İnsan, yaratılışından itibaren en güzel şekilde öğrenim görürse, eğitilirse, yetiştirilirse; ilim, bilim, sanat, meslek, güzel ahlak sahibi yapılırsa, hayırlı ve yararlı insan olur. İnsan, madde ve mana bütünlüğü içinde; en iyi, güzel, faydalı, doğru, dürüst, adil, ideal değerlerle yetiştirilmeli. İlim öğretilirken, Allah’ın ve peygamberinin emir, yasak, öğütleri de kazandırılmalı. İnsanlara hayır ve yararı olacak şekilde yetiştirilmeli.

                İnsan, sadece akli - doğa ilimlerini öğrenmekle; insanlıklı, iyi, yararlı, güzel, hayırlı, dürüst insan olmaz. Matematik, fizik, kimya, cebir, geometri öğrenmekle; insanlıklı, insaniyetli, insancıl, merhametli, hayırlı, yararlı, dürüst insan olamaz. Sadece bu bilgi ve dersleri alanların, pek çoğu; zalim, sapık, sapkın, anarşist, şiddetçi, hain, alçak olmuştur. Milli ve manevi değerlere düşmanlık etmektedirler!

                Akli ilimleri öğretirken, dini ilimleri de öğretmeli. Dini ilimlerle eğitmeli. Güzel ahlak sahibi yapmalı. İnsan söylevlerle değil öğretim ve eğitimle güzel ahlaklı olur. İnsanın kalbine, beynine, ruhuna, genlerine ilmi, dini yerleştirmeli. İnsan bozulmadan, güzelleştirilmeli. Batıl, küfür, şirk virüsü insan genlerine girmeden, vücudun bağışıklık sistemi güçleştirilmeli.

                Peygamberimiz buyuruyor: “İnsanların en hayırlısı,  insanlara maddi, manevi anlamda faydası dokunandır.”

                İnsanlığın yaratılışından beri “hak” vardır. “Batıl” vardır. Hak; “İslam dinidir.” Batıl; “materyalizmdir.” Materyalizm,  İslam dinini kabul etmemektir. Batıllı, emperyalizmin mankutları, Siyonizm’in uşakları temsil etmektedir. Komünizm, ateizm, faşizm, ırkçılık, liberal, kapitalizm, sapkın felsefeler, zalim ve küfür olan ideolojiler batıldır. Materyalizm, İslam, Müslüman ve insanlık düşmanıdır.

Batılın; doğrusu, dürüstü, hakkı, hakikati, hakkaniyeti, güzel ahlakı, edebi, insanlığı yoktur. Hak ile batıl birlikte olmaz. Bir arda bulunmaz. Aynı anda kabul edilemez. Batılın olduğu yerde hak bulunmaz. Hakkın, hakikatin olduğu yerde de batıl yok olur.

                Hakkın gayesi, amacı, hedefi: “Bütün insanlığın, dünya ve ahirette huzur ve mutluluğunu sağlamaktır.”

                “Allah cc. İnsanları kendine ibadet, itaat etmeleri için yaratmış.” Başkalarına kulluk, mankutluk, kölelik etmelerini yasaklamıştır. Müslüman, gidip de gâvurluk yapanın, kâfirin, müşrikin, münafığın, İslam ve Müslüman düşmanlarının uşağı, işbirlikçisi olamaz.

Müslüman’ım, deyip de; sapkın olan, İslam ve Müslüman düşmanları ile işbirliği, yardımlaşma, dayanışma, müttefik, ittifak yapanların bu dünyada acı, berbat, onursuz hallerini görüyoruz. Ahiretleri de o sapkın zalimlerle olacaktır! Onlarla haşrolunacaktırlar! Müslüman’ım, diyen, bu zavallı kişiler, Müslüman halktan %1 bile oy alamamaktadırlar. Fitne, fesat, nifak, yüzsüzlük, iki yüz yüzlülükle hak olan hedefe ulaşılamaz. Ulaşılsa da, hak tepesinde çok kalamaz.

