Öncelikle âlemleri hiç yoktan yaratan, yaşatan, var eden, âlemlerin Rabbi olan Yüce Allah’a her an sonsuz kere hamt ediyorum. Şükrediyorum. Zikrediyorum. Tövbe ediyorum. İbadet ediyorum. Tâat ediyorum. Sevgi, saygı duyuyorum. “Emirlerini tutuyorum. Yasakladıklarından sakınıp, kaçınıyorum.” Kendine, peygamberlerin itaat ve tâatta bulundukları gibi aynen itaat, taat, ibadet ediyorum. Kusur, yanlış, eksiklerim için Allah’ımdan af, bağışlanma, mağfiret diliyorum. İnsanlardan özür diliyorum.

Her işime, Allah’ın Rahman ve Rahim adı ile başlayıp, hamt ederek, bitiriyorum. İşlerimi genellikle “boy abdestli ve namaz abdestli” yapmaya çalışıyorum. 1978 yılından beri namaz abdestli olmaya çalışıyorum. “İnsanların bendenizden çok daha iyi olmasını, iki âlemde kurtuluşa ermesini, can-ı gönülden diliyorum.” Bu amaçla ömrüm boyunca hakkı, hakikati anlatıyorum. 1999 yılından beri yazılı basında- medyada ve sosyal medyada ücretsiz yazmaya çalışıyorum.

İnsan, eğer İslam’ı değerler edinmiş ise Müslüman olur. “İnsan olamayan, Müslüman olamaz.” İslam dinine önyargısız, temiz niyetle, öğrenme amaçlı yaklaşmalı. İyileşmeyi, düzelmeyi, İslam olmayı istemeli. Kesin olarak Müslüman olmayı istemeli. İslam olma konusunda düşünüp; öğrenme çalışması yapmalı. Olup- bitenlerden; ders almalı, ibret almalı. Yaratan ve yaratılanlar hakkında derinden düşünmeli. “Nefsinin ve şeytanın isyan, inkâr, kötü niyet, önyargı isteklerini geri çevirmeli.” “Ahiret hayatına inanıp, ahiret hayatına hazırlanması gerektiğine inanmalı.” Şempanze maymununun nesli olmadığına, inkârcılığın akılsızlık olduğuna inanmalı. Materyalizmin kör akılsızlık, zekâsızlık, bilgisizlik olduğuna inanmalı.

Allah’ın yasakladığı, haram saydığı söz, yazı, söylem, davranışları öğrenmeli. “Haramlardan ve şüphelilerden sakınmalı.” Helal istemeli. Helal kazanınca şükretmeli. Haram işleyince mutlaka ama muhakkak tövbe etmeli. Nimetlerin, bereketlerin Allah’ın yaratması olduğunu bilmeli. “Hayvanlar ve bitkiler bile nimetleri, Allah’tan bilir ve şükreder, secde ederler. Nankör olan sadece materyalist insanlardır.”

İnsan, dünyada yaşamak için helal çalışmalı. Helalinden nimet, bereket, zorunlu ihtiyaç karşılamalı. Bunları yaparken, ahiret hayatına hazırlanmalı. “Kendini ahirette zora sokacak iş, eylemler içinde olmamalı. “Dünya, ahire tin tarlasıdır. Dünyada ne ekerse, ahirette onu biçer.”

“ Kanat sahibi olmalı. Günümüzdekiler gibi haramcı, haram elde etmek için 1001 çeşit hile, haram, günah işlememeli. Dünyanın yükünü, kahrını çekip, iki dünyada perişan olmamalı.”

“Müminin niyeti iyi, duyguları güzel, sözleri harika, yazıları muhteşem, davranışları mükemmel olmalı. Kur’ân ve sünnete uygun olmalı. Doğruları yazarken ve de söylerken; yalan, yanlış yapmamalı. Yazmasını, konuşmasını, davranmasını becermeli. Bunun için özel kurslar almalı. Kurslara katılmalı. Seminerlere katılmalı. Konferans dinlemeli. Kitaplar okumalı.”

