Millet ve devlet olarak, her yönü ile çok güçlü olmalıyız. Zalimlerin egemen olduğu bir dünyada, zayıf olanı yaşatmazlar! Vatanını, devletini, milleti, bayrağı, bağımsızlığı, özgürlüğü, insanlığı, tüm değerleri, iffeti yok ederler! Yaşama hakkı tanımazlar. Zayıf olanı yaşatmazlar. Eğitim, öğretim, sağlık, ekonomi, spor, askeri eğitim, askeri donanım, sanayi, teknik, teknoloji, yapay zekâ, tarım, hayvancılık olarak, bir bütün halinde; çok, çok, çok güçlü olmak zorundayız. Millet olarak; birlik, beraberlik, sevgi, saygı, birbirine bağlılık, yardımlaşma, dayanışma, paylaşma içinde olmalıyız. Birimiz hepimiz, hepimiz birimiz için kendine feda edebilmelidir.

                Türkiye coğrafyası; jeopolitik, jeocoğrafi konumu, dünyada başka hiçbir yerde olmayan, bir durumdadır. Üç eski kıtanın ortasında, 7 iklim ve 4 denizi olan, her coğrafi bölgesi farklı iklim ve güzellikte yaratılan, eşsiz bir ülkedir. Güçlü olmazsak, hayat hakkı tanımazlar!

İçimiz ve dışımız hainlerle doludur. Dış düşman, ekonomik ve siyasi gücü ile içimizde düşman üretmektedir. Fikir, düşünce, felsefe, ideolojik ve para ile karaktersizleri satın alıp, aleyhimizde kullanmaktadır. Vakıf ve fon hibe paraları ile içimizde düşman beslemektedir. Bunu bugün biliyoruz. Kimleri satın alıp, mankut gibi kullandıklarını da biliyoruz. Ülkemizde 100’e yakın siyasi partinin, 123 terör örgütünün ve uzantılarının; ülkemiz, devletimiz, milletimiz aleyhinde çalıştığını, silahlı terör yaptığını görüyoruz. Yalan terörü ile diğer vatanseverleri de aldatmaya çalıştıklarını da görüyoruz.

                Tüm olumsuzluklara rağmen son 20 yıl içinde ülkemiz son 500 yılın en güçlü durumundadır. 15 Temmuz 2016 satılmışların darbe yapma girişiminden sonra Türk Silahlı Kuvvetleri, polis örgütümüz, yargı, devlet hainlerden kısmen temizlendi. Devletimizde hainlerden temizleniyor. Temizlenmeye de devam ediyor. Bu hain satılmış mankutların, milletimizi; siyasi, ekonomik, eğitim, öğretim, kültür ile etkileme gücüde büyük ölçüde kırıldı. Devlet ve millet olarak her geçen gün çok daha güçlü oluyoruz, elhamdülillah.

                Biz, bu ülkeyi vatan edindik. Bu vatanda yaşamak durumundayız. Allah cc. Korusun, başka bir yerde hayat hakkı tanımazlar. Her ne bahasına olursa olsun; bu güzelim şehitler yurdunu korumak, kollamak, güçlendirmek zorundayız. Bizim için başka bir vatan, ülke, memleket yoktur.

                Türk Silahlı Kuvvetleri ( TSK) büyük ölçüde hainlerden temizlendi. Yargı da büyük ölçüde temizlendi. Devletten 130 binden fazla haini, düşmanlık edeni, attı. Bazıları, 50 bin kadarı yargılanıp, cezaevine konuldu.

Ordumuz son yüzyıllarda en güçlü dönemini yaşıyor. Mehmetçik düşmanlarına karşı zafer, muzaffer, başarı tarihi yazıyor. Ülkemizin dışında operasyonlar gerçekleştiriyor. Başarıyı gerçekleştiriyor. Düşmanı alt ediyor. Şu anda 13 ayrı ülkede, ordumuzun askerleri Mehmetçik, barışı sağlıyor. Çetelerle, teröristlerle, taşeron terör örgütleri ile savaşıyor. Askeri eğitim, öğretim, donanım, malzeme, ekipman veriyor. Kullanmasını eğiterek, öğretiyor.

