Muğla’da Gaziler Günü etkinliği Cumhuriyet meydanında gerçekleşti. Törene Vali amir Çiçek, Muğla Büyükşehir Belediye Başkanı Osman Gürün, İl Jandarma ve Garnizon Komutanı Kıdemli Albay Yavuz Özfidan, Cumhuriyet Başsavcısı Necip Topuz, Muğla Sıtkı Koçman Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Mansur Harmandar, gaziler ve yakınları, siyasi parti temsilcileri, kamu kurum müdürleri ve öğrenciler katıldı.
Çelenklerin sunumunun ardından konuşan Türkiye Harp Malulü ve Gaziler Şehit Dul ve Yetimler Derneği Muğla Temsilcisi ve Muğla Şehit Aileleri Yardımlaşma ve Dayanışma Derneği Üyesi Malul Gazi Topçu Albay Sezai Kanlıyar, şehitlerin nurlandığını, gazilerin onurlandığını açıkladı. Kanlıyar, “Şehitlik ve gazilik unvanları, vatan, millet, bayrak, namus, vazife ve diğer kutsal değerler uğruna hiçbir maddi menfaat beklentisine girmeden, inançla, hayatla, kanla ve canla elde edildiği içindir ki, herhangi bir unvan ve rütbe ile mukayese edilemez, değeri maddiyatla ölçülemez. Şehit nurlanmış, gazi onurlanmış askerdir” dedi.
Vali Amir Çiçek, gazilerin duygu ve ruhlarını onların duygusu ile yaşanması gerektiğini söyledi. Vali Çiçek, “Allah’a çok şükür bunu yaşıyoruz. Daha iki ay önce 15 Temmuz gecesi Türkiye üzerinde, vatanımız ve bayrağımız üzerinde oynanan ve böl parçala yok et zihniyetinin uygulamalarının olduğu o gece çok uzak değil iki ay önceydi. Bu duygularla Türkiye Cumhuriyeti’nin unsurları vatandaşlar, ben vatanımı, milletimi böldürmem, vatanımı parçalatmam, demokrasiye sahip çıkan vatandaşlarımız, bu gazilerin ve şehitlerimizin ruhunun yaşandığını gördük o gece. Muğla’da o gece burada binlerce vatandaşımızın Ulu önder Atatürk’ümüzün kurduğu Cumhuriyet’imizin bayrağının dalgalandığı bu yerde karanlık demedi, yıldızlara bakmadan dimdik ayakta durarak kimmiş bana kurşun sıkan hain diyerek gazilerimizin ve şehitlerimizin ruhunu bu meydanda yaşattı. 15 Temmuz 2016 gazilerimizin ve şehitlerimizin ruhlarını sızlattırmadı. Eğer meydanlara inmeyip, o hainlere meydanları boş bıraksaydık o zaman şehitlerimizin ruhu sızlardı. Vatan savunmasında elini, kolunu, vücudunun herhangi bir uzvunu kaybeden yaşayan gazilerimiz ‘Bunun için mi feda ettik biz elimizi, kolumuzu’ diyerek üzülürdü” dedi.