Eğer bir insan; en iyi, güzel, doğru, dürüst, düzgün, yararlı, değerli insan olmayı, samimiyetle isterse, olur. Bunun için sadece aklını, zekâsını doğru bilgilerle işletmeli. İlim, sanat, İslam, doğru kültür ile yaşamayı amaçlamalı. Başkalarına iyilik etmeyi, kötülükleri yok etmeyi hedeflemeli. İnsanlara, varlıklara, âlemleri hiç yoktan yaratan ve yaşatan Yüce Allah’a, istendiği şekilde görevlerini yerine getirmeli.

                İnsan; ilim, bilgi, bilim, sanat, kültür, güzel ahlak, din- iman sahibi olmalı. Her gün kendini daha geliştirmeli. Her gün hak bilgileri kazanım haline getirmeli. Öncelikle Allah’ı bilip, itaat etmeli. Allah’ı bilmeyenden, hiçbir değer çıkmaz. Kıymetli işler yapmaz. Zalim olur. Zulmeder. Hain, kalleş, kahpe, katil, serseri, alçak, yalancı, yanlış işler yapan olur. Her kötülüğü düşünmeden, yapar. İşin önünü, sonunu düşünmez. Allah’ın emir ve yasakları doğrultusunda yaşamaz. Sapkın zalimleri ilah edinir; peygamber gibi kabul edip, önder, lider kabul eder. Böylece Allah cc. Ve insanlık düşmanı olur. Hiçbir manevi değeri kalmaz. İslam dinini ve müminleri özellikle düşman kabul eder. Kendinin bile Âdem as. Soyundan değil de, hayvan soyundan geldiğini, sapkınca iddia etmeye başlar. Artık kalitesi, ahlakı, etiği, değeri kalmamıştır!

                Müslüman, sadece ve ancak âlemlerin Rabbi olan Yüce Allah’ı Rab edinir. Onun emir ve yasakları doğrultusunda yaşar.

“Sübhânallah” der. Allah’a hamt eder, şükreder, ibadet eder. Tövbe eder, zikreder. Dua eder.

 “La ilahe illallah, Muhammed resullüllah” der. Allah’tan başka uyulacak, ibadet edilecek, kimseyi tanımaz. Allah’ın peygamberini örnek alarak yaşar.

“Allahü ekber” der. Allah cc. En büyüktür, der ve inanır. Allah’ı, Esma’ül Hüsna ile tanır, kabul eder, ibadet eder, itaat eder. Emir ve yasaklarına uyar.

                Müslüman, Allah’a hamt eder, şükreder, zikreder, ibadet eder, tövbe eder, dua eder. Maddi, manevi anlamda tertemiz olur. Boy abdestini alır, namaz abdestini alır. Üst- başını tertemiz tutar. Çevresini temiz tutar. En temiz ve şık şekilde giyinir. Namaz kılar, zekât verir. Oruç tutar, kurban keser. Hac yapar. Herkese iyilik yapar. Sabırla, sebat ederek, doğru ve güzel görevlerde bulunur. “Kur’ân-ı Kerim’i, peygamberimiz gibi aynen yaşar.”

                Allah’ı seven, peygamberine uyarak, yaşar. Allah cc. Peygamber, Kur’ân, din- iman; her şeyden çok sevilip, saygı duyulmalı. “Müslüman, maddi ve manevi her türlü pislikten, çirkinlikten, yalandan, yanlıştan, kötülükten uzak kalır.” Allah’tan bağışlama dileyip, hak yolda yürür. “Bozuk felsefi ve ideolojik sapkınlıkları yol, yöntem edinmez. Felsefi ve ideolojik sapkınlık ve sapıklık içinde olanlardan dindar, muttaki mümin ve Müslüman olmaz.” Onlar, Allah’ı bırakıp, ilah edindikleri zalim, zulmeden, sapkın ilahlarına inanır ve itaat ederler! Dünyada perişan, ahirette rezil, zelil, illet, eziyet içinde kalırlar!

