Müslümanın bilgisi yüce Allah’tandır

Müslümanlar, âlemlerin Yüce Rabbi, Yüce Allah’ın bilgisini, ilmini, yarattığı varlıkların bilgilerini edinir.

Abone Ol

Allah cc. Bilgisi ile donanır, birikimlenir, güzelleşir, şekillenir, yararlanır. Bunun için başkalarından çok farklı, yararlı, güzel, iyi, doğru, dürüst, harika, harikulade, şahane, üstün, onurlu insan olur.

Müslüman Yüce Allah’ı bilir ve O’na ibadet eder. Emirlerini dinler. Yasakladıklarından sakınır. İyilikleri, hizmetleri, infakları artırır.

Müslüman olmayanlar, her türlü hak ve hakikatten, doğru ve gerçeklerden, iyiliklerden, Allah cc. Rızasından kaçınır. Allah’ı dost edinmez. Hatta yalanlar, inkâr eder, sevgi, saygı duymaz. İtaat etmez. Allah cc. Düşmanlarını dost edinir. Sevgi, saygı duyar. Şeytanlaşmışların kötü, çirkin, yaramaz, bozuk, yalan, yanlış düşüncelerini isteyerek alır. Artık zalim olmuştur. Şeytanlaşmıştır. İnsanlara ve tüm varlıklara zarar- ziyan vermede, bir sakınca görmemektedir.

Bu kötü, çirkin, berbat, batıl, küfür, çürümüş yolu isteyerek seçmiştir. Zalim ve işe yaramaz hale gelmiştir. Bu kötü durumuyla bile hak ve hakikatte olanlara sorsanız, iyiliği, doğruyu öğretir. Bunlar bilerek iyilik, hizmet, yararlı iş, doğru ve dürüst iş yapmazlar. Kötüler tarafından kullanılan materyal hale gelmişlerdir. Hırsızlık, yolsuzluk, rüşvet, çalma, bozma, yıkma, olumsuz işleri bilerek yaparlar. Bu kötü işleri daha çok materyalistler yapmaktadırlar. Bu adi duruma düşmüşlerin, milletimize, devletimize yararları olmamıştır. Tamamen kullanılan araç- gereç durumuna düşmüşlerdir. Bunların fikirleri- düşünceleri haram, yedikleri haram, içtikleri haram, kullandıkları haram, hakkı yalanlamaları alışkanlık olduğu için düzelmezler. Sadece ülkemize değil, dünya insanlarına ve varlıklarına çok büyük zararlar vermektedirler. Bunlar en zararlı hayvani varlıklardan çok daha tehlikeli olmuşlardır. Zaten yüce Allah’ımız mealen buyuruyor: “ Onlar hayvanlardan daha da aşağıdır.”

1839 Padişah fermanı ile batılılaşma başladı. Yanı toplum ve devlet değer yargılarından yasalarla uzaklaştırıldı. İslam dinine, ahlaka, inanca, ibadetlere, hak muameleye karşı yasalarla uygulamalar yapıldı. Batının batıl olan değersizleri, değer yargısı olarak benimsendi. Toplum inancından ve doğru yargılarından kanunlarla uzaklaştırıldı. Bu insanların nefislerine, canlarına, keyiflerine, zevklerine uygun geldi. Haramlar, günahlar kanunla meşrulaştırıldı. Kadınlar meta, malzeme, araç- gereç olarak kullanılmaya başlandı. Kadın, erkek işliklerindeki, haram, günah ilişkiler normalmiş gibi hale getirildi. Helal yoldan çalışıp, helal kazanma düşüncesi yok edildi.