                Sapkınlar, insanlık düşmanıdır. İnsanlığı tehdit eder, hakkı- hakikati yalanlar, karalama yaparlar. Anarşi, şiddet, terör, çatışma, savaş, hastalık çıkarırlar! Maddi, manevi anlamda temiz değillerdir. Temizliğe dikkat etmezler. Kıçlarını bile yıkamazlar. Sinekli gezerler. Ama başkalarını sırf kendilerinden daha iyi diye sürekli yalanlar, iftira atar, karalarlar. Cünüplükten temizlenmezler. Namaz abdesti almazlar. Yemek öncesi ve sonrası; el, ağız temizliği yapmazlar. Çevrecide değillerdir. Her iyi olanın propagandasını yapar. Söylediklerini yapmazlar. Halkı aldatmak, kandırmak için her boyaya girerler.

                2020 yılı başından beri Korona virüsü salgın hastalık şekilde dünyaya yayılıyor! Amerika ve Avrupa’da kadın ve de erkekler, tuvalet kâğıdı kapmak için birbirleri ile kıyasıya marketlerde dövüşüyor! Kâğıt yoksa pislik paçalarından akacak! Sinekler kıçlarına uçuşacak! Bir ABD şirketi, tuvalet musluklu klozet üretti. Satışı da normalden daha fazladır. Avrupa batıl olanları, daha taharet suyu- musluğu ile tanışamadı. Buradaki, Tükler ayrıca bir aparat taktırmaktadır.

                Bu sapkın batıllar, insan haklarından, evrensel hak- hukuktan, adaletten, eşitlikten söz ederler ama iş yapmaya geldiğinde; söylediklerini yapmazlar. Anlaşmalara uymazlar. Adalet, hak, hakikat eşitlik, adalet, özgürlük derler ama başkalarına yaşam hakkı bile tanımazlar. Sadece sözünü ederler. İcraata geldiğinde yıkımlarla ilgilenirler! Bütün sapık sapkınlar; hak, hakikat, İslam ve Müslüman düşmanıdır. “İstisnalar olabilir. Genelleme yapmıyorum.”

 İnsanlar, hakkı, hakikati bilmesin, tanımasın, diye; beyinleri pislikle yıkarlar, kirletirler! Takiyyecidirler. Çifte standart uygularlar. Tutarlı, objektif değillerdir. Dünyanın en katliamcı katillerle işbirliği yapar, desteklerler. Masum, mazlum, mağdur, güçsüzleri ezer, yok ederler! Kalplerini, beyinlerini, ruhlarını kötülüklerden, çirkinliklerden, pisliklerden arıtmak istemezler. “Onlar bu dünyada perişan olacaklar. Ahirette de eziyet- azap çekeceklerdir.”

                Krona virüs nedeni ile ülkemizde ve pek çok ülkede okullar, camiler, kiliseler, eğlence yerleri, kahveler, pinekleme yerleri kapatıldı. Cemaatle namaz kılınmıyor. Çin’in “Wuhan” kenti hayvan pazarından yayılan, “Yarasa” odaklı olan virüs tüm dünyaya yayıldı. Şu anda Çin’de yoğunluk azalırken, Avrupa’da artmayı sürdürüyor. Avrupa önlemde gecikti. Rusya ise daha mücadele etmeye bile yeni başlıyor!

Türkiye, 06 Ocak 2020 günü 30 kişilik Sağlık Bakanlığı bünyesinde “Bilim Kurulu” oluşturdu. 10 Ocak 2020 günü, 100 gün önce önlem almaya başladı. Yararını da gördü. 120 ülkeye bulaşmışken, Türkiye’de vakıa görülmedi. Ama yurt dışından ülkemize gelen T.C. Vatandaşı öğrenci, çalışan, gezici, umrecilerin bulaştırması ile henüz 3 ölü, 400 kadar hasta olan oldu! Şu anda tüm dünyada 10 bin kişi öldü! 200 bin kişide hastalığa yakalandı.

Virüs, bakteri, mikrop; pislik, kirlilik, temizliksizlik, hijyensizlik, sağlıksız yaşantıdan oluşur. İnsanlar temizliğe dikkat etmediklerinden, her 8 - 10 yılda bir kez küresel veya bölgesel boyutta salgın hastalığa uğramaktadır. Örnekleyelim:

1-      500 yıllık tarihi camilerin çini ve mermerleri bir kez bile kaldıraçlı kabinlerle ulaşılıp, dezenfekte edilmemiş, temizlenmemiştir. Kir, toz, çini ve mermerlerin içlerine işlemiştir. Siyahlatmıştır. Ama kürse ve minberlerden her gün nutuk atılır. Bari “Camiler Haftası’nda” genel bir temizlik yapılsın. Laf ile peynir gemisi sürdürmeye çalışıyorlar. Ama gitmiyor!

