Bizler, akıllı, zeki, makul, mantıklı, sağduyulu, yetenekli insanlar olarak; bilim öğrenirken, İslâm dinini, Müslümanlığı da öğrenip, yaşam tarzı yapmalıyız. İslâm dinini öğrenmeyip, yaşamayanlar; insanlık, varlık, hayvan, bitki, doğa, çevre, hak ve hakikat düşmanlığı yapmaktadır! Yanlış öğrenenlerde, öğrenmeyenler gibi barbar, sadist, bencil, narsis, katil, katliamcı, haram ve günah işlemeyi alışkanlık yapan olmaktadır! “İlim, bilgi, bilim, hak din İslâm; Allah’ın bilgisidir. Allah cc. Sıfatıdır. Âlim sıfatıdır. Allah’ın yaratmasıdır.” Doğruyu öğrenip, yaşayanlar; değer, saygınlık, izzet, onur, sağlıklı kişilik bulur. Öğrenmeyenleri tanımak, görmek, bilmek için lütfen dünyayı; bilgili, önyargısız olarak izlesin!

İslâm dinine inanıp, kabul eden, iman edip de, ibadet edene; Müslüman, Müslim denir. Mümin, Müslim, Müslüman benzer anlama gelmektedir.

Kur’ân’ı Kerim’i, Allahü Teâlâ, vahiy yolu ile peygamberimize ulaştırmış. Peygamberimizde, insanlara açıklamış, öğretmiş. Nasıl yaşanacağını öğretmiştir. Kur’ân’ın gerçekleştiricisi- uygulayıcısı peygamberimizdir. Biz, peygamberimizden nasıl namaz kılınacağını, zekât verileceğini, oruç tutulacağını, hac yapılacağını, kurban kesileceğini, insani ilişkileri, sosyal, kültürel, ekonomik, siyasi tavırları öğreniyoruz.  Nasıl insan olmayı, nasıl yaşamamız gerektiğini öğreniyoruz. Haramları, günahları, helalleri, sevapları öğreniyoruz.

“İslam dini; insanlara, dünyada ve ahirette, insanların huzurlu, mutlu, rahat, kolay, refah içinde; iyi, güzel, doğru yaşamaları için Allah cc. Tarafından vahiy yolu ile gönderilmiştir.”

 İslam dinini aslı ile esası ile hakkıyla bilip, yaşayanlar; yararlı, onurlu, değerli, iyi insanlar olur. Olmayanlar, zarar- ziyan verici olur! Öyle zarar verirler ki, dünya üzerine gelen 110 milyar insanın yarsından fazlasını, bu adi, katil, katliamcılar yok etmişlerdir! Her zaman Firavun, Nemrut, Mussolini, Adolf Hitler, Lenin, Stalin, Mao Zedong gibileri insanlığa, varlığa çok büyük zararlar vermişler! Ölüm kusmuşlardır! Bu kişiler, gerçek bir samimi bilge mümin olsalardı; böyle adi, katliamcı olmazlardı. Bu tip kişiler, İslam dinini doğru şekilde bilmediklerinden de; İslâm ve Müslüman düşmanı olmuşlardır. İki dünyalarını perişan, fecaat, felaket, rezil, rüsva etmektedirler!

“Bizler, okul hayatımız dışında da her gün mutlaka birkaç saat ilim ve din öğrenme çalışması yapmalıyız. Bilgili olmalıyız. İslam dinimizi bilmeliyiz. İslam dinini yaşayan, bilge, samimi, dindar, takva, verâ Müslüman olmalıyız. İşte o zaman kendimiz, aile halkı, toplumumuz, insanlık, hayvanlar, doğa, devletler, milletler huzur ve mutluluk bulur. Kimse bir başka canlının hak, hukukunu çiğnemez. İnsanlara, varlıklara büyük zararları bilerek, planlayarak verenlerden, öyle hak mümin, hakiki, samimi Müslüman olmaz. Müslüman, hiçbir şekilde başkalarına zarar vermez.”

“Peygamberimiz defalarca; haksızlık edenler, zalimler, bizden değildir. Biz de onlardan değiliz, diye buyurmuşlardır.”

İslâm dininde, İslâm alimlerinin tespitine göre 800 kadar sakınmamız, kaçınmamız gereken “haram davranış” bulunmaktadır. Bizler, bu 800 kadar haram davranışı öğrenip, sakınmalıyız. Hem ibadet edip, hem haram işlemek, akıl kârı, akıllı insan işi değildir. İbadet yapıyorsak, haramlardan da sakınmalıyız. Haramlardan sakınmak ve sonrasında ibadet etmek, daha efdal olan davranıştır. Aksi halde haramların günahı; ibadetlerin, iyiliklerin sevabını siler, azaltır!

