Öncelikle kendimizi çok iyi, güzel, doğru, yetkin, yeterli, yararlı olacak şekilde yetiştirmeliyiz ki; çocuklarımıza, akraba, komşu, çevremize, insanlara, varlıklara yararlı olabilelim. Kendimizi iyi yetiştirmemiş isek, aile halkımıza, başkalarına yararımız değil zararımız olur! Yetiştirmeye önce, mutlaka kendimizden başlamalıyız. Her olanağı, fırsatı, durumu, zamanı en iyi şekilde zamanında, yeterince değerlendirmeliyiz.

Kendimizi iyi yetiştirmeyip, çocuklarımıza, çevremize yardımcı olamazsak; biz ve sevdiklerimiz her pisliğin, kötülüğün, çirkinliğin, olumsuzluğun, rezilliğin, derdin, belanın, musibetin içinde olurlar! Ortaya olumsuz insan sıfatları, rezillikleri, olumsuzlukları, durumları çıkar! Cani, katil, adi, katliamcı, vahşi, korkunç dehşet saçan, acımasız, yalancı, iftiracı, aç göz, nankör, alaycı, aşağılayıcı, arabozucu, alçak, kahpe, kalleş, bencil, cahil, cühela, çapulcu kuşaklar türer! Emanete hainlik eden, düşman adına çalışan; milli, manevi, dini değerlere düşman olan, hakaret eden, hırsız nesiller türer ve amip gibi çoğalır!

Bugün pek çok aile, çocuğunu; anarşistlerin, şiddetçilerin, teröristlerin, kötülerin, çirkin işler yapanların, olumsuz işler yapanların, hilecilerin, sahtecilerin, sahtekârların eline itmiş, vermiş, kullandırmıştır. Bunda ailelerin, okulun, öğretmenin, akrabaların, komşuların çok büyük katkısı olmaktadır. Bilgi, bilinç, güzel örnek, öğretim, eğitim yapamamıştır. Yalancılarla, iftiracılarla, sapıklarla, sapkınlarla, ikiyüzlülerle, haramcılarla, kabalık yapanlarla kendileri iş tuttuğu gibi çocuklarına da güzel örnek olamamış. Olumlu katkılar sunamamıştır. Kendini iyi insan sanıp, çocuklarını, öğrencilerini de bu pis işleri yapanların kucağına göndermiş, itmiştir. Hak ve hakikate kin, nefret, öfke duyarken, nelere uğrayacağını, kimlerin kucağına düşeceğini düşünememiştir. Bugün, on binlerce genç; kız ve de erkek, teröristlerin mağaralarında, sığınaklarında tecavüze uğramakta, öldürülmektedir! Bir PKK/ KCK/ YPG,  FETÖ, DAEŞ, DHKP-C gibi binlerce terör örgütü milyonlarca insana akıl olmaz kötülükler yapmış, yapmayı sürdürmektedir. Bunların arkasında da milyonlarca halk sürüleri, siyasi partiler, sivil toplum örgütleri bulunmaktadır!

Bazıları heveslerinden, batıl sapkın davalarından, kişisel çıkarlarından, gafletten ve pek çok ahmaklık, aptallık nedenleriyle, kötülerin eline düşmektedir. Irkçılık, dincilik, ideolojik sapıklıklarla insanlar kandırılmaktadır. Bazıları bilgisizliklerinden, cehaletlerinden, korkaklıklarından, gösterişlerinden; kötülüğe, hayır, olmaz, diyememektedir. Yalanlara kanıp, aldanmaktadır. Zalime kul, köle, mankut olmaktadırlar. Sonrasında onurunu- şerefini kaybetmekte, canınla ödemekte, mahkûm olmakta, katil, katliamcı, adi yaratık olarak cehennemin; ateş, duman, irin çukurunda sonsuza dek kalmaktadırlar!

Müslüman gibi Müslüman, İslam gibi İslam olmalı. Öyle ateist, deist, kapitalist, sosyalist, komünist, faşist, liberal, İslam ve Müslüman düşmanı, ırkçı, cinsi sapık yanı LGBTİ+, feminist zalim sapık sapkın şaşırmış sapıtmış asla olmamalı. Halkı öncelikle doğru bilgilendirip, bilinçlendirmeli. En güzel ve yüksek olan İslam ahlaklı, maddi ve manevi temiz, dürüst, dosdoğru, iyilik ve yardım yapan, hizmet yapan, hoşgörülü, bağışlayıcı, affedici, sözünün eri, adil ve adaletli, özverili, fedakâr olmalıyız.

