Diyarbakır’da, çöpten topladığı atık eşyaları geri dönüşüme kazandıran Sibel Ahmetler, atölyesinde bu malzemelerden sanat eserleri ortaya çıkarıyor. Ahmetler, kendi üretip sattığı ürünlerden elde ettiği gelirin 10’da 1’ini sokak hayvanlarının bakımı ve yiyecekleri için bağışlayarak, vatandaşların takdirini kazanıyor.

Diyarbakır’da yaşayan resim-iş eğitim öğretmeni 2 çocuk annesi Sibel Ahmetler geri dönüşüme kazandırılabilecek ürünlerin atılmasına gönlü razı gelmeyince kolları sıvadı. İşine yarayabilecek atık malzemeleri toplayan Ahmetler, bunları atölyesinde geri dönüşüme kazandırmaya başladı. Akşam geç saatlere kadar, topladığı atık malzemelerden sanat eserleri üreten Ahmetler, bu ürünleri satarak ev ekonomisine katkıda bulunmaya başladı. Aynı zamanda bir hayvansever de olan Ahmetler, gelirinin 10’da 1’ini sokak hayvanlarının bakımı ve yiyecekleri için ayırarak vatandaşların takdirini aldı.

"Malzeme temini yönünde hiçbir sorun yaşamıyorum"

Yaptığı çalışma ile ilgili İhlas Haber Ajansı (İHA) muhabirine açıklamalarda bulunan Ahmetler, insanların malzemelere çok rahat ulaşmaya başladığını, bunun da beraberinde rahat vazgeçme durumunu beraberinde getirdiğini söyledi. Bu durumun çok fazla atığın oluşmasına neden olduğunu kaydeden Ahmetler, "İnsanlar çok kolay her şeye ulaşabiliyor, imkanına sahip olduğu için çok rahat atar oldular. Ben o noktada çok rahatsızlık duyduğum için bunu yapmış olduğum işlere nasıl aktarabilirim ve bu atıkları nasıl dönüştürebilirim noktasında düşündüm. İnsanlar gayet bilinçli bir şekilde atıyor, vazgeçmiş o üründen ben o ürünü alıp tekrardan ona yeni bir şekil vereceğim diyerek böyle bir düşünceyle yola çıktım. İnanın bazen geri dönüşüm konteynerlerinden topluyorum, bazen sokakta birilerinin atmış olduğu bir şey denk geliyor, onu alıyorum böylelikle de malzeme yönünden hiçbir sıkıntım olmuyor. Satışlarımı internet üzerinden yapmayı tercih ediyorum, daha ziyade ya da tesadüf eseri atölyenin önünden geçen çalışmaları gören ve beğenen insanlara da satabiliyorum. Satışı yaptıktan sonra gelirin kesinlikle 10’da 1’i sokak canlarına gidiyor. Ya mama alıyorum ya da tedavilerini karşılıyorum elimden geldiğince, gücüm yettiğince ve satış yapabildiğim sürece. Onlar için bazen alanlar oluşturuyorum, kalabilecekleri alanlar yapıyorum. Çekmeceler atılıyor, tahtalar atılıyor bir raf mesela kesiliyor ya da kenarı kırılıyor, onu atıyorlar onlar da kulübe oluyor sokak canlarına" dedi.

"Atık ürünlerden çeşitli eşyalar ortaya çıkarmak gurur verici"

Zamanında bütçe sıkıntısından dolayı fırın alamadığı için yapıştırma tekniğini bulan Sibel Ahmetler, araştırma sonucunda bulduğu tekniği kimsenin yapmadığını vurguladı. Ahmetler, “Vakti zamanında bir fırınım yoktu, malum maddi sorunlarımdan dolayı ama sanat icra ediyorum. Bir şekilde bir şeyler beni sürekli bu işleri yapmaya yönlendiriyor, içgüdüsel olarak o noktada düşünmeye başladım. Ben camlarla bir şeyler yapıyorum ama fırınım yok, camı cama nasıl nakşedebilirim, nasıl bir teknik oluşturmam lazım ki fırınsız bu işlemi sağlayabileyim, yapıştırmayı düşündüm. Çok ciddi araştırma yaptım internet üzerinden de baktım hakikaten dünya üzerinde hiç yapan yok. Füzyonla dünya kadar çeşitli şeyler yapılıyor ya da camları eritme tekniğiyle çok farklı şeyler yapılıyor. Ama yapıştırma mantığı tekniğiyle kesinlikle gidilmiyor. Çünkü kenarlar keskin kalıyor, keskin kaldığı için herhalde tehlikeli olduğu düşünülüyor. Halbuki kenarlarını rodajladığınızda keskinliği kalmıyor. Yapıştırmayı denedim baktım çok güzel oluyor, sonra biraz daha üzerine düştüm ve içerisine farklı materyaller de eklemeye başladım. Böylelikle dünya da hiç olmayan, bir şeyi ürettiğimin farkına vardım. Açıkçası bu da beni çok mutlu kılıyor, hiç kimsenin bilmediği ve sizin yaptığınız bir işlemin olması, atık ürünlerden çeşitli eşyalar ortaya çıkarmak gurur verici" diye konuştu.