3 Mart, Türk Mühendis ve Mimarlar Odalar Birliği tarafından “İş Cinayetlerine Karşı Mücadele Günü”  ilan edilmişti ve her yıl değişik etkinliklerle kamuoyunun dikkati bu konuya çekilmeye devam ediyor. Konuyla ilgili TMMOB Rize İl Koordinasyon Kurulu adına bir basın açıklaması yapan MMOB Rize İl Başkanı ve İKK Rize İl Sekreteri Metin Bıçakçı : "3 Mart tarihi, ülkemizin en önemli maden facialarından biri olan ve 263 madencinin yaşamını yitirdiği 1992 Kozlu Maden Faciası’nın yıldönümüdür. Ülkemizdeki iş cinayetlerine dikkat çekebilmek, işçi sağlığının ve iş güvenliğinin önemini vurgulamak için bu tarih TMMOB tarafından “İş Cinayetlerine Karşı Mücadele Günü” olarak ilan edilmiştir.

İş cinayetlerinde hayatını kaybedenlerin, iş kazalarında iş göremez hale gelen işçilerin sayısının dahi tespit edilemediği bir dönemdeyiz. Yasalar ile koruma altına alındığı söylenen işçi sağlığı ve iş güvenliği, her geçen gün kötüye gidiyor. Ülkemiz toplu iş cinayetlerinde, işçi ölümlerinde dünyada ilk sıralarda geliyor. İşçi sağlığı ve iş güvenliği meclisinin yayınladığı rakamlara göre 2018 yılında en az 1923 kişi işyeri kaynaklı nedenlerle hayatını kaybetmiştir

SGK tarafından açıklanan rakamlara bakıldığında; 2017 yılında 4A kapsamında çalışanların geçirdiği iş kazası sayısının 359.653;  4B kapsamında çalışanların geçirdiği iş kazası sayısının ise 213 olduğu görülmektedir. Bu kazalar sonucunda 4A kapsamında çalışan 1.633, 4B kapsamında çalışan 3 kişi olmak üzere toplam 1.636 kişi hayatını kaybetmiştir. Açıklamaya göre, 2017 yılında bir önceki yıla göre iş kazası sayısı % 25 oranında, iş kazaları sonucu ölüm % 16 oranında artmış; 2018 verileri ise henüz açıklanmamıştır.

2013 yılından 2018 yılına kadar gerçekleşen iş kazaları ve bunlara bağlı oluşan ölüm sayılarını incelemek mümkündür.

İŞ KAZASI İSTATİSTİKLERİ

YIL

İş Kazası Sonucu ölüm

Toplam İş Kazası Sayısı

TÜRKİYE

RİZE

RİZE

TÜRKİYE

2013

1.360

2

299

191.389

2014

1.626

4

394

221.336

2015

1.252

3

429

241.547

2016

1.405

8

630

286.068

2017

1.636

8

692

359.766

2018

1.923

10

TOPLAM

9.202

35

9.237

1.300.106

* SGK İstatistiklerinden alınmıştır.2018 yılı iş kaza sayıları henüz açıklanmamıştır.

Ancak biliyoruz ki bu rakamlar, bildirimlere göre çıkarıldığı için gerçeği yansıtmamaktadır. Gerçekleşen kaza ve ölümler çok daha yüksektir. Her yıl, evine ekmek götürmeye çalışan 2 bine yakın işçinin hayatına kaybediyor olması, ülkemizdeki işyerlerinin güvensiz ve ilgili mevzuatın yetersizliği olduğunu göstermektedir.

Ülkemizde gerçekleşen büyük iş kazalarının bazılarını ve hayatını kaybeden emekçilerin sayılarını hatırlatmak isteriz;

Tarih

Kazanın Yaşandığı Yer ve Açıklaması

İş Kazası neticesi

Ölü Sayısı (İşçi)

