İnsanlıklı, insancıl, insaniyetli, iyi, güzel, olgun, yeterli, yararlı, hizmetkâr, vatansever, milletsever, devletini sever, bayrağını, yurdunu, memleketini sever, dinine bağlı insan yetiştirmek, öyle kolay değildir. Öyle sapkın ideolojilerle, sapık felsefi görüşlerle; milli, manevi, dini, evrensel, insani özellikli, merhametli insan yetiştirilemez. Ders kitaplarının yarıya yakını, ideolojik görüşlerle dolu olmasına rağmen, her sabah ideolojik ant okunmasına rağmen, ideoloji felsefesiyle insan yetiştirilmesi amaç edinilmiştir. Pedagojik plan ve programlarla, müfredat edinmesine rağmen tam bir vatan, millet, devlet, bayrak, din- iman, Müslüman düşmanı yetişmektedir.

                Aile ebeveynleri, devletin yöneticileri, öğretmenler, imamlar, sorumlular, yetkililer; aklını başına toplamalı. Herkes dosdoğru, ilmi, bilimsel, dinsel olanı yetine getirmelidir. Artık, 200 yıldan beri, insnalıklı insan yetiştirilmediğin farkına varılmalı. Hakka, hakikate, ilme, bilime, irfana, dine- imana, doğruya, gerçeğe dönüş yapılmalı. Bu aziz şehitler yurdumuzda; vatan, millet, devlet, insanlık, varlık, doğa düşmanı yetiştirildiği, bu da müfredatla, kültür politikalarıyla yapıldığı artık anlaşılmalıdır.

                Milletimizin yarıya yakını; milli, manevi, dini, ilmi, insani değerler düşmanı olmuş! Bu değerlere düşman kişiler; açık, net, doğrudan ve dolaylı bir şekilde hainleri, adileri, kahpeleri, alçakları, kalleşleri, canileri, katliamcıları, insan ve varlık düşmanlarını desteklemektedir. Anarşi, şiddet, terör, yıkıcılık, düşmanlık, açıktan desteklenmektedir! Devleti yönetmeye talip olanlar, bu alçak, kalleş, hainlerle ortak hareket etmektedir. Kendilerini bazen açığa vurmakta, bazen de gizlemektedir. Her türlü münafıklık boyasına girmektedirler. Şarlatanlık yapmaktadırlar. Sözleri ile davranışları birbirini tutmamakta, yapmayacaklarının sözünü vermektedirler.

                Ülkemizde 35 İlde, 130 ayrı İlçe, beldede, 7 bin köyde yangın; 6. Gününde de sürmektedir. Binlerce yangın söndürme aracı ve orman görevlisi, görevlerini fedakârlıkla yapmaktadır. Binlerce, milyonlarca doğadaki varlık, evcil hayvanlar, insanlar yaşamını yitirdi! Devletimiz, milletimiz sellerden sonra şimdide yangınlarla mücadele etmektedir. Her iki olayın olduğu yerler; afet bölgesi ilan edildi.

                Ülkemiz, yangın söndürmede gerekli hazırlığı, her türlü elemanı hazırlamış. Orman görevlilerini eğitmiştir. Yangınlarda kullanılması için orman içlerinde 4 binden fazla su havuzları, göletler yapılmış. Daha çok helikopter ve yer yangın söndürme araçları kullanılmaktadır. Yangın söndürme uçakları, arazinin çok dağlık, vadi, engebeli oluşundan ötürü az kullanılmaktadır.

                Orman yangınlarının yaklaşık %95’i insan eliyle çıkarılmaktadır! “ Yıldırımlarla çıkan orman yangınları %5 – 10 kadardır. Aslında bununda önlemi vardır. Orman içlerinde, tepelerde yıldırımlık direkleri dikilir. Yıldırımlarla çıkan orman yangını sayısı da azaltılmış olur.”

                Şu anda Toros Sıra Dağları yanmaktadır! Yangınlar 28 Temmuz 2021 günü başladı.  Bunlar, bin yıllık çam ağaçlarıdır. İlahi kudretin eserleridir.  Yangınlar büyük ölçüde kontrol altına alındı. 12 yangın devam etmektedir. Ama diğer taraftan da yangınlar yeniden başlamaktadır. Rüzgâr, batı ve kuzeyden saatte 80 km. hızla esmektedir. Rüzgâr sürekli yön değiştirmektedir. Hava sıcaklığı 43 santigrat dereceyi aşmış. Bu hafta havalar 8 derece daha artacakmış.

