Dün olduğu gibi bugünde Mümin ve Müslümanları bozan, sapkınlaştıran, İslam dinine düşman eden, sadece inkârcı, ateist, komünist, putperest zalim kâfirler değildir. Kendi İlahiyatçı olup; İslam, mümin, Müslüman düşmanlığı yapanların sayısı çok fazladır! Pek çoğu da medya tıktır. Televizyon, radyo, gazete, dergi, konferans verme çalışmalarını yoğun yapmaktadırlar! Bozguncu, yıkıcı medya ile ortak çalışmaktadırlar! Kur’ân konusunda şüphe uyandıran; çarpık, sapık anlatımlar yapanları çoktur! Peygamberimiz Hazreti Muhammed’i kabul etmeyen, hadis, sünnet kabul etmeyen, ileri- geri sapıkça konuşan ilahiyatçılar çoktur! Bunlar üniversitelerde akademisyen, öğretim üyesi profesördürler! Müftüdürler! Cemaat ve tarikat liderleridirler.

Bu adi, alçak, hainler; zalimdirler, sapıktırlar, sapkındırlar! Ümmetin ve milletin bütünlüğüne düşmanlık etmektedirler! Ümmeti, milleti; ırk, mezhep, cemaat, tarikat olarak, parçalara bölüp; birbirlerine düşmanlık ettirmektedirler. İslam dininden, Allah’tan, Kur’an’dan, Peygamberimizden daha önce kendilerini göstermektedirler! Onlara inananlarda konuşmalarında; şeyhimiz, üstadımız, saydamız diye başlarlar. Ayet ve peygamberimizden pek söz etmezler! Şeyhlerini, önderlerini, üstatlarını, saydalarını anlatırlar.

Oysa Müslüman olan önce alemlerin Rabbi Yüce Allah’ı, Esma’ül Hüsna’da olduğu gibi kabul eder, söyler. Kur’ân’ı bir bütün olarak kabul eder ve yaşar.

Son Peygamber Hazreti Muhammed’i sav. Tanır, kabul eder, örnek alır. Bu üçünün önüne hiç kimseyi geçirmez. Oysa bugün tarikat, cemaat konferanslarına git! Önce kendilerinin şeyhlerini tanıtır, kabul ettirmeye, saygı duyurtmaya çalışırlar. Bunların büyük çoğunluğu da peygamberimizi tanımazlar. Hadis, sünnetten söz etmezler. Siyer anlatmazlar.

“Oysa Kelime-i tevhit de önce batıl, küfür reddedilir. Allah cc. İnancı vurgulanıp, kabul edilir. Peygamberi Hazreti Muhammed sav. Kabul edilir ve böylece Müslüman olunur. Aksi halde mümin Müslüman olunmaz.

Allah cc. Kur’ân-ı Kerim ayetlerinde mealen kısaca şöyle buyuruyor: “ Allah’a ve peygamberine uyun. İnkâr etmeyin. Ona tabi olun. Onun söylediklerini yapın. Onun dediklerini işitin ve itaat edin. Peygamber, sizler için güzel örnektir. Onun önüne başkalarını geçirmeyin. Ona karşı gelmeyin. O heva, hevesinden, nefsinden bir şey konuşmaz. Allah ve resulüne muhalefet edenler, cehenneme gider. Cehenneme sokarız, diyor, Yüce Allah.

Allah cc. 20 taneden fazla ayette, peygambere, resule uyun, diyor. Ona tabi olun, diyor. Onu örnek alın, diyor. Ama bu 20’den fazla ayeti; hafız olan, Kur’an meali yazan, tefsir yazan, ilahiyat profesörü olan bu sapkın sapık, zalim kişiler görmemektedir. Yada görüp; hakkı, hakikati inkâr etmektedirler. Ama Allah cc. Mealen şöyle buyuruyor: “ Allah’a ve resulüne muhalefet edenleri cehenneme sokarız.”

Allah cc. şu sürelerin ayetlerinde, resulüne uyulmasını emretmektedir. Nisa Süresi 59. Ayet, Tevbe 29. Ayet, Haşr 7. Ayet, Nur 51, Ahzap 21, Nahl 44, Casiye 18, Hucurat 1,Nisa 65, Mücadele 5, Nisa 113. Ayet, Necm 3, Nisa 61, Nisa 4, Nisa 13. Ayet, Nisa 115. Tevbe 29, Haşr 7, Nahl 44, Casiye 18, Nisa 15, Kalem 4, Ahzap 21- 56, Haşr 7, Muhammed 33, Tevbe 63, Enbiya 107, Tevbe 128, Ahzap süresi 40. Ayette peygamberine uyulması emredilmektedir.

