Âlemlerin Rabbi olan Yüce Allah cc. İnsanları ve diğer varlıkları hiç yoktan yarattı. İnsanlara akıl, zekâ, düşünme yetisi, aklı işlevli kılma becerisi, İlahi kitaplara, peygamberlere uyma, Kur’ân ve ilim öğrenme yeteneği verdi. “Yeterli düşünmüyorsunuz! Derinlemesine, çok kapsamlı düşünün. Aklı kullanın. Akıl erdirin. Kur’ân ve peygambere uyun ve bunları kılavuz ve mürşit edinin. Olanlardan ibret ve dersler çıkarın, buyurdu.”

                Allah cc. Kur’ân’da, bizlere; iki âlemde huzurlu, mutlu, rahat, ferah, refah içinde, barış ve kardeşlik ile en ideal yaşama yetisini ve de yolunu verdi. Hak yolu, hak dini gönderdi. “İslam dinini yaşarsanız; can, mal, akıl, ırz, iffet, onur, güzellik, iyilik içinde değerlerinizle yaşarsınız,” buyurdu. “İslam dininden başka felsefi akım, bozuk ideoloji, sapkın görüş edinmemizi yasakladı. Başka inanışlar, tanrılar, sapkın yollar edinmemiz halinde; iki âlemde zarar, ziyan göreceğimizi net, anlaşılır şekilde söyledi. Zararlı, kötü, çirkin, batıl, küfür, yararsız işlerle meşgul olmamamız için uyarılarda bulundu.” Peygamberine, Kur’ân’ı en iyi şekilde yaşayıp, anlatmasını emretti. Peygamberimizde, Allah’ın verdiği görevi eksiksiz yerine getirdi. Bizlere güzel örnek oldu.

                İnsan, Allah’ın verdiği aklı, zekâyı, yeteneği kullanarak, beceriye dönüştürüyor. On binlerce eşya, madde, cisim, teknoloji üretiyor. Ama ürettiklerini doğru kullanamayınca, kendi yaptığının tutsağı oluyor. Helal işler yapmıyor! Haram, günah, zararlı, kötü, çirkin, adi işler yapıyor! İçki, alkol, kumar, bağımlılık yapan madde, teknoloji bağımlılığı, israf etme gibi binlerce kötü ve zararlı alışkanlığa bağımlı hale geliyor! Ahlaksızlık, edepsizlik, hayâsızlık, helal tanımama, haramları alışkanlık etme ile ahlaksızlaşıyor! Ahlaksızlaştıkça da, insanlıktan uzaklaşıyor! Edep, güzel ahlak, hayâ, arlanma, insanca yaşama değerleri üzgünüm ki, kaybediliyor! Acıma, merhamet etme, sevgi, saygı, hoşgörü, şefkat, müşfiklik, insan ve varlıkları koruma; duygu, niyet, düşüncesi maalesef yitirilmiş oluyor!

                İnsan, aklını, bilgiyi, yeteneğini, becerisini, Allah’ın istediği gibi kullanmadığından; en zararlı, vahşi hayvandan binlerce kez daha zararlı, kötü halde oluyor! Çevresine virüs, bakteri, mikrop, savaş, vahşet saçıyor!

Dün de bugünde, yarında aklını doğru, dürüst kullanmayan insan; tekniği, teknolojiyi, bilimi çok kötü kullanacak! İnsanları, varlıkları, doğayı, dünyayı yok edecektir! Adolf Hitler’den, Lenin’den, Stalin’den, Mao’dan ve benzerlerinden çok daha adi, katil, vahşi, barbar, katliamcı, serseri, paranoyaklar bu gidişatla türeyecek! Bu pisliklerle ilgilenen, uğraşan insan; canını, malını, aklını, iffetini, inancını, sağlığını, zamanını boş yere harcayacaktır!

                Biz, önce kendimizi iyileştirip, düzelmeliyiz. İlmin ve İslam’ın nurlu ışığında kendimizi, önce kendimizi aydınlatmalıyız. Bilgi ile Kur’ân, peygamber, İslam ile dost bilgelerin ışığında yürümeliyiz. Bugün, insanlar kendine bakmamakta, kendini iyileştirip, düzeltmemektedir. Kendini düzeltme yerine başkaları ile uğraşmaktadır. Kendini yükseltmeyen anne, baba, imam, öğretmen, ebeveyn; başkalarını nasıl düzeltecek? Zaten ne kendini düzeltmiş! Ne de başkalarını düzeltmiştir. İnsan önce kendine bakmalıdır.