                Ülkemiz, son 7 yıldan beri yanı 2014 yılından beri savunma sanayisinde; yerli, milli, yerli savunma sanayisini büyük ölçüde oluşturdu. Şu anda %70’den fazla kendi silahını, mühimmatını, askeri malzemesini kendimiz yapıyoruz. Hedefimiz; %100 yerli savunma sanayisini kurmaktır. Kısa adı; “Yeten” projesini başlattık. 2.216 şirket, askeri savunma sanayisinde üretim yapıyor. Ordumuzun gereksinimlerini karşılıyor. Yapay zekâya, robot silahlara ağırlık veriliyor. Dünyanın en gelişmiş 7 ülkesinin harp sanayisine ulaşmaya çalışıyoruz. Hatta bazı alanlarda geçtik bile!

                Bizler, millet olarak çok dindar, bilgili, ahlaklı, milli, manevi, ilmi, insani değerlere sahip olmalıyız. Bu fazilet değerlerini yaşam tarzı etmeliyiz. Birey olarak çok donanımlı, bilgili, çağın tüm donanımlarına sahip olmalıyız. Bilimde, fende, teknikte, teknolojide, yapay zekâda, tarımda, hayvancılıkta, üretimde, stratejik kalitede, verimde olmalıyız. Çok stratejik çalışmalıyız. Çalışkan olmalıyız. Bedenimizi çalışmaya alıştırmalıyız. Hantal, iş görmez, eğitimsiz, bilgisiz, hanzo gibi asla olmamalıyız. Aklımızı doğru zamanda doğru yerde dosdoğru değerlendirmesini becermeliyiz. Sürekli eğitim- öğretim halinde olmalıyız. Sevgi, saygı, hoşgörü, birlik, beraberlik içinde yaşamalıyız. Fitne, fesat, bozukluk, bozgunculuk, ayrımcılık, kötülük, çirkinlik, yaramazlık, olumsuzluk içinde olmamalıyız. Her an kendimizi eleştirmeli, sorgulamalı, yargılamalı ve düzeltmeliyiz. İyileştirme çalışmamızı önce kendimizde yapmalıyız. Kendimiz olumsuzluk içindeyken, başkalarını düzeltip, iyileştiremeyiz.

                Birey alarak sağlıklı olmalıyız. Sağlıklı kalmaya çalışmalıyız. Sağlık konusunda bilgili olmalıyız. Kendimizi bu konuda eğitmeliyiz. Kilolu olmamalıyız. Yağ oranımız vücutta çok olmamalı. Her gün yeterli, dengeli, helal, sağlıklı, taze, doğal, ev yemekleri, besinler yemeliyiz. Kas yapımız güçlü olmalı. Vücudumuza sahip olmalıyız. Bakımlı, sağlıklı, enerjik, kondisyonu, performansı yüksek olmalıyız. Günlük aldığımız kaloriye dikkat etmeliyiz. Kemiklerimiz, kaslarımız güçlü olmalı. Karın ve basen yağlarımız olmamalı. Zinde bir sağlıklı yaşam için mutlaka ama muhakkak sporu düzenli yapmalıyız. Vücudumuza uygun amatör ve profesyonel spor yapmalıyız. Asla ve katiyen zararlı, bağımlılık yapan madde kesinlikle kullanmamalıyız. Millet olarak kitle sporuna önem verip, tercihimizi bu yönde yapmalıyız. Hayal ettiğin güzelliğe ulaşmak irade ile planlı çalışmak ile kolay olmaktadır. Hiçbir zorluk karşısında asla pes etmemeliyiz. Birey iyi ise aile iyi olur. Aile iyi ise toplum iyi olur. Toplum iyi ise devlet iyi olur.

