Gazi Üniversitesi, 8 Mart Kadınlar Günü’ne özel online konser verdi.

Başkent’in köklü üniversitelerinden Gazi Üniversitesi, 8 Mart Dünya Kadınlar Günü’ne özel konser düzenledi. Online olarak da yayınlanan konserde, Gazi Üniversitesi Fen Edebiyat Fakültesi Türk Sanat Musikisi Topluluğu, Türk Sanat Müziği’nin eserlerini seslendirdiler. Konser Gazi Üniversitesi’nin resmi sosyal medya hesaplarından da canlı yayınlandı.

Konser öncesi açılış konuşmasını yapan Gazi Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Musa Yıldız 8 Mart Dünya Kadınlar Günü’nü kutlayarak başladığı konuşmasında “Türk sosyal hayatının temelini oluşturan ve kültürel yapı içinde büyük öneme sahip, en kutsal birimi olan ailenin, vazgeçilmez unsuru, kuşkusuz kadındır” dedi.

Türk kadınının Türk kültüründe önemli bir yere sahip olduğunu ifade eden Rektör Musa Yıldız, “Türklerde Hatunların da devlet adamları gibi eğitildiği ve Hatunlara da Hakana verildiği gibi ‘Bilge’ unvanı verilmesi, Hatunların törenle tahta oturtulması, eşleri veya oğullarının yokluğunda ‘Terken’ unvanı ile eşlerine vekalet vazifesini üstlendikleri bilinmektedir” ifadelerini kullandı.

"İslam sonrası devirlerde de kadınlara verilen yönetim hakkı devam etmiştir"

Türk kadınlarının lider bir profil taşıdıklarını ifade eden Musa Yıldız “Milattan önce 500-600 yılları arasında yaşadığı değerlendirilen ve birçok kaynakta ilk kadın hükümdar olarak ifade edilen Tomris Han, eşinin ölümünden sonra ‘Pers kralına boyun eğmeyen’ cesur bir Türk kadını, İskit hükümdarı olarak değerlendirilmiştir. Türk devletlerinde emirnameler, Kağan ve karısı tarafından ortak imzalanmaktaydı. Kağanın karısı, düzenlenen tören ile başa geçer ve devleti Kağan ile birlikte ortak bir şekilde yönetirlerdi. Tören ve şölenlerde kadın hakanın solunda oturur, siyasi önerilerini hakana iletirdi. Çin ile ilk barış antlaşmasını Büyük Hun İmparatorluğu adına Mete Han’ın karısı imzalamıştır. Uygurlar 7. yüzyılda henüz devlet kurmadan önce Uygur reisi savaşlarla uğraşıyorken, annesi Uluğ Hatun, halkın arasında çıkan karışıklıklarla uğraşıyor, kanuna karşı gelenleri, kanunlara uymayanları cezalandırıyordu. Selçuklu İmparatorluğu’nda Tuğrul Bey’in karısı Altuncan Hatun, kahraman Türk kadınına örnek olarak verilebilir. Tuğrul Bey, isyan eden kardeşinin peşinden Hamedan’a giderken, karısı Altuncan Hatun’a da vezirleri ile birlikte Bağdat’a gitmesini emretmiştir. Altuncan Hatun, böyle tehlikeli bir dönemde yapmış olduğu hareketler sonucunda, Selçuklu Devleti’nin ömrünü uzatmıştır. Buradan da anlaşılacağı gibi, İslam sonrası devirlerde de kadınlara verilen yönetim hakkı devam etmiştir” ifadelerine yer verdi.

“Türklerin İslamiyet’e girmesi ile birlikte kadının önemi daha çok artmıştır”

İslamiyet ile birlikte Türk kadınının toplumdaki yeri ve öneminin daha da dikkat çekici olduğunu söyleyen Yıldız, “Türklerin İslamiyet’e girmesi ile birlikte kadının önemi daha çok artmıştır. Bu dönemde kadınlara verilen önem, kadınların sosyal ve siyasi statülerinin ilerlemesi ile sonuçlanmıştır. Türk kadınları İslam’dan sonra sosyal ve siyasi faaliyetlere erkeği ile birlikte katılmış, mallarında tasarruf ettikleri gibi, topraklar üzerinde de hak sahibi olmuşlardır” şeklinde konuştu.

"Hazreti Peygamberin ‘Cennet annelerin ayakları altındadır’ sözü, kadına ne kadar önem verildiğini göstermektedir"

Türk hükümdarların Hz Muhammed’in kadınlara hoşgörülü davranmasını kendilerine örnek aldığını söyleyen Yıldız, “ Anne hakkının Tanrı hakkı kabul edildiği Türklerde, ‘anneye sevgi ve hürmet’ içten gelen, kökleri çok derinde olan ve günümüzde de geçerliliğini koruyan bir duygudur. Bu duygu, evlat için hem yaşanan dünyada, hem ahirette mutluluğun anahtarı olan bir cümlecikte özetlenmiştir. Nitekim Hazreti Peygamberin ‘Cennet annelerin ayakları altındadır’ sözü, kadına ne kadar önem verildiğini göstermektedir. İslamiyet ile birlikte ortaya çıkan yeni anlayışlar, Türk toplumunda kendisine kolaylıkla yer bulmuştur” ifadeleri kullandı.