                Müslüman kişi, Allah’tan faydalı ilim ve temiz, helal rızık ister. Haram, mekruh olanlardan sakınır. Allah’ın temiz olan nimetlerinden, ölçülü, dengeli, yeterli şekilde yararlanır. “Hiçbir konuda gerilik ve aşırılık içinde olmaz. Her zaman akıl, zekâ, doğru bilgi, din- iman ile davranır.” Gerilik de, aşırılık da din- İslam değildir.  Bu durum giyinmede de, soyunmada da böyledir. Her türlü ibadette de, davranışta da böyledir. Allah cc. Ne emretti ise o olmalıdır. 

                Müslüman olmayan kişiler, toplumlar; asla doğru, dürüst, düzgün, hak, hukuk, doğruluk, adalet, hakkaniyet, eşit işlem yapma, güzel ahlak, edep, adap, insanlık sahibi olamazlar. İyi, güzel, yararlı, önemli, değerli, insanı işler yapmazlar. Merhametli, şefkatli, acıyan, müşfik olamazlar. Tarihte sapık, sapkın, zalim, müşrik, münafık, kâfir kişiler; nasıl barbar ise, haydutsa, zalimse, katilse, katliamcıysa, dehşet saçmışsa; bugünde aynı korkunç dehşet saçan vahşetleri daha acımasızca yapmaktadırlar! “Zira niyet, duygu, düşünce aynı olunca; davranışlar, hareketler, eylemler değişmez, değişmemektedir.”

“Bu zalim katliamcı, sapkınların; iyi, güzel, doğru, evrensel söz etmelerine aldanmamalı. İcraatlarına bakmalı. Bunlar hem kâfir oldukları gibi hem de münafıktırlar. İçleri başka, dışları başka olabilmektedir. İnsanları güzel sözlerle aldatıp, kandırmakta; kullanmaktadırlar! Bunlara aldananların, dünyada halleri perişan, ahirette felaket olacaktır!

İnsan, İslam olmakla değer kazanır. İslam olmamakla da; her pisliği, kötülüğü, çirkinliği, haydutluğu kendine normal kabul edip, yaşam tarzı edinir. “Bu kişilerin niyetleri değişmeyince; duyguları, düşünceleri değişmez. Düşünceleri değişmeyince de, hayvanca davranışları değişmemektedir.”

                Bendeniz, 01 Mart 1979 Cuma günü, Batman İli Kozluk İlçesi, Kulludere ( Navalan) İlkokulu’nda göreve başladım. İşlemlerimizi İlçede yaptırdıktan sonra bizleri DDK denilen bölücü terör örgütü seminere götürdü. Bize seminerde; “ Komünist Toplum ve Darwinizm” konulu seminer verdiler. Dünya üzerine böylesi bir akılsızlık, zekâsızlık, sapıklık, sapkınlık, dehşet veren vahşet rejimi gelmemiştir. Bu faşizmden bile daha çok yayıldı. Dünyanın tüm ülkelerinde; anarşi, şiddet, terör, savaş, işgal olarak on milyonlarca insanın katliamına neden oldu! Hala da olmaktadır!

                DDK, KUK, KAWA terörü yüzünden, en son İlçede muhalif olan 4 kişi kalmıştık. Haracımızı alıyorlardı. Baskı yapıyorlardı. Devletin oradaki kurumları, bizden yana değil, bölücü komünistlerden yana olmuştu. Kaymakamlık binasında bu üç terör örgütüne, aldığımız 5 bin lira aylığın, 1,500 lirasını haraç olarak veriyorduk. Haraç vermeyen yoktu. Dayanamadık. Zorunlu görev süremizi tamamlayamadan,  “ can güvenliğimiz yok,” diye, burayı terk ettik. Köyde üç öğretmendik. Üçümüzde ayrıldık. Başka bir köyde Rizeli, komşu köylüm, Orhan vardı. O da bizimle birlikte terk etti. Okullar kapandı. “Halkın bir kısmı terörü destekliyordu. Desteklemeyenlerde suskun, edilgen kalıyordu.” O bölge halkı; o gün, bugün tüm değerlerini terör yüzünden kaybetti! Terörü destekleyenler de, sessiz kalanlarda, her değerini yitirdi. Teröre karşı durulsa idi bu kadar kayıp, yıkım, perişanlık olmazdı. Kürtçülük, ırkçılık, vahşet, dehşet, zorbalık, dinsizlik desteklendi. Baskı yüzünden Mustafa öğretmen arkadaşımın psikolojisi bozuldu.