“Bugün, konuşmasını, yazmasını bilmeyen, pek çok sözde Müslüman aydın, müminleri zan altında bırakmaktadır. Bu cahiller, televizyonlarda konuşturularak, yapay gündem oluşturulmaktadır. Öte yandan da komünistler konuşup, gündem olmakta, iki tarafı çatıştırmaktadırlar!

Bu zorla dövüştürülen; köpek, horoz, deve, boğa kavgasına benziyor. Ama bu hayvanların yarıya yakını zorlasalar da dövüşmemektedirler! Özellikle boğalar dövüşmek istememektedir. Ama onları dövüştürenleri, matadorları, izleyicileri; o hayvanlardan akıllı sanmıyorum!

Allah cc. Ayetinde; “ Kalpler ancak Allah’ın zikriyle tatmin olur.”

Yine Allah cc. Buyuruyor: “ Beni zikredin (anın) ki, bende sizi zikredeyim.”

Dünya hayatında nefsince, şeytanca hareket edenlerin, nefislerini tatmin etmek için haram, günah işleyenlerin; ahiret yaşantıları çok berbat, harap, perişan, zorluk, acı, ateş olacaktır! Kalpleri katı olanlar, gözyaşı dökemeyenler, uzun emel sahibi olanlar, dünyayı elde etmek için aşırı, harami hareket edenler bedbaht olacaklardır. Dünya kaygısı, hırsı, isteği ile helal, haram demeden, hareket edenlerin, işleri zor olacaktır.

Dünyada bir eviniz, bir hayır, ecir sağlayan mekânınız, bir dünyalığınız helalinden olsun. Hırsa, ihtirasa, açgözlülüğe düşüp, harama tenezzül etmeyiniz. İhtiyaç sahipleri için infak ediniz. İnfak sileri maddi, manevi rahatlatır.

Kur’ân üzere yaşarken, peygamberimizi örnek almalıyız. Peygamberimizi örnek almadan, yaşayanlar, kendilerinin İslam dinini yaşadığını sanmaktadır. Kur’ân’ın pratiği, uygulayıcısı, gerçekleştiricisi peygamberimizdir. Dünyada yaklaşık 2 milyar kadar Müslüman vardır. Bunların %90’a yakını Kur’ân merkezli, peygamber eksenli inanmamakta, yaşamamaktadır! Kur’ân ve peygamber dışında; inanç, kitap, önder, lider, mürşit bulmuşlardır! Allah cc. Hidayet nasip eder, inşallah.

Peygamberimiz buyuruyor: “ Benim insanlarda en çok imrendiğim kimse, malı ve çocuğu az olan, namazda nasibi olan, Rabbine itaat edip, ibadetini güzel yapan, birde insanlar arasında gizli kalandır.”

Pek çok âlim şöyle demiştir: “ Hemen, ya âlim ol, ya da öğrenci ol. Bunların dışında başka bir şey olma. Âlim olmaya gücün yeterse, âlim ol. Buna gücün yetmezse, öğrenci ol. Bunları da olamıyorsan, ilim ile ilgilenenleri sev. Bunu da yapamazsan, barı ilim sahiplerine buğuz etme, kin besleme!”

Yine âlimler şöyle diyor: “ İnsanlara hayrı, iyiliği öğreten, kimseye bütün canlılar istiğfar ederler. Hatta denizdeki balıklar bile!”

Hazreti İsa Peygamber ra. Buyuruyor: “  Kim önce ilim öğrenir, sonra başkalarına öğretir, daha sonrada bildiği doğrularla amel ederse, kendisi göğün melekûtunda; azim, üstün, değerli, diye anılır.”

Âlimler buyuruyor: “ Kişiye ilim olarak, Allah’tan korkup çekinmesi; cehalet olarak da ilmini beğenip, gururlanması yeterlidir.”

Âlim diyor ki: “ Bir kimsenin bilmediği bir konuda; “bunu en iyi Allah cc. Bilir,” demesi, gerçek ilmin göstergelerinden biridir.”

Âlim diyor ki: “ Hayır öğreten ile öğrenen, ecir ve sevap bakımından eşittirler. Bu iki sınıfın dışındakilere pek hayır yoktur.”

Hasan Basri Hazretleri buyuruyor: “ İlmin en faziletlisi “vera” sahibi olmak ve “tefekkür” etmektir.”

