Din – imandan haberi olmayanlar, dikkate almayanlar, önemsemeyenler, ilke ve kurallara uymayanlar, sürekli tüm dünyaya, evrene, varlıklara aşırı ölçütlerde zarar vermektedir! Dünyanın ve evrenin ölçü ve dengesini bozup, canlıların yok olmasını sağlamaktadırlar! Oluşan zararın, yok oluşun hala yeterince farkında olmayanlar; kirletmeye, ölçü ve dengeyi bozmaya, canlıları yok etmeye devam etmektedir! Akıl, zekâ; doğru bilgilerle işletilmeyip, yanlış yapma devam etmektedir! Yanlışlar birikince; insanlar, hayvanlar, bitkiler, cansız dediğimiz varlıklar, doğal yapısını değiştirip, ölmekte, yok olmaktadır! Ülkemiz yaşanılmaz olmakta, dünya yaşanılmaz yapılmaktadır! Bu durum son safhaya gelmesine rağmen; akıl, zekâ hala işletilmemektedir! Hala israf, tüketim çılgınlığı, çevre kirliliği devam ettirilmektedir. Radikal, köklü önleyici önlemler alınmamaktadır.

-          Kanalizasyonlar, sulara akıtılmaktadır!

-          Fabrikaların zehirli kimyasal atıkları sulara akıtılmaktadır!

-          Katı atıklar; denizlere, akarsulara, kırlara, ormanlara, çevreye dökülmektedir! Çok olunca da bilerek yakılmaktadır!

-          İnsanlar, bireysel ve ailecek, çevreye çok çöp atmakta, çok çöp üretmektedir! Kişi başı 1   ( bir) kilogramdan fazla evsel atık üretilmektedir! Yanı ülkemizde 84 milyon T.C. Vatandaşı yaşamaktadır. 7 milyon sığınmacı vardır. Yıllık 50 milyondan fazla yabancı turist gelmektedir. Bu demektir ki, her gün çevreye 100 milyon ton evsel atık atılmaktadır!

-          Fabrikalar, işletmeler, belediyeler, evsel atıklarını, inşaat atıklarını çevreye dökmektedir!

-          Kocaeli BŞ. Belediyesi, denize bir metreküp arıtmadan atık su dökmezken, diğer belediyeler bunu yapmamaktadır. İstanbul BŞ. Belediyesi siyasi başarısızlığı nedeniyle, var olan kanalizasyon atık su arıtma tesisini çalıştıramamaktadır. Bunu yapan belediyeler yüzlerce sayıdadır.

-          “Devletim, hükümetim, bu gibi aldırış etmeyenlere, insanlık düşmanlarına, çevre hasımlarına, doğa katliamcılarına, varlıkların canına okuyanlara; olanak vermemeli, fırsat vermemeli.”

Belediyeler, katı atık işleme fabrikaları yeterince yapmamaktadır. Ülkemizde 81 İl, 973 İlçe olmasına rağmen, sadece 90 tane katı atık işleme tesisi bulunmaktadır. Bunların 84 tanesi de yeni yapıldı. Çevrecilik böyle olmaz, olmamaktadır! Çevrecilik, sadece ağaç fidanı dikmekle, ertesi yılda ormanları yakmakla olmamaktadır!

Marmara Denizi kıyısında 7 tane İl bulunmaktadır. Yaklaşık 25 milyon insan yaşamaktadır. Türkiye sanayisinin ortalama %50’si bu İllerde bulunmaktadır. Yeterince “katı atık işleme tesisi” ve “ileri teknoloji ile atık su arıtma tesisi” bulunmamaktadır! Bu durum Marmara Denizi’ni öldürdü! Canlı yaşam; pislikten, kimyasal atıktan, kanalizasyon ve fabrika zehirli atıkları yüzünden öldü! Bu ölmeyi ben, Kocaeli’ne 1977 yılında geldiğimde, gözlemiştim. İzmit Körfezi, mavi su rengini yitirmişti. Gölcük, İzmit arası kahverengini almıştı! Gemi ile seyahatimde de, Gölcük ile İzmit arası Körfezin bataklık, fosseptik halini aldığını gözlemiştim. İzmit’in katı atıkları, İzmit Körfezi’ne dökülüyordu! Kanalizasyonlar, fabrika zehirli atıklar İzmit Körfezi’ne, dere kıyılarına, ormanlara atılıyordu! Ormanlara çok katı atık birikince de, ateşle yakılıyordu! Ormanlarda yanıyordu! Ümraniye çöplüğü gibi oluşan gaz patlayıp, 39 kişi, insan da ölüyordu!

