Teknolojide, bilimsel araştırmanın sonucu oluşan gelişmedir. Bir Müslüman bu becerilere, maharetlere, yeteneklere mutlaka sahip olmalıdır.
Müslüman en iyi, güzel, yeterli, etkin, yetkin birikime, donanıma sahip olmalı. Müslümanlık bunu gerektirir. Bugün bu donanımdan noksan olanlar, bilin ki; yeterli, iyi, güzel, doğru, olması gereken, mümin ve Müslüman değildir. Müslüman ezilen, sürünen, perişan olan durumda olmaz. Olursa, bilin ki, onda gereken Müslüman özelliği, niteliği, vasfı yoktur.
Bugün pek çok halkı Müslüman olan ülke; açlıkla, yoklukla, fakirlikle yaşamaktadır. Allah’ın verdiği toprak üstü ve toprak altı zenginlikleri bile kullanamayıp, başkalarına sömürtmektedir. Ender olan yeraltı madenlerini emperyalistler, Siyonistler bedava almaktadır. Hala bilinçli değildirler. Ülkemiz Müslümanları da, halkımızdan yardımlar toplayıp, bu ülkelere taşımaktadırlar. Oysa onların sürekli taşınan yardımlarla yaşamlarını sürdürmeleri mümkün değildir. Onlara doğru bilgi, bilinç, bilim, teknik, teknoloji, Müslümanlık kazandırmalı.
Bugün ezilenler, akıllarını Müslümanca işletmediklerinin cezasını çekmektedir. Bunu zalim kâfir gâvurlar çok iyi değerlendirmektedir. Hala kurtuluş yolunun; İslam bilgisi, bilinci, bilim ve teknolojik gelişme olduğunu anlayamamışlar. Canını, malını, iffetini, neslini, aklını, sevdiklerini, maddi ve manevi değerlerini korumak için bu özelliğin oluşturulması gerekir. Müslümanlar ve mazlumlar tek çatı altında örgütlenmesi gerekir. Tek başına güçlü olmakta pek yarar sağlamıyor. Zalim kâfir gâvurların, 20- 30- 34 ülkenin saldırısı altında olduğunu çok gördük!
Bugün Batı ülkeleri her alanda, her konuda örgütlenmişler. Askeri alanda 32 Batılı ülke, NATO denilen saldırgan askeri işbirliğini kurdular. Bu örgütün 5. Maddesi: “ Birimiz hepimiz, hepimiz birimizdir. Birimiz saldırıya uğradığında, hep birlikte savunma savaşı yapmalıyız.” Bizde NATO üyesiyiz. Örgütün 2. Güçlü askeri gücüyüz. Ama NATO ülkelerinin tümü Türkiye ve Müslüman düşmanıdır.
Avrupa Birliği denilen birlikte de 27 Avrupa ülkesi vardır. Bunlarda tek parlamentodan yönetiliyor. Bu birliğe de 1960 yılından beri girmek istiyoruz. Çeşitli bahanelerle bizi almıyorlar. Bunda bulunan ülkelerin tümü de; Türk, Türkiye, Müslüman düşmanıdır. Ülkemizi ekonomik olarak yıkmaya, zayıflatmaya çalışan, terörü oluşturup, destekleyenlerdir. Sanırım karşısında durup, hedef olacağına, içinde bulunup, mücadele etmek tercih ediliyor.
1991 yılı öncesi komünist ülkelerin bazıları askeri pakt oluşturmuştu. Bu pakta SSCB ile birlikte 8 Doğu Avrupa ülkesi vardı. 1991 yılında komünist rejim yıkılınca, bu askeri komünist pakta yok oldu.
Bu askeri paktlar ve örgütler, kendi dışında kalan bazı ülkeleri de kullanıyordu. Etkiliydiler.
2002 yılında 30 NATO ülkesi, Afganistan’ı işgal etti.
2012 yılında 34 NATO ve batı ülkesi, Irak’ı 2012 yılına kadar işgal etti.
2012 yılında 20’den fazla Batılı ve NATO ülkesi Libya’ya saldırdı.
2011 yılı sonrası Suriye’ye 72 ülke işgal müdahilinde bulundu. Dünyanın nerede bir manyak tipli, kullanılan terör örgüt varsa, onlarda halkı katletmeye geldi! 24 milyon kadar nüfusu olan Suriye halkının 13 milyonu ülke dışına kaçtı. 12 milyonu da yurt içinde göç etti. Hala iç savaş ve müdahaleler devam ediyor.