                Ülkemizde 100 kadar siyasi parti, 123 tane terör örgütü, İttihat Ve Terakki Terör Örgütü gibi işlevde bulunmaktadır. Herhangi bir yararlı hükumet seçimle, yasal yolla göreve geldiğinde, yıkmaya çalışmaktadırlar. Devleti yıkmak amaçlanmış, hedeflenmiş, gaye edinilmiş. Bunu da açıktan söylemektedirler. Devleti yıkmamız gerekir, demektedirler. Anarşi, şiddet, terör, çatışma, yol edinilmiş. Milletin zayıf, devletin güçsüz olması için ellerinden geleni yapmaktadırlar.

 28 Temmuz 2021 günü ülkemizin 283 yerinde, 55 İlinde çıkarılan orman yangınları da bu amaçla çıkarılmıştır. Ülkemizdeki, PKK denen bölücü, taşeron komünist örgüt, bu yangınları çıkardı. Bugün 12.08.2021 günü olmasına rağmen, 15 gündür yangınlar tüm müdahalelere rağmen birkaç yerde hala devam etmektedir!

Yangınlar birkaç yerde devam ederken, 6 Hükümet bakanı, milletvekilleri yangın bölgesinde iken; Orta ve Batı Karadeniz’de sel oldu! Birkaç saat içinde bölgeye metrekareye 318 cm. yağmur düştü. 100 cm. ’den fazla yağış düştüğünde afet kabul edilmektedir. Sel suları 2- 3 katlı binalara kadar yükseseldi1 insanlar binaların çatılarına çıktı. Çatıda olanlar, helikopterlerle kurtarıldı. Oysa bölge tamamen ormanlarla kaplıdır. Ama yağış kuvvetli, şiddetli ve çok olunca, sel oluştur. Hükümetin birçok Bakanı bölgeye gitti. Kurtarma ekipleri bölgeye ulaştı.

Orta ve batı Karadeniz’de sel olurken, Doğu Karadeniz’de, Kuzeydoğu Anadolu’da da sel oldu. Yağmur, sel, yıldırım derken henüz belirlenen 11 kişi öldü! Bu 11 ölüm, yangınlarda olan ölümlerden fazla oldu. AFAD, UMKE, Türk Kızılay, Jandarma kurtarma, polis kurtarma, sivil toplum örgütü kurtarma ekipleri hamt olsun, var gücü ile çalışıyor. Hepsine çok, çok, çok minnettarız. Teşekkür ediyoruz. Allah cc. Razı olsun, diyorum. Duacıyım. Devletime, milletime, iyi niyetle çalışanlara duacıyım. Hainlere ise hakkımız helal etmem, etmiyorum, etmeyeceğim.

14 Temmuz 2021 günü Rize ve çevresinde olan yağışta 226 cm. yağış düşmüştü. Bu tarihten sonra 4 defa sel olmuştu.

Ülkemizin güneyinde, batısında yangın, kuzeyinde ve doğusunda ise sel olmaktadır.

Tüm dünya 2021 yılında hiç olmadığı kadar yangın ve sellerle boğuşmaktadır.

                Dünyanın pek çok yerinde, bizden daha kapsamlı orman yangınları devam etmektedir. Sibirya’da, Yakutistan’da orman yangınları devam etmektedir. Üç milyon hektar orman yandı.

Amerika’nın 17 eyaletinde orman yangınları devam etmektedir. Amerika’da birkaç gün içinde 7 bin orman yangını çıkarıldı.

Brezilya da orman yangınları devam ederken, Avrupa’nın pek çok ülkesinde orman yangınları sürmektedir. “Bu yangınları; iklim değişikliğine bağlayanlar var. Orman yangınlarını çıkaranlar, kendilerini gizlemek için böyle bir perde kullanmaktadırlar. İnsan eli olmadan mı, bu yangınlar çıktı? Hava sıcaklığından ötürü mü bu yangınlar çıktı?