Marmara Denizi öldü! 2013 yılından beri deniz salyası- Müsilaj oluşmaktaydı. Ama hiç kimse işin vahametini kavrayıp, önlem alınmasını kökten sağlamadı. Yıl 2021 olunca da Marmara’yı Müsilaj kapladı. Deniz üzeri, deniz içi, deniz tabanı Müsilaj ile kaplandı. Canlılar öldü! Şimdi deniz yüzeyindeki Müsilaj,  beton şeklini almış, Müsilaj süpürülerek, toplanmaya çalışılıyor. Ama deniz tabanında, denizin her katmanında da Müsilaj var! Müsilaj; deniz içindeki mikro canlıların ölmesi ile oluşan bakterilerdir. Bu bakteriler, diğer canlıları da öldürmektedir. “Müsilaj; deniz canlılarının cesetleridir.”

Ben, İzmit Körfezi kıyısında, Karamürsel İlçesi’nde, 1993 yılında bir konut-  daire aldım. Bilerek, iç kısımdan aldım. Körfezin o zaman kirli olduğunu görmüştüm. Yarın bu körfez, fosseptik çukuruna dönüştürülür! Kıyısında yaşanmaz, diye düşünmüştüm.

Bazı siyasi parti mensubu başkanları; çevreciliğe, doğayı ve ekosistemi korumak için yeterli gayret göstermediğini görüyoruz.

“Bir siyasi parti kaynaklarını dağdaki terör örgütlerine aktarırken, kalan parayı da şehirdeki yandaşlarına aktarmaktadır! Halka hizmet etmediğinden; devlet, belediye yönetimini görevden alıp, kayyum atamaktadır. Bu gibi durumlara zerre kadar fırsat ve olanak tanınmamalı. Çevre tahribatına göz yumulmamalı. Halk hizmetten yoksun bırakılmamalı. Milletimiz, terör örgütünün baskısına bırakılmamalı. Bölücü, yıkıcı her hareket anında bertaraf edilip, yok edilmeli. Demokrasi, özgürlük, insan haklarını istismar etmelerine imkân ve fırsat asla tanınmamalı.”

“Diğer başka bir siyasi partide; boş işlere, heykele, eşek heykellerine, anlamsız- saçma heykellere, siyasi yapılanmaya, taraftarlarına para aktarmaktadır. Bunu medyadan ve yaptıkları işlerden görüyoruz.”

Belediyeler daha çok; “yap- boz,” “ boz- yap” yapmaktadırlar! Önceliksiz işleri öne almakta, para harcamakta, aşırı ölçütlerde borçlanmaktadırlar. Üstlerine görev olmayan işlere aşırı para harcanmaktadır. Kent caddelerindeki, özel, şâhısa ait olan binaları karşılıksız- ücretsiz yalıtım yapıp, mantolama yapmaktadırlar.

Genel olarak söylüyorum. Belediyeler, bütçelerinin %25 kadarını ancak gerekli, öncelikli yerlere hizmet olarak harcamaktadırlar. Kendi kontrolünde yapılan sokakları, caddeleri, altyapıyı, üst yapıyı; kötü, kalitesiz, verimsiz, plansız yaptıklarından, kısa bir süre sonra bozup, yeniden yapmaktadırlar! Kendi denetim ve kontrollerinde, kendi onayları ile yaptıkları tüm binaların %80’i depreme dayanıksız, ömürsüz, çürük, plansız, iskânsız durumdadır. Şimdi “kentsel dönüşüm” ile 7 (yedi) milyon binanın yıkılması planlanmıştır! Bu durum ile milletimize, devletimize, alın terine, emeğe, paraya, çevreye yazık edilmektedir.  Bu bina enkazları da çevreye, doğaya dökülecek. Ekosistem bozulacak. İklimler bozulacak. Dünya yaşanılmaz hal alacaktır.