Peygamberimiz buyuruyor: “ İlim öğrendiği halde, ilmi başkalarına öğretmeyen kimse, Allah’ın kendisine rızık olarak, mal verdiği halde, ondan hiç infakta bulunmayan, kimse gibidir.”

Vahiy kitabı olan, Kur’ân-ı Kerim’in %25’i, yanı dörtte bir kadarı;  ilim= bilim= bilgi, düşünme, araştırma, gezi, gözlem, inceleme yapma, gelişme, bilme gibi bilim ve türevleri ile ilgilidir. Kur’ân’ın ilk inen ayeti; “Oku!” Olmuş. Kur’ân; “okumak” anlamına gelmektedir. Kur’ân ve peygamberimizi, peygamberleri anlayamayan; kendini, Rabbini, haddini, hudutlarını anlayamaz ve bilemez.

Allah cc. Kur’ân ve peygamberimiz hakkında ileri- geri, olur- olmaz, yalan, yanlış, yerme, kötüleme için pek çok haktan, hakikatten nasipsizler konuşmaktadır. “Allah’ın ve peygamberin önüne kendi putlarını ve zalim, katil, kâfirleri geçirmektedirler.”

Peygamberimiz sav. Buyuruyor: (“ Her kim benim üzerimden kasten yalan söylerse, cehennemdeki yerine hazırlansın.”

“ Müminlerin iman bakımından en olgunu, ahlakça en güzel olanıdır.”

“Hiçbir namaz taharetsiz, abdestsiz kabul olunmaz. Ganimetten aşırılan maldan da sadaka kabul edilmez.”

“Vah! Abdest sırasında yıkanmayıp, kuru bırakılan, topukların ateşteki haline!”

“ Cebrail as. Namaz vakitlerini belli etmek için, açıklamak, öğretmek için, Rasûlullah sav. İle birlikte namaz kıldı.”

“Kişi sevdiği ile beraberdir.”

“Merhamet etmeyene, merhamet olunmaz.”

“Bizi aldatan, bizden değildir.”

“Sarhoşluk veren, her şey haramdır.”)

Müslüman, ilim, irfan, bilgi, birikim, donanım, samimiyet, sanat, meslek, zanaat, sanatkâr sahibi olmalı. Takva, vera, züht sahibi olmalı. Züht olarak, öncelikle; “haramı, şüphelileri terk etmeli. Helal olanlardan da, fazla olanı terk etmeli. Selamete- esenliğe götüren olmalı. Allah’a ibadeti, tâati, zikri, iyiliği önleyen, engelleyen her şeyi terk etmeli. “Züht, inziva olmamalı.” Toplumda etkin, ibadette sürekli, üreten, dağıtan, veren olmalı. Dünyayı putlaştırmamalı. Ahreti unutmamalı. Sorumlulukları eksiksiz, harfiyen en güzel şekilde yapmalı.

Türkiye’miz biraz gayretle, azimle, iyi niyetli, planlı, programlı, projeli çalışmalarla hızla kalkınmaktadır. İç ve dış hainlerin engellemelerine rağmen kalkınma bazen sekteye uğrayarak, bazen de hızını alarak yoluna devam etmektedir. Ben, bilinçli mümin olarak, derin ve uzak ufka sahibim. Onun için daha kapsamlı düşünerek, bazen eleştiriyorum. Bu olanların; daha çok, iyi, fazla, yaygın olmasını istememdendir. Yapıcı ve olumlu oluşumdandır. Bizler yeterli olmasa da, eğitimde- öğretimde, sağlıkta, turizmde, sanayide, askeri alanda, savunmada, enerjide,  iletişimde, ulaşımda kalkınmada, büyümede yol alıyoruz. İç ve dış alçak kahpe hainlerin engellemelerine rağmen yol alıyoruz.

Bendeniz 1979 yılında kadrolu öğretmenliğe başladım. Ne kötü, kalitesiz, verimsiz mekânlarda okul diye öğrenim yaptırdık. O okullar 1997 yılında kapatılarak, öğrenci taşımalı sisteme geçildi. Öğrenciler köylerden, kentlere taşınarak, normal öğrenime geçildi.

Askeri alanda, savunmada kendi silahımızı yapmada %70 düzeyine ulaştık. Hala hızla devam ediyoruz. Artık savaş uçağımızın yazılımları başladı. Portatifi yapıldı. Zaten helikopter, insansız silahlı- silahsız uçaklarımız, gemilerimiz var. Her türlüsü var. Bunu yabacı, düşmanlık eden ülkeler ve içimizdeki terör destekçisi siyasi partiler bile istemiyor. İstemeyenler bile halkımızdan %50’ye yakın oy alıyor. Bu konuda kapsamlı düşünüp, derin değerlendirmeler yapmalı.

Müslüman, en iyi, güzel, doğru, dürüst, yenilikçi, değişimci, en standartlı, kaliteli, verimli, inovasyon olmalı. Değilse, Müslümanlığında eksiklikler, sorunlar yaşıyor, demektir. Müslüman, akıllı kişiler tarafından beğenilip, benimsenmeli. Takdir edilmeli. Müslüman toplumda eğer milli, manevi, ilmi, ahlakı değerlerden yoksun olanlar, beğeniliyorsa; Müslüman kişilerde ve toplumda sorunlar var demektir. Bu sorunları gidermek için mümin ve Müslümanlar mutlaka planlı, ekip halinde, legal örgütlü çalışmalıdır. Şu anda bu çalışmalar %5 oranında bile yapılmamaktadır. Bunun içindir ki, ülkemiz; anarşi, şiddet, terör, hainlik, alçaklık, kahpelik, katillik, eşkıyalık, hak- hukuk dinlemezlik, sömürü, çalma, hırsızlık, hortumculuktan kurtulamamaktadır. Cinsel sapıklık, ahlakı sapıklık, sapkınlık cirit atmaktadır. Bunlara birey, aile, toplum, devlette katkı sunmaktadır!

Müslüman, olaylara hem “Tümevarım” hem de “Tümdengelim” anlayışı ile bakmalıdır.

Tümevarımda; “gözlenen tek, tek olgulardan yola çıkarak, genel yargılara ulaşmaktır. Başka bir deyişle, Tümevarım; özelden genele giden, bir akıl yürütmedir.”

Tümdengelim; “genelden özeli çıkarsayan, akıl yürütme şeklidir. Çözümleyici bir yöntemdir.”

Bizler olayları incelerken, değerlendirirken; hem Tümevarımdan hem de Tümdengelimden hareket etmeliyiz.

AR-GE ( Araştırma- geliştirme) yapmalıyız. İnovasyon, AR-GE ile oluşur. Ülkemiz son 18 yıl içinde AR-GE çalışmalarına önem verdi. 1,600 geliştirme yapıldı. Sadece askeri- savunma alanında şu anda 650 farklı AR-GE çalışması devam etmektedir. Her konuda AR-GE var. Ülkemizin her yanında bu çalışmalar yapılmaktadır. Devletten de teşvik görmektedirler.

Hazreti Mevlana ra. Diyor ki: Bir insanın nasıl güldüğünden, terbiyesinin neye güldüğünden, akıl düzeyini anlarsın.”

İsra süresi 34. Ayet: “ Verdiğiniz sözü yerine getirin. Çünkü verilen söz sorumluluk gerektirir.”

Tevbe süresi 119. Ayet: “ Ey iman edenler! Allah’a karşı takva sahibi olun. Doğru olanlarla beraber bulunun.”

Nahl süresi 105. Ayet: “Yalanı ancak Allah’ın ayetlerine inanmayanlar uydurur. İşte onlar yalancıların ta kendileridir.”

Allah cc. Buyuruyor: “ İnsanların çoğu iman etmez. Çoğu Allah’a ortak koşar. Çoğu yalancıdır. Çoğu nankördür. Çoğu Kur’ân’dan yüz çevirdi. Çoğu akıl etmez. Çoğu kafasını çalıştırmaz. Çoğu rızkı Allah’ın verdiğini bilmez.”

Allah cc. Buyuruyor: “  Allah sabredenleri sever. Selam, doğru yolda olanlara olsun.”