                Dünya, 1750 yılı Sanayileşme Devriminin başlamasından, bu günümüze kadar geçen süreçte 1,5 santigrat derece sıcaklık artmış. Bu artış nedeniyle mi dünya tutuştu? Şer güçler; haini, alçağı, kahpeyi, adiyi, doğa ve insan düşmanını gizlemek için tüm dünyada böyle bir propaganda yapmaktadır. Her zaman kışları soğuk olur. Yaz mevsiminde sıcak olur. Ormanı tutuşturmayınca da yanmaz. Doğal yangınlarda önlemler alınarak, giderilebilir.

                Rize’de 14 Temmuz 2021 gününden beri, 28 günde, 4. Sel olayı yaşandı. Dik dağlar, dik bayırlar, yamaçların olduğu yerlerde ormanlar kesilip, çay yapıldı. Çayın kökleri parmak kalınlığındadır. Toprak suya doyunca, yoğurt kıvamında olup, heyelan oluyor. Seller oluyor. Bu konuda da acilen, ivedilikle önlemler alınmalıdır.

                Kentleşme yapılırken, doğal afetler göz önüne alınarak yapılmalıdır.

                Ülkemiz, hep kafasını doğru işletemeyen, beyni yeterince çalışmayan, bilgisiz, cahil, cühela, kandırılmış, düşmana mankut olmuş, kişilerden çok zarar görmektedir. Anarşi, şiddet, terör, hırsızlık, yasalara uymamazlık, dine- imana aykırı iş yapmaktan zarar görmektedir. Terör hem sosyal hayata zarar, ziyan vermekte; devletimizi, milletimizi zarara uğratmakta, hem de coğrafi, ekolojik zenginliğimizi yok etmektedir.

“Türkiye’mizde 1981- 1988 yılları arasında 86,400 hektar ormanımız yanarak, kül oldu! Bu orman ağaçlarının 2.231.565 metreküp ağaç endüstriyel odundu. 9.630.421 metreküpü yakacak odundu. Hainler ve kafasız aptallar yüzünden yok oldu. Orman yandığında sadece odun kül olmuyor. Evler, köyler, mahalleler, evcil hayvanlar, ormanda yaşayan hayvanlarda acı, ıstırap içinde yok olmaktadır! Doğa yok oluyor.

1937 yılından sonra şu iki büyük orman yangını kayıtlara geçmiştir:

Dursunbey orman yangını: 1945 yılında çıkmıştır. Sekiz gün devam etmiş. 12.600 hektar çam ormanı yanmış. Hem de Dursun Bey çamları çok kaliteli çam ağaçlarıdır.  Bu yangında 1 milyon metreküp orman serveti yok olmuştur.

                Marmaris orman yangını: 1979 yılında çıkmış. 11 gün sürmüştür. 13.844 hektar orman alanı yanmış, kül olmuş. Halkımız büyük zararlar görmüştür. Bu yangında 315.000 m3 kerestelik orman yanmıştır. Ayrıca 98.000 ster yakacak orman odunu yanmış, kül olmuştur!”

                Günümüzde devam eden Ege ve Akdeniz Bölgesi orman yangını 28 Temmuz 2021 gününden beri 15 gündür devam etmektedir. Bu yangınlarda kafasızlar ve hain teröristler tarafından çıkarılmış. 55 İlimizde devam etmiş. Henüz birkaç ilde devam etmektedir. 90 hava aracı, binlerce kara aracı ve insan ile söndürülmeye çalışılmaktadır.

                Orman söndürme personel, araç- gereç ve kurtarma ekibi olarak dünyanın en iyileri arasındayız. Ülkemizdeki, tüm orman yangınları kontrol altına 16. Günde alındı. Soğutma çalışmaları devam ediyor. Çıkan orman yangınlarına anında müdahale ediliyor.

