İslâm dini; Müslümanlık, tevhit dinidir. Birlik, beraberlik, kardeşlik, arkadaşlık, dostluk, sevgi, saygı, işbirliği, güç birliği, bütünlük, yardımlaşma, paylaşma, dayanışma, hoşgörü, iyilik, ibadet, barış dinidir. Hak, hukuk, adalet, doğruluk, dürüstlük, güzel ahlâk, edep, hayâ, hakça- hukukça mücadele dinidir.  “Hak din, hak yol sadece ve ancak İslam dinidir.” “Kuşkusuz Allah katında din sadece İslam dinidir.” “Hak din, İslam dinine inanlara; Mümin, Müslim, Müslüman denir.

” Müslümanlıkta; ayrışma, ayrılık, nifak- ayrımcılık, bölücülük, fitne, fesat- bozgunculuk, katillik, fırkacılık, grupçuluk, particilik yasaklanmıştır. Birliği, beraberliği bozan; her türlü fitne, fesat, nifak haramdır. Aşiretçilik, kabilecilik, soy- sopçuluk, hemşericilik haramdır. Bugün, haram şekilde kullanılan; mezhepçilik, cemaatçilik, tarikatçılık, particilik, grupçuluk, ırkçılık, bölücülük, bölgecilik, bozgunculuk, çıkarcılık, ideolojik ve felsefi sapkınlık; İslam dininin ruhuna aykırıdır, terstir, zıttır.

Bu batıl, küfür durum, Müslümanların kendi aralarında husumete, düşmanlığa, çatışmaya, savaşmaya, katilliğe, katliama neden olmaktadır! “Böyle bir İslam dini, Müslümanlık yoktur.” İnsanlar, Müslümanlar; akıllarını başlarına toplamalı. Akıllarını, zekâlarını; ilimle, bilimle, din –imanla sağduyuyla, makul, mantıklı şekilde işlevli kılmalı. “Her tülü İslam ve ilim dışı paranoyak manyaklıktan, aptallıktan uzaklaşıp; sadece İslam ve Müslüman olmalı. Mezhep adı, cemaat adı, tarikat adı, ırk adı ile anılmamalı.” “Irk, doğal bir yaratılıştır. Ama ırk üzerinden ayrımcılık, bölücülük, nifak, ayrışma, çatışma yapmak haramdır.” “Mezhepçilik, cemaatçilik, tarikatçılık da bu şekli ile haramdır. Bugün bu ayrışma nedeni ile Müslümanlar birbiri ile çatışmakta, savaşmaktadır!” “Ben, bu kadar aptallık, sersemlik, manyaklık, akılsızlık, zekâsızlık, cehalet, cahillik görmedim! Çok ilkel bir akılsız cahil cehalet!”

Her niyeti, düşünceyi, eylemi ; “ 5N 1 K “ olarak kapsamlı, derinlemesine, çok yönlü sorgulayalım. “Düşünme biçimlerin tümünü kullanalım.” Her düşünceyi, olayı; niçin, neden, nasıl, niye, nereden, kim, kimler, diye analitik düşünceyle sorgulayalım. Sorgularken, peşin hükümlü, önyargılı olmayalım.

“Uyan, ey gözlerim gafletten uyan!

Uyan, uykusu çok gözlerim uyan!

Seherde uyanırlar, cümle kuşlar,

Dill-u dillerince tesbihe başlar.

Tevhit eyler; dağlar, taşlar, ağaçlar…”

A’raf süresi, 180. Ayet: “ En güzel adlar ( El- Esma’ül Hüsna) Allah’ındır. O halde O’na, o güzel isimlerle dua edin. Onun isimleri hakkında eğri yola gidenleri bırakın. Onlar yapmakta olduklarının cezasına çarptırılacaklardır.”

Kur’ân’da bölünme, parçalanma, birbirine düşme, birbirine husumetlik, düşmanlık, hasımlık yapma yasaklanmıştır. Kur’ân ve peygamberimiz bu konuda şöyle anlatımlarda bulunmuştur:

“Al-i İmran süresi, 19. Ayet: “ Allah katında din, şüphesiz İslam’dır…”

“Hak din, Allah katında İslam’dır, Müslümanlıktır…”

“Kuşkusuz Allah katında din, İslam’dır…”

“İnnel dine in dillahil İslam.”

