Türkiye Bilimler Akademisi (TUBA) tarafından verilen ’Bilimsel Telif ve Çeviri Eser Ödülleri Programı’nda (TEÇEP) ’Telif Eser’ ödülünün sahibi Marmara Üniversitesi Tarih Bölümü öğretim üyesi Doç. Dr. Yüksel Çelik oldu.
Türkiye Bilimler Akademisi (TUBA) tarafından verilen ve Sosyal Bilimler Alanında Türkiye’de en prestijli ödül olarak kabul edilen, ’Bilimsel Telif ve Çeviri Eser Ödülleri Programı’nda (TEÇEP) Marmara Üniversitesi Fen-Edebiyet Fakültesi Tarih Bölümü öğretim üyelerinden Doç. Dr. Yüksel Çelik, ’Telif Eser’ ödülünün sahibi oldu. Doç. Dr. Yüksel Çelik, Şeyhü’l - Vüzerâ Koca Hüsrev Paşa: ll. Mahmud Devrinin Perde Arkası, çalışması ile ödüle layık görüldü. Eser, Türk Tarih Kurumu Yayınları’nca 2013 yılında basılmış. Çelik’in bu eseri aynı zamanda 2009 yılında Prof.Dr. Işın Demirkent doktora tez ödülünün de sahibi olmuştu.
ÇELİK, "BU ÖDÜL AKADEMİK ANLAMDA ÇOK ÖNEMLİ"
Doç. Dr. Yüksel Çelik, Türkiye Bilimler Akademisi’nin verdiği ödülün kendisi için çok önemli olduğunu belirterek "Bu ödül benim için herhangi bir ödül değil yerli yabancı bir çok bilim insanın değerlendirmesi ile sonuçlanan süreç sonunda veriliyor dolayısıyla benim için akademik anlamda çok farklı. Ödüle layık görüldüğüm için mutluyum" dedi.
OSMANLI TARİHİNDE BİYOGRAFİ ÇALIŞMAK
Çelik, ödül alan eseriyle ilgili olarak, "Tarihi biyografilerin inşası, güçlüklerle dolu bir araştırma alanıdır. Osmanlı tarihi söz konusu ise biyografi çalışmalarının zorluk derecesi daha da artar. Yaşadıkları dönemi, olumlu ya da olumsuz anlamda şekillendiren ve bir kısmı tarihin akışına yön veren şahıslar hakkında ayrıntılı bilgilere sahip olmak, geçmişin çok daha geniş bir perspektifle değerlendirilmesine imkân verecektir. Tarihin öznesini keşfetme, resmî ve donuk belge yığınlarını ete kemiğe büründürme çabası olan biyografi çalışmalarının çoğalmasıyla, siyasi olayların izahının ötesinde son dönemde gittikçe rağbet gören sosyal ve psikolojik tarihçiliğe geçiş süreci de hızlanacaktır" dedi.
KÖLELİKTEN SADRAZAMLIĞA
Doç. Dr. Yüksel Çelik, kölelikten sadrazamlığa uzanan yolda Hüsrev Mehmed Paşa ile ilgili olarak ise "Kafkasyalı bir köle olan Hüsrev Mehmed Paşa (1756-1855), şartları Osmanlı idari sistemindeki ehliyet ve liyakat prensipleri çerçevesinde belirlenen ’Dikey mobilite’ ya da ’Alaaddin’in Lambası Hareketliliği’ sayesinde, dipten zirveye, bir başka deyişle kölelikten sadrazamlığa kadar yükselmiş önemli devlet adamlarımızdandır. O’nun siyasi kariyeri ve şahsi hususiyetleri, aslında tam anlamıyla geçiş dönemini ve Tanzimat’ın ikili yapısını karakterize etmektedir. Bir taraftan reform sürecinin en önemli kurumlarının başında iken, diğer taraftan onayladığı yeni kanun ve nizamlara muhalefet sebebiyle yargılanarak hüküm giymesi ve sürgün edilmesi oldukça düşündürücüdür. Sadaretinde ilan edilen Tanzimat Fermanı’yla birlikte, sistemli, hukuki çerçevesi belli bir değişim ve dönüşüm hareketinin ilk kurbanı olması da bu tereddüt halinin tezahürlerindendi. II. Mahmud’un merkezileştirme operasyonundaki katkıları, Vak’a-yı Hayriyye’nin ardından başlatılan askeri ve idari reform sürecindeki baskın rolü, Mısır Valisi Kavalalı Mehmed Ali Paşa ve Tanzimat devrinin sembol ismi Mustafa Reşid Paşa’yla rekabetinin yol açtığı iç ve dış siyasi krizler, kilit askeri ve mülki kadrolara yerleştirdiği çok sayıdaki kölesine istinaden elde ettiği siyasi nüfuz ve Tanzimat’ın hazırlık devresindeki icraatları, Hüsrev Paşa’nın biyografisini önemli kılan hususlardan sadece bazılarıdır. Son tahlilde bu çalışmayla; Sultan II. Mahmud devri (1808-1839)’nin bir başka deyişle Osmanlı’da gelenekten kopuşu sembolize eden Tanzimat Devri’nin hazırlık safhasının siyasi-askeri tarihi ve bu süreçte yaşanan değişim ve dönüşümün perde arkası ile aktörlerine projeksiyon tutmaya çalıştım" ifadelerini kullandı.