                Antalya, Manavgat, Mersin, Muğla, Osmaniye, Marmaris, Köyceğiz, Bodrum, yangından en çok etkilenen bölgelerimizdir. Marmaris ve Bodrum da 160 kişi yaralandı. Manavgat’ta 10 kişi ağır, 410 kişi yaralandı. 6 kişi şehit oldu. Türkiye’nin geleceği, geleceğimiz, varlığımız yanmakta, kül olmaktadır. Köylü, kentli, turizm merkezleri çok büyük zarar gördü. Ateş savaşçılarına çok, çok, çok teşekkür ediyorum. Millet olarak minnettarız. Allah cc. Onlardan razı olsun, diyorum. Hayvanları, ormanları, insanları kurtarmaktadırlar. Kaplumbağaları kurtarıyor. Su ile ıslatıyor. Su içiriyorlar. Bunu güzelim iyi insanlar yaparken, alçak, adi, kahpe, katil, serseri, mankut ahlaksızlarda varlıkları yok etmek için var gücü ile zalimlik yapıp, zulüm işliyorlar.

                Yangın söndürmede; Azerbaycan, Rusya, Ukrayna, Hırvatistan, İspanya söndürme hava aracı gönderdi. Azerbaycan ayrıca 108 yangın söndürme ormancılarını gönderdi.

                Ülkemizde, 10 yıl öncesine kadar kurban hayvanlarının derilerini; asker, polis zoruyla, yasa gereği, halktan zorla toplayan, Türk Hava Kurumu (THK) vardı. Şimdi bile elinde yangınlarda kullanacak, hiçbir uçak ve helikopter yok! 1960 yılından satın alınan, 9 tane uçağı var. Onların revizyonunu- yenilemesini yapmak için Kanada’dan uçak alındı. Parçaları o eskilere takıldı. O da işe yaramadı. Sadece kurban derisi toplanmıyordu. Benim çocukluğumdan beri; zekât, fitre, bağış da toplanıyordu. Okullarda öğrencilere, Ramazan ayında camilerde; cemaate zekât, fitre, bağış, pul verilirdi. Halkın dini duyguları sömürülerek, yalan, palavralar atılarak, halktan alabildiklerine alırlardı. Ama öte yandan hırsızlık yolu ile çalarlardı. Çaldıklarını; gazete, televizyon, radyolarda yayınlanırdı. Benim hatırladığım “Taçoz” soyadında olan vakfın genel başkanı, hırsızlıkta adı çok geçerdi.

                Ülkemizde devlete, kamuya ait pek çok işletme, fabrika, sanayii, kurum vardı. Hepsi THK gibi olduğu için 1983 yılından beri özelleştirilmeye devam edilmektedir. Yüzlerce kamu işletmesinden tek bir tanesi bile kâr etmezdi. 2003 yılına kadar tek bir tanesi kâr etmemiştir. Bankalar, kara, hava, deniz, demir yolları da dâhil olmak üzere hepsi zarar ederdi. Maden işletmeler, tekstil de zarar ederdi.

                2019 yılında da yine yolsuzluk, haksız kazanç sağlama, başkan ve oğluna astronomik aylık verme, çalma yüzünden, görevden alınıp, cezaevine konuldu. Piyasaya 1,5 milyar lira borçlanıldı. On ayrı bankaya borç yapıldı. Şu anda Türk hava kurumuna atama yapıldı.

                Bendeniz, 24 yıl Türk Kızılay Şubesinde Yönetim Kurulu üyeliği yapıp, çok etkin şekilde aktif görev yaptım. Kızılay Genel Merkezi, kurban derisi, fitre, zekât, bağış toplama kararı aldı. Ama ancak yasa gereği bu işlemi yapma THK’na verildiğinden, yardım toplama kararından vazgeçildi. 96 yıllık THK’nın içi boşaltıldı. Şimdilerde bu vahim ( tehlikeli, kötü, ağır, korkulu)  durumlar tekrar tartışılmaya başlanıldı. 500 milyon değerinde bir oteli ve 1,300 tane taşınmaz menkulü – malı bulunmaktadır.  Ama yangınlarda kullanacağı uçağı yok!

                Dünyanın belirgin halde ısınması, uydu görüntüleri ve irdelemelerle anlaşıldığı akdarıyla; 1980 yılında başladı. Dünya sıcaklığı sanayi devriminden sonra; 1,6 santigrat derece arttı. Bu artış devam ederse 2100 yılında çok vahim durumlar olabilir!