Al-İ İmran süresi 103. Ayet: “ Hep birlikte Allah’ın ipine ( Kur’ân’a) sımsıkı yapışın. Bölünüp, parçalanmayın…”

Enfal süresi, 46. Ayet: “ Allah’a ve peygamberine itaat edin; çekişmeyin! Yoksa yılgınlığa düşersiniz ve cesaretiniz sönüverir…”

Hucurat süresi, 10. Ayet: “ Müminler ancak kardeştir. Öyleyse iki kardeşinizin arasını düzeltin. Allah’a itaatsizlikten sakının ki, rahmete erişesiniz, kavuşasınız.”

Hucurat süresi, 48. Ayet: “ Müminler ancak kardeştir. Öyleyse kardeşlerinizin arasını bulup, düzeltin ve Allah’tan korkup, sakının. Umulur ki, sakınırsınız.”

Hadis-i şerif: “ Müslüman, Müslüman’ın kardeşidir.”

Hadis- şerif: “ İman etmedikçe, cennete giremezsiniz. Birbirinizi sevmedikçe de iman etmiş olamazsınız.”

Hadis- i şerif: “ Hiç biriniz, kendi için sevdiğini, Müslüman kardeşi içinde sevmedikçe, iman etmiş olamaz.”

Hadis-i şerif: “ Müslüman, Müslüman’ın kardeşidir. Ona zulmetmez. Onu zalime teslim etmez. Kim Müslüman kardeşinin bir ihtiyacını giderirse, Allah da onun ihtiyacını giderir. Kim Müslüman’ı bir sıkıntıdan kurtarırsa, bu nedenle Allah, onu kıyamet günü sıkıntılarının birinden kurtarır. Kim bir Müslüman’ın bir kusurunu örterse, Allah da kıyamet günü onun kusurunu örter.”

İslam dinindeki, bazı eksik, yanlış, yalan uydurulmuş; Şii- Şia, Vehabi, Selefi gibi mezhepler, bugün ki, işleyişleri ile anarşi, şiddet, terör, bozukluk, bozgunculuk oluşturmaktadır.  İslam Birliğini, Hz. Muhammet ümmetini bozmaktadırlar. 1979 yılında İran’da İslam devrimi yapılmış! 150 bin kişinin kanı dökülerek kurulan rejimin adını; “İran İslam Cumhuriyeti” koymuşlar. Dünyaya anarşi, şiddet, terör, bozgunculuk, kan dökme yapmayı, tüm dünyanın karşı çıkmasına rağmen inatla sürdürmektedirler. Anayasalarına; “ABD, İsrail düşmanımızdır,” yazmışlar. Terör yapmada; ABD ve İsrail’den geri kalmamaktadırlar.

İran, 2017 yılında 81 milyon nüfusa, 1,6 milyon kilometre kare toprağa sahiptir. Petrol ve doğalgaz satmaktadır. Ama diğer ülkeler, ambargo uyguladığından; satışta verim, randıman, gelir yeterli değildir. Halk kıtlık, ekonomik sıkıntı yaşamaktadır.

Şii- İsmailiye Mezhebi’nin kurucusu; terörist, eşkıya Hasan Sabbah ve zalim ve kan dökücü Şah İsmail ile benzer özelliktedirler. Pakistan, Afganistan, İran, Irak, Suriye, Lübnan, Bahreyn, Yemen, Suudi Arabistan’da Şiileri kışkırtmakta; anarşi, şiddet, terör, isyan, çatışma, savaş çıkarmaktadır! “Kendine Şii etki alanı oluşturmaya çalışmaktadır.” 1979 yılından beri bu yaptığı zalimlikler yüzünden, dünyanın hışmına uğramakta, ambargolarla halk ve rejim zora sokulmaktadır. Yinede halkın bağnaz Şiileri, rejime destek vermektedir. Ama 1979 yılından beri ekonomik sıkıntı ve baskı içindeki halkın bir kısmı da rejimi 4 aydan beri protesto etmektedir.

İran, kendi rejimi etkisine aldığı Irak’ta anarşi, şiddet çıkarmaktadır. Şii halk artık İran;’a Dört aydan beri tepki göstermekte, şiddet yapmaktadır!

