler ve nakli ilimler diye bir ayrım yapmayız. Akli ilimlerde, nakli ilimlerde Allah cc. Katındandır. Hepsini öğrenir, benimseriz. İlmi yaşam biçimi ediniriz.”

İnsanlara her yönü ile hizmet etmeli. Rehberlik yapmalı. Bireylere ve topluma karşı görev ve sorumlulukları bilmeli. İlişkileri iyi tutmalı. Bilgi ile iş yapmalı. Ehil, uzman, deneyimli kişilerle hizmet etmeli. Herkes sorumluluğunun bilincinde olmalı. Yardım etmeyi hedef edinmeli. Herkesin hakkını, hukukunu gözetmeli. İhtiyacı olanın yardımına koşmalı. Zorlama yapmamalı. Baskı yapmamalı. İnsanlara kibirli davranmamalı. Herkese sevgi, şefkat, merhametle, müşfik davranmalı. Empati kurmalı. Etkin dinlemeli. Bilgilendirmeli. Mülakat yapmalı. Yakından ilgilendirmeli. Yüzleştirmeli. Özetlemeli. Paylaştırmalı. Teorik bilgileri uygulamaya sokabilmeli. Sosyal yaşantıda çelişmemeli. Yasalara uygun davranmalı. Hiçbir konuda zorlaştırma yapmamalı. İnsanların gönüllerini alarak görev yapmalı. İkna edebilmeli. “Bencil davrananlar, ikna edemezler. Güven vermeyenler, insanlara yönetici olamazlar. Başarılı yöneticilik yapamazlar.” Her şeyi doğru anlamlandırmalı.

Dini anlayışı ve uygulaması olmalı. Sosyal yaşantıda dindar olmalı. Bilgili olmalı. Her konuda ilgili, bilgili olmalı. Yasaları bilmeli. İbadette samimi olmalı. İnsanlarla iletişim içinde olmalı. Bilgisiz olmamalı. “Halkımız televizyon haberlerini bile anlamayacak kadar sosyal, kültürel hayattan bilgisizdir.” Dini nitelik olmalı. Dinimizde ve yasalarımızda yasaklanan hukuki davranışları yapmamalı.

Aile bireylerine, insanlara, kadınlara, herkese çok iyi davranmalı. Kibar, efendi, nazik, nezaketli, zarafetli, güzel örnek olmalı. Şefkat ve merhametle muamele etmeli. Kul hakkına girmemeli. Haram işlememeli. Aile içinde, birbirimize karşı doğru, dürüst olmalı. Irzı ve namusu korumalı. Cinsi sapık, düşünsel sapkın olmamalı. “Allah’ın emirlerini tutmalı. Yasakladıklarından sakınmalı.” Devletin hukuki olan yasalarına uymalı. Suç ve günah işlememeli. Din, samimiyettir. Samimi olmalı. Sabırlı olmalı. Alçak gönüllü, mütevazı olmalı. Helal gıda ile beslenmeli. Güzel terbiyeli olmalı. İbadetleri Hakk için hakça yapmalı. Güzel, namuslu, iffetli, hayâlı, terbiyeli, çalışkan, dindar bir eş ile evlenmeli. Kur’ân’ı Kerim’i peygamberimiz gibi yaşamalı.

İnsanlara rehber olalım. Mürşit olalım, derken; iyi, güzel, doğru örnek de olmalı. Dün, bugün dünyanın en zalimleri de rehber- kılavuz olmuşlar. Ama zalimlikleri, katillikleri ile sapkınlıkla milyonlarca insanı artlarına takmış, peşlerinden yürütmüşler. Böyle sapkın bir sapıkça rehberlik demiyorum.

 “İnternete giriniz! Dünyanın en zalim katilleri kimlerdir, diye yazınız.” Orada yüzlercesini göreceksiniz! “ Nazi Alman Adolf Hitler 40 milyon insanın ölümüne neden olmuş! Milyonlarca insan hastalık ve açlıktan ölmüş! Ama milyonlarca insan hala onu takıp ediyor!

“Çinli Mao Zedong denilen zorba, dinsiz, imansız, zalim komünist, 50 milyon kadar insanın ölümüne neden olmuş! Hala önder, lider, mürşit diye takipçileri var.”

 “ Lenin 10 milyon, Josef Stalin 43,5 milyon, Pol Pot, Neron, Kazıklı Voyvoda,  2. Leopold, İdi Âmin, Augusto Pinochet, Hülagü Han,  Cengiz Han, Atilla, Henry Himler, Mengel, Qin Shi Huang, Gaius Julius Ceasar Augustus, Wu Zetian, Korkunç İvan, 1. Mary, Maximien, Faşist Benita Musollini, tüm komünist,  faşist, zalim katil liderler ve saldırganlar, milyonlarca insanı katletmişlerdir! Bunları rehber, mürşit, önder, lider kabul eden, milyonlarca mankut hala vardır.  Ardında yürüyen, önder, lider kabul eden, zavallı beyinsizler hala vardır.

Ülkemizin de sapık, sapkınları, katil katliamcılarını defalarca yazmıştım. Ülkemizin büyük düşmanları; 123 terör örgütüdür. Terör örgütlerinin yöneticileridir. PKK-KCK ve diğer kol uzantıları, insanlığın ve ülkemizin başına beladır. Avrupa’nın daha çok 12 ülkesinde, İran, Irak, Suriye ve Türkiye’de silahlı terör örgütü kurmuş. İnsan katletmektedirler! Bu ülkelerde de, önder olarak Ermeni bozması Abdullah Öcalan denilen ruh hastası manyağı görmektedirler. PKK, 1978 de ülkemizde kurulmuştur. Benzer ırkçı terör örgütlerini ortadan kaldırmıştır. Bu ve benzeri materyalist, dinsiz, imansız, laik, seküler terör örgütleri ile insanlığın başı beladadır.