2-      Bendeniz, çok sık hasta oluyorum. Hastanelerde yatıyorum. Bir serviste 15 hasta odası oluyor. Temizlikçi, bir kova su ile bütün bu odaları ve koridoru paspas yapıyor! Bu durumu 2012 yılında da Yalova Devlet Hastanesi’nde yaşadım. Durumu anlatacak yönetici ile bir türlü görüşemedim. İletişim de kurdurmadılar.

3-      Okullarda bu hastaneler gibi temizleniyor! İş sadece göstermelik yapılıyor. Çöp, atık süpürme eyleminden oluşuyor.

4-      Şu anda televizyon haberlerine göre her yer dezenfekte ediliyor! Sokak ve caddeler yıkanıyormuş! İşyerleri, taşıtlar dezenfekte ediliyormuş! Oysa benim yaşadığım İlçede yeterli temizlik, dezenfekte çalışması yok! Sokaklar, caddeler yıkanmıyor. Kanteynirler temizlenmiyor. Oysa konteynırların kaldırılması gerekir.

5-      Okullar 3 hafta tatil edildi. Öğretmenler, haftada 15 ders saatten fazla derse girdiğinde; aylık dışında, ek sat ücreti alırlar. Bu ek saat ücretini de derse girmiş gibi alacaklar! Yanı hak edilmeyen verilecek.  

6-      İmamların çoğunluğu namaz kıldırma görevini tam yapmazlar. Yaz tatilinde de, aylık dışında, ek saat ücreti almalarına rağmen öğrenci okutmazlar. Camiler virüs nedeni ile kapatıldı. Aylıkları devam edecek. Zaten bazılarının ek işleri var. İşlerine devam edip, aylıklarını alacaklar. Görev yapmadıklarından, ödüllendirilmiş olacaklar. Sonrada virüs, bakteri salgınından söz edilecek! Öğrenimin, eğitimin iyi olmadığı yerde her türlü pislik olur, olmaktadır!  

7-      Benim, 4 yıl 1 ay 12 gün öğretmenlik yaptığım, Kandıra – Avdan Mahallesi’nde; 26 yıl imamlık yapan kişi emekli oldu. Bir öğrenci bile yetiştirmedi. Amelecilik, işçilik, inşaat ustalığı yaptı. Bendeniz, o köye yaz tatilinde damat olarak konuk gittiğimde, imam başka işlerde olurdu. Camiye gelen öğrencilere din dersi verirdim. Diğer bazı camilerin imamları da yaz tatilinde ders vermezdi. İshaklar Mahallesi öğrencileri de bana geliyorlardı.

8-      Kandıra, Avdan Köyü’nde 1980-1984 yıllarında öğretmenlik yaptım. O zaman kadrolu imam yoktu. Bitişik mahalleden, Ahmet Hoca’yı, köylüler bazen ücretli tutardı. 1. Sömestri tatilinde, yaz tatilinde camide ders verirdi. 1980 yılında hatim cemiyeti bile yapmıştı.

9-      Demiştim ya! Hersek zade Ahmet Paşa Camisi’nde öğrencilerime din dersi veriyordum. Aslında caminin kadrolu imamı vardı. Ama imam arı kovanlarını Trakya bölgesine götürdüğünden, arıları ile ilgilendiğinden, görev yapmıyordu.

10-   Kozluk İlçesi, Navalan Köyü’nde kadrolu imam vardı. Ama imam her akşam köylünün evine gelir ama hiç konuşmazdı. Halkı aydınlatmazdı. Öğrencide okutmazdı. İşte onun için PKK o bölgeye egemen oldu. Kadrolu imamların doğru, dürüst, çok az bir kısmı görevlerini yapmaktadır.

11-   Umrede otelde 2,500 umreci kalıyordu. 75 tane din görevlisi vardı. Görevlendirilen imamların %90’i namaz kıldırmaya gelmiyordu. Bir vatandaş namaz kıldırdığında da tartışma çıkıyordu. Bu konuyu daha önce yazmıştım.

12-   1980 yılı öncesi köylünün kendi parası ile tuttuğu imamlar vardı. Onlar doğru, dürüst görev yapardı. Hem de 100 kadar öğrencileri olurdu. Bizler, sabahleyin onlardan ders alarak, okula giderdik.