1991 yılında komünizm yıkıldı, yok oldu, dendi ama kurulan yeni rejimlerin başına eski komünistler gelince aynı rejim benzer pislikleri ile devam etmektedir. SSCB denilen ülke, Rusya diye anılmaya başlandı. Devlet başkanı da 20 yıldır “Putin” adlı eski KGB ajan mensubu oldu. Çin de böyle oldu. Eski barbarlıklarına, vahşetlerine devam etmektedirler!  

 Marksist, Leninist solcu komünistler, hiçbir zaman bu aziz milletin, bu şehit kanı ile yoğurulmuş vatanın, yüce devletimizin, allı şanlı hilalli bayrağımızın, bağımsızlığımızın, özgürlüğümüzün yanında hiç olmadılar. Milletimizi her zaman alçakça, kahpece arkadan kalleşçe hançerlediler!

Üç gün önce bitirilen “Bahar Kalkanı harekâtında” bile Esed rejimi ( Suriye) yanında yer alacaklarını en üst kadrodan, defalarca söylediler! Daha öncede Rusya, Yunan, Ermeni, Rus yanında yer alacaklarını açıklamışlardı! Ahmak, aptal, alçak olup, bu hainlerin yanında yer almamalı. Zerre miktarı dolaylı- dolaysız destek vermemeli. Taraftarları olmamalı. “Tarafı olanlar, onlar gibi onursuz, hain, alçak, kahpe olur.”

 Bu onurlu, değerli millete açıktan, düşmanla işbirliği yaparak, düşmanlık yapmaktadırlar! Çünkü başları artık Ermeni asıllı, komünist olmuştur. Ama yinede Atatürkçülükle, demokrasi ile özgürlük ile hukukun üstünlüğü ile ilgili laflar ederek, halkın bir kısmını aldatmaktadırlar. Bendeniz,  zeki, akıllı, bilgili, bilinçli, öngörülü birey olarak, bu gibi münafıklara asla aldanmam, kanmam, inanmam. Bendeniz, onların ruhunu bilirim. Her tülü örgütlü çalışmalarından haberim var. Sağlıkçı, işçi,  öğretmen, memur, mimar- mühendis, sanatçı, meslek örgütleri de terör yanında yer almaktadırlar. Siyasilerde de aynen terör örgütleri, emperyalistler yanında saf tutmaktadır.

                Bu alçaklar, Türkiye’mizi terörist olarak, teröre destek veren ülke olarak, ülkemizi dünyaya anlatmaktadırlar. Bunlarla işbirliği, yardımlaşma, dayanışma yapma,  dost olma, yapılamaz. Bunlar düşmanların emrinde hareket etmektedirler. Aslanlarla, sırtlanlarla; ceylanın dost olamayacağı gibi bu alçak, kalleş, kahpe, hainlerden dost olmaz.

                Ülkemiz, Batı bloğu, NATO içinde yer almaktadır. Stratejik ortaklık, müttefiklik, ittifak yapmaktadır. Onlarca uluslararası kuruluşta yer almaktayız. Ama Avrupa olsun, ABD olsun, düşmanlıklarını ülkemize en üst perdeden yapmaktadırlar. Bütün dünyayı ateşe vermektedirler! Silah kamu sektörleri, silah özel sektörleri, ülkemize karşı terörü, savaşı desteklemektedir. Ülkemizin huzurunu, güvenliğini bozan başta bu alçaklar gelmektedir. Tüm dünyayı ateşe vermektirler!

                Amerika, çıkardığı her savaşta başrol almaktadır. Silah satmakta, alanda yer kapmaktadır. ABD, bölgemizde ki, tüm ülkeleri savaşın içine soktu. Bölüp, parçalamaya, kaynaklarını sömürmeye devam etmektedir.