“Din kisvesi altında da terör örgütleri vardır. Kendilerini dindar olarak göstermektedirler. Ama din ile ilgileri yoktur. Komünist terör örgütleri gibi İslam ve Müslümanlara en büyük zararı vermektedirler. Fetö denilen, Diyanet’ten emekli imam- hatip olarak emekli olan, bu münafık kişi, aslen Vatikan’ın gizli 7. Kardinaliydi. Ülkemizde ve dünyanın 170 ülkesinde ABD - CIA desteği ile örgütlendi. 15 Temmuz 2016 günüde ülkemizde asker kökenli teröristleri ile darbe yapmaya kalkıştı. 251 kişiyi şehit etti. 2,193 kişiyi de gazi ettiler! Halk, darbeye karşı direndi ve gece başlayan darbe girişimini, sabahleyin bitirmiş oldu. Fetö, 1998 yılından beri Amerika’daydı. ABD desteği ile darbe yapmaya kalkıştı. Teröristleri şimdi adalete hesap vermektedir. Amerika’dan bu terör başını ülkemiz defalarca istemesine rağmen alamdı. Çünkü kullandığı mankut’u vermek istemiyor.”

“Adnan Oktar’da dini kullandı. Sonunda cinsi sapık haline geldi. Terör örgütü oluşturdu. Önce dindar gözüküp, çevre oluşturdu. Sonra Amerika ve İsrail güdümüne girdi. ”

Böylesi yüzlerce olay vardır ve de olmaya devam etmektedir! Devlet bunlara izin vermemeli. Vermiyor da! Bunlar bazı terör örgüt yöneticileri ile şimdi tutukludur. “Bunların uzantıları Avrupa ve Amerika’dadır. Suçluların iadesi anlaşmalarımız olmasına rağmen, istediğimizde, ısrarla istediğimizde, bile vermemektedirler.” Türk ve İslam dünyasına zarar veren tüm pislikler, bu emperyalist, şer ülkelerde destek görmekte, kurulmakta, kullanılmaktadır.” 

“Abdullah Kuytul,” dini bölücülükte kullanan, dini kişisel şer çıkarlarına alet eden, terör örgütü lideridir. Taraftarları ile tutukludur.

“Hanzala,” dini kullanan, istismar eden, çarpıtan ve yıkıcılık yapan terör uzantısıdır. Taraftarları ile tutukludur.

“Bir hafta önce Amerika’da ölen başka bir mankut vardı. Dünde Bursa’da toprağa verildi. Bu kişide; İskender Erol Evrenesoğlu, adındaki; kendini resul, peygamber olarak ilan eden, kavuklu kişidir. “Allah’tan bana ayet geliyor. Falan kitabımı, Allah’ın gönderdiği ayetlerle yazdım. Allah’ı görüyorum. Kendine vahiy geldiğini, risalelerinin Allah tarafından yazıldığını söylüyordu.” Bu sapkında, 1990’lı yılların sonlarından itibaren Amerika’daydı. Bu sapkının 2 televizyon kanalı vardı. Televizyon kanallarında her gün 10 saatten fazla kendinin konuşmaları yayınlanıyordu. 5 tanede internet sitesi vardı. Bu siteler 1999 yılında şikâyet üzerine kapatılmıştı. Cenazesinde 3 bin kişi katıldı. Cenazede ağlamalar, titremeler vardı. Sözlerim video kayıtlarında aynen vardır.”

Aklı doğru bilgilerle, doğru kişilere danışarak, doğru öğrenerek, düşünerek, kullanmalı. 2019 yılındayız. Hala dünyada bu lanetliklere secde edenler olduğu gibi; lağım farelerine bile secde eden Budistler vardır! İnekleri, maymunları, Peygamberdevesi çekirgesini kutsal kabul edenlerden, tutunda; kendinin maymundan türediğine inanan mankutlar bulunmaktadır. Bunlara akli, zekâyı, düşünceyi; doğru bilgilerle kullanmayı öneriyorum. Rehberlerinin, mürşitlerinin, örnek aldığı kişilerin; hakiki akıllı, zekâlı, düşünceli, bilgili, birikimli insanlar olması gerektiğini tebliğ ediyorum.

Bizlerde, münafık- ikiyüzlü davranan bu kişileri önce tanımadığımızdan, iyi gibi sandığımız oluyor. Ama art niyetlerini anlamaya başladığımızda, hemen onlar hakkında beslediğimiz güzel duygu, düşüncelerden vazgeçiyoruz. Saplantı, şartlanmışlık, mankut bağlılık içinde olmuyoruz. Biz münafıkları önce anlayamıyoruz. Ama açık verdiklerinde, fark etmemiz çok kolay oluyor. O zamanda onları lanetle anıyoruz.

Bizler,  hiçbir din, iman, İslam, Mümin, Müslüman düşmanına asla, kesinlikle bağlı kalmayız. Katiyen, vatan, millet, devlet, bayrak, bağımsızlık, milli, manevi, ilmi, insani değer düşmanlarını dost görmeyiz. Allah’ın sev dediğini severiz. Sevme dediğini sevmeyiz. Allah’ın emirlerini tutar, yasakladıklarından sakınırız. İslam dinini, peygamberimiz gibi anlar ve de yaşarız.