Osmanlı padişahlarının ve saray eşrafının vazgeçilmezi olan ve Ankara Tiftik Keçisinin uzun ve parlak liflerinden dokunarak elde edilen sof kumaşı, gündelik kıyafetlerde yeniden hayat buluyor.

Çok ince olmasıyla bilinen ve kışın sıcak yazın serin tutan sof kumaşı, Osmanlı padişahlarının vazgeçilmezi olarak biliniyor. Dünyaya ün salan ve Osmanlı İmparatorluğu döneminde ticaret kalemlerinin en başında gelen sof kumaşı, yaklaşık 400 yıl boyunca başta Hollandalı tüccarlar olmak üzere birçok Avrupalı tüccarlar tarafından hem kumaş hem de iplik olarak alınıyordu. 1960’lı yıllarda sof kumaşın üretimi azaldı. Kızılcahamam Halk Eğitim Merkezi önderliğinde yapılan Ar-Ge ve pazarlama faaliyetleri sayesinde sof kumaşı şimdi gündelik kıyafetlerde yeniden hayat buluyor. Kızılcahamam Halk Eğitim Merkezi Müdürü Gürkan Hazar, Tarihe dokunan sof kumaşına ilişkin İhlas Haber Ajansı (İHA) muhabirine özel açıklamalarda bulundu.

“Şu an 270 bin baş saf ırk keçimiz olduğu bilinmekte”

Hazar, sof kumaşının 1960’lı yıllara kadar yoğun bir şekilde üretildiğini ifade ederek, “1960’larda Rusya’ya olan dış borcumuzu tiftik ile ödemişiz. Ankara, bu denli üretimin yoğun yapıldığı bir bölge. Tiftik keçisi, 1960’lardan sonra bir şekilde azaltılıyor. Ormana zarar verdiği yönünde çıkartılan bir kanunla tiftik keçisinin sayısı 70 binlere kadar düşüyor. Günümüzde ise Tarım ve Orman Bakanlığı’nın ‘Sahada Islah’ projesi ile birlikte saf ırk üretme çalışmaları neticesinde keçilerin sayısı şu an 270 bin baş saf ırk keçimiz olduğu bilinmekte” diye konuştu.

“Siirt’ten ustalar getirdik ve arkadaşlarımıza eğitimler verdik”

Kızılcahamam Halk Eğitim Merkezi Müdürlüğü olarak kültürel miras ve ticari değer olan sof kumaşı yeniden üretmek istediklerini vurgulayan Hazar, “Araştırmalara başladık. Biz sandık ki; ipliği aldıktan sonra tezgahlara koyacağız, dokuyacağız ve sof kumaşı elde edeceğiz. O kadar kolay değilmiş. Ankara Kalkınma Ajansı’na bir proje sunduk. 2018 yılında Ankara Kalkınma Ajansı projemizi destekledi ve bir atölye oluşturduk. İplikleri tezgaha aldık, dokumaya başladık ama bir türlü başaramadık maalesef. Bu manada Siirt Eruh Halk Eğitim Merkezinden çok ciddi destek aldık. Oradan ustalar getirdik ve burada arkadaşlarımıza bu eğitimleri verdiler. Biz esasen onlardan öğrendik başlangıcını ve sonrasında biz geliştirdik” dedi.

“Kar gibi beyaz Ankara keçisinin tüylerinden elde edilen ipek görünümlü bir kumaş”

Evliya Çelebi’nin Seyahatnamesi’nde sof kumaşının yer aldığını belirten Hazar, “Evliya Çelebi ‘Kar gibi beyaz Ankara keçisinin tüylerinden elde edilen ipek görünümlü bir kumaş’ der. Maalesef arşivlerimizde bu kumaşın nasıl dokunduğuyla ilgili herhangi bir veri yok, bilimsel bir veri yok. Literatür taramaları yaptık ama nasıl yapabileceğimizle alakalı bilimsel bir veri elde edemedik. Yaklaşık 3 yılık yapmış olduğumuz Ar-Ge çalışmaları sayesinde biz bu kumaşın dokunma formunu yeniden bulduk” ifadelerini kullandı.

“Diğer Halk Eğitim Merkezleri bu kumaşı yapmak isterlerse bizim hazırladığımız modüle göre eğitim verebilirler”

Yapılan çalışmalar sonrasında elde ettikleri dokuma bilgilerini diğer ilçelerle paylaşmak için proje geliştirdiklerini anımsatan Hazar, “Yetiştirdiğimiz kursiyerlerin evlerine tezgah verelim. Bu kumaş unutulmasın, dokunmaya devam edilsin. Ülkemizin bu değeri ve kültürel mirası yaşatılsın’ diye proje yaptık. Bunun neticesinde modülümüz yoktu. Hayat Boyu Öğrenme Genel Müdürlüğü bünyesinde sof kumaşı üretim modülünü hazırlayıp, onaydan geçirdikten sonra şu anda yayınlanıyor. Hayat Boyu Öğrenme Genel Müdürlüğü’ne bağlı bin tane halk eğitim merkezimiz var. Bu kumaşı yapmak isterlerse bizim hazırladığımız modüle göre bu eğitimi verebilirler. Güdül, Ayaş ve Çamlıdere’den biz iki tane kursiyer getirdik. Eğitici eğitimlerini yaptık ve istihdam garantili kurslar açtık. Bu arkadaşların 4 ay süren 400 saatlik eğitimlerini tamamladık. Oluşturmuş olduğumuz atölyelerde şuan da eğitim veriyorlar” ifadelerine yer verdi.

“Daha profesyonel anlamda atölyeler kurulup, sof kumaşının pazarlanması gerekiyor”

Projede şuan pazarlama ve tanıtım aşamasında olduklarını ifade eden Kızılcahamam Halk Eğitim Merkezi Müdürü Gürkan Hazar, sözlerine şöyle devam etti:

“Atölyemizin kapasitesi ile alakalı olarak ürettiğimiz ürünlerin tümü talep görüyor ve maalesef yetişemiyoruz. Daha profesyonel anlamda atölyeler kurulup, bunların pazarlanması gerekiyor. Bunun içinde bizim elimizde bilgi var, bunu paylaşmaya hazırız.”

Osmanlı imparatorluğunda değeri 1 gram altın ile ölçülen sof kumaşı, Kızılcahamam’da yetişen endemik bitkilerden elde edilen kök boyalarla renklendiriliyor. Karaakbaba, Fosil Ağaç, Ters Kaya Lalesi, Alicin Manastırı, Gelin Kayası, Fosil Yatakları Fosilleri, Çan Çiçeği gibi Kızılcahamam’ın bölgesel değerleri kumaşın üzerine işleniyor.