Belediyeler, plansız, dayanıksız yaptıkları alt yapılar, üst yapılarda kısa süre sonra bozulup, tekrar yapılmaktadır. Enkazlar, molozlar, çevreye, doğaya atılmaktadır!

Hükümetlerimizden, devletimizden; acilen, saygılarımla, öncelikle arzım; bu gibi olumsuz, yıkıcı, bozucu, istismarcılara olanak tanınmamalı. Hak, hukuk, adalet, hakkaniyet, doğruluk, dürüstlük, düzgünlük dışı ahlaksız yapılanmaya, görevi istismar etmeye, ivedilikle, hemen müdahale edilmesidir. Yasaların istismar edilmeyecek şekilde çıkarılmasıdır. İstismar eden olursa, bedelinin; hakkaniyet, adalet, hukuk kurallarınca, zarar verdirenlere, ödettirilmesidir.

Bugün, İslam ve insan düşmanları; demokrasi, özgürlük, insan haklarını istismar ederek; İslam dinine, Müslümanlara, insanlığa, varlığa, çevreye, değerlere aşırı ölçütlerde zarar vermektedir. Bu istismarlar ve görevi savsaklamalar, kötüye kullanmalar öncelikle yasalarla önlenmelidir. Yapılan yanlışlar; devlet, millet, devlet, insanlık düşmanlıkları yüzünden; bilerek, tasarlayarak, planlı, mankutça yapılmaktadır. Hepsi dış düşmanların içteki uzantıları, kuklalarıdır.

Ülkemizdeki, 123 terör örgütünün, 100 kadar siyasi parti uzantısı vardır! Bunların hainlik, kalleşlik, kahpelik, adilik, düşmanlık, yıkıcılık yapmasına olanak ve fırsat tanınmamalı. Başlama noktasında etkisizleştirilmeli. Devlet; kötülüğe, kötüye, zarara, ziyana, zarar verene, düşmanlık edene, haine, yıkıcıya zerre kadar fırsat vermez, vermemeli. Yapılacakları öngörüp, önlem almalı. Alamadığında, gördüğünde hemen, ivedilikle hemen engellemeli.

Ak Parti Hükumeti son 500 yılın en başarılı hükümetidir, yönetimidir. Ak Parti Hükümeti’nden saygılarımla arz ettiğim en başta gelen konu, alan; çevre, doğa, ekosistem koruculuğu, çevrecilik gelmelidir. Her alanda çok başarılı olan hükumetimiz, birinci işi, görevi olarak, çevreciliği başa almalıdır. Diğer alanlarda yaptığı yatırımı, başarıyı, çevrecilik alanında mutlaka ama muhakkak göstermelidir.

Ak Parti Hükümeti 18 Kasım 2002 günü iş başına seçimle geldi. O günden beri yapılan farklı 15 seçimi birincilikle aralıksız kazandı. 2007 yılı Küresel Ekonomik Krizini başarıyla atlattı. 2020 yılı başında başlayan “Kovid 19, Korona virüs salgınını” az zararla, başarılı bir şekilde tam 18 aydır sürdürüyor. Bu pandemi salgınını başarı ile götürüyor. Devletten zarar görenler, destek alıyor. İyileştirme hareketleri devlet tarafından ücretsiz yapılıyor. Pandemi nedeniyle işsiz kalanlara ücret ödeniyor. Esnaf, sanayici, üretici destek alıyor.

İşçi ve memurlardan önceki hükumetler döneminde kesilen kesintileri, iki ayrı kesintiyi 15’er milyar lira olarak sahiplerine ödedi. IMF’ye 23,5 milyar lira borcu ödedi. Binlerce tarihi eseri onardı. Her yıl 150 ülke fakir halkına maddi yardım yaptı. Dünyanın en büyük 10 yatırımı içinde her zaman 6 büyük yatırımı, eseri yaptı. Ulaşım, iletişim, eğitim- öğretim, sağlık, milli savunma, paralı asker, terör ile mücadelede çok başarılı oldu.