Kur’ân ve peygamber anlatımlarını; saptırıp, çarpıtıp, asıl, esas anlamlarından çıkaranlar; ülkemizde ve dünyada din adına milyonlarca anarşist, şiddetçi, terörist, çatışan, çarpışan, ümmete ve insanlığa savaş açan, katil, katliamcı katiller yetiştirmiştir! Bugün, ateist- komünist teröristler gibi, ırkçı ve faşist teröristler gibi, haçlı ve Siyonist teröristeler gibi İslam adını kullanıp, teröristlik yapanlarda, aynı çarpık, sapık, bozuk düşünce ve eylem içindedirler. Marksist komünist olan PKK, DHKP-C gibi din görünümlü; FETÖ, DEAŞ, EL- ŞEBAB, BOKA -HARAM, EL KAİDE de aynı sapıklıkta, sapkınlıkta, bozuklukta, batılda, küfürde, katilliktedir. Hepsinin canı cehennemdedir! Bunlara karşı çok uyanık, dikkatli, önlemli, bilgili, bilinçli olmalı. Bunların İslam ile Müslümanlıkla hiçbir bağlantısı yoktur. Hepsi emperyalistlerin, şer odaklarının kuklası, maşası, aleti, gereci, piyonu, mankutudurlar. Bunlar bilgi ve bilinçten yoksun, zalim gavur tutsaklarıdır.

Kur’ân’ı Kerim, âlemlerin Rabbi Yüce Allah’ın hak sözleridir. Allah’ın vahiy yolu ile peygamberimize bildirdiği emirler, yasaklar, öğütlerdir. Allah cc. İlmidir. İnsanların, Allah’a, kitabına, peygamberine inanıp, yaşaması için gönderilmiştir. Allah’ı, Esma’ül Hüsna ile tanıyıp, inanmalı. Kur’ân’ı öğrenip, peygamberimiz gibi yaşama kitabı, kılavuzu edinmeli. İlim, bilim, bilgi sahibi olup; aklımızı İslam ilmi ve pozitif ilimlerle işletip; hakça, hukukça, akıllıca yaşamalı. Hakça yaşayıp, iki âlemde huzurlu, mutlu, rahat, kolay, onurlu, iffetli yaşamalı. Sapkınlardan olup, iki dünyamızı Cehenneme çevirmemeli. Bilgiyle, bilinçle, akılla, zekâyla hak yolda samimiyetle, içtenlikle, peygamberimizi örnek alarak yaşamalı. Sapıtan, sapkınlardan olmamak için hak yol İslam yolunda, dininde kalmalı. İslam dini, Kur’an ve peygamberimizin düşünce, fiil, eylem ve söylemleri ile bunların görüşleri ve eylemleri uyuşmamaktadır.

                Peygamberimiz, 6,236 ayeti hakkıyla, doğru anlayarak, yaşardı. Kur’ân’ı rehber- kılavuz edinmişti. Peygamberimiz, Kur’an ayetlerini pratiğe çevirmiş. En dosdoğru şekilde uygulamış. Hayatında gerçekleştirmiştir. Peygamberimizi bilmeden, tanımadan, öğrenmeden, örnek almadan; Kur’ân ve İslam dini yaşanılmaz. Samimi takva mümin ve Müslümanlar; İslam dinini, peygamberimizden öğrendiği şekilde yaşamaktadırlar. Namaz, oruç, zekât, hac, kurban ibadetlerini peygamberimizden gördüğümüz, öğrendiğimiz şekilde yapmaktayız. Aksi halde yapamayız!

                Peygamberimiz, İslam’ın farz olan ibadetlerini vahiy yolu ile öğrenip, yaşamış. Sahabeye öğretmiştir. İman, ibadet, İslam ahlakı, muamelat dışında çok güzel davranışları da vardı. İlmin, ahlakın, görgü kurallarının, sağlık ve yaşama kurallarının en iyisini yapardı. En güzel örnek insandı. Yaratılış özelliğine ve dinine uygun yaşardı.

                “Yemek yemede tam olarak midesini doldurmazdı. Midenin üçte birini su ile üçte birini yemekle, geri kalanı boş bırakırdı. Suyu bir defada içmezdi. Oturarak, üç yudumda içerdi. İçini görmediği kaptan su içmezdi. Suyu, yemeği besmele ile içerdi. İçtikten, yedikten sonra elhamdülillah derdi. Her işe besmele ile başlar, elhamdülillah ile bitirirdi. İyilik yapana; Allah cc. Razı olsun, derdi. Üst- baş, kıyafetine dikkat ederdi. Çok temiz tutardı. Sakal, bıyık, saçları bakımlıydı. Bıyıklarını ve sakalını çok uzatmazdı. Saçları ise farklı zamanlarda farklı boyda olurdu.