                Bugün, yolunu şaşırmış, sapıtmış, sapkınlaşmış, insanı; iyileştirmek, düzeltmek çok zaman, emek, uğraş ister. İlkelerini, yolunu kaybetmiş! Kaybettiği içinde değerlerini yitirmiş! Zalim olmuş! Zulmetmektedir! Ayrımcılık, ırkçılık, cemaatçilik, tarikatçılık, dincilik, adaletsizlik, bölücülük, kan dökücülük yapmaktadır! Kendi nefsi çıkarı için dünyayı ateşe vermiş! Bu ahlaksız, zalim, katiller, kendine de milyarlarca taraftar bulmaktadır! Bu alçaklar, artık insan hakları, hak, hukuk, doğruluk, dürüstlük, güzel ahlak, edep, hayâ, insanlık tanımamaktadır. Hayatın değerli ve dokunulmaz olduğunu; malın, dinin, aklın, ilmin, neslin, onurun dokunulmaz olduğunu, bu adi alçaklar artık unutmuştur.

                Müslüman, bilgili, bilinçli, uyanık, dikkatli, görev ve sorumluluklarını bilip; yerine getiren olmalı. Kur’ân’ı, peygamberimiz gibi aynen yaşamalı. Sünnetlere de önem ve değer vermeli.

Sünnet: “ Hz. Peygamberimizin adet haline getirerek, sürekli uyguladığı ve dini kural olarak kabul edilen davranışlardır.”Sünnetler, İslam’ın hükmüdür. Allah cc. Bizlere, peygamberimizi en güzel örnek olarak göstermiş. Ona uyulmasını emretmiştir.

Peygamberimiz buyuruyor: “ Kim, Allah’a ve resulüne itaat ederse, doğru yolu bulmuştur. Kim, onlara isyan ederse, ancak kendine zarar verir.”

Necm süresi 39. Ayet: “ İnsan için ancak çalışmasının karşılığı vardır.” İnsan hem sözlü dua etmeli. Hem de fiili – eylemli dua etmelidir. Yanı hem sözlü dua ederken, gerekeni de yapmalıdır.

İnsan, kendine zarar vermektedir! Aklını doğru işlevli hale getirmediğinden, iyi nesil yetiştirmediğinden; ilimle, akılla hareket etmediğinden, zarar görmekte, zarar vermektedir! 2019 yılında dünyayı, ormanları ateşe verdiler! Aylarca Sibirya ormanları, Amazon ormanları, Afrika ormanları yandı. 2019 yılı Eylül ayından beri Avustralya ormanları yanmaktadır! Bugün 17.01.2020 günüdür. Artık havaların soğuması, yağmurların artması ile yangınların durabileceği düşünülmektedir. Bu yangınlar hep insan kaynaklıdır!

Avustralya 7,692 milyon kilometre kare yüzölçümüne, 2017 yılı itibarı ile 24,7 milyon nüfusa sahiptir. Batının yamyam, haydut, serserileri bu kıtaya gelmiş. Aborjin yerli halkını katletmiştir! Kendileri kıtayı sahiplenmiştir. Yirmi yıl kadar önce “yabani tavşanları” zehirleyerek, öldürmüşlerdi! Bu yangınlarda “bir milyardan fazla yabani hayvan, Koala, Kanguru ve diğer hayvanlar telef oldu!” “Yabani develer,” “ yabani atlar” çok su içiyor, diye; bu hayvanları da katledecekler!

İnsan, aklını doğru işletmediğinde; doğru ile yanlışı, iyi ile kötüyü, güzel ile çirkini, olumlu ile olumsuzu fark edip; yararlının yanında yer alamıyor. Agresif devlet yöneticileri, halkı savaşa sürüklüyor! Halk, o devlet yöneticilerine yine her türlü desteği veriyor! “Ya da terör örgütleri, insanların malına, canına, aklına, ırzına, iffetine, namusuna, nesline, inancına, değerlerine tecavüz ediyor! Örneğin: PKK bunu yapıyor! Ama PKK’nın siyasi uzantısı yine tecavüze uğrayan halktan %13 oy alıyor! 6,5 ve de 7,5 milyon oy alıyor! Birde diğer solcular, PKK’ya ve siyasi uzantısı HDP’ ye destek oluyor! PKK teröründen, Batı İllerine kaçanlardan da; 1,7 milyon oy, PKK siyasi uzantısı HDP’ ye gitti! PKK’nın yaptığı terör, vahşet, dehşet, barbarlıklar, hayvanilikler, katillikler, katliamlıklar yazmakla, söylemekle bitmez, tükenmez. Ama solcular ve mankutlar hala desteklemektedir.