Müslüman, Allah’ın gönderdiği bütün ilahi kitaplara, peygamberlere, ahiret gününe, hesap gününe, kadere, hayra, şerre inanır, iman eder. Allah’ın emirlerini tutar, yasakladıklarından sakınır. İyiliği artırır. Kötülükleri engeller.

Müslüman olmak için Kelime-i Tevhit, Kelime-i Şahadet getirip; kalpten, içten, samimi inanıp; batılı, küfrü reddetmek gerekir. Batıla, küfre “Lâ” demek lazımdır. Önce batılı, küfrü reddetmeli. Sonra Tevhit inancını kabul edip, iman edip, Müslüman olmalı. Müslümanlığı öğrenip, peygamberimiz gibi yaşamalı. Lafla, iş olsun, laf olsun ile mümin, Müslümanlık olmaz. Yaşamak gerekir. Haramlardan, küfürden, batıldan, tağutlardan, şüphelilerden sakınmak, kaçınmak, reddetmek gerekir. Her türlü pagan inanışını, batıla çıkmış bozuk dini anlayışları, sapık felsefi görüşleri, sapkın ve zalim ideolojik sapkınlıkları tümü ile atmak, içimizden yok etmek gerekir. Hem ideolojik sapkınlık, hem dindar Müslümanlık bir arada olmamaktadır.

Son din, İslâm dinidir. Son ilahi kitap; Kur’ân’ı Kerim’dir. Son peygamber; Hazreti Muhammet Mustafa sav. Dir. Bunu böyle kabul etmeyenden, bunun yanında başka inanç koyandan, Müslüman olmamaktadır. Müslüman, bu üç değere, samimiyetle, bilgi ile bilinçle inanıp, yaşamalıdır.

Hakiki Müslüman demek; iman, amel, güzel ahlâk, muamelat olarak, İslâm dinini samimiyetle yaşayandır. İslâm dininin emirlerine, yasaklarına uymaktır. Şüphelilerden sakınmaktır. Hak ve hakikatle; onurlu, saygın, iffetli, değerli, üstün sıfatlı olmaktır. Maddi, manevi anlamda, peygamberimizi örnek almaktır. Kur’ân’ı, peygamberimiz gibi yaşamaktır. İslâm ile fiziki, maddi, manevi anlamda yükselmektir. İslâm dininin binlerce değerini yaşam biçimi yaparak; Allah’ın ve iyi kullarının sevdiği kul olmaktır. Kula kul olmamaktır. Zalimlerin peşinde koşmamaktır. Zalimlerin askeri, uşağı, takipçisi olmamaktır.

Peygamberimiz buyuruyor: “ İyi huyları tamamlamak, iyi ahlâkı dünyaya yaymak için gönderildim.”

“İmanı yüksek olanınız, ahlâkı güzel olanınızdır.”

“Müslüman demek; insanlara eliyle ve diliyle zarar vermeyen, kimse demektir.”

İyi mümin ve Müslüman’ın sıfatlarını, özellik ve niteliklerini, İslâm dinini anlatmakla, yazmakla bitiremeyiz. Belki İslam dini hakkında milyonlarca kitap yazılmış. Hala yazılmaya devam edilmektedir. Olgun, bilge Müslüman, ilmin her çeşidini, dini ilimleri öğrenip, yaşam tarzı edinmelidir.

Müslüman, maddi, fiziki, manevi anlamda temiz, tertemiz olmalıdır. İslâm dini temizliği emreder. İbadetler, temizlik yapıldıktan sonra yapılır. Üst, baş, giysi, yiyecek, içecek, ev, çevre temiz olmadan; hiçbir ibadet yapılmaz. Yapılsa da, Allah cc. Kabul etmez.

Müslüman, fiziki anlamda, maddi, manevi, ruhi anlamda temiz olmak durumundadır. İslâm dinini sistematik şekilde öğrenip, yaşamalıyız. Önce 32 farz denilen, yapmamız gereken ibadetleri öğrenmeliyiz. Hemen yapmamamız gereken haramları da öğrenmeliyiz. 54 farzı öğrenmeliyiz. “Bendeniz, makale yazım uzun sürmesin diye, 32 ve 54 farzı yazmıyorum. Hemen internete girip, 32 farz yazın. Sonra 54 farz yazın ve detaylı şekilde lütfen öğreniniz. Eğitimini, öğretimini mutlaka alınız. “Bilgisiz, cahil- cühela insan, İslâm dinini yaşayamaz. İslâm dinini, Müslümanlığı bilmeyen insan; İslâm dinine ve Müslümanlara düşmanlık eder!

Müslüman bedenen, fiziken, maddi, manevi, ruhen temiz olmalı. Müslümanlıkta maddi, manevi temizlik esastır. Olmazsa, olmazlardandır. Müslümanlıkta; yalan, iftira, hile, sahtecilik, sahtekârlık, aldatma, kandırma, zalimlik etme, haksızlık etme, büyüklük taslama gibi olumsuz davranışlar haramdır. Bu gibi haram, günah işleyenlerin, ibadetleri de boşa gider! Müslüman; bilgili, bilinçli olmalı. Ne yaptığının farkında olmalı. “İslâm dininde haramlardan sakınmak, ibadet yapmaktan daha önce gelir.” Olgun, samimi, dindar Müslüman, Kur’ân ve peygamberimiz ahlâkında olmalı. Güler yüzlü, tatlı dilli, ne söylediğini, yaptığını bilen olmalı. Özü, sözü, davranışları doğru olmalı. “İslam dini; inanç, ibadet, güzel ahlâk, dürüstlük, muamelat, doğruluk, adalet, maddi, manevi temizlik üzerine kurulmuştur.”

Peygamberimiz buyuruyor: “ Kendisine yumuşak huyluluk verilen kimseye dünya ve ahiret iyilikleri verilmiştir.”

“Allah cc. Refiktir- dosttur. Yumuşaklığı sever. Sertlik edenlere vermediklerini, yumuşak huylu olanlara ihsan eder.”

“ Yumuşak davranmayan, hayır- iyilik yapmamış olur.”

“İçinizden en sevdiğim kimse, huyu en güzel olanınızdır.”

“insanlara kolaylık ve yumuşaklık gösteren kimse cehennemde yanmaz.”

“Allah cc. İçin alçak gönüllü olanları, Allahü Teâlâ yükseltir. Kendini yüksek görenleri herkesin gözü önünde alçaltır. Allah cc. Kibirlileri sevmez.”

“Müslüman, kibardır, naziktir, incedir, aile halkını sever.”

“ Vatan sevgisi imandandır.”

(Müslümanları daha iyi tanımak için; “Mümin un süresini” iyi anlamalı. Kur’ân’ı aslından okurken; mealini, Türkçesini de okumalı. Ne dediğini anlayıp, yaşamalı. Anlayarak okumalı.)

(Müslümanlığı anlamak için; Furkan süresi 63- 68. Ayetleri anlayarak, kavrayarak okumalı.)

( Müslümanlığı; Furkan süresi 72- 74. Ayetlerinden anlamaya çalışmalı.)

Allah cc. İnsanlardan, müminlerden şu sıfatlarda olmasını istiyor:

“( İnsanların yumuşak huylu olmasını istiyor.

Cahillere bulaşmamalarını, muhatap olmamalarını istiyor. Hatta yüz çevirin, buyuruyor.

Allah’a ibadet, zikir, taat, dua, tövbe, hamt, şükür etmelerini istiyor.

Cehennemden uzak tutulması konusunda dua etmesini, gerekenlerin yapılmasını istiyor.

Ne israf ne de cimrilik etmelerini istiyor. Doğru olan orta yolda olmalarını istiyor.

Allah’a ve dinine eş, ortak koşmamalarını emrediyor.

Haram ettiği cana kıymamalarını istiyor.

Faydasız ve zararlı işlerden kaçınmalarını emrediyor.

Kötü, çirkin, zararlı işlerden, vakarla yüz çevirmelerini buyuruyor.

Allah’ın ayetlerini dinlemelerini, tutmalarını istiyor.

Kendimizi ve çocuklarımızı en güzel ahlâkta yetiştirmemizi istiyor.

Allah’a ve emirlerine karşı gelmekten sakınmamızı istiyor.)”

“ Öncelikle 32 farzı öğrenelim. İslam dininin “beş temel şartını” öğrenelim. Namaz kılmayı, zekât vermeyi, oruç tutmayı, hac yapmayı öğrenelim. Bütün bu ibadetler, gusül- boy abdesti, namaz abdesti alındıktan sonra yapılmaktadır. Abdest almadan, ibadet olmaz. Namazın iç ve dışında olan, abdest alma farzlarını da öğrenmeliyiz.”

“Öncelikle 54 farzı öğrenip, yerine getirelim. Daha sonra da, 54 farz dışındaki farzları öğrenelim. Haram, günahları öğrenip, kaçınalım. İslâm dinini öğrenmeden, bilmeden, ibadet olmaz. Bilgisiz, cahilce hiçbir iş, ibadet, eylem doğru - dürüst yapılamaz. Bunun için öğrenim görmeliyiz. Eğitim almalıyız. Okumalıyız. Araştırmalıyız. Kendimiz geliştirmeliyiz. Doğru bilgilerle yaşamalıyız. “Doğru bilgi diyorum. Sana göre, bana göre doğru demiyorum. Allah’ın ve peygamberinin doğru dediği; doğrudur. Yanlış dediği de yanlıştır. Burada; sana göre, bana göre doğru olmaz. Bu söz tamamı ile yanlıştır.”

Olgun, bilinçli Müslüman; anne ve babasına, öğretmenine, kendine din- iman öğreten hocasına, milletine, memleketine, saygın insanlara, sevgi ve saygı duyar. Onlara hiçbir şekilde hainlik yapmaz. Onlara hizmeti alışkanlık eder, görev bilir. Allah’a olan şükran, teşekkür, şükür, hamt borcunu öder. Allah cc. Rızası için iyilik ve hizmet eder. Sever, sayar, saygı duyar. Hiçbir kutsal değere hainlik, adilik, kalleşlik, kahpelik, alçaklık etmez. Allah’a verdiği nimetten ötürü, emir ve öğüdünü yerine getirmek için; emirlerini tutar. Yasakladıklarından sakınır. Allah’ın nimeti karşılığı ibadetle ödenmez.

Allah cc. Kendine karşı ufak- tefek kusur işleyenleri belki affeder. Ama yaratığı varlıklara, kullarına karşı yapılan zalimlikleri, haksızlıkları affetmez. Kime haksızlık edilmiş ise ondan razı- hoşnutluk almak gerekir. Allah’ın hiçbir kuluna; hayvan, bitki dâhil, haksızlık etmemeli. Allah’a karşı saygılıysak, kullarına karşı da saygılı olmalıyız.

Üzerinize başkasının hakkı bulunuyorsa, ondan af dilemeli, kendinizi affettirmelisiniz. Allah’ın bizim ibadetlerimize ihtiyacı yoktur. İbadetlerimizin gayesi; Allah’ı tanımak, saygılı olmak, şükretmek, taatta bulunmak içindir. Daha iyi kul, daha yararlı, değerli, önemli kul olmak içindir. Yaratıcısını, yaşatıcısını bilip, yolunda; O’nun istediği şekilde gitmektir. Yarattığı kullara iyilik, hizmet, infak, yardım etmektir. En ideal hak mümin ve hakiki Müslüman olabilmektir.

Peygamberimiz sav. Mealen Buyuruyor: “ Müslüman, Müslümanın kardeşidir. Birbirlerini incitmezler, üzmezler...”

“Bir kimse din kardeşinin yardımcısı olursa, Allah da onun yardımcısı olur.”

“Allahü Teâlâ, bazı kimseleri, din kardeşinin yardımcısı olsun, diye yaratmıştır. İhtiyacı olanlar, onlara başvururlar. Bunlar için ahirette azap korkusu olmayacaktır.”

“ Allahü Teâlâ, bazı kullarına fazla nimet vermiştir. Bu nimetlerden Allah’ın kullarına dağıtırsa, nimetleri azalmaz...”

“ Bir kimsenin, din kardeşinin ihtiyacını karşılaması, on yıl itikâf etmesinden, daha kazançlıdır…”

“ Bir kimse, din kardeşinin bir işini yaparsa, onun için binlerce melek dua eder…”

“Allah’ın en sevdiği iş; elbise vererek, doyurarak veya başka ihtiyacını karşılayarak, bir mümini sevindirmesidir.”

“Allah’ın sevdiği en iyi iş; farz ibadetlerden sonra bir mümini sevindirmesidir.”

“İmanı en kuvvetli olanınız, ahlakı en güzel olanınız ve bayan olan eşine, en güzel, yumuşak davrananızdır.”

“ İbadetlerin en kolayı, en hafifi; az konuşmak, iyi huylu olmaktır.

Hadis-i şerif: “(Peygamberimize bir kişi üç defa ardı sıra aynı soruyu soruyor. Diyor ki; işlerin en hayırlısı hangisidir? Peygamberimizde; “işlerin en hayırlısı, güzel huylu olmaktır,” buyuruyor. İyi huylu olmak, ne demektir, anladınız mı? Diyor. İyi huylu olmak; elinden geldiği kadar başkalarına kızmamaktır. Kimseyle münakaşa etmeyen, haklı olsa bile kimseyi dili ile incitmeyen, kimsenin; cennete gideceğini, size söz veriyorum. Şaka yapmak, yanındakileri güldürmek için olsa bile, yalan söylemeyenin, cennete gireceğini, size söz veriyorum. İyi huylu- güzel karakterli- iyi ahlâklı olanın, cennetin yüksek derecelerine kavuşacağına sizlere söz veriyorum.)”

Allah cc. İslam dininden ve İslam dinini yaşayandan memnundur. “Bu dinde olanlar; Allah’ın emirlerini tutar, yasaklarından sakınır. İyiliği çok yapar, kötülükleri engeller.”

 Cömert olma, iyi huylu olma, emanete hainlik etmeme, yumuşak huylu olma; Allah cc. Emridir. Müslüman, sert, kaba, öfkeli olmaz, olmamalı. Saygısızlık yapana bile yumuşak davranmalı. Haksızlık yapanı affetmeli. “Devlet isen; adaletle muamele etmeli.” Ahbap ve akrabaları gözetmeli. Merhametli, şefkatli, müşfik davranmalı. Düşman, yurdunu gasp ediyorsa, saldırmışsa, işgal ediyorsa; kahraman gibi savaşmalı, dövüşmeli. İffeti, yuvayı, yurdu korumalı.

Hiçbir varlığa zarar vermemeli. Her günün tümünü ibadetle geçirsen de; varlıklara zarar veriyorsan, bu ibadetlerin bir kıymeti, değeri, harbiye si yoktur. Müslüman; “elinden ve dilinden güvende olunan kimsedir. Kimseye zarar vermeyen kimsedir. Peygamberimiz, Müslüman’ı böyle tarif etmiş, tanımlamıştır.”

 İslam dinini, Müslümanlığı hakkıyla dosdoğru öğrenip, yaşamalı. Bize verilen görev, ödev, yükümlülük, sorumluluk budur. İslam dinini, Müslümanlığı doğru öğrenmeyenler; İslam, Müslüman, insanlık, varlıkların düşmanı olurlar. İnsana ve her varlığa zarar verirler. Bilgili, bilinçli, samimi, bilinçli dindar, hakkıyla dosdoğru mümin ve Müslüman olmaya niyet edip, azimle gayret etmeli. Kurtuluş bundadır. Bunu hiç unutmamalı.

“Bu yılımız, 2020 yılımız; KOVİT 19- KORONA VİRÜS PANDEMİSİ İLE GEÇMEKTEDİR!” Bu virüslü hastalıktan 11 ay boyunca dünyada; 77 milyon insan hasta oldu! 1 milyon 720 bin kişi yaşamını yitirdi! Ülkemizde de 2 milyon kadar insan hastalığa tutuldu! 18 bin kişi yaşamını yitirdi! Bu hafta aşı yapma başlayacak inşallah. Aşı da olsak, yine kendimizi ve başkalarını koruma amaçlı çok dikkatli davranmalıyız. Bu bir kul hakkıdır. Biz dikkat etmezsek; hem biz ölüyoruz! Hem de başkaları ölüyor! Arkadaşlarımdan, aile boyu ölenler oldu!

Biz büyük yaşlılar, pek dikkat etmediğinden, tüm dünyada salgın hastalık hızla yayıldı. Öğrenciler geçen öğretim yılı ve bu öğretim yılında okula gidemiyor! Öğrencilerimizin öğrenimleri yarım kalıyor. Eksik bilgi ile yetişiyorlar! Bu durumda ayrı bir felakettir! Bunlar hep kul hakkıdır. İlkeli, kurallı, helal, temiz yaşamadığımızın acı sonuçlarıdır.

 “Lütfen! MASKE, FİZİKİ MESAFE, TEMİZLİK kurallarına eksiksiz uyalım.” Sağlık bilim insanlarının önerilerini harfiyen uygulayalım. Batıl batılılar gibi “özgürlük” adına kuralları protesto edip, büyük kitleler halinde ölmeyelim! Cenazemiz bile cemaatsiz kalkmasın. Ölümümüzden bile, kimsenin haberi olmadan, gömülmesin. Bizler, Müslümanlığa, ilme, irfana, fazilet değerlerine uygun şekilde yaşayalım. Kötülüğü, çirkinliği, azgınlığı örnek almayalım. İlim, irfan, bilim, bilgi ile onurluca, sağlıklı, huzurlu, mutlu, iyi, güzel, dosdoğru yaşamaya çalışalım. Nefsimize uymayalım. Doğru bilgi ile işletilen aklımıza uyalım. Ortak doğru akıl kullanalım.