Elin zalim kâfir katliamcı gâvurları işbirliği, yardımlaşma, dayanışma, birlik- beraberlik yaparken, Müslüman hala beynini doğru işletemiyorsa, işletmediğinin cezasını mutlaka çekecek, çekiyor!
Aklı, zekâyı, İslam ve bilim ile ortak akıl ile işbirliği içinde kullanamayanlar, kaybetmeye mahkûmdur. Kaybediyor da!
Alin bu zalim kâfir katliamcı gâvurları halkları kandırıp, kendi tarafına çekmek için evrensel değerleri kullanıyorlar. Örneğin: Demokrasi, insan hakları, özgürlük, hukukun üstünlüğü, adalet gibi kavramları kullanıyorlar. Ama dünyayı daha çok ateşe evrenler, bu değerleri söz olarak kullananlardır. Oysa dünyanın en zalim katliamcı katilleri; İsrail, Amerika, İngiltere, Fransa, Almanya, Rusya gibi vahşi ülkelerdir. Vahşilikte halklarından da destek görüyorlar.
İki gün önce, 24.07.2025 günü ülkemizde son 55 yıldan beri en sıcak gündü. İstanbul’da bile 40 santigrat dereceyi sıcaklık geçti. Dün ülkemizde 73 orman yangını vardı. Orman Genel Müdürlüğü, ormanları söndürmek için 27 uçak, 105 helikopter, 6 bin kara taşıtı, 25 bin orman söndürme işçisi, 125 bin gönüllü ve halkımızın desteği ile söndürmeye çalışıyor. Ama pek başarılı olunamıyor. Önümüzdeki, günlerde 8 - 12 derece daha sıcaklıklar artacakmış.
Yangınların insanların aptallığından, salaklığından ve hainliğinden çıkıyor. Hala ateş yakılıyor. Çevreye camlar atılıyor. Çatı katlarında bile mangal yakılıyor. Uyarılıyor ama uyarıdan akıllı, zeki, iyi niyetli insanlar anlar. İnsan yetiştiremedik. Çünkü yol, yöntem, niyet, uygulama yanlış yapıldı.
Bir ülkede çok sayıda etkin hain, alçak, kahpe, kalleş, ajan, yıkıcı, bozuk, bozguncu, fitneci, fesatçı, nifakçı, olumsuz ve yanlış kişiler varsa, o ülkenin istikrarlı şekilde kalkınması mümkün değildir. Tarihte bilebildiğimiz 16 Türk devletinin tamamı de içten bu tip kişilerin pislikleri ile yıkılmıştır. Bunun için yanlış insan yetiştirmemeli. Yanlış insanlara olanak ve fırsat vermemeli.
Ülkemize 1923- 2015 yılları arasında ortalama orman yangının sayısı 1435 olmuştur.
Ülkemizde 2015- 2024 yılları arasında orman yangınlarının ortalama sayısı 2850 olmuştur.
Bugün 27.07.2025 günüdür. 2025 yılında çıkan orman yangını sayısı 4 bini geçti.
2021 ve 2025 yıllarında olan orman yangınlarında daha çok, büyük orman alanlarımız, yeşil vatanımız kül vatan oldu!
Bu alçak hainler, memleketimizi her yönüyle zor duruma bırakıyor. Çalıyorlar, hırsızlık yapıyorlar. Yalan söylüyorlar. Anarşi, şiddet, terör çıkarıyorlar. Başka ülkelerle olan sorunlarda, haksız yere, başka ülkeleri tutuyorlar. Daha doğrusu ülkemiz vatandaşı gibi davranmıyorlar. Ajan provokatörlük- kışkırtıcılık yapıyorlar. Düşman gibi davranıyorlar. Milletimize benzemiyorlar. Milletimizin dinine- imanına, değerlerine karşı savaş açıyorlar.