                Ülkemiz, 51 tane helikopterle yangınlara müdahale etmektedir. Uçak sayımızda yangında kullanılan 16 tanedir. Fazla uçak olsa kullanamayabilir. Her türlü kara, deniz, hava aracı söndürmede kullanılmaktadır. İnsansız hava araçları ve uydularda gözetleme, tespit için kullanılmaktadır. Zira Toros dağlarında su alacağı göl, deniz, havaalanı bulamayabilir. Bu durumlar, uzman yetkililer tarafından hep tartışılmış. Önlemler alınmıştır. Ormancılar, görevliler ölürken, işi zırlama, bozgunculuk olanlar, boş laf üretmekte, kafa karıştırmakta, bilgileri kirletmektedir.

                Yangınlara havadan, karadan, denizden söndürme çalışmaları yapılmaktadır. Ülkemin her yönünden müdahale için gidenler var. Kahramanlar kendini göstermekte, fedakârlıklar görülmektedir. Kadın, erkek amansız, sürekli, gece- gündüz söndürme çalışması yapmaktadır. Hepsine teşekkür ediyorum. Minnettarım. Duacıyım.

                Manavgat da; 42 mahalle- köy etkilendi. 27 mahalle de insanlar mahalleyi boşalttı. 15 mahalle kısmen etkilendi. Yangın burada da devam etmektedir.

                Marmaris’te yangın söndürenlere motosikleti ile yarımşar litre pet şişe su taşırken, kaza yaptı. Yangın içinde kalıp, şehit oldu. Şehit olan 25 yaşındaki Şahın Akdemir’e duacıyım. Diğer şehitlerimize de duacıyım. Olayları gazete ve televizyondan izliyoruz. Televizyondan canlı izleyebiliyoruz.

                Orman Genel Müdürlüğü’nün elemanlarının önceden bugüne kadar 125 kişisi, orman yangınlarını söndürürken, şehit olmuştur. Allah cc. Hepsine rahmet etsin, inşallah. Hepsine minnettarız. Teşekkür ediyorum. Dua ediyorum.

                Vatanımız, milletimiz, devletimiz, bayrağımız, bağımsızlığımız, özgürlüğümüz, milli, manevi, dini değerlerimizin yaşaması için mücadele edenlere, gazi ve şehit olanlara, aynı şekilde dua ediyorum. Teşekkür ediyorum.

                Havadan atılan su, hava çok sıcak olduğu için yangına düşmeden buharlaşıyor. Bu yangın söndürmeye başka yol ve yöntemlerde bulmak gerekir.

                Karamürsel’den yangın söndürmeye giden bir görevlide kolunu, omuzunu yangında yakıyor. Kolunu kendi sargı bezleri ile sarıp, söndürmeye devam ediyor. Kadınlar söndürme için hortumlar çekiyor.

                Ülkemizde orman söndürme aracı, gereci, elemanı, malzemesi, itfaiye, sivil toplum örgütleri, belediyeler binlerce kişiyle etkin çalışmaktadır. Tüm yurdumuzun gücü harekete geçti. Öte yandan da Bayburt, Van İli Başkale İlçesinde, Hakkâri de sel oldu. Büyük zararlar oluşturdu. İki hafta öncede Rize, Artvin, Düzce de birkaç gün arayla 3 defa sel olmuştu.                

                Yangınlarda bir helikopter, 6 uçağa bedeldir. Uçak bir saatte su atarken, helikopter bir saatte 8 sorti yapıyor. 6 katı su döküyor. Uçak için deniz ya da baraj gereklidir. Helikopter ise ormanlarda kurulan havuzlardan bile su alabiliyor. Sıcaklık güneş altında 60 dereceyi geçiyor. Kıvılcım bile benzin dökmüş gibi parlıyor. Poyraz da söndürmeyi çok zorlaştırıyor. Güney bölgelerimizde sıcaklık hayatı zorlaştırıyor. Güney ve batı bölgelerimizde 110 defadan fazla yangın çıktı. Helikopter yüksekten su bıraktığı için ormana rüzgâr yapmıyor.

                Kızılçam ağaçları yansa da tohumları yanmıyor. Gelecek yıl tohumlar tekrar yeşeriyor. Yeşermediği yerde tohum ekiliyor, fidan dikiliyor.

                Ülkemizin turistik merkezleri çok zarar gördü. Marmaris, Milas, Köyceğiz, Manavgat, Gündoğmuş İlçeleri çok büyük zarar gördü.