13-   Bendeniz, 1997 yılında Rize, İyidere, Kalecik Köyü’nde vekil öğretmenlik yaptım. Öğrencilerim, camiden ders aldıktan sonra okula gelirdi. İmam, kadrolu değildi.

14-   Kendi köyümüzde kadrosuz imam vardı. Yaz, kış bize ders verirdi.

15-   Büyükbabam Molla İbrahim, Güneştepe Köyü Camisi’nde kadrosuz imamlık yapardı. Bazen ona gider, ders alır, Köprülü Köyü İlkokulu’na giderdim. Kısacası devlet, Diyanet; görevlilerine iyi görev yaptıramıyor. İşte virüs, bakteri, mikrop buradan kaynaklanıyor.

16-   İşte Müslüman’ım, diyenlerin, böyle sorumsuz, görev yapmaz, olmaları; milli, manevi değer düşmanlarına yıkma, bozma, yakma, zalimlik etme alanı açıyor! Çıkıyor, 40 yaşında bir gazeteci İsmail Sapmaz; yalan, iftira, gerçekleri, doğruları gizleme, provokatörlük etme yapıyor. Hem PKK’lı, hem HDP’li, hem CHP’li, hem solcu, hem Atatürkçü değilim, diyor, ama Atatürkçü derneklerde konuşma yapıyor. Fetö terör başını, eylemlerini övme, Türkiye düşmanı medyaya sahip çıkma yapıyor. Böyleleri halkın yarısını aldatıp, kandırıyor. Müslüman’ım, diyenlerde, ahmakça kendi maddi çıkarları için görevini bırakıp, koşuşturuyor.

17-   Teve 1’de Can Ataklı diye bir laf cambazı, milli, manevi değerlerimizin düşmanlığını yapıyor. İslam, Müslüman, hükümet düşmanlığı yapıyor. Hain odakların tetikçiliğini yapıyor. Kendi pisliklerini görmezden geliyor. Müslümanların eksikliğini dile getirerek, yorum ve açıklamalarda bulunuyor. Açık bulamazsa, uyduruyor. İşte bunun için Müslüman kendine gelmeli. Tüm İslam ve ilim değerlerini bütünlük içinde yaşamalı.

18-   05 Mart 2020 günü Kâbe tavafa kapatıldı. Camilerde kapatıldı. Katar’da da camiler kapatıldı. Türkiye’mizde de 20.03.2020 Cuma günü camiler ibadete kapatıldı. Bugün 21.03.2020 cumartesi günüdür ve de Miraç kandilidir. Camiler kapalı olacak. Çünkü ülkemizde ve tüm dünyada küresel boyutta Korona virüs salgını var. Her türlü kapalı alan kapalıdır.  Hatta bazı ülkelerde sokağa çıkma yasağı uygulanmaktadır. Ama birkaç kendini bilmez; ilimden, bilimden, tıptan, sağlıktan, dinden anlamaz; bunak, camilerin kapısına dayanmış. Cuma namazı kılacaklarmış. Virüslü camiye gidecek! Aksıracak, öksürecek, hapşıracak. Sonrasında bir başkası o yerde secde edecek! İşte insanda beyin olmalı. Beynini de doğru işlevli hale getirmeli.

19-   04- 24 Şubat 2020 günleri arasında eşim ile birlikte umredeydik. Otellerde yemekhaneler, el- ağız yıkamaya uygun şekilde yapılmamış. Masa üzerlerine kâğıt mendil konmuş. Öyle umreye gelenlerin hepside tam dini bütün Müslüman değil ve İslam ahlakında da değildir. Çünkü bilgi, birikim, donanım, İslam anlayışı, öğrenim, eğitim alıp; olgunlaşmamış. Bunu aile, toplum, devlet, öğretmen, imam, medya, sivil toplum örgütleri yapmamış. Hatta çeşitli nedenlerle bozmuşlar.

20-   Müslüman, Allah’ın iradesi ile niyet eder, duygulanır, düşünür ve de iş, hareket, eylem, davranışta bulunur. İdeal insandır. Yapıcı eleştiride, yol göstermede bulunur. Ama İslam ve Müslüman düşmanları bunu yapamaz. Çünkü önce Allah’a yönelmeli. Hak ve hakikate ermeli. Kendini batıldan, küfürden, sapıklıktan, sapkınlıktan kurtarmalı. Ondan sonra hakça; hak-  hukuk yolu göstermeli.