Amerika ile devlet yetkililerimiz anlaşma yapmaya çalışıyor. “Teröre destek vermeyin, diyor. Bunun müttefikliğe, insanlığa sığmadığını, suç olduğunu anlatıyoruz.” Aynı anda PKK terör örgütüne TIR dolusu silah yardımı yapıyor. Bu televizyonlarda yayınlanıyor. Şimdiye kadar PKK-YPJ terör örgütüne 40 bin TIR dolusu silah yardımı yaptı. Suriye’nin doğusunun, %40’ını, bu terör örgütünün kontrolüne verdi. Kendilerine siyasi destek vermeyen sivil halkı sürdüler! Petrol ve tarım alanlarını ülkeden ayırmaya çalışıyor.

2003 yılından itibaren de, Irak’ı bölüp, Kuzey kısmını yine bölüp, oranın Peşmerge terör örgütüne verip, özerklik ilan ettirmişti. İki yıl öncede özerk olan bölgeyi, bağımsız yapma girişiminde bulundu. Bölge ülkeleri bunu askeri zor kullanarak engelledi.

Bölgeyi ufak uydu devletçiliklere ayırıp; lokma, kullanılacak hale getirmeye çalışıyorlar. Bunu terör ve savaşlarla yapmayı sürdürüyorlar. Bölgemizde şu anda çok savaş vardır. Büyük Kürdistan’ı dört devleti bölerek, oluşturmaya çalışıyorlar.

Suriye savaş bölgesinden kaçanlar, ülkemizde barınmaya çalışıyor. Ülkemizde Suriyeli 4 ( dört) milyondan fazla sığınmacı vardı. 399 bin kişisi, Türkiye’mizin güvenliğini sağladığı, Suriye topraklarına döndü. İki milyon kadarda Asya ülkelerinden gelen göçmen vardı. Yanı yabancılar 5,6 milyon kişiye ulaşmıştı. “Avrupa ülkeleri, AB ile bunları Avrupa’ya göndermeyin. 6 milyar Avro yardım ederiz,  anlaşması yapıldı.” Ama anlaşmalara uymadılar. Bizim 40 milyar Avro’dan fazla paramız gitti.

Biz, göç aldık ama bizde kalması için kapılarımızı kapadık! Bu çok büyük yanlıştı. Hükümet ancak yanlışı anladı. Bunlar, bize gelmiyordu. Avrupa’ya geçmek için bizim ülkemize gelmişlerdi. Ülkeler mülteci- sığınmacı almak zorundadır. Hukuken böyledir. Almış isek, bu sığınmacıları serbest bırakmak gerekir. Sen başka yere gidemezsin, deyip; özgürlüğünü kısıtlayamazsın. Savaşı dünya ülkeleri destekliyor. Destekliyorsa, yükü de paylaşmalıdırlar.

Avrupa’da 50 ülke, 750 milyon nüfus var. Aldığı göçmen sayısı 700 bin kadardır. O da isteyerek almadılar. Eski komünist ülkelerde 1,000 tane sığınmacı yoktur. Ama dünyada savaş çıkarma konusunda, Batılılarla yarışmaktadırlar.

“Bu sorun para ile halledilmez. Bunlar eğitimsiz, öğrenimsiz, mesleksiz, parasız, pulsuz, malsız, mülksüz, çok eşli ve çok çocukludurlar. “Yarın, komünistler, bunları kandırma, aldatma, edebiyatları ile milletimize, devletimize karşı kullanacaktır. Terörist yapacaktır. Yarın bunlar komünist terörist yapacaklardır.” “Bir de dini ideoloji olarak kullanan, istismarcı dinciler de bunları terörist olarak kullanacaktır. Zaten kullanmaya da çoktan başladılar.”

Devletimiz, “Bahar Kalkanı harekâtından” sonra, 4 gün önce kapıları açtı. 150 bin göçmen, Yunanistan’ın 204 km. sınır boyundan, Avrupa’ya geçti. Türk Polisi’nin korumasında geçirilmektedir. Yunan askerleri 3 sığınmacıyı öldürdü! 200 kadarını yaraladı! Denizden geçenlerin botlarını mızrakla deliyor! Dövüyor. İşkence yapıyor. Ama Hıristiyan olanları seçerek, alıyor.