                Orman işçileri çok yoğun çalışıyor. Olayın bilincinde, önemin farkında, canlının kutsallığına inanan vatansever insanlardır. 110 saatlik yangın söndürme savaşında 10 saat uyudular. Yangın söndürmede de kahraman, cengâver, aslan, kaplan, alptırlar. 1,800 metre rakımda, sarp kayalıklarda, uçurumlarda amansız mücadele veriyorlar. Bir ağaç bile yanmasın. Bir canlı yaşamını kaybetmesin, diye mücadele ediyorlar.

                Yangınlar bir doğal afettir. Osmanlı döneminde de çok yangın gördük1 ama o zaman şehirler ahşap yapıydı. Şimdi daha çok önlem alınabilir. Köyler, mahalleler, kentler yangına karşı korunaklı yapılabilir. Yangın söndürme, itfaiyeci, orman işçilerimize duacıyım. Öyle ormanları yakan siyasilerin uzantıları varken, bu uzantılar gibi eleştirmem, kınamam, zevzeklik asla yapmam. Bendeniz, kendimi, haddimi, hududumu, Rabbimi bilirim.

                Orman yangıları, bugün, 03.07.2021 Salı günü 11 ayrı yerde devam ediyor. Yangınlara, orman Genel Müdürlüğü; 16 su atar uçak, 51 su döker helikopter, 3 idari uçak, 9 İHA, 6 yönetim helikopter, 1 insansız helikopter; hava aracı müdahale etmektedir.  Orman yangınında, 820 arozöz yangın söndürme araçları, 120 iş makinesi, yüzlerce itfaiye aracı, 5,200 orman personeli, sivil halk, asker, polis, Türk Silahlı Kuvvetleri, 112 polis yangın söndürme tomaları, askeri gemiler, askeri araçlar, söndürme araçları ve de komşu dost ülkelerin personel ve araçları katılmaktadır. Bu sayılar zamanla daha da artmaktadır.

                Özel şirketlerin yangın söndürmede yarayan araç- gereçleri de yangında kullanılmaktadır. Bu iş bir vatan, millet, devlet meselesi olarak görülmektedir.

                Eski zamanda olsaydı bu kadar personel ve araç bulmak mümkün değildi. O zaman yangınlar daha uzun süre sürmekteydi. Bu orman yangınları havanın kirlenmesini de sağlamaktadır. Doğayı her türlü canlısı ile yok etmektedir.

                “İstanbul’da, 24 Temmuz 1660 günü çıkan yangında kentin üçte biri yandı. 80 bin ev, 360 camii, 40 hamam, 100 han ve kervansaray, 10 depo, yüzlerce konak, okul, medrese, tekke ve 4 bin insan yandı ve öldü!” “ 06 Temmuz 1756 günüde aynı büyüklükte bir yangın daha çıktı!”

                “Yine İstanbul’da 05 Eylül 1693 günü çıkan yangında; 18 camii ve mescit, 17 ilkokul, 10 medrese ve tekke, 12 fırın, 2,517 ev, 1,146 dükkân- işyeri, han ve hamamlar yandı!”

                “1945 yılında 350 bin nüfuslu Edirne kentinde çıkan yangında 60 mahalle yok oldu.”

                 “07 Temmuz 1795 gecesi İstanbul’da çıkan yangında İstanbul’un mal depoları, ticarethaneleri yandı. Osmanlı devletinin iki yıllık geliri kadar sermaye yok oldu!”

                “Yine İstanbul’da; 1908- 1911- 1918 yılında Mart ve Haziran aylarında çıkan 4 yangında İstanbul büyük zararlar gördü.

                “ Yine İstanbul’da;  1740- 1755- 1808- 1826- 1839- 1878- 1911 yıllarında İstanbul’da çıkan yangınlarda büyük zararlar görüldü. O zaman yapıların ahşap oluşu, binaların yakın olması, yangın söndürme araçlarının motorlu olmaması; yangınları büyütüyordu.

                Yangın konusunu yazmaya devam edeceğim, inşallah. Yangın ve seller devam ediyor. İbret ve ders almalı. Aksi halde yangınlar ülkemizde ve dünyada hiç sönmez! Eğer önlemler alırsak, çok büyük ölçüde her doğal afeti az zararla atlatmış, oluruz, inşallah. Her derdin dermanı, her belanın önlenmesi mümkündür. Akıl, zekâ, bilim, ilim, doğru bilgi, din- iman ile hareket edersek, çok büyük zararlar görmeyiz, inşallah.