                İnsanlara selam verirdi. Hal, hatır sorardı. Sadece diri insanlara değil mezarlıkta olanlara bile selam ve dua okumadan geçmezdi.

                Cuma günü, Cuma namazına gitmeden önce özel hazırlık yapardı. Düş alırdı. Genel temizliğini yapardı. Cuma namazını kıldırıldı. Cuma hutbesinde, halkın ihtiyaç duyduğu konularda anlatım yapardı. Halkın öğretimi, eğitimi için mescit dersleri verirdi. Suffa Okulu’nda halkın öğrenimini, eğitimini gerçekleştirirdi.

                İşini yaparken, sağ elini, sağ ayağını öncelikle kullanırdı. Sağ tarafına yatardı. Sağ tarafından kalkardı. Abdestli, dualı, okuyarak, uyurdu. Ayakkabıyı giymeden önce, ayakkabı içini temizlerdi. Yemekten önce ve sonra el , ağız, dişlerini yıkardı.

                Peygamberimiz üst, baş, vücut, ev, çevre temizliğine azami ölçütlerde özen gösterirdi. Boy abdestli alırdı. Boy abdestli olmak, farzdır. Ayetle emirdir. Namaz abdestli olurdu. Abdestsiz gezmezdi. Gezmemeye çalışırdı.

                Peygamberimiz, halkın ihtiyacını karşılardı. Peygamberimiz hem aile reisi, hem halkın önderi, lideri, rehberi, devlet başkanı, yöneticisi, kanaat önderi, peygamberiydi. İslam devletinin başkanıydı. Ordunun komutanıydı. Ümmetin lideri, önderiydi.

                Peygamberimiz Hazreti Muhammed sav. Halk ile en iyi, en etkili şekilde iletişim kurardı. Diyalogda bulunurdu. Sohbet ederdi. Muhabbet ederdi.

                Peygamberimiz halkın her durumu ile ilgilendirdi. Hastalarını ziyaret ederdi. Cenazelere katılırdı. Yemekte sohbet ederdi. Her yönüyle halkın en iyi, güzel, etkili, yetkili, önemli, değerli, sevilen, saygın, saygı duyulan, saygın insanıydı. Allah’ın Kur’ân’ı ile ahlaklanmıştı. O, özel eğitim, öğretim, terbiye görmüştü. Peygamber olacak şekilde Allah cc. Tarafından hazırlanmıştı.

Peygamberimiz, cevizi, peynirle yerdi. Üzümle ekmek yerdi. Yemeğe tatlı ile başlardı. El, yüz, diş temizliğini her öğünde yapardı.

Peygamberimiz, ezanı dinlerdi. Ezana iştirak ederdi. Davet edilen- çağırılan evlere giderdi. Davete icabet ederdi. Davete de en temiz elbiseleri ile giderdi. Kıyafetlerini düzenli, katlayarak, koyardı.

Ramazanlarda iftar ve sahur yapardı. Her haliyle şükreder, hamt ederdi. Hastayken de hamt ederdi. Hasta ziyaretlerine giderdi. Selam verirdi. Moral verirdi. İhtiyaç var mı, diye sorardı.

Boy abdesti aldıktan sonra 2 rekât namaz kılar, dua ederdi. Teheccüt namazı- gece namazı kılardı.

Abdest aldıktan sonra Kelime-i şahadet getirirdi.

İnsanlara hediye verirdi. Hediyeleşirdi. Müsafeha ederdi. Umre yapardı. Sakal bırakırdı. Bıyıklarını kısa tutardı. Edep yerlerini temiz tutardı. Taharet yapardı. Dargınları barıştırırdı. Kabirleri ziyaret ederdi. Çıplak ayakla namaz kılmazdı. Affedici, bağışlayıcıydı. Kin, nefret, düşmanlık etmezdi. İntikam, öç alma gibi duyguya kapılmazdı.