PKK ve siyasi uzantısı HDP, binlerce ailenin çocuğunu dağa kaçırmış. Onları savaştırmış! İnfaz etmiş! Bölge halkının canına, malına, servetine, aklına, nesline, kendine, namusuna, iffetine, ırzına, inancına tecavüz etmiş! Bu ailelerden sadece 72 kişi, 135 gündür Diyarbakır HDP binası önünde, çadır içinde çocuklarını isteme bekleyişini sürdürüyor. “Ben, PKK- HDP’den çocuğumu istiyorum, diyor. Benim çocuğum, HDP tarafından kandırılıp, dağdaki PKK’ya gönderildi, diyorlar. Bekleyenlerden, 4 aile çocuğuna kavuştu.” Pekâlâ diğer aileler niçin çocuğunu istemiyor? PKK+ HDP aleyhinde tek bir söz etmiyorlar? İşte akıl tutulması, doğruya erişememe, dürüst olamama, hak – hukuka erişememe, kötü olma, kötülüğü benimseme, mankut olma, böyle bir akılsızlıktır!

PKK, 2002 yılına kadar ülkemizde 95 bin terör olayı gerçekleştirmiş. Sadece ülkemizde 50 bin kadar kişiyi katletmiştir! İran’da PKK- PJAK,  Irak’ta PKK, Suriye’de PKK- YPJ adı ile örgütlenmiştir. Terör yapmaktadır. Avrupa’da; Almanya, Fransa, Hollanda, Avusturya, Belçika, Danimarka, İsveç, İtalya, İngiltere, Yunanistan, Norveç’de örgütlenmiş. Bu ülkelerin desteği ile haraç toplamakta, yardım toplamakta, ekonomik, kültürel, siyasi etkinliklerde bulunmaktadır. Terör de yapmaktadır. Ama Türkiye aleyhinde çalışma yaptığından; Batının batıl kalleşleri PKK’ya destek vermektedir. Böyle bir terör örgütünün TBMM’de siyasi uzantısı olarak HDP vardır. Böylesi dünyanın hiçbir tarafında yoktur.

Dünyanın 152 ülkesinde T.C. insanları yaşamaktadır. Yurt dışında 6,5 milyon Türkiye Cumhuriyeti Vatandaşı bulunmaktadır. Bunlar daha çok, Almanya 3 milyon, Fransa 700 bin, Hollanda 500 bin, İngiltere 400 bin, ABD 250 bin, Belçika 240 bin, Avusturya 200 bin, Avustralya 150 bin, İsviçre 140 bin, Danimarka 80 bin, İsveç 63 bin, Kanada 70 bin, Bulgaristan 60 bin, Azerbaycan 60 bin, Suudi Arabistan 60 bin, İtalya 50 bin, Rusya 40 bin, Yunanistan 25 bin, Gürcistan 23 bin, Norveç 21 bin, Kazakistan 20 bin, Ukrayna 20 bin, BAE 14 bin, Romanya 13 bin, Kuzey Makedonya 12 bin, Bosna Hersek 11 bin, Kırgızistan 10 bin, Katar 10 bin ve diğer ülkelerde 10 binden az T.C Vatandaşı sürekli yaşamaktadır.

Bu güzelim T.C. Vatandaşlarımıza, PKK rahat vermemektedir. Terör olayı yaptığında, bu gurbetçi vatandaşlarımıza saldırmaktadır. İşyerlerini taşlamakta, yakmakta, araçlarına zarar vermektedir. Vatandaşlarımızı darp etmektedirler! Birde bunun yanında “Fetö” köleleri çıktı. Türkiye’miz aleyhinde lobi çalışması yapmaktadırlar. PKK, Fetö terör örgütleri ve diğer sol, komünist terör örgütleri birlikte, işbirliği içinde ülkemiz aleyhinde çalışmaktadır. Bu alçak, adi, kahpe, kalleş, nankör insanlık dışı yaratıklar insanlık düşmanıdır.  Türkiye’miz aleyhinde çalışan bu terör örgütlerine, alçak yönetimli devlet yönetimleri de destek vermektedirler. Zaten onların büyütmesi, beslemesi, yanaşmasıdırlar.