2019 yılında ülkemize Doğu ülkelerinden; Afganistan, Pakistan, Bangladeş’ten; 454 bin düzensiz göçmen geldi. Bazılarını geldiği ülkelerle anlaşma yapıp, geri gönderdik. “BM ve Cenevre uluslararası anlaşmalara göre, gelen sığınmacıları alma durumu var. Sığınmacılar uluslararası 10 madde ile korunmaktadır.”

 Bugün Cumhurbaşkanımızın, Cenevre’de bu göç olayını görüşecek. “Göç, sığınmacı yükünü ortak paylaşalım. Yükü bölüşelim, diyecek.

Suriye için Rusya ve İran ile 14 kez “Soçi” ve “Almata” anlaşması yaptık. İran ile birlikte Rusya’da sivil halkı, rejim ile vurmaktadır. Rejimin yanında açıktan Rusya ve İran vardır. “Batıl ile hakça anlaşma olmaz. Anlaşma yapsalar da uymazlar. Bunların iyisi olmaz. İyi de denmez.”

İran, Şiilik yapmaktadır. Ortadoğu’da 120 bin askerini, Şiilik amaçları için kullanmakta, Şii teröristi toplayıp, Müslüman katletmektedir! Afganistan, Pakistan, İran, Suriye, Yemen, Bahreyn, Lübnan’dan Şiileri, teröristlik için toplayıp, kullanmaktadır! Öldürdüklerinin tamamı Müslüman’dır.

“Bunların düşünceleri olumsuz, kötü, zararlı, çirkin, bozuk olduğundan; davranışları da olumsuz ve zararlı olmaktadır. Bozuk düşünceleri; ruhlarını, genlerini, huylarını bozmuştur. Ahlak kalmamış, insanlık tükenmiştir.”

Bir kale en kolay içten yıkılır! 16 Türk devleti hep içten yıkılmış. İçteki hainler yıkmış. Bu, Büyük Selçukluda da, Osmanlı’da da böyle olmuş. İçteki hainler, dıştaki düşmanlarla işbirliği yapmaktadır. Ülkemizdeki darbelerde böyle olmaktadır. Başka ülkelerde böyle yıkılmaktadır. Bunun için çok dikkatli, öngörülü, önlemli olmalı. Demokrasi, özgürlük adına, bu alçak kahpe hain düşmanlara olanak ve fırsat tanımamalı. İnsan hakları deyip; yumuşak, hoşgörülü davranmamalı. İnsan olmayanın, insan hakkı olmaz. Herkese hak ettiği gibi davranmalı.

Milletimizi, devletimiz koruyup, kollamayı sadece ordumuza, polisimize bırakmamalı. Devletimizde, eğitim- öğretim, ahlak yönü ile olgun insan yetiştirmeli. Alçak hainlere taraf bulmaları için fırsat ve imkân tanımamalı.

Milletimizi, devletimizi, manevi değerlerimizi, milli değerlerimizi; kollayıp, gözeten, koruyan her kim ise sonsuz minnettarım. Teşekkür ediyorum. Dua ediyorum. Her konuda destekliyorum. Şehitlerimize her zaman dua ediyorum. Sevgi, saygı duyuyorum. Gazilerimize sağlık, esenlik, iyilik diliyorum.

Ailelerin, devletimizin kahramanlar yetiştirmesini diliyorum. Nene Hatunlar, Şerife Bacılar, Halide Edipler, Halime Çavuşlar, Melike Hatunlar, Kara Fatmalar, Aybüke Öğretmenler, Esma Astsubaylar, Alpaslanlar, Fatihler, Yavuzlar, Kanuniler, Ulubatlı Hasan ve daha on binlercesi gibi aslan, korkusuz, cengâver, kahraman yetiştirmesini diliyorum. Havada, karada, denizde, her yerde vatansever komandolar yetiştirmesini can-ı gönülden arz ediyorum.