                Ülkemizin ve dünyanın şer- kötü güçlerine eleman, mankut, köle, tutsaklar yetiştirmemeliyiz. Kişisel çıkarcı, menfaatperest, bencil, egoist, dinden ve imandan nefret eden, din- iman düşmanı, insanlık ve de Müslüman düşmanı, zalim, haksızlık yapan, kinci, milli, manevi, insani değerlere duyarsız, zararlı öğeler yetiştirmemeliyiz. Cimri, pinti, haksız zalimi tutucu, kul hakkına dikkat etmeyen, saygısız, edepsiz, hayâsız, acımasız, insanlık müsveddeleri yetiştirmemeliyiz. Sorumsuz, bilgisiz, kafası- beyni kirletilmiş, kalbi körelmiş ve de katılaşmış yaratıklar yetiştirmemeliyiz.

                Bizler, ebeveyn, öğretmen, imam- hatip ve akademisyenler olarak; insanlıklı Müslüman insanlar, bilge müminler yetiştirmeliyiz. Özverili, diğerkâm, fedakâr, cefakâr, cömert, yardım eden, infak eden, paylaşan, dayanışma yapan olgun müminler yetiştirmeliyiz. Duyarlı, başkalarının hak hukukuna saygılı, doğru sözlü, dürüst, hoşgörülü, ayrımcılık yapmayan bilge Müslümanlar yetiştirmeliyiz. Milli, manevi, ilmi değerlere bağlı, sevgi ve saygı dolu, merhametli, şefkatli, müşfik, acıyan nesiller yetiştirmeliyiz.

                Müslüman hem din- iman hem de bilim, teknik, teknoloji sahibi olmalı. İlkel kabileler gibi yaşamamalı. Ya da zalim gâvurlar gibi yaşamamalı. İslam dinide Allah’ındır. Bilimde Allah’ındır. İkisi de Allah cc. Tarafından yaratılmıştır. 2020 yılı başından beri Korona virüs, Kovid -19 denilen salgın hastalık dünyanın her yerinde görülmektedir. Dünyada iki yılda 6 milyonu aşkın insanın ölümüne, 500 binden fazla insanın hasta olmasına neden oldu. Daha çok batılı sözde gelişmiş ülke insanları aşı olmaya karşı çıkıp; asker ve polisle çatışmaktadır. Türkiye’de de bilerek, aşı olmayanlar olmaktadır. Sonuç: sefilce, zavallı şekilde, akılsızlığı nedeniyle ölmektedir. Amerika’da ölenlerin sayısı 997 bin kişiyi geçti. Tabii ki, bu söylenen kısmıdır!

                Müslüman, dine uyduğu gibi bilime de mutlaka uymalı. Bilimde Allah’tandır. Bilimi de ilacı da, hastalığı da, şifasını da Allah cc. Yaratmıştır. Müslüman sorumluluğunu bilip, gereğini yapmalı. Din, bilim ayrımı yapmamalı. Bendeniz, dinimi yaşadığım gibi bilimsel de yaşıyorum. Hareket, davranış, tutumlarım hem dinseldir hem de bilimseldir. Din ile bilim arasında ölçü, denge kuruyorum. Zihnimi buna göre işletiyorum. Olumlu, yapıcı, yararlı davranma azmi ile davranıyorum. Olumlu yaşamaya çalışıyorum.