Tüm dünyada 300 milyon Türk yaşamaktadır. Ama devlet yöneticilerinin beceriksizliği, başarısızlığı neden ile bu Türk Devletleri arasında yeterli yardımlaşma, dayanışma, işbirliği, güç birliği, birlik, beraberlik yoktur. İslam ülkeleri ve de İslam toplumları arasında da yeterli işbirliği yoktur. Hatta birbiri ile savaşmakta, adi birer canavar gibi birbirine saldırmaktadırlar. 57 İslam ülkesi, 80 İslam toplumu vardır. Her biri kendi derdine düşmüş, yok olmakla karşı karşıyadır! Oysa kurumsal işbirliği, beraberliği oluşturulup, etkin kılınabilir. Bunun olmamasının başlıca nedeni; her birinin bir Siyonist, emperyalist ülkeye köle, parya, maraba, mankut olmasındandır.

İslam ülkelerinin gelişip, kalkınmaması, ilerleyip; refaha, huzura, mutluluğa erişememeleri için emperyalist sömürgeci ülkeler son 30 yılda terör örgütlerini kullanmaktadırlar. İnternete girdiğinizde, İslam ülkelerin tamamına yakını ve özellikle Türkiye’miz terörden en çok zarar görmektedir. Dünyada bin tane kadar radikal İslamcı terör örgütü vardır. Bin taneden fazla ırkçı- faşist, bin taneden fazlada solcu – komünist terör örgütü vardır.

Terör örgütlerini kuran ve en çok kullanan da, “BM’nin 5 daimi üyesi; ABD, RUSYA, ÇİN, İNGİLTERE, FRANSA ülkeleridir.” “ Bir de AB ülkelerin başını çeken Almanya, Fransa, İngiltere’dir.” “Bunların yanında 12 Avrupa ülkesi de terör destekçisi olmakta başta yer almaktadır.” “ İsrail, BAE, Suudi Arabistan, Mısır, İran’da terör destekçisi, kullanıcısıdır.” Bunlar genelde ve arka planda ortak çalışmaktadırlar. Bunu 2000 yılına kadar gizli yapıyorlardı. Şimdi ise açıktan yapmaktadırlar. Kendi amaç ve hedefleri için terörist örgütleri savaştırmaktadırlar. Dünyada en çok bu terör örgütlerine karşı mücadele veren aslan, kaplan, kahraman ülkemizdir. Şu anda emperyalizmin terör ihraç ettiği ülkelerden, 13 tanesine karşı amansız mücadele vermektedir.  Zira terör direkt- dolaysız ülkemizi hedef almaktadır. Devletimizin bekasını – geleceğini yok etmeye çalışmaktadır.

Dünyada rahat, huzurlu, mutlu, refah içinde olmak için Salih mümin olmalı. Sonsuz iyiliklere erişmek, kavuşmak içinde dindar Müslüman olmalı. Salih mümin; “İslam dinini, Kur’ân, sünnetle yaşayan, şüphelilerden sakınandır. Ehlisünnet itikadında olup, İslam dini peygamberimiz gibi yaşamalı.” Sapkınlık göstermemeli. “Sapıtmış sapkınların söz ve yazılarına önem ve değer vermemeli. O sapıklar sadece ayet, hadis, sünnet, din konusunda sapıtmışlılık yapmamaktadır. Yaşantımızın her konusunda sapkınlık, sapıtmışlık, yalan, çarpıtma yapmaktadırlar. İşleri güçleri yalan, fitne, bozgunculuk, çarpıtma, aldatma, kullanma amaçlıdır. Bu fasık, habis, çarpık, münafık veya kâfirlere asla inanmamalı, kanmamalı, aldanmamalı.”

Buna şöyle bir örnek verelim: “ Temiz su; kirli, pisli, paslı su borularından geçip, evimize gelirse, bu su sağlıksız su olur. Çünkü aracılarda bozulmuştur. Bu kahpe, alçak, habislerde; İslam dinini, hak ve hakikati, doğru ve gerçekleri böyle bozmaktadırlar.”