Her geçen gün toplumun ahlakı bozulmayı sürdürdü. Cumhuriyet getirilince, daha da kötülenme, çirkinleşme, yanlış yapma, haram işleme, günahların normal sayılması, kanunlarla topluma yerleştirilmeye çalışıldı. Genelevler, meyhaneler, kumarhaneler, pavyonlar, gazinolar, batakhaneler, sigara üretimleri, içki- alkol üretimleri başlatıldı. İçkiler övülmeye başlandı. Sigaralar halkın bazı kesimlerine, askerlere bedava verildi. Bütün bunlar yapılırken, dini olana, dinsel davranışlar yasaklandı. Ezan okunması yasaklandı. Allahü Ekber denmesi yasaklandı. Namazdan önce kametteki Allahü Ekber deme bile yasaklandı. Çocukların camilerde, Kur’ân, din öğrenmesi de yasaklandı. Öğretenler cezalandırıldı. Hiçbir devlet uygulaması, hak din İslam dinine uygun yapılmadı. Laik, seküler, din dışı uygulamalar; baskıyla, zorbalıkla, işkencelerle yapıldı. Yapılmaya devam ediyor.

Müslümanlar, dini bütünler devlette alınmadı. Başörtülüler okullara, devlete alınmadı. Askeri alana sokulmadı. Sakalı olan işçilerin, sakalları kestirildi. Dindar olan memurlar mimlendi. İşaretlendi. İş ve görevlerinde zorluklar çıkarıldı. Soruşturmalar açıldı. Başörtülü öğretmenler, memurlar görevden atıldı. Okuma hakkı bile tanınmadı. Bu Cumhuriyetin faziletleri, değerleri nerede?

Eğer 102 yıllık Cumhuriyette; Başbakan Adnan Menderes, Süleyman Demirel, Turgut Özal, Necmettin Erbakan, Recep Tayyip Erdoğan olmasaydı; ülkemiz çok zor, güç, bozuk, yaşanmaz durumda olurdu. Sol, Kemalistler bozmaya, yıkmaya çalıştı. Bu güzelim insanlar, yapmaya çalıştı. Recep Tayyip Erdoğan’ın ise 25 başbakandan, 4 kat daha fazla hizmet ettiğini de söylemek, gerçeği söylemek olur.

Ülkemize en çok zarar verenler; CHP+PKK= siyasi uzantısı oldu. Bir de devlet içinde yapılanan ajan örgütler oldu.

Milletime, devletime, ülkeme, memleketime, insanlara, varlığa zarar verenleri kınıyorum. Hak hukukumu helal etmiyorum. Dinime, imanıma, mazlum Müslümanlara zarar verenleri yeriyorum. Hiç hoş görmüyorum. Asla destek olmuyorum. Günahlarına girmek istemiyorum.

2021 yılında ülkemizde çok büyük yangınlar çıkmıştı. Ormanlar, yaban hayvanları, evcil hayvanlar yanmıştı. Devlet bunları vatandaşlarımıza verdi. Evleri yaptı. Hayvanlarını verdi. Öyle ki, günde 300 kadar orman yangını çıkıyordu.

Bugün 24 Temmuz 2025 günüdür. Ülkemizde bu yıl orman yangını sayısı 4 bini geçti. 25 bin orman ateş savaşçısı görevli ve 125 bin gönüllü tüm ülkemizde yangınla savaşıyor. Halkımızda yangın söndürmeye çalışıyor. Ama ülkemin pek çok bölgesinde yangınlar, tüm söndürme çalışmalarına rağmen sürüyor. Yeterli söndürme helikopter, uçak, kara taşıtlarımız var. Ama güneş altında sıcaklı 55 santigrat dereceyi buluyor. Nem 20’nin altında oluyor. Rüzgâr bazen 100 km. hızı geçiyor. Bu yangınların çoğunun kafasızlık ve hainlikten kaynaklandığını biliyorum. Bazı tutuklananlarda oluyor. Dün Eskişehir’de 10 orman işçimiz, söndürmede yangın içinde kalarak can verdi. Şehit oldu. 14 kişide yanarak, yaralandı. Bunların mutlaka bir gün hesabı olacaktır.

