Müzik dünyasına 15 şarkının yer aldığı 'Hayat devam ediyor' albümü ile geri dönen Davut Güloğlu, 1972 yılında Rize'de doğdu. Ev hanımı bir annenin ve memur bir babanın 11 çocuğundan yedincisi olan olarak dünyaya gelen Davut Güloğlu, çocukluğunu memleketinde geçirdi. Anne ve babasını küçük yasta kaybeden sanatçı 13 yaşında İstanbul'a gitti. İlk yıllarda İstanbul'da çeşitli ticari faaliyetlerde bulunan fırın, market ve  sürücü kursunda çalışan ve işletmecilik yapan Güloğlu, hayatına ilişkin şunları anlattı:

"Kalabalık bir aileniz varsa öncelikle insanları sevmeyi öğreniyorsunuz. Paylaşım nedir onu tadıyorsunuz. Çok çocuk iyidir, babam şanslıymış o konuda, ben kendimi şanssız görüyorum. Gerçi geç kalmış sayılmam ama ona da yetişemem. Eksileri de şudur; bir ayakkabı on bir çift alınır, bir kazaktan on bir tane alınır, ev alışverişi mağaza alışverişi gibi olur. E tabi bir de işin sevgi boyutu var; babam sırayla başımızı okşamaya kalksa aradan iki gün geçerdi. Sarılık hastasıydı benim babam. Ölmeden bir gün önce hastanede yatarken, kimseyi yanına sokmamalarına rağmen ben koşup sarıldım boynuna ve babam şunu söyledi;  “Bu oğluma iyi bakın bu çok farklı bir çocuktur. Oğlum, ismin tüm dünyayı tutsun."

'SANAT AĞIR BASTI, FUTBOLU BIRAKTIM'

Bir dönem futbol oynadığını anlatan Güloğlu, "Futbol oynamayı da seyretmeyi de çok severim. Rize Belediyespor; Salarhaspor gibi amatör futbol kulüplerinde 6 yıl futbol oynadım. Ama sanat ağır bastı.İçimdeki müzik sevgisinin önüne geçemeyerek ailemin büyük desteğiyle 1998 yılında ilk albümüm "Sarılsam da Olmayı" ile müzik dünyasına girmeye çalıştım. Ancak işin doğrusu ilk albümde beklediğim sonucu elde edemedim. Yılmadan usanmadan eksiklerim ne onu görmeye çalıştım. Değerli sanatçı Arif Sağ'ın açtığı kurslara devam ederek müzik birikimini geliştirdim. 2001 yılının Ocak ayında çıkan ilk klipimi "Nurcanım",  ikincisini ise "Benim Büyük Allah'ım” adlı parçalarına çektim. Son zamanlarda en çok satan albüm listelerinde uzun bir süre baş sırayı çeken bu albüm çekilen her yeni klip ile de satış grafiğini yükseltti. Bir işe öncelikle ruhen hazır olmalı"

'MEVLANA BENİ ÇOK ETKİLEDİ'

Mevlana'nın hayatını yazan bir kitabı okuduğunu anlatan Davut Güloğlu, şunları dedi:

"Mevlana çok büyük bir gönül insanıydı. Gördüğüm kadarı ile hak aşkı çok üst düzeyde. Dünyanın gelip geçi olduğunu gönül verilerek gerçek anlamda sevilecek şeyin yüce yaratıcı olduğunu çok güzel hikâyelerle anlatıyor. 800 senedir hâlâ taze ve gündemde ise bu onun çok büyük şahsiyet olduğunu gösteriyor. Bizim kültürümüzde, geçmişimizde var. Aslında tasavvuf insanların ruhunda var. Merak etmiyoruz, bakış açılarını sorgulamıyoruz. Bence tasavvufu bir sanatçının okuyup, bilmesi lazımdır. Ben geç kaldığıma inanıyorum. Kendim o dersleri aldım tabi ki, yani sanat müziği eğitimi aldım. Hepsi içerisinde olan yani dünya ve politik konularda sanatın içinde yer alır. Sanat geniş bir kesime hitap eder. Fakat sanatçıları sadece müzikal anlamla görüyoruz onların politik düşüncelerini bununla karşılaşmadığını ama güzel fikirler çıkardığını biliyorum. Cengizhan ile bomba gibi, çok iyiyiz. Oğlumla ben arkadaş gibiyim. Zaten o doğduğunda henüz sakallarım bile çıkmamıştı. 18 yaşındaydım. Sokakta “Bana baba deme sakın, abi de” diye tembih ederdim. Simdi arkadaş gibiyiz. 20’ye girerken benim oğlum oldu. Ve o sekiz sene içinde çok iyi yetiştirdiğimi fikirlerimi ve düşüncelerimi dünyaya bakışımı ona çok iyi anlattığımı ve onun da dünyaya çok iyi gördüğünü ve inandığını düşünüyorum"