Suriye’de Şii – Nusayri katliamcı rejim yanında yer alarak, milyonlarca insanın katledilmesini, Rusya ve Lübnan Hizbullah Şiileri ile birlikte sağlamaktadır. Suriye yıkıldı, yakıldı, katledildi, katledilme sürdürülmektedir!

İran, Yemen Şii- Zeydilerini, devlet yönetimine karşı ayaklandırarak, iç isyan çıkardı. Yemen Devleti yanında yer alan; ABD, Suudi Arabistan, BAE de, devlet yanında yer aldı. İki grup, iç savaş yapmaktadır!

İran, Lübnan’da Şii Hizbullah terör örgütünü kışkırtıp, çevresinde terör yaptırmaktadır! 1990’lı yıllarda bu Şii uzantıları ülkemizde de terör yapıyordu!

İran, Bahreyn’deki Şiileri devlete karşı ayaklandırdı. Bahreyn, dış askeri yardım alarak bu Şii ayaklanmasını bastırdı.

İran, Suudi Arabistan’daki küçük Şii gruplarını kışkırtmaktadır! Suudi yönetimi de, Şiilerin önde gelen hainlerini idam etmektedir.

İran, ülkemize karşı PKK terörüne destek verdi. Ülkemizde İran Şii yönetimi yanlısı mankutlar oluşturdu!

İran, Pakistan’da Şiileri kışkırtıp, Sünni denilen kesime karşı terör yaptırmaktadır!

İran, Irak ile 1980- 1987 yılları arasında 7 yıl savaştı. 1,5 milyon insan yedi yılda telef oldu!

Pek çok yıl ABD ve Avrupa’nın önde gelen ülkeleri ordu ve donanmasını alıp, İran’a saldırmak için ordu, hava ve deniz donanmasını toplayıp, İran’a geldi. Türkiye her defasında arabuluculuk yaparak, saldırıyı durdurdu. İran dünyanın emperyalist canilerine karşı mankut, Donkişot gibi meydan okumaktadır! Oysa İran’ın savunmaya harcadığı yıllık para 6,8 milyar dolardır. Sadece Amerika’nın savunmaya yıllık harcadığı para 715 milyar dolardır. İran, akılsız tutumu nedeni ile Arap körfez ülkelerinin hepsi ile düşman özelliktedir. Her defasında Körfez ülkeleri ile savaşın eşiğine gelmektedir. Mezhepçilik yaparak, düşmanlık etmektedir.

ABD, 02 Ocak 2020 günü Bağdat Havaalanı’nda, İran Devrim Muhafızları Kudüs Gücü Komutanı Kasım Süleymani’yi ve yanındaki 8 üst düzey kişiyi füze saldırısı ile katletti!  Kasım Süleymani, ülkede fanatik, radikal Şii zalimler tarafından çok seviliyormuş. Öyle ki, dini liderlerden, devlet başkanlarından bile çok seviliyormuş. Kasım Süleymani’nin naşı, tabut içinde ülkenin 5- 6 büyük kentinde, 5 gün gezdirildi. Mitingler yapıldı. Amerika’ya intikam yeminleri yapıldı.

Kasım Süleymani hem “Haşdi Şabi” adı verilen, Şiilerden oluşan, askeri birliğin kurucuymuş. Birde “Devrim Muhafızları Şii gücünü” oluşturuyormuş. “Bu birlikler, İran’ın ülke dışında vurucu gücünü oluşturuyormuş!” Yani ülke dışında bunlarla terör, katliam, anarşi, şiddet, vahşet, dehşet yapıyormuş. Bunlar kendini; “ Mümin, Müslim, Müslüman” olarak tanımlandırmıyor, adlandırmıyor, sıfatlandırmıyor. Şii- Şia diye tanımlıyorlar.

Kasım Süleymani’nin intikamını, iki Amerikan üssüne 13 füze saldırısı yaparak aldıklarını, 80 Amerikalı askeri katlettiklerini halka açıkladılar. Ama bu füze saldırısı, kendilerince Amerika’ya haber verilmişti. Beş füzeyi, Amerika havada imha etti. 3 tanesi boş alanlara düşmüş. Diğerleri de hiçbir can kaybına sebep olmamış. Yanı halkın gazını almak için yapılan, sözde saldırı oluşmuş.