31 Ocak 2008

Davutpaşa Maytap Atölyesi Patlaması

21

17 Mayıs 2010

Karadon Maden Faciası

30

3 Şubat 2011

Ostim OSB Faciası

7

3 Şubat 2011

İvedık OSB Faciası

13

6 Şubat 2011

Çöllolar Maden Faciası

11

11 Mart 2012

Esenyurt Şantiye Çadır Yangını

11

22 Kasım 2012

ETİ Bakır Samsun Çökme

9

7  Ocak 2013

Kozlu Maden Faciası

8

13 Mayıs 2014

Soma Maden Faciası

301

6 Eylül 2014

Torunlar Center Asansör Faciası

10

4 Kasım 2014

Isparta Yalvaç Tarım İşçileri Faciası

18

28 Ekim 2014

Ermenek Maden Faciası

18

17 Kasım 2016

Şirvan Maden Faciası

16

17 Ekim 2017

Şırnak Maden Faciası

8

TOPLAM

481

6331 Sayılı İş Sağlığı ve Güvenliği Kanunu ve kanun çerçevesinde bu güne kadar yapılan düzenlemeler problemlidir. Bununla birlikte, 4857 Sayılı İş Kanunu’nda yer alan “telafi çalışması”, “denkleştirme”, “çağrı üzerine çalışma”, “kısmi süreli çalışma”, “asıl işveren-alt işveren ilişkisi” başta olmak üzere kuralsız çalışma koşulları olduğu sürece işçi sağlığı ve iş güvenliği alanındaki düzenlemeler bir anlam ifade etmeyecektir.

Bunun yanında, ülkemizde işçi sağlığı ve iş güvenliği uygulamaları, basit bir hizmet alımına dönüştürülmek istenmektedir. Bir danışmanlık hizmeti olan işçi sağlığı ve iş güvenliği uygulamalarında sorumluluk bütünüyle işverene aitken, ülkemizde işveren tüm sorumluluklardan kaçmaktadır. Bu kaçış için ise, danışmanlık hizmeti aldığı iş güvenliği uzmanını sorumlu tutmaktadır. İşverenin önleyici, engelleyici çalışmaları yapmadığı, kaza yaşanan durumlarda fatura meslektaşlarımıza kesilmekte, yargı önüne iş güvenliği uzmanları çıkarılmaktadır.

İşçi sağlığı ve iş güvenliği konusunda iyileştirici adımlar atılabilmesi için öncelikle işverenlerin sorumluktan kaçmasının önünde geçilmelidir. İşverenlerin temel sorumluluklarından kaçtıkları, kendi yerlerine birer günah keçisi olarak iş güvenliği uzmanlarını koydukları bir çalışma yaşamında, önleyici ve engelleyici hiçbir çalışmanın yapılamayacağı açıktır.

Ülkemizde iş cinayetlerinin, iş kazalarının ve meslek hastalıklarının bu denli yaygın olmasının bir diğer nedeni de, emekçilerin sendikal haklarının baskı altında tutulmasıdır. Sendikal örgütlenmenin önündeki engeller tüm çalışanlar için kaldırılmadıkça işçi sağlığı ve iş güvenliği konusunda yol almak mümkün olmayacaktır. Sendikasız uzman, sendikasız işçi, örgütsüz bir çalışma yaşamı ile emekçiler tüm olumsuzluklara karşı açık ve savunmasızdır.

Sigortasız ve sendikasız çalıştırma önlenmeli, kayıt dışı ekonomi kayıt altına alınmalıdır. Güvencesizliğin neden olduğu esnek çalışma, işsiz kalma korkusu, işçilerin sadece fiziksel sağlığını değil, ruhsal sağlığını da olumsuz etkilemektedir. İşsiz kalma korkusu, ücretlerde düşüş, koşulların giderek kötüleşmesi tüm emekçilerin ortak sorunudur.

İşçi sağlığı ve iş güvenliği alanına ilişkin düzenlemelerin ve denetimin yalnızca Aile, Çalışma Sosyal Hizmetler Bakanlığı tarafından yürütülmesi, doğru kararların alınmasının önünde bir engeldir. Bu nedenle düzenleme ve denetleme; Aile, Çalışma Sosyal Hizmetler Bakanlığı’nın yanında, Sağlık Bakanlığı, üniversiteler, sendikalar, TTB ve TMMOB’den oluşan idari ve mali yönden bağımsız bir enstitü tarafından yerine getirilmelidir. Çalışma yaşamına ilişkin tüm düzenlemeler bu enstitü tarafından yeniden ele alınmalı ve kararlaştırılmalıdır.

Bizler, her 3 Mart’ta olduğu gibi bu gün de iş cinayetleri ile mücadele etmek için sesimizi yükseltiyoruz. Ölüm, yaralanma ve sakat kalma; esnek ve güvencesiz çalışma hiçbir emekçinin kaderi değildir. İnsan onuruna yakışır, güvenli ve güvenceli çalışma hakkımız için sesimizi yükseltiyoruz.

Tüm ülkede, tüm çalışma alanlarında işçi sağlığı ve iş güvenliği önlemlerinin artırılması, bağımsız denetim sisteminin yerleştirilmesi, iş cinayetlerinin ve iş kazalarının durdurulması için yılmadan mücadele edeceğimizi kamuoyuna saygı ile duyururuz.

İş cinayetleri kader değildir! İş cinayetleri engellenebilir, yeter ki bilimin ve tekniğin gereği yapılsın! Yeter ki; her çalışmanın öznesi insan olsun!