 Azerbaycan- Karabağ Bölgesi’nin Ermeni işgalinden 28- 30 yıl yaptığı işgalden kurtarmasına başta etken oldu.

Irak sınırları içinde ABD ve Batı dünyasının desteği ile yuvalanan PKK’yı Irak’tan temizlemek üzeredir. Irak içinde bulunan PKK teröristlerinden 2021 yılı ilk 6 ayında 18 bin teröristten fazlası temizlendi. Irak içinde 50 tane kadar güvenliği sağlama karakolu kurdu. Mücadele burada devam etmektedir.

Ülkemiz içindeki 15 bin PKK terörist sayısını 255’ e düşürdü.

Suriye’de bulunan PKK ve Daeş’ı etkisiz kılmak için tüm mücadeleyi vermektedir. Suriye içinde 4,800 kilometrekarelik alanda, PKK ve Daeş temizliği yaptı. O bölgeyi Türk askeri korumaktadır. Kuzey Suriye’de terörden temizleme hareketi devam etmektedir. ABD sadece PKK- YPG’YE 40 bin TIR’dan fazla askeri saldırı silah ve mühimmatı verdi. PKK teröristlerini, ABD eğitmekte, donatmakla, aylıklarını vermekte, işbirliği yapmaktadır. Türkiye’ye karşı kullanmaktadır.

 Somalı, Katar’da güvenliği sağlamaktadır. Libya’yı terör hareketleriyle bölmeye çalışan Rusya, Arap dünyasının mankut köleleri, Batı dünyasına karşı amansız mücadele verip, Libya Hükümetinin başarılı yaptı. Libya ile deniz sınır antlaşması yaptı. Libya ile yapılan deniz sınır anlaşmasını BM’ye kabul ettirdi.

Akdeniz’de tüm batı ülkeleri, Arap ülkeleri, Rusya orduları ile Doğu Akdeniz’e doldular. Deniz ve hava güçlerini bize karşı konumlandırdılar. Bizi Antalya Körfezi’ne hapsetmek istediler. Biz yaptığımız askeri hareketlerle, Akdeniz’de 200 deniz mili mavi vatan sınırımızı ilan ettik.

Kuzey Kıbrıs’ta bağımsız devlet istemeye başladık. Kuzey Kıbrıs- Maraş bölgesinin bir kısmını kullanmaya başladık.

Milli, yerli, bölgesel, küresel diploması izlemekteyiz. Biz, ne Avrupacıyız. Rüyacıyız, çinciyiz ne de Amerikancıyız. Biz, biziz. Kendi çıkarlarımız doğrultusunda, kazan- kazan politikası izlemekteyiz.

Türk dünyasını bir araya getirmeye çalışıyoruz. Türk konseyini kurduk.

İçte de yatırımlarımızı sürekli devam ettirdik. İstanbul’a 3. Yeni havaalanı olan İstanbul Havaalanını yaptık. Dünyanın en büyük havaalanı durumundadır.

 2021 Haziran ayı sonunda, bu hafta, Kanal İstanbul’u başlatıyoruz.

Marmaray ve Avrasya İstanbul Boğazı altından ulaşımı gerçekleştirdik.

1915 Çanakkale Köprüsü devam ediyor.

İstanbul- İzmir Otoyolu ve Osmangazi Asma Köprüsü yapıldı.

Üç katlı İstanbul Boğaz altı tüneli projelendirildi.

Kars- Bolu- Tiflis demir yolu yapıldı.

750 farklı savunma aracı icat edilip, yapıldı.

 Enerji projeleri ile 65 milyon halkımız doğalgaza kavuştu.