Bu bozuk, sapkın, sapıkların mescitlerine, işyerlerine, mekânlarına, medreselerine, dergâhlarına gitmemeli. Biz bunu çağımızda yaşıyoruz. Müslüman gözüküp, kâfirle işbirliği yapan pek çok alçak, kahpe, adi, katil, hain, düşman vardır. Kâfirlik yapanlarında yanlarına yaklaşmamalı.

“Fetö, Müslüman göründü. Müslümanları arakadan hançerledi! İslam, Müslüman, insanlık düşmanlığını en gâvur kişilerle yapmaktadır! PKK, DHKP-C, HDP ve yabancı sapkın kâfir gâvurlarla kan dökmektedirler.

“ PKK, DHKP-C ve benzerleri, İslam dışı, Marksist- komünist politika yaptı.  Kendine uyanların canını, malını, servetini, kutsalını, iffetini, namusunu, ırzını, neslini harap ve perişan etti! Etmeye de devam etmektedirler!”

 Bunlar, kötülük yapacağını anlatmadılar. En güzel söz ve yazıları kullanarak, halkı yanlarına çektiler. Sonra da soktular! Bunlar sivrisinek, eşek arısından çok daha zararlıdırlar. Dünyayı ateşe vermişler!

Terör örgütleri yanında sapkın serseri olanlarda kan döküyor! Katil oluyor! Katliam yapıyor! Suç işleyenler, cezaevinde cezasını çekip, mahpustan çıktığı gün yine katillik yapıyor! Bugün bir kişi cezaevinden çıktığı gün hanım olan eşini ve annesini kurşunlayarak öldürdü! Cezaevinde ıslah, iyileştirme, düzeltme programları yeterli değildir. İşin başı güzel bir öğretim, iyi bir eğitim, güzel ahlak, maneviyat, terbiye, meslek kazandırmak olmalıdır. Ona maddi, manevi destek olma olmalıdır.

Devletten ruhsatlı silah olanlar: “ 2015 yılında 140 bin, 2016 yılında 123 bin, 2017 yılında 156 bin, 2018 yılında 159 bin, 2019 yılının ilk 11 ayında 112 bin kişi ruhsatlı silah almış.” Manyaklaşmış bir topluma ruhsatlı silah verilmektedir!” Bunlarda gidip kendi ailelerinden 9 – 11 kişiyi katletmektedir! Devlet uygulamalarının çoğu saçma, sapan, yanlış ve kötü olunca; o toplumda iyilik, güzellik yaşanır mı?

(Dünya insanlığını pislikten kurtarmak için bilim ve İslam dinini, hak ve hakikat merkezli kazandırmak gerekiyor. Ahlak ve maneviyat içinde eğitim ve öğretim yapmalı. Güzel ahlakı kazandırmalı. Zararlı ve kötü alışkanlıklardan, bağımlılıktan korumalı. Adil ekonomik sitem geliştirip, uygulamalı. “Kapitalizm pisliğinden insanlığı korumalı. Kapitalist sistem; dünyanın 8 kişisine, gelirin yarısını vermiştir. Böyle bir rejim oluşturmamalı. Yaşatmamalı.” Eğitim doğru, sağlık güzel verilmeli. Şirketler adil ve helal çalışmalı. İnsanlar iş sahibi yapılmalı. Sömürülmemeli. Hak- hukukları çiğnenmemeli. Mutlaka iş sahibi edilmeli. İşsiz insan, topraksız insan nasıl yaşayacak? Devlet iş olanakları oluşturmalı. Faydalı teknoloji oluşturmalı. İnsanları, varlığı, doğayı yok edecek teknoloji geliştirmemeli. Dünyayı nasıl kurtarırız, diye çalışmalar yapmalı. “Bugün ki, sapık, sapkın, sadist manyaklar, yok etmek için gayret göstermektedirler!” Dünyanın iklim, doğa, çevre, işleyiş dengesi asla bozulmamalı. Allah’ın yarattığı her şey doğası ile birlikte korunmalı.)

İnsan, gaflet ve dalalet- sapıklık- sapkınlık içine düşmemeli. Aklını; ilim ve İslam dini ile kullanırsa, gaflet ve sapkınlığa düşmez. Gaflet; “nefsin arzularına uymadır. Nefsin isteklerine tapınmadır.”