                İnsan yaptığı işi, görevi severek yapmalı. Sorumluluklarını yerine getirmeli. Asıl işinden başka hobileri de olmalı. Farklı alanlarda da kendini geliştirmeli. Zevk, keyif alınan işlerde çalışmalı. Kendimizin ve ailemizin rahatlığı için elimizden gelen helal ve mubah işleri hakkaniyetle yapmalı. Aile bireylerimizin görüşlerini almadan, hepimizi ilgilendiren işler yapmamalı. İnsanlarla ve aile bireyleriyle olumlu iletişimler kurmalı. Ailevi konuları ihmal ve istismar etmemeli. Maddi konularda sıkıntı yaşadığımızda, eşimiz ve çocuklarımız üretken olmalı. Hımbıl, iş bilmez, alil, tembel olmamalı. Hayatımızda mutlaka iş, meslek, sanat kurslarına gidip, kendimizi geliştirmeliyiz. Çalışkan insanlar için, kendini, Rabbini, sınırlarını bilen insanlar için geçim sıkıntısı olmaz. Mutlaka ama muhakkak kişisel yeteneklerimiz beceriye dönüştürmeliyiz. Gerektiğinde her konuda destek almalıyız. Bilmediğimiz konuları ihmal etmeden, öğrenmeliyiz. Hedeflerimize ulaşmak için gerekeni öğrenip, yerine getirmeliyiz. Öncelik sırasına göre alışveriş yapmalı. Gerekenleri makul olarak yapmalıyız. İşimize severek, zevkle, zamanında gitmeliyiz. İş ahlakına, güvenliğine, sağlığına dikkat etmeliyiz. İş güvenliği, iş sağlığı olmayan işlerde çalışmamalıyız. Kendimizi yıpratmamalı. Kendimizi asla tehlikeye atmamalıyız. Eşimizi, çocuklarımızı mutlaka düşünerek iş yapmalıyız. Sabah erkenden işe kahvaltı yaparak gitmeliyiz. Üşütmemeliyiz. Dikkatli, önlemli, tedbirli olmalıyız.

                Kendimizin dinlenmesine zaman ayırmalıyız. Çocuklarımıza, eşimize zaman ayırmalıyız. Çocuklarımızı, eşimizi; huzurlu, mutlu, rahat ettirmek için stratejik plan program ve projeler geliştirmeliyiz. Mutlu ailemiz olmalı. Huzurlu ailemiz olmalı. Evimize güzel olmalı. Aile bireylerimize peygamberimiz ahlakında davranmalıyız. Asla aile bireylerini kırmamalı, incitmemeli. Öküz, manda gibi davranmamalı. “ İyi bir anne, baba nasıl olur, kurslarına gitmeliyiz. Bu konuda da çok kitap okumalıyız.” İlkeli, kurallı, şahsiyetli, yüksek İslam ahlaklı yaşamalıyız. Kurallarımız ahlakı, edebi, bilimsel olmalı. Dinsel olmalı. “Çocuklara yasak getirirken, önü açık yasak getirmeli. Öyle yapma derken, böyle yapabilirsin, demeli. Diktatör gibi davranmamalı.” Eğitimci rehber öğretmen gibi davranmalı. Çocuğun derslerinde yardımcı olmalı. Çocuk evde kendi başına ders yapamaz. Anlamadığı, bilmediği, öğrenemediği, öğrenmeyi bilemediği yerlerde kılavuzluk yapmalı.  Başarılı çocuklar iyi bir ailede yetişir.

                Önce kendimizi en iyi şekilde yetiştirmeliyiz ki, çocuklarımızı da iyi biçimde yetiştirelim. Cahil cühela çapulcudan iyi bir ebeveyn olmaz, olmadı, olmuyor, olmayacak! Bugün bütün dünya bunun acısını, sancısını çekmektedir. Bir ebeveyn sürekli kendini yenileyip, değiştirip, geliştirmeli. Bunun için hemen şimdi bunu yapmaya başlamalı:

1-      Önce hemen bir kütüphaneye kimliğimizle gidip, üye olmalıyız. Kütüphaneden bir almaya 3- 4 kitap alma durumumuz oluyor. Kütüphanelerde bize yetecek kadar kitap bulunmaktadır.

2-       Camilerde, müftülüklerde bizlere yetecek kadar kitap vardır. Emanet alıp, okuma şansımız bulunmaktadır.

3-      Bazı okuma salonlarında bize yetecek kadar kitap vardır.

4-      Bendeniz, kütüphanelere başkalarının alıp okuması için bazen ders kitapları bırakmaktadırlar. Ben bu okul ders kitaplarını alıp, yararlanıyorum. Bazen de okulların tatil edilme zamanlarında, öğretmenlerden, öğrencilerin bıraktıkları ders kitaplarını isteyip, alıyorum. Böylece bilimsel bilgilere ulaşmam çok kolay oluyor.

5-      Televizyonlarda bilimsel anlatımları dinliyorum.

6-      Gazete, dergilerden yararlanıyorum.

7-      Bilgili insanların anlatımlarını dinliyorum.

8-      Milli Eğitim Müdürlüklerinin, Halk Eğitim Müdürlüklerinin, belediyelerin, Ziraat Müdürlüklerin açtığı tüm kurslara katıldım, katılıyorum.