İnsan; örgüt, toplum, devlet terörist olunca, ne yapacağı belli olmaz! Kendi insanını da yok eder! Bu olaylar olurken, İran silahlı kuvvetleri, Ukrayna’ya ait bir sivil havayolu uçağını kısa menzilli füze ile vurarak, düşürdü! Kendi düşürmediğini 5 gün iddia etti. Ama uydu görüntüleri ortaya çıkınca, kendileri düşürdüğünü itiraf etti. Uçakta 176 kişi vardı. 82 yolcu İranlı, 63 yolcu ise Kanadalı idi. Şimdi İran’da, İran Şii molla bağnaz zorba katil rejim, kendi halkı tarafından protesto edilmektedir. Allah cc. Akıl, fikir, hidayet verir, nasip eder, inşallah.

Bu sahteci, sahtekâr, münafık, yalancı, gösterişçi, sözde din hükümlü devlet yönetimleri; her türlü pisliği, kirliliği, çirkinliği, haramı kendileri yapmaktadır. Ama ister İran ister Suudi Arabistan’da kadınların başörtülü olmaları zorunludur. Diğer ülkelerden bir başı açık kadın bile görevli o ülkelere gitse, başörtüsü taktırıyorlar. Din adına kadınların hak, hukuklarını, işlerini, görev yapmalarını kısıtlıyorlar. Suudi Arabistan’da kadınların geçen yıla kadar otomobil sürmeleri bile yasaktı. Ama kendileri, kraliyet ailesi, ülkemize veya başka ülkelere turistik amaçlı gittiklerinde; kadınları, kızları bikinili, erkekleri kısa şortlu sahillerde dolaşıyor! İranlılar, kendi ülkelerinde çarşaflı, ülkemize geldiklerinde mini etekli oluyorlar! Oysa din samimiyettir, ihlâstır, gerçektir, hakkıyla samimiyetle yaşanmalıdır. Zorla, dayatma ile münafıkça din yaşanılmış olmaz.

Şiiliğin pek çok kolu vardır. Bazıları kendilerini şöyle tanımlıyorlar: “ İnancımız; Budizm, Hinduizm, Şamanizm, Yahudilik, Hıristiyanlık, İslam dini inançlarından alıntı yapılarak; toplanmış, karma bir inanıştır.”

Bir bakıyorsun; namaz yok, oruç yok, zekât yok, hac yok, kurban kesmek yok, boy abdesti yok, Kur’ân okumak yok, Hazreti Muhammet’i önceleyen durum yoktur! Bir bakıyorsun, biri çıkmış! Ali, tanrıdır, diyor! Ramazan ayı dışında tutulan; oruç, Yahudi orucuna benziyor! Şimdi içlerinden bazı dinsiz, imansız, Allah tanımaz; komünistler, solcular çıktı. Onlar bozuk olan bu inanışları daha içinden çıkılmaz hale sokmaktadır! “Benim, bir kardeş olarak tavsiyem; insan kendini sorgulamalı. Muhakeme etmeli. Muhasebe etmeli. Kendini hesaba çekmeli. Yargılamalı. Soruşturma, kovuşturma yapmalı. Mankut gibi olmamalı. Aklını, fikrini, zekâsını doğru bilgi ile işlevli hale getirmeli. Mankut ve Donkişot gibi olmamalı. Bizden sadece tebliğ etmesi! Herkesin kendi bileceği iştir.”

İnsanların ve de Müslümanların handikabı; elverişsiz durumu, engeli şudur: “ Hep doğru olanı, gerçekleri yapamamalarıdır. İstikrarlı, sürekli doğru ve gerçekçi davranamamalarıdır. Bazen yanlış, hata yapmalarıdır. Anladıklarında bile “yanlışın” yerine “doğruyu” koyamamalarıdır. Yanlışta bilerek veya bilmeyerek, devam etmeleridir! Düşünün ki, bu insanların elinde tüm dünyayı, varlığı yok edecek kadar kimyasal, biyolojik, nükleer, konveksiyon milyonlarca silah var!