 İslam dininden ayrılmamalı. Helal, haram bilip, hak merkezli yaşamalı. İslam dinini, akıl ve ilimle yaşamalı. Hikmet sahibi olmalı. Her an gelişmeyi, yükselmeyi, olumlu değişmeyi, iyileşmeyi, güzelleşmeyi, olgunlaşmayı, bilmeyi artırmalı ve de yaşamalı.

Taassup sahibi olmamalı. Bugün Müslüman ve diğerleri daha çok “taassup” sahibidir. “Yanı bir fikre veya bir kimseye cahilce taraftar olmadır. Hakk’a, hakikate kin ve nefret duymadır. İman ve ilim sahibi olmamadır. Bir ideolojiye, sapkın felsefi görüşe, ideolojiye, siyasi kişi ve kuruma aptalcasına bağlanmadır. Körü körüne bağlanma, haktan hakikatten ayrılmadır.”

Müslüman, akıl sahibi olmalı. Aklını doğru işlevli, etkin kullanmalı. İlim ve iman ile aklı çalıştırmalı. Şeytana, şeytanlaşmışlara, zalimlere, münafıklara, kâfirlere, müşriklere, sapıklara uymamalı. Gerçek akıl sahibi sapkın olmaz. Sapıklara, sapıtmışlara, zalimlere uymaz.

Allah cc. İnsanlara; İslam dini, Kur’ân, emirler, kitaplar, peygamberler gönderdi. İnsanlar bunlara uyarak yaşasın ve sapmasın, diye gönderdi. Ama bugün insanların büyük bir çoğunluğu sapkındır. Hatta Müslüman olduğunu söyleyenlerin bile büyük bir çoğunluğu sapkındır. Aklı başa toplamalı. Kur’ân’ı peygamberimiz gibi yaşamalı. Dost ve düşmanı, Allah’ın iradesine, peygamberimizin yaşayışına göre belirlemeli.

Bilimin amacı; “belli konularda sağlam, sağlıklı, doğru, gerçekçi bilgi vermektir. Bu tür bilgilere bilimsel bilgi diyoruz. Bilimsel bilgi; nesnelere, olgulara, olaylara ilişkin bilgidir.” Yalın ve yalın olmayan bilgileri bilim diye insanlara veririz. Bilgi, insanın kendini, çevresini, dünyayı, evrendekileri tanımadır. Bilgi, birbiri ile ilişkili, metodolojik, ontolojik olmalı. Sorunlara çözüm olmalı. Gözlemsel olmalı. Deneysel olmalı. Gerçek ve doğru olmalı. Bilgiden, nesneler üretmeli. Meslek, sanat, teknik, teknoloji, ürün üretmeli. Bilgi yaşayışımızı kolaylaştırmalı.

Bizler, gerçek, doğru, bilimsel bilgi edinmeliyiz. Boş, yararsız, önemsiz dedikodularla beynimizi doldurmamalıyız. Bilimsel bilginin yanında; sanat, meslek, zanaat, sanatkârlık, üretim, girişimcilik, çalışma da yapmalıyız. Üretici, yetiştirici, icatçı, mucit olmalıyız. Tarım, çiftçi, ziraatçı olmalıyız. Hayvancılık yapmalıyız.  Dünyada yaşamak kolay değildir. Bunun için azimli, gayretli, çalışkan olmalıyız. Stratejik, kaliteli, verimli, gerekli ürünler yetiştirmeliyiz. Satıcı, ticaretçi olmalıyız. İslam inanç, ibadet, ahlakını da yaşam tarzı yapmalıyız. Böyle yaparsak; Allah’ın izni ile iki âlemde huzurlu, mutlu, rahat, kolay, ferah, refah içinde ideal bir hayat süreriz. Her zaman ve her koşulda kötülüğe firen, takoz olmalı. İyiliği yaymalıyız. İyilik insanı olmalıyız. Kötü, çirkin, zararlı, bağımlı alışkanlıklar asla edinmemeliyiz. Allah’ın emrini tutmalıyız. Yasakladıklarından ve şüphelilerden mutlaka ama muhakkak sakınmalıyız. İşte o zaman olgun, insanlıklı, insaniyetli, insancıl, muhteşem, muazzam, mükemmel, merhametli insan oluruz.