Peygamberimiz, hem dini, hem pozitif, sağlık ilmine uygun yaşardı. Spor yapardı, yürür ve koşardı. At, deve binerdi. Süt içer, etli yemek yerdi. Cemaatle vakit namaz kılardı. Teravih namazı kılardı. Günde 2 öğün yemek yerdi. Peygamberimiz fakir insan değildi. Ticaret yapardı. Ama varlığını, servetini, malını ihtiyaç sahiplerine dağıtırdı. Özverili, diğerkâm insandı. Peygamberimiz, ahlak olarak çok üstün, çok yüksek ahlaka sahipti. Peygamberin hepsinden üstün, insanların en üstün sıfatlı insanıydı. Çünkü o son peygamberdi. Kur’an’ı yaşayan peygamberdi.

Peygamberimiz, yalan söylemez, iftira etmez, dedikodu yapmazdı. Güveni kötüye kullanmazdı. Alışverişte, satın alacağı malı, eşyayı kötülemezdi. Satarken, malı övmezdi. Abartıdan sakınırdı. Alacakları konusunda borçluyu sıkıştırmazdı. Peygamberimiz ticaret yapardı. Hayvan alıp, satardı. Alın teri ile helalinden geçinirdi.

Peygamberimiz yumuşak, hoşgörü, empati, çalıştırdığı insanlara hakkını veren, hukuk çiğnemeyen insandı. Çocuklarıyla, ailesiyle ilgilenirdi. Geçimleri, eğitimleri ile ilgilenirdi.

Peygamberimiz, Allah’ın hükmüne uyardı. Dine- imana, ilme, irfana göre yaşardı. Ölçüsü; İslam dini, Kur’ân idi. Doğru sözlüydü. Sözüne uygun iş yapardı. İslam dini dışında; batıl, küfür yaşantısı olmazdı. İslam güzel ahlakı, edebi, hayâsı, doğru muamelesi ile yaşardı. Doğruluk, dürüstlük, adaletli olmayı esas kabul etmişti. Dünyaya gelmiş en yüksek şahsiyetti.

Peygamberimiz, daima düşünceliydi. Az konuşur, öz konuşur, daha çok dinlemeyi tercih ederdi. Gereksiz konuşmazdı. Başkalarını hata ve yanlışları için kızmazdı. Kendi çıkarı için öfkelenmezdi. Sabırlıydı. Affetmeyi, bağışlamayı severdi. Düşmanlarını affederdi. İntikam ve öç alma niyeti ile hareket etmezdi. İnsanlara şeref – onur ve değer verirdi. Kimseyle çekişmezdi. Boş, yararsız işlerle ilgilenmezdi. Umanı, umutsuzluğa düşürmezdi. Kimsenin kusurunu, gizli hallerini araştırmazdı. Hoşlanmadığı bir şey hakkında susardı. Tartışmaz, kızmaz, bağırmaz, öfkelenmez, azarlamazdı. Her konuşanı dinlerdi. Ağırbaşlı, alçak gönüllü, güzel ahlaklı, edepli, hayâ sahibi, edepliydi. İnsanların önünde yürümezdi. Kapısına yardım isteme için geleni boş eğri çevirmezdi.

Peygamberimiz, insanlara, İslam dinini, Müslümanlığı, İslam’ca yaşamayı öğütlerdi, öğretirdi. İslam dışına çıkıp; batıl, küfür, bozuk inançlara sapmamalarını isterdi. Putçulük yapmamalarını uygun dille anlatırdı. Hiçbir şekilde kabalaşmazdı. İnsanlar arasında fakir, zengin, okumuş, okumamış, kadın, erkek gibi ayrım asla yapmazdı. İnsanlar arasında hiçbir şekilde ayrım, ayrımcılık, ayrıcalık tanıma gibi bir davranış sergilemezdi. Dürüst insanları severdi. Sahtecileri, sahtekârları, yalancıları sevmezdi. Zaten peygamberliği; haksızlıklarla mücadele ile geçmiştir.

Peygamberimiz, riyadan- gösterişten hoşlanmazdı. İnsanlarla konuşurken, yüzüne bakardı. Dikkatle, iletişim kurallarına uygun konuşurdu. Peygamberimizin ahlakı; Kur’an ahlakıydı. Allah’ın maddi, manevi şekillendirmesiyle, harika ve harikuladeydi. Kendisi için ayağa kalkınmasını istemezdi. Kendine özel muamele istemezdi. Kendi işimi kendi yapardı. Ev işlerinde eşlerine yardım ederdi. Sabahları evinden çıkarken, dua ile çıkardı. İbadetlerini büyük bir özenle, dikkatle, samimiyetle, bilgiyle, bilinçle yapardı.