                Öğrenmek istedikten sonra hiçbir engel yoktur. Bizim bir komşu lise birinci sınıftan terkti. İki çocuğu olmasına rağmen iki üniversite bitirdi. Devlette görev aldı.

                Ülkemizde 84,6 milyon insan yaşamaktadır. Çalışan sayısı 30 milyon kadardır. İş yok, diye bir özür, mazeret yok! Kendini yetiştirmiş olanlar, ülkem içinde ve dışında kolayca iş bulmaktadır. İyi yetiştirmemiş olanlar; sokakta bira, alkol, uyuşturucu almakta ya kendini yok etmekte ya da başkası tarafından yok edilmektedir! Bunlar, ebeveynlerin, öğretmenlerin, imam- hatiplerin zararlı, ziyan veren bozuk ürünleridir!

                Âlemleri hiç yoktan, Halik sıfatı ile yaratan, Yüce Allah’ıma sonsuz kere hamt ediyorum, şükrediyorum, dua ediyorum, ibadet ediyorum, zikrediyorum, tövbe ediyorum, ibadet ediyorum, taat ediyorum, af ve bağışlama diliyorum. Yarattıkları her varlığa; iyilik, hizmet, infak, yardım ediyorum. Rabbim olan Allah’a, peygamberimizin yaptıklarını, aynen yapıyorum. Yarattıklarına iyiliği çoğaltarak, artırarak, yayıyorum.

                Bugünlerde; 1,4 milyar nüfusu olan Hindistan’da, Müslümanlara başörtüsü yasağı getirildi. Yüksek Mahkeme itirazları kabul etmeyip; İslam dininde böyle bir örtünme esası yoktur, deyip, yasağı onayladı. Yanı hükmü putperest sapık kaçık ilkel yaratıklar verdi. Hindistan’ın %14’ü Müslüman’dır.

                Ülkemizde de 2012 yılına kadar, putperestler aynen, benzer şekilde, Yüksek Mahkeme aynı kararı vermişti. Kadınları öğrenim ve eğitimden yoksun bırakmıştı. Bunun için kadınlarımızın büyük çoğunluğu eğitimsiz, öğrenimsiz ve işsizdir. Bu yasak koymayı, Avrupa’nın kâfir ülkeleri de barbarca yapmaktadır. Fransa, Avusturya, Hollanda ve diğer bazı ülkeler başı çekmektedir. İnsanların dininden ve yaşayışından gelen özgürlük haklarını yok sayan; Firavun, Nemrut, Ebu Cehil ‘den kötü, katil, katliamcı kâfir gâvurlar, insanlara zulmektedir. Kınıyorum.

                İlmi, irfanı, hikmeti, marifeti, İslam dinini, Kur’an’ı, peygamberi, İslam büyüklerini okumalı, anlamalı, öğrenmeli, bilmeli. Kulak vermeli. Uymalı. Boş kafa, iradesiz beyin, işlemeyen zekâ durumuna düşmemeli.

                Hazreti Ebu Bekir r.a. Buyuruyor: “ O, ne diyorsa, doğrudur.”

                İmam-ı Gazali Hazretleri diyor ki: “ İnsanlık küçük et parçasıyla ölçülür. Kalbi ve dili ile!”

                Eğitimci öğretmen, düşünür, gazeteci, araştırmacı yazar diyor ki: “ Âlemlerin Rabbi, Halik olan Yüce Allah’a, kitabına, peygamberine bu dünyada uymayanlar; cehennemde ateş, duman, irin içinde sonsuza dek kalacaklardır! Herkes aklını başına toplamalı. Hak ve hakikat yolundan sapmamalı. Sapan yol; cehenneme çıkar! Çıkmaz sokak olup, başı cehenneme gider!”

                Abdulkadir Geylani k.s. buyuruyor: “Alçak gönüllü olun. Kibirlenmeyin. Tevazu yükseltir. Kibir alçaltır.”

                Fussulet Suresi 33. Ayet: “ ( İnsanları) Allah’a çağırın- davet edin. İyi ameller işleyin. Ben Müslümanlardanım, diyenden, daha güzel sözlü kim olabilir?”

                Fussulet Suresi 46. Ayet: “ iyi iş yapan kendi yararına, kötü iş yapanda, kendi zararına yapmıştır. Rabbin kullarına asla haksızlık etmez.”

                Araf Suresi 178. Ayet: “ Kimin kılavuzu Allah olursa, doğru yola ulaşmış, o kimse olur.”