Doğalgaz ve petrol aramalarında başarı sağlandı. 100 milyon varil petrol çıkarma durumu gerçekleştirildi. Ülkemiz doğalgazda %98, akaryakıtta- petrolde  %92 oranında dışa bağımlıyız. Yıllık 45- 60 milyar dolar sadece enerji alımını dışarıdan alıyoruz. İnşallah bu durum zaman içinde azalacak. Beş arama ve çıkarma gemimiz her gün enerji aramayı sürdürüyor. Bunlar, milli, kendi gemilerimizdir.

Beğendik köprüsü yapıldı.

Hızlı tren yolları, otoyollar, duble yollar, karayolu tünelleri yapıldı. Sadece Gümüşhane İlimizde 58 km. karayolu tüneli yapılmış.

Limanlar, havaalanları, sanayi, okullaşma oranlarında %100’den çok fazla gelişme sağlandı. Hiç olmayanlar yapıldı. Milli gelirde %400 artış sağlandı. Otuz bin kilometre duble yol yapıldı. Dağlar delindi. Yollar düzleşti ve yollar genişledi. Osmanlı’nın gelişme ve yükselme dönemine 500 yıl sonra yeniden ulaştık. Bu durum düşmanlıkları artırdı. Düşmanlar, işbirliği ve ittifak içinde içte ve dışta üzerimize gelmeye başladılar. İç ve dış hainler ortak, işbirliği içinde birlikte çalışmaktadır. Ama zalimin, hainin başarılı olması mümkün değildir. Biz inancımızdan ve tarihimizden güç alıyoruz.

Sağlık alanında çok büyük gelişme sağlandı. Kovid 19 pandemisinde de kanıtlandı. Biz sağlık alanında bir numarayız. 160 ülkeye ve 15 uluslararası kuruluşa salgın nedeniyle medikal donanım yardımı ettik. Tedaviyi herkese bedava yaptık. Aşıyı da ücretsiz yapmaya devam ediyoruz. Bunu ABD ve Avrupa zengin ülkeleri bile sağlayamadı. ABD tedaviyi çok yüksek paralarla yapıyor. Yanı halkından tedavi ücreti alıyor.

Ak Parti Hükümeti’nin bu ülkemize ve insanlığa olan hizmetleri saymakla, yazmakla bitmez, tükenmez. Sizlere bir örmek ile bu konu hakkında açıklama yapayım: “ En son Başbakanımız Binali Yıldırım, Başbakan olmadan önce Denizcilik ve Ulaştırma Bakanıydı. Onun bir söyleşisini Bakan iken dinledim. Şöyle dedi: “ Şu anda 10 binden fazla bakanlığımızda yatırım ve hizmet devam ediyor,” dedi.

Milletimizden arzım; doğayı, çevreyi, ekosistemi en hassas, özenli, dikkatli şekilde korumalarıdır. Çevre kirlenirse hayat- yaşam biter, son bulur! İklimler değişir. Arılar ölür! Bitkiler ürün vermez. Bitkiler ölür. Hayvanlar yetişmez, büyümez! İnsanlar yiyecek bulamaz. Soluyacak temiz hava bulamaz. İçecek su bulamaz! Bitkileri temiz su ile sulayamaz. Temiz hava olmadığından, bitkiler, ürünler yetişmez! Soluyacak temiz hava olmaz!

Ak Parti Hükümetinden saygılarımla arz ettiğim; çevreyi, doğayı koruma konusunda yasa çıkarmasıdır. Belediyeler son 3 yıl içinde yatırımlarını çevre öncelikli yapmalarıdır. Üç yıl sonra hiçbir belediye, işyeri, fabrika, ev, kanalizasyon, katı atıklar doğaya, sulara, kırlara dökülmemelidir. Bu yatırımlar zarar değil, ziyan olmaz! Katı atıklar birbirinden ayrıştırılarak tekrar işlenmeli. Tekrar üretime alınmalı. Tekrar kullanıma açılmalı. Bakır, demir, cam, naylon, lastik gibi maddeler tekrar işlenmeli. Tekrar üretimden geçirilmeli. Bu bir kazançtır. Kazanç olacaktır.