Ülkemizin zenginleşmesi, gelişmesi sonucu yangın söndürme araç- gereçleri, insan potansiyeli de arttı. Günümüzden 50 yıl önce bu olanaklar yoktu. O zaman yangınlar daha uzun sürerdi. Daya çok yeşilimiz kül olurdu. 2025 yılı itibarıyla gereken kadar malzeme alabiliyoruz. 2025 yılında; 27 yangın söndürme uçağımız var. 105 yangın söndürme helikopterimiz var. 14 tane İHA var. 6 bin tane yangın söndürme kara taşıtımız var. 1999 Marmara depreminden sonra AFAD ve AKUT gibi kurtarma örgütleri kuruldu. Bunların elemanları da her türlü afette kurtarıcı oluyor. Halkımızın tarım ilaçlama araçları söndürmede kullanılıyor. Polis araçları söndürmede kullanılıyor. Özel şirketlerin araçları kullanılıyor. İtfaiye kullanılıyor. Devletimiz köylere yangında kullanmak için su tankeri veriyor ki, yangın çıktığında hemen müdahale edilebilsin. Ama yine de başarılı olmak öyle kolay olmuyor. Amerika, Rusya, Avustralya gibi ülkelerde 3 ay süren orman yangınları oluyor. Orman işletmesinin 25 bin, AKUT’un 125 tane eğitimli gönüllüsü var. AFAD’ında eğitilmiş elemanları bulunmaktadır. Gerektiğinde askerlerde görevlendiriliyor.
Yangınlar daha çok insan kaynaklı çıkıyor. Yazın şimşek, yıldırım olmadığına göre bu etken çok yer tutmuyor. Şişe, camda orman içinde mercek görevi pek görmez. Zira orman içi çok güneş almıyor. Kaldı kafasız insanların ve hainlerin olumsuz etkileri! Bir ormana da 100 -200 hava aracı göndermek mümkün değildir. Zira alana göre araçlar ayarlanmalıdır.
Bir insanın, Müslüman olabilmesi için; isteyerek, bilerek, bilinçli şekilde, Tevhit ve Şahadet cümlelerinin anlamını bilerek, inanması ve söylemesi gerekiyor. Aksi halde bir insan, Müslüman olmaz.
Tevhit ve Şahadet kelimelerinde geçen; “La” sözcüğünün anlamı şudur: “Ben Allah’tan başka ilah, İslam dininden başka din, Hazreti Muhammed’din yolundan başka yol tanımıyorum.”
Bir insan İslam dinine samimiyetle, içtenlikle inanmalı ve yaşamalı. Öncelikle haramları, günahları öğrenip, kaçınmalı.
Sonrasında farzları, sünnetleri öğrenip, düzenli, sistemli şekilde yaşamalı.
Müslüman kişi öncelikle kendini kurtarmak için çabalamalı. Zira kendini kurtarmayan, başkalarını kurtaramaz.
Müslüman, kendi bedenine- vücuduna asla zarar vermez, vermemeli. Bu durum haramdır.
Müslüman, Allah’ın yarattığı hiçbir varlığa zarar vermemeli. Başkalarına zarar- ziyan vermek, kul hakkıdır. Kul hakkı olanlar, cennete gidemez.
Allah’a kulluk- ibadet borcu eksiksiz ödenmeli. Allah’ı zikretmeli, şükretmeli, hamt etmeli, dua etmeli, tövbe etmeli, Allah’a itaat etmeyenler, zalimlere, katillere, katileler itaat eder. Onlar tarafından acımasızca kullanılır.
Allah cc. Al-i İmran suresi 73. Ayette mealen buyuruyor: “ … Doğru yol sadece Allah2ın gösterdiği yoldur.”
Hud suresi 112. Ayetin meali: “ Emrolunduğun gibi dosdoğru – dürüst ol.”
İslam, Müslüman düşmanlığı yapandan, Müslüman olmaz.
Irkçı olan iyi bir Müslüman olamaz.
Müslümanlıkta ayrımcılık, bölücülük yapan, Müslüman olamaz.
İslam dinini kötüleyen, yeren, hakaret eden, iftira atan, yalan uyduran, Müslüman olamaz.
Başkalarına haksızlık yapan, zarar evren, yakıp- yıkan, zulmeden, Müslüman olamaz.
Müslümanların uyacağı binlerce İslam ilkesi, kuralı, kaidesi, edebi, adabı vardır. Bunları Müslüman yerine getirmekle yükümlüdür. Başıboşlukla, umursamazlıkla, bilimden uzak olmakla, İslam dini yaşanmaz. İslam ve bilim bir bütün olarak yaşanmalıdır. Müslüman yaşadığı dönemin en güzel örneği olmalıdır.