Yanlış, hatalı niyetli, duygulu insanlar; doğru düşünemez. Doğru ve gerçekçi düşünemeyenlerde; doğru eylem, davranış, hareket içinde olamazlar.

 Arabistan, Hicaz Yarımadası’nda şu devletler bulunmaktadır: “ Suudi Arabistan, Irak, Umman, Yemen, Ürdün, Kuveyt, Katar, Bahreyn, Birleşik Arap Emirlikleri bulunmaktadır.

2017 yılında Suudi Arabistan nüfusu 32 milyondur. 2,15 milyon kilometre kara yüzölçümüne sahiptir. Halkın %90’nı Arap’tır. Ama %30’u o ülkenin yerli halkı, “Suudi” değildir. Asya ve Afrika kökenlidir.

22 Arap ülkesi vardır. Hepside ya krallıklarla ya da darbecilerle yönetilmektedir. Batılıların mankuturlar. Suudi ailesi, Suudi Arabistan’ı 5 bin kişilik sülalesi, kabilesi ile yönetmektedir. Terör devletidir. Terör ihraç etmektedir. “PKK- YPG’ ye bile açıktan 400 milyon dolar yardım yapmaktadır.” “Dinci, İslamcı katliamcı katil terör örgütlerinin tamamına yakınına, bu sapkın ülke yönetimi destek vermektedir. Terör elebaşlarının bazıları bu ülkedendir.”

Suudi Arabistan yönetimi, 15 kişilik cellât, katil timi göndererek, hem kendi vatandaşı hem de Amerika vatandaşı olan “Cemal Kaşıkçı” adlı ünlü gazeteciyi, İstanbul Başkonsolosluğu’nda katlettirdi! Cesedi de yok ettiler. Cemal Kaşıkçı, ABD gazetelerinde yazıyordu. Bu olay, dünya medyasında 2 aydan uzun süre yer aldı. Bu yüzden, bu Suudi yönetimi ile aramız hala bozuktur. Petrol, doğalgaz zenginidirler. Kişi başı milli gelir 56 bin dolardır. Müslüman kardeşliği yoktur. Aslen Selefi olup, Vehabi İngiliz siyasi mezhebine sahiptirler. “İran ile mezhepsel ve siyasi çatışmaları vardır. Yemen’i bu iki ülke kan gölüne çevirmiştir! Yemen’de 22 milyon insan açlıktan ölmektedir!” Sadece Türkiye her türlü yardımı yapmaktadır. Zalimdirler aynı zamanda sapkın sapıktırlar.

Birleşik Arap Emirliği, diye yine aynı yarımada da bir krallık vardır. Dünyanın en zengin ülkesidir. 2017 yılı itibarıyla 9,4 milyon nüfusu vardır. Halkı daha çok yabancıdır. Petrol zenginidir. Bu da Suudi yönetimi ile birlikte hareket etmektedir. Terör devletidir. Yemen de iç savaşa Amerika yanında yer almaktadırlar. Diğer ülkelerdeki, terörü beslemektedir.

Libya’da BM tarafından tanınan hükümeti, yıkmak için silah, terörist temin etmektedir. Terörist ve silah göndermektedir. Rusya, Mısır,  Suudi yönetimi de destek vermektedir. Türkiye, Libya Hükümetini korumak için Libya’ya asker, askeri malzeme gönderdi. Barış çalışmaları yapmaktadır.

Tüm, 57 İslam ülkesinde ve 80 İslam toplumunda handikap; elverişsiz, engelli durum vardır. Müslümanlık yok ki, Müslüman kardeşliği olsun. Zaten Müslümanlık olsa idiler;  böyle rezil, kepaze, kötü, çirkin, yanlış, olumsuz durum olmazdı. Bunlar, her inancı, inanışı, felsefi ve ideolojik yapıyı kendi maddi çıkarlarına kullanmaktadır. Bunların mezhebi de, davranışları da İslam ve Müslümanlık değildir. Hiç yaptıkları, Kur’ân ve sünnete, peygamberimize benziyor mu? Biz, Türkiye olarak, bunları yine Müslüman kardeş olarak tanımladığımızdan; kabak bizim başımıza patlamaktadır. Bizim her tülü istikrarımızı bozmaktadırlar. Allah cc. Akıl, fikir, hidayet isteme arzusu verir, inşallah.