Ülkemizde her gün 10 milyon ton naylon üretilmektedir. Bunun sadece %10’luk kısmı geri dönüştürülmektedir. Diğerleri çöp olarak atılmaktadır. Gelişmiş bazı ülkeler bu dönüşümü yaparak, ekonomiye gelir olarak kazandırmaktadır. Çevre kirlenmesini önlemektedir. Yaptığı yatırım masrafını- giderini kat, kat çıkarmaktadır.

Kanalizasyonlar denize, göllere, akarsulara akıtılmaktadır. Çevre kirletilmektedir. Kirlenen, zehirlenen sular, tarım ve ziraatta, üretimde kullanılmaktadır. Sağlıklı çevre olmadığından, hayvanlar ve biz insanlar hastalanmaktayız.

1970 yılında Almanya’ya gitmiştim. Küçük bir İlçede oturuyorduk. Bu İlçe 7277 numaralı Wilberg idi. Arıtma tesisi vardı. Çevre planlıydı. Düzenliydi. İmarlı, bayındır, güzel, temiz, tertipliydi. Çevreye katı atık atılmıyordu. Çöpler çeşidine göre farklı konteynerlerde toplanıyordu. Wilberg’in içinden bir dere akıyordu. Ona kanalizasyon bağlı değildi.

2004 - 2005 yılında Belarus’te bulundum. Büyük bir şehirde kaldım. Kanalizasyonlar arıtılmadan şehrin içinden geçen ırmağa dökülüyordu. Çöpler işlenmiyordu. Doğaya bırakılıyordu! Ülke de modern anlayış yoktu.

2020 yılı 4 Şubatta Suudi Arabistan’a gittim. Medine ile Mekke arası, yol kenarları patlamış araba lastik tekerlekleri ile doluydu. İnşaat için kullanılan kum ve çakıl ise dağlarda bulunan kayalar parçalanıp, öğütülerek elde ediliyordu. Mekke çevresindeki kaya tepelerde, 20 tane bu iş için çalışan iş makinesi gördüm. Bu çalışmayı ülkemizde yapabilir. Deniz kumu, ırmak kumu kullanmayarak, sağlam binalar yapar.

Ülkemizin yararı için her ne gerekiyorsa en bilimsel, modern, teknik, teknoloji ile en kaliteli, verimli şekilde yapılmalıdır.

İlçemizde atık su kanalizasyonlarında 20 cm. çapında beton borular kullanıldı. Bir şehri 20 cm. Çapında borular kaldırmadığından, ikide bir kanalizasyonlar tıkanmaktadır. Apartman içinde olan rögardan, pis atık su, apartman bodrumunu basmaktadır. Bunu yapan belediyeye, mühendise, mimara, planlamacıya ne demeli? Böyle bir akıl, bilgi, uygulama yapılır mı? Uyarmama rağmen hiç aldırış etmediler. Çünkü plan, ihale öyle yapılmıştı. Elektrik hatlarını yer altına almadan parke taş üstüne demirli beton attılar. Betonun üzerine asfalt döktüler. Aradan birkaç yıl geçtikten sonra elektrik tellerini yer altına almak için caddeyi bozdular. Tekrar yeniden yaptılar!

İlçemize 8 km. uzaklıkta bir ilçe daha vardır. Altınova ilçesidir. Orası atık su için 5- 10 ev için 90 cm. çapında beton boru kullandı.

Hükümetimin, yapılan bu yanlışlara, israfa, bozuk plana, projeye, kalitesiz ve verimsiz yatırıma der demeli. Mutlaka ve muhakkak çevreyi öne çıkararak, yeniden stratejik plan, proje ile kaliteli, verimli yatırımlar yapmalı. Bunu yapacağına, başaracağına inanıyorum. Çünkü tarihten gelen binlerce eksikliği giderdi. Çevre sorununu da halledeceğine inanıyorum. Yerinde kontrol ve denetimler yapılmalı. Yalan ve yanlış yapanlara asla, katiyen, kesinlikle fırsat ve imkân vermemeli. Halkımın da samimiyetle çalışan hükûmetimize sahip çıkmasını diliyorum. Millet, devlet işbirliği içinde ortak çalışmalı.