Peygamberimiz, en güzel ahlaklıydı. Hep Allah’ı hatırlardı. Her işi isteyerek, samimiyetle, özenle, dikkatle, en güzel şekilde yapardı. Cömertti. Diğerkâmdı. İhtiyaç sahiplerinin ihtiyaçlarını kendi azığı, kumanyası, erzakı ile karşılardı. Çok iyi, güzel davranışlıydı. Haram, günah işlemezdi. Batıla, küfre düşmemek için çok düşünerek hareket ederdi. Allah cc. Rızası için sever veya sevmezdi. Namaz kılmaya çok önem verirdi. Güzel ahlaklı olmayı, her işin başında tutardı. Başkalarından çekindiği, başkalarının kınayacağı düşüncesi ile hak ve hakikati yaşamaktan geri durmazdı. Kur’ân okur, zikreder, hayır işlerde bulunurdu.

Peygamberimiz, her işe besmele ile başlar, dua ile bitirirdi. Boş, gereksiz söz konuşmazdı. Çocuklarla ilgilenir, şakalaşır, ziyaretlerine gider, mescitte hoş davranırdı. Acıkmadan yemezdi. Çok yemezdi. Güzel kokular sürerdi. Hasta ziyaretlerine giderdi. Cenaze namazlarına ve vakit namazlara katılırdı. Hep hakkı, hakikati önerirdi. Elbisesini sağdan başlayarak, giyerdi. Ölmüşleri hayırla anardı. Tebessüm ederdi. Maddi, manevi anlamda temizliğe çok önem verirdi. Herkese ve esnafa dürüstlüğü tavsiye ederdi. Akraba, komşu, arkadaş ilişkilerine çok önem verirdi.

Kimseye küsmez, darılmazdı. Kesenlere, dargın olanlara önerilerde bulunurdu. Büyüklere saygılı, çocuklara şefkat, merhamet doluydu. Evleneceklere yardım ederdi. Ayıpları yüze vurmazdı. Hayvanları çok sever, korur, gözetir, bakardı. Hayvanlara asla eziyet etmezdi. Güzel görür, güzel düşünür ve güzel konuşurdu. Her alanda, her konuda güvenilirdi. Peygamberimizin lakabı; Muhammed’ül emin idi. Peygamber olmadan öncede bu güzel lakapla anılırdı. Her konuda en güvenilir insandı. Çok nazik, ince, kibar, zarif, efendi, nezaketliydi. Aynı zamanda 27 defa sefere, gazaya, savunma savaşına katılmıştı. Ne koyun gibiydi, ne de aslan gibiydi. Yetkin, etkin, mükemmel, iyi, güzel, yararlı, olgun, şahane, örnek bir insandı ve aynı zamanda peygamberdi. Nerede nasıl davranacağını bilir ve öyle hareket ederdi.

Peygamberimiz, ilim, irfan, bilgi, güzel ahlak, edep, hayâ sahibiydi. İlim ve İslam dinini mescitlerde ve de Suffe adındaki okullarda öğretirdi. Sadece İslam dinini öğretmezdi. Hayatta gereken bilgileri de öğretirdi. Peygamberimiz, bilgisi olanlardan, bilgi dinler, öğrenirdi. Sorardı, danışırdı, öğrenirdi, bilirdi. Halkı ezenlere, işkence edenlere karşı mazeret, özür kabul etmezdi. Kısa, öz, anlaşılır, seyrek konuşurdu. Ev işlerinde ailesine yardım ederdi. Eşi ile birlikte ticaret yapardı. Eşi ile birlikte yürür, spor yapardı. Her haliyle örnek kişiliğe sahipti. Zamanı bölerek, farklı alanlarda değerlendirirdi. Allah’a, ailesine, çocuklarına, kendine zaman ayırırdı.

Peygamberimizin başlıca olarak, 350 kadar sıfatı vardı. En büyük sıfatı; peygamber oluşu ve Kur’an’ı Kerim’i yaşam- hayat tarzı yapmasıydı. Peygamberimiz nasıl ki, Allah cc. Yolunda, Kur’an yolunda, doğru bilgilerle yaşadı. Bizde öyle yaşamalıyız. Şaşırmamalı, sapmamalı, sapıtmamalı, sapkınlaşmamalıyız. İslam dini ve gerçek bilim yolundan asla ayrılmamalıyız. Sapık sapkınların yandaşı, yoldaşı, arkadaşı olmamalı. Onları önder, lider, mürşit, rehber edinmemeliyiz. Allah’tan sırat-ı müstakım istemeli. Dosdoğru yol olan Kur’an, sünnet= İslam dinine sımsıkı sarılmalıyız. İşte kurtuluş buradadır.