1950 yılından önce İslam ve Müslüman lehine hiçbir şey yapılmadı. Sadece zarar- ziyan verici uygulamalar yapıldı. Denildiğinde, Kur’ân meali, tefsiri yazdırıldı, deniyor. Mehmet Akif Ersoy’a ve Elmalılı Hamdi Yazır’dan bu istendi. Ersoy durumu fark etti. Yazmadı. Mısır’a gitti. Yazır yazdı. Amaç: namazları ve duaları Türkçe okutmaktı. Yanı işin içinde bir din dışı uygulama olacaktı.

Bugün sol ve Kemalistler, Cumhuriyetin fabrika ayarlarına dönelim, diyorlar. Demek istedikleri; 1950 yılı öncesi faşizme, komünizme, totalitere, diktatörlüğe dönüp, Müslümanları yine perişan etmek istekleridir.

1927 yılında 2,2 milyon kişi, Lozan’a göre azınlık olanların adları değiştirilip, Türk ve Müslüman adı verildi. Bunlar devlete girdirildi. Bunlarla Müslümanlara zalimlik, zulüm yapıldı.

Müslümanlar sadece ve ancak hak din İslam’a, bilime, ilme, irfana, insanlığa değer ve önem verir. Kâfirin, gâvurca düşüncelerini reddeder. Kabul etmez. Batıl olan kâfirler, varlıkları boyunca hep zalimlik, zulüm, dehşet veren vahşetler yapmışlardır. Zaten bunun için kâfir, zalim, gâvur olmuşlardır. Bunlardan uzak durmalı.

Müslüman; hak, hukuk, adalet, doğruluk, dürüstlük, hakkaniyet, güzel ahlak, edep, hayâ, İslam ve bilim ile herkese hakkını verir. Kimseye haksızlık etmez. Herkes inancı doğrultusunda yaşar. İdeolojik sapkınlıkta asla davranmaz. Müslüman başkalarını hiçbir şekilde ayrıma tutup, haksızlık etme. Haksızlık eden zalimdir. Zalimlerin cehennemde olacağı bildirilmiştir. Müslüman, aklını İslam ve bilime göre kullanır. Ortak dosdoğru akıl kullanır.

Müslüman, Yüce Allah’ın ilmiyle, bilgisiyle, Kur’ân, sünnet, bilimle, ortak akılla davranır. Bunun için yanlış yapma oranı çok düşüktür.

Müslüman, Yüce Allah’ın emirlerini tutar. Yasakladıklarından sakınır. Sapkınları kendine örnek almaz. İnsanlara ve varlıklara iyilik eder, hizmet eder, yardım eder. Her işini dosdoğru, dürüst, temiz, özenli, dikkatli yapar. Sözünü tutar. Allah’a ve hak hakikate karşı gelmekten sakınır. Haram, günah işlemez. Allah cc. Yolundan ayrılıp, sapkın sapık zalimlerin yoluna düşmez. Kul hakkına özenle, dikkatle; dikkat eder. Ümitsizliğe düşmez. Güzel, iyi, özenli, kırmadan, ,incitmeden davranır. Affeder, bağışlar. Adaletli hareket eder. Alçak gönüllü, ağırbaşlıdır. Güzel işler, görevler yapar. İyilik, hizmet, yarar sağlamak için çalışır.

Müslüman, zalimlere, sapkınlara, sapıtmışlara, şaşırmışlara benzemez. Hak yol İslam dinini bırakıp, ideolojik sapkınları önder, lider edinmez.

Müslüman dosdoğrudur, dürüsttür.

Haksızlık etmez. Haksızlık edenlere hak ettiğini verir.

Olgun bir imana, güzel bir İslam yaşantısına sahiptir.

Müslüman şükreder, hamt eder, zikreder, ibadet eder, ilmini artırır, iyiliği alışkanlık edinir.

Müslüman samimi Müