Diyarbakır Büyükşehir Belediyesi tarafından restore edilerek, hizmete açılan Cemil Paşa Konağı Kent Müzesi’nde sergilenen ve sergilenecek tüm envanterler büyük özenle toplanmaya, arşivlenmeye ve onarılmaya devam ediyor.
Diyarbakır Büyükşehir Belediyesi’nce, geçtiğimiz hafta hizmete açılan Cemil Paşa Konağı Kent Müzesi’nde, kentin kültür varlıklarını arşivleme ve toplama süreci büyük özenle devam ediyor. Toplanan eserler, titiz ve yorucu bir laboratuvar sürecinden sonra sergilenmeye uygun hale getiriliyor. Müze bünyesinde açılan laboratuvarda büyük bir eksiği tamamlamış oluyor. Kent müzesinde sergilenen bütün materyaller restoratör Aysel Aksüt’ün elinden geçiyor. Profesyonel olarak 15 yıldan beri Türkiye’nin birçok müzesinde tarihi obje ve eserleri aslına uygun bir şeklide onaran ve korumasını sağlayan Aysek Aksüt, Cemil Paşa Konağı Diyarbakır Kent Müzesi’nin laboratuvarında, yüzyıllardır saklı kalmış tarihi belge ve envanteri onarıp gün yüzüne çıkarıyor.
1998’de mezun olduktan sonra, Topkapı Sarayı merkez laboratuvarı Harem Dairesi ve Ayasofya Müzesi taban mozaikleri restorasyonunda üç yıl çalışan, ardından Zeugma kazılarına katılan Aksüt, Zeugma’yı hayatının dönüm noktası olarak tanımladı. Zeugma kazısında dört yıl boyunca İtalyan bir ekiple çalıştığını anlatan Aksüt, “Bu alanla hem onarım hem korumaya dair gerekli eğitimimi orada aldım. Orası benim için çok iyi bir okul oldu. Yabancı ekiplerle çalışmaya başlayınca aslında üniversitede hiç bir şey öğrenemediğimizi anladım” dedi.
“BİN 500 ENVANTER VAR”
Diyarbakır Kent Müzesi’ne gelen tarihi malzemenin bir bölümünün yurttaşlar tarafından hibe edildiğini bir bölümünü ise belediyenin satın alma yoluyla temin ettiğini belirten Aksüt, Diyarbakır’ın kültürüne ait her türlü malzemeyi kabul ettiklerini, çoğu Cemil Paşa ailesine ait olmak üzere şu an kayıtlı bin 500 envanterin olduğunu söyledi. Aksüt, “Ellerindeki tarihi malzemeyi bağışlama ya da satmaları konusunda insanları ikna etmeye çalışıyoruz. Başta tedirgin oluyorlar, malzemeyi koruyamayacağımızı düşünüyorlar, ama buraya gelip gördükten sonra rahatlıyorlar” diye konuştu.
“KENT MÜZELERİ DİYARBAKIR’I ÖRNEK ALMALI”
Bu tür laboratuvarların kurulmasının kültür varlıklarının korunması için çok önemli olduğunu ifade eden Aksüt, Diyarbakır Büyükşehir Belediyesi’nin bu laboratuvarı açarak bir ilke imza attığını dile getirdi. Aksüt, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Umarım Türkiye’deki diğer kent müzeleri Diyarbakır’ı örnek alır. Tarihi eserleri görmek gelecek nesillerin de hakkı. Bu yüzden onları korumamız gerekiyor. Diyarbakır Büyükşehir Belediyesi de bu konuda çok değerli bir işe öncülük etti. Umuyorum diğer şehirlere örnek olur.”