Isparta’da yaşayan Nuri Pehlivan, çocukluk yıllarında kendisinde oluşan gramofon merakını yıllar sonra koleksiyon işine dönüştürdü. Pehlivan, 10 yıldır illeri gezerek arızalı ve hasarlı gramofonları alıyor, onları tamir ettikten sonra koleksiyonuna ekliyor.

Uluborlu ilçesinde yaşayan Nuri Pehlivan, ailesinin çocukluk yıllarında evlerinin tavan arasında duran emanet gramofona dokunmasına izin vermemesi üzerine yıllar sonra gramofon koleksiyoneri oldu. Şehirleri gezerek, bozuk ve hasarlı gramofonları toplayan Pehlivan, onları tamir ettikten sonra koleksiyonuna ekliyor. Nuri Pehlivan, 81 ilden topladığı 150’yi aşkın gramofonu adeta bir müzeye çevirdiği evinde sergiliyor.

“Elleme onu’ diyerek dokunmama izin vermediler”

Gramofon merakını anlatan Nuri Pehlivan, ilkokul dönemlerinde evlerinin tavan arasında bir gramofon gördüğünü ancak ailesinin ‘elleme onu’ diyerek dokunmasına izin vermediğini belirtti. Pehlivan, “Belirli bir zaman sonra eve geldim, evde bir kalabalık vardı. Hayran olduğum makine indirilmiş. Sonra öğrendim ki onun adı gramofonmuş ama bizim değilmiş. Emanet olduğu için bana ‘elleme onu’ demişler. Ama ben o gramofonu, muhteşem aleti hiç elleyemeden, karıştıramadan, kurcalayamadan gitti. Bu içimizde bir ukde oldu” dedi.

“Kaybolup gitmeye mahkum makineleri hayata döndürmeye çalışıyorum”

Yıllar sonra gramofon sevdasının kendisinde açığa çıktığına değinen Pehlivan, “Bir gramofon aldım. Bir gramofon daha. Bu bozuktu, bu tamirlikti derken, bugüne geldik. 10 yıldır gramofon tamiratı ve restorasyonu yapıyorum. Aynı zamanda koleksiyoncuyum. Bunun ticaretini yapmıyorum, zevk olarak kaybolup gitmeye mahkum makineleri hayata döndürmeye çalışıyorum. Ayrıca bu kültürü yaşatmaya çalışıyorum” diye konuştu.

“Sanatçıların doğal seslerini yansıtıyor”

Eşiyle birlikte Türkiye’nin her noktasına gidip arızalı, bozuk gramofonları topladıklarını ifade eden Pehlivan, satın aldığı gramofonları tamir ettikten sonra koleksiyonuna eklediğini söyledi. Gramofonların plak kaydı yapan sanatçıların doğal seslerini yansıttığını ifade eden Pehlivan, “Bu doğal sesler de dinleyeni mest ediyor. Sanatçının sesi ön planda. Bugünkü gibi kayıt esnasında yapılan hataları düzeltebilecek bir teknoloji yok. Sanatçı ne kadar düzgün okursa o kadar güzel çıkmış ve günümüze ulaşmış. 70-90 yıllık plaklarımız var. Sanki sanatçı bugün bu mekanda seslendiriyormuşçasına tat veriyor. Bu doğalığı, bu natürelliği hoşumuza gidiyor” dedi.