Dikkat edin! Maddi, manevi kirden, pislikten, haramlardan arınmayanlar, Kur’ân’ı anlamazlar. Bu anlamazlık; fikir, zikir, zihin, ruh kirliliğidir. Düşünce, duygu, bilgi kirliliğidir. “Arınmak için önce insan olmalı. Daha sonra mümin olmalı. İnsan olamayan, mümin Müslüman olamaz.” İmanı olmayanlar, Kur’ân’ı anlayamazlar.

Maddi, manevi temiz olmayanlar; kalbini, beynini, Kur’ân’a açamaz. Dünyanın gelmiş- geçmiş en zalim, katil, katliamcı, sapık, sapkın kişilerini; kendine önder, lider, kılavuz, mürşit edinenlerin, insan bile olamadıklarını görüyoruz.

Bakara süresi 83. Ayet: “ Ancak Allah’a ibadet et. Anne ve babana ve de muhtaçlara yumuşak davran.”

Hadis: “ Güzel ahlak, Allah’ın yüce ahlakıdır.”

“Sizin en hayırlınız, ahlakı en güzel olandır.”

Müslüman, takva sahibi olmalı. Takva; haramlardan kurtulmak, haram işlememek, Allah’ın emrini tutup, yasakladıklarından sakınmaktır. Vera ise ayrıca şüphelilerden kaçınmaktır. Yalancıdan sıddık olmaz. İnsan haklarını çiğneyenden, iyilik gelmez. Haram, günah yapmak; ibadetlerin, iyiliklerin sevabını azaltır, sıfırlar, değersiz kılar!

Allah cc. Ne söylerse dosdoğru söyler. En doğruyu Allah cc. Söyler. Allah’ın ve peygamberinin önüne hiç kimseyi asla geçirmeyiniz. Geçirenden, mümin Müslüman olmaz. Sapık felsefi görüşte olanlar, sapkın olanlar; bu yanlışı yaparak, ne olduğu belirsiz, sapkın yola girmişler ve devam etmektedirler! Hak yoldan sapmışlar. Hakkın yolundan sapmışlar. Mümin ve Müslüman’ım deme yerine; ideolojilerin adları ile kendilerini tanıtmaktadırlar!

Allah yolu; sevgi, saygı, hak, hukuk, ilim, akıl, vahiy, iman, İslam, sabır, ümit, inanç, güzel ahlak, huzur, mutluluk, rahatlık, iki dünyada kurtuluş yoludur. Hakk’a ibadet, iyilik, rahmet, merhamet, kulluk, hidayet, hakikat, insanlık, dostluk, kardeşlik, hak, hukuk, doğruluk, hakkaniyet, edep, hayâ, cennet yoludur. Diğerleri şeytan yolu, cehennem yoludur. Bizden hakkı, hakikati hakça söylemesi!

Mümin, en güzeldir. Güzel olana iltifat eder. Hakkı, hakikati referans alır. İstikameti; dosdoğru olan, Allah cc. Yoludur. Hidayet, sırat-ı müstakim, Peygamber yoludur. Mümin, takva, ittika, vera, muttakidir. Mümin, cömerttir, şefkatlidir, müşfiktir, merhametlidir. Mümin ve Müslümanların binlerce güzel sıfatı, iyi özelliği, güzel niteliği, doğru vasfı vardır. Bunları öğrenip, yaşam şekli yapmalıyız. Allah’ın emirlerini tutup, yasakladıklarından mutlaka ama muhakkak sakınmalıyız. Zalimleri dost, yandaş, yoldaş, arkadaş, önder, lider, mürşit yapmamalı. İltifat etmemeli. Referans almamalı. Onlara hiçbir şekilde uymamalı.

 Allah ve peygamber, mümin ve Müslüman düşmanları; hak, hakikat, doğruluk, gerçeklik, adalet, hakkaniyet, güzel ahlak, edep, hayâ, insanlık düşmanıdır. Onlara aldanmamalı. Kanmamalı. Onlardan uzak durmalı. Hiçbir şekilde ittifak, müttefik, birlik, beraberlik yapmamalı. İşbirliğine girmemeli. Onlardan tüm insanlık ve varlık hep zarar görmüş, görmektedir! Gafil avlanmamalı. Gaflette, delalette olmamalı.