                Müslüman, bilgisi, birikimi, anlayışı, yüceliği, bilimi, hak dini ile en harika, harikulade olgun insan olur. Yoksul, yoksun, cahil, cühela, çapulcu, sapkın sapan olmaz. Zamanın en iyi bilgileri ile donanır, kazanımları olur. Çok toleranslı, hoşgörülü, hakkı ve hakikati yol edinmiştir. İnkârcılara, sapkın sapıklara aldırış etmez. İşlevseldir. Çalışkandır. Beynini en iyi şekilde kullanır. Durağan, pasif, edilgen asla olmaz. Atılgan, atılımcı, cesaretli, başarılıdır. Yeteneğini beceriye dönüştürmüştür. Hiçbir şeye bağımlı değildir. Her şeyi sağlam ve sağlıklı iradesi ile bilgiyle, bilinçle, isteyerek yapar. Bilimsel ve teknoloji ile ilgilenir. Bu dallarda yüksek uzmanlığı, kariyeri olur.

                Müslüman, aklını doğru kullanır. İradesinde sağlam ve sağlıklıdır. Boş ve zararlı işlerle ilgilenmez. Çocukluk, gençlik çağını en ideal, en iyi şekilde değerlendirir. Kendi çocuklarını da en iyi şekilde yetiştirir. Yetiştirebileceği kadar çocuk sahibi olur. Doğru eğitim ve öğretim aldırır. Materyalist, sapık, inkârcı öğretimden, domuzdan kaçar gibi kaçar, uzaklaşır.

                Sadece çocuklarımıza ilke, kural öğretmemeliyiz. Kendimizde ilkeli, kurallı yaşamalıyız. Çocuklarımız en güzel örnek biz ebeveynler olmalıyız. Öğretmenini, imam hatibini bizler en iyisinden seçmeliyiz. Yasaklamalarla iş olmaz. Yasak olanı önce bizler yapmamalı. Sonra zararlarını algılatıp, yararlı olanı benimsetmeliyiz. En hak ve hakikat yolunu, çığırını bizler açmalıyız. Açtığımız bu güzelim yolda önce bizler yürümeliyiz.

                Günümüz çocukları ve gençleri teknoloji eğlenceleri ile çok zaman öldürüyorlar. Yararlanmaktan çok kendi zamanlarını boşa katlediyorlar. Teknolojiyi gelişmemiz için kullanmalıyız. Bağımlılık oluşturmamalı.

                Elektrikli, elektronik, dijital eşyaları kullanmadığımızda elektrik fişinden çekmeliyiz. Yanımızda bulundurmamalıyız. Zararlı durumundan sakınmalıyız. Her eşyayı kullanma talimatına uygun kullanmalıyız. Araba kullanırken, arabayla giderken, telefon ve benzeri eşya kullanmamalı. Dünyayı izlemeli. Okulda bu gibi eğlenceli eşyaları yanımızda bulundurmamalı.

                Teknolojiyi kendi maddi, manevi gelişimimiz için kullanmalıyız. Hayatımızı iyileştirmesi, kolaylaştırması için kullanmalıyız.

                Müslüman olarak en güzel, iyi örnek insan bizler olmalıyız. İnsanlarla iletişim, diyalog kurmayı öğrenmeliyiz. İnsanların sigortalarını attırmamalı, patlatmamalıyız. Sorun olmamalıyız. Sorun çözen, sorunlara çare bulan olmalıyız. Sorun yaşatmamalıyız. Ölçülü, dengeli, orta ve dosdoğru yollu olmalıyız. Sevdiğimiz ve en iyi bildiğimiz işleri yapmalıyız. Sevdiklerimize saygı duymalı. Teşekkür etmeli. Minnettar olduğumuz bildirmeliyiz.

                Evimizde ve işyerlerimizde görev bölümü yapmalıyız. Yetkilendirme yapmalıyız. Ama sıkı denetim, kontrol olmalı. İstismar edenlere fırsat asla vermemeli. Dırdır, dedikodu, zırıltı, huzursuzluk, mutsuzluk oluşturmaya izin ve yer vermemeliyiz. Haddi, sınırları aşanlara fırsat vermemeliyiz. Hayatı severek yaşamalıyız. Sosyal olmalıyız. Asosyal, edilgen, pasif, dengesiz, ölçüsüz kesinlikle olmamalıyız. Saldırganlık olmamalı. Adaptasyon olmalı. Duygular, niyetler, düşünceler, eylemler en güzel şekilde yapılmalı.