Radikal Eğitim Kurumları Rehber Öğretmeni Cennet Akar, duygusal zeka seviyesi yüksek olan çocukların sınavlardaki performanslarının daha iyi olduğunu, bu çocukların genelde daha iyi notlar aldığını belirtti.

"Duygusal Zeka ve Çocuk" konu başlığı altında velilere bilgilendirme yapan Radikal Eğitim Kurumları Rehber Öğretmeni Cennet Akar, duygusal zekanın, bir kişinin başkalarının duygularına saygı duyarak duygularını uygun şekilde ifade etme ve yönetme yeteneği olarak tanımladı. Duygusal zeka seviyesi yüksek olan çocukların sınavlardaki performanslarının daha iyi olduğunu ifade eden Akar, "Bu çocuklar genelde daha iyi notlara sahiptirler. Aynı zamanda okul ödevlerini özenli bir şekilde hazırlama ve zamanında teslim etmeye daha yatkındırlar. Duygusal zeka becerileri çocukların işbirliğine yatkın olmasını sağlar ve insanlarla ilişkilerinde çatışmaları yönetmelerine katkıda bulunur. Aynı zamanda çocukların daha derin arkadaşlıklar geliştirmesinde etkilidir. Bu becerilere sahip çocuklar toplu olarak yapılan aktivitelerden zevk alırlar. İşbirliğine yatkın oldukları için de bu tür aktivitelerde sorumluluk almaktan kaçınmazlar. Çocukluk döneminde gelişmeye başlayan duygusal zeka özellikleri yetişkinlikte sağlıklı karar verme üzerinde rol oynar. İyi gelişmiş duygusal zekaya sahip olan yetişkin bireyler stresle nasıl baş edeceğini ve sorunları nasıl çözeceğini bilirler. Bu bireyler kendi verdikleri kararların sorumluluğunu alır ve duygularını yönetmede başarılı olurlar." dedi.

Duygusal zeka becerilerini her yaşta öğrenebilirler

Çocukların ebeveyn yardımıyla duygusal zeka becerilerini her yaşta öğrenebileceğini belirten Akar, şöyle devam etti: "Bu yardımlardan ilki çocukların duygularını ifade etmesi için onları cesaretlendirmektir. Çocuklar yaşadıkları duyguları adlandırmada zorluk çekebilirler. Bu durumda devreye ebeveynler girerek çocuklara bazı sorular yönetmelidir. Örnek olarak çocuğunuz çok sevdiği arkadaşının yanına gidecekken son anda yaşanan bir durumdan ötürü gidemediği için üzülmüş olsun. Çocuğunuza ’Arkadaşın ile görüşemeyeceğin için üzüldün. Doğru mu düşünüyorum?’ diyebilirsiniz. Bu şekilde çocuk yaşadığı duyguyu kabul edip ifade etmenin onu daha iyi hissettirdiğini fark eder. Gelecekte benzer durumlarla karşılaştığında yaşadığı duyguyu adlandırmada zorlanmaz. Duyguyu adlandırabilme yaşanılan sorunlar için duyguyu yönetmede önemli bir adımdır.

Ebeveynlere düşen bir diğer görev ise çocuklar ile olası senaryolar üzerine konuşmaktır. Çocuğunuz ile karşılaşacağı olası zorlukları, bu zorluklarla karşılaştığında neler hissedebileceği ve nasıl davranması gerektiği üzerine konuşmanız çocuğunuzun duygusal zeka gelişimine katkıda bulunur. Bu sayede çocuk hoşuna gitmeyen bir olay yaşadığında duygularını kontrol edebilecek ve o esnada aşırı tepki vermekten kaçınacaktır. Örnek olarak ergenliğe yeni adım atmış bir kız çocuğunu ele alalım. Arkadaşları onun görüntüsü ile alay etmiş olsun. O esnada çocuk onlara bağırabilir, kavga edebilir. Ancak anne ve babanın bu gibi durumlarla ilgili konuşmuş olması çocuğun mantıklı davranmasını ve kötü sonuç doğuracak davranışlardan kaçınmasını sağlar."

"Anne ve babalar empatik yaklaşım ile de çocuklarına duygusal zeka becerilerini kazandırabilirler" diyen Akar, "Örneğin çocuğunuza bilgisayar oyunu oynaması ile ilgili kısıtlama getirmiş olun ve bu duruma öfkelenmiş olsun. O sırada öfkesini görmezden gelmek yerine “şu anda bu durum seni öfkelendiriyor, seni anlıyorum” diyerek öfkesi üzerine konuşulması kısıtlamayı siz yapmış olsanız da çocuğa anlaşıldığını hissettirir. Anlaşılmış olma hissi ile çocuk bir nebze rahatlar. “Ancak uzun süre bilgisayar oyunu oynaman senin göz sağlığına zarar verecek, diğer sorumluluklarını yapmana engel olacak bu yüzden kısıtlama getirmem gerekiyor” açıklamasını yapmak en başta çocuk için mantığına oturtması zor gibi görünse de zamanla bu durumu kavrayacaktır. Çocuk öfke anında verdiği tepkilerde uzun vadede hangisinin kendisi için faydalı olduğunu görecek ve bu duyguyu kontrol etmeyi öğrenecektir. Kısacası en başta anne-babanın çocuğun olumsuz duygularına empati ile yaklaşması ve çocuğunun da bir birey olduğu bilinci ile ona açıklamalarda bulunması çocuklarda duygusal zeka gelişiminde rol oynar. Şimdiye kadar verilen örnekler olumsuz duygular üzerineydi ancak çocukların yaşadıkları olumlu duygular da ebeveynler tarafından çocuğa yansıtılmalıdır. Çocuğunuz sevinçli bir an yaşadığında o sıradaki duyguları üzerine de konuşulup empati kurulması gerekir. Örneğin çocuğunuz sınavdan iyi bir not aldığında ’Seni tebrik ediyorum. Bu sonuç seni mutlu etmiş görünüyor’ diyebilirsiniz. Bu şekilde çocuk sevinç duygusunu da rahatlıkla ifade edebilecek ve mutlu anlarda da duygularının paylaşılmasının farkına varacaktır. Aynı zamanda çocuğunuzu tebrik ederek cesaretlendirmeniz motivasyonunu artıracaktır." şeklinde konuştu.

Duygusal zeka becerilerini geliştirmede üzerinde durulması gereken bir diğer konunun da çocuklar hata yaptığında ebeveynlerin onlara yaklaşımının nasıl olması gerektiği olduğunu aktaran Radikal Eğitim Kurumları Rehber Öğretmeni Cennet Akar, "Bu noktada anne ve babalar çocuklarının hatalarını düzeltmeye çalışmamalı aksine çocuklarına yol göstermelidir. Her çocuğun problem çözme kabiliyeti vardır. Önemli olan çocuğunuza sorunlarla baş edebileceğini, hata yapınca düzeltmesi için gerekli olan özelliklere sahip olduğunu fark ettirmenizdir. Sonuç olarak duygusal zeka her bireyde var olan ancak çocukluktan itibaren geliştirilmesi gereken bir zeka türüdür. Çocukta bu yeteneği geliştirmek ise anne ve babanın çocuğa doğru yaklaşımı ve eğitimi ile mümkündür. Çocuklarınıza duygularını yaşaması gerektiğini ancak yaşarken başkalarının duygularını göz önünde bulundurarak, onlara saygı duyarak hareket etmesini öğretmek siz anne-babalara düşüyor." dedi.