                Terör elebaşları, Irak’ın Kandil Dağı’ndan emrediyor. İçimizdeki satılmış, mankut, cahil hainlerde yakıyor! Öldürüyor! Katlediyor! Zarar veriyor! Kandil PKK-KCK terörist başları emrediyor. HDP denen siyasi parti de, çocukları parti binalarında, ofislerinde aldatıyor, kandırıyor, dağa gönderiyor. Sonra iffetine, namusuna; kadın ve erkek bakmadan, tecavüz ediyor. Hamile kalanları katlediyor!

Çok çocuklu eğitimsiz ailelerin kötü eğitilmiş ya da öğretilmemiş aile çocukları kurban olarak seçiliyor.  Çocukları, gençleri şehirden dağa çıkaran, TBMM’de milletvekili ve grubu olan, halktan %13 oranında oy alan, HDP denilen siyasi partidir. Bu durum devlet tarafından mutlaka önlenmelidir.

                Toplum ve devlet yöneticileri olarak, din- iman, bilgi, teknik, teknoloji gerçekleştirme sahibi olmalıyız. Beşeri afetlerden ve doğal afetlerden korunmasını becermeliyiz. Her bilim dalında yetkin, mükemmel yüksek uzman kişilerin proje uygulamalarını görmeliyiz. “Cumhuriyet tarihinin en büyük yangınlarını 2021 yılı Temmuz ve Ağustos aylarında 15 gün yaşadık!”

“ Yine 2021 yılı Temmuz ve Ağustos aylarında en büyük selleri yaşamaktayız. Hem de bir ay içinde, Rize ve çevresinde yarında olmak üzere 6. Kez yaşayacağız! Sel, heyelan, dolu, kasırga, hortum, yıldırım, deprem gibi doğal afetlerden korunmak çok kolaydır. Aklı, bilimsel kullandığında, hiçbir afet bize zarar vermez. Ülkemizde mimarlık, mühendislik dalında çok farklı mimarlık ve mühendislikler var. Ama yaptıkları kâğıttan tayyare!

Dün, Karadeniz Bölgesi’nde olan aşırı sellerde, 6 İlçe çok büyük zarar gördü! Irmakların kenarlarındaki düzlüklerde şehir- kent yapılanması yapılmış. Aşırı yağmur yağınca, seller olunca, ırmağın suyu taşmış. Çevredeki apartmanların birinci katlarını, zemin katlarını, bodrum katlarını basmış. Sokakta ne varsa sürükleyip, götürmüş! Hastaneyi bile ırmak kenarında yaptıklarından, kullanılmaz hale gelmiş! Irmak ıslah edilmemiş. Sel önlemesi yapılmamış. Çevresi ve tabanı betonlarla çevrilmemiş. İhata duvarları yapılmamış. Köprüler bile sele gitti! Köprüler yıkıldı. Ben bu köprü konusunu sürekli yazıyorum. Bir köprü yapmasını bile beceremiyorsak, kent planlamasını, projelendirmesini hiç yapamayız. Selçuklu, Osmanlı dönemi tek bir köprünün yıkıldığını hiç duymadım, görmedim. Ama demirli, betonlu köprüler hep sele gidiyor. Sadece iki eksik ile körü yapıldığından bu yıkılma oluyor.

Köprüleri şöyle yapalım: “ Köprü ayaklarını yere 20 metre çakalım. Demir beton direklerle 20 metre yere çakalım. Ayakları eşit kenar üçgen şeklinde yapalım. Gelen sel sularını yarsın. Sel suları ayaklara yük, direnç vermesin. Köprüler düz olmasın. Köprüleri kümbetli yapalım. Hem daha dayanıklı olur. Hem de köprü altı açıklığı daha yüksek olur. Sel ile gelen ağaçlar, molozlar köprüye takılıp, kalmaz. Köprüde kullandığımız demirler, betona 10 cm. kalsın ki, nemden, sudan etkilenip, oksitlenmesin. Gerekirse demirlere antipas uygulayalım. Dere ıslahını yaparken, köprü ayaklarının bağlı olduğu yerlerde ihata duvarı yapalım. İhata duvarlarına iki sıra demir perde koyalım. Tek sıra demir perde ile ihata duvarı yapmayalım. Köprü tabanına, derenin içine beton dökelim ki, sel ayakları oymasın.

Binalara yıldırımlık yapalım.

Binaları, yapıları depreme dayanıklı yapalım.

Dere yataklarına, deniz kıyılarına, heyelan bölgesine, ovalara kentleşme yapmayalım.

Kasırga, fırtına ve hortuma karşı dayanıklı binalar yapalım.

Binaların zemin katlarını yüksek yapalım. Bodrum kat yapmayalım.

Şehirlerde yağmur suları alt yapısı yapalım. Ama olağanüstü durumlarda yeterli olacak şekilde yapalım. Karadeniz Bölgesinde 1929- 1978 yıllarında da sel olmuştu. Şimdide oldu. 50 yılda bir olsa da, oluyor, demek ki! Bin yıllık planlarla; şehir, mahalle, köy, dere, ırmak planlaması, projelendirmesi yapmalıyız. Her türlü yangına karşı hazırlıklı ve planlaması yapılmış durumda olmalıyız. Ahşap evlerin olduğu köyler var. Evler birbirinin içine sokulmuş! Bir yangın çıktığında, hepsi yanmaktadır. Kerpiçten evler yapılmış! Bir deprem olduğunda, hepsi yıkılmakta, çökmektedir! Kara, yuvarlak taşlarla, çamurla evler yapılmış! Bir depremde yıkılıp, gitmektedir! Nerede bu yapılan işlerde, yapılarda; akıl, bilim ve teknik? Aklı, bilimi, fenni, tekniği doğru kullanmalı. Doğayla barışık olmalı. Doğaya zarar, ziyan vermemeli. Başka canlıları yok edersek, vebalini çekeriz! Onların ahları, vahları yanımızda kâr olarak kalmaz. Katrilyonlarca, kentilyonlarca canlıyı yok ederken; günahını, vebalini düşünmeliyiz. Doğayı- tabiatı mutlaka ama muhakkak korumalıyız.

10 ağustos 2021 günü Kastamonu, Bartın, Sinop da olan selde ölü sayısı 27’ye ulaştı. Kastamonu da 25, Bartın da 1, Sinop da 2 kişi ölürken, 1 kişide kayıptır! Halka helikopterlerle yardım, yiyecek götürülmektedir. 2021 yılı ülkemizde ve tüm dünyada doğal afetlerle ağır geçmektedir.

Bu yıl, 2021 yılında; ilkbahar ve yaz mevsiminde de Marmara denizi; deniz salyası- Müsilaj kirliliği ile kaplanmıştı. Denize kıyısı olan 7 il, bin kişilik ekiple yüzeydeki kirliliği temizledi ama denizin derinliğinde hala kirlilik bulunmaktadır. Çevremiz, akarsularımız, havamız, toprağımız çok kirletilmektedir. İnsan sonunu hazırlamaktadır!

İnsan, kendini beşeri ve doğal afetlerden korumak için sürekli ilim, bilim, doğru bilgi, fen, teknik, teknoloji sahibi olmalı. Bu değerlerle yaşamalı. Ön düşünce sahibi olmalı. Olabilecekleri önceden tahmin edip, önlemini almalı. Sakat, çürük, bozuk, dayanıksız, sahte işler yapmamalı. İşin kolayına kaçmamalı. Dünyada iyi, güzel, rahat, huzurlu, mutlu yaşayabilecek ortamı hazırlamalı. Aklı, zekâyı doğru bilgilerle kullanmalı. İlim ve resmi işler neyi gerektiriyorsa, eksiksiz yerine getirmeli. Dünyada geniş bilgi yelpazesi ile yaşandığında, insan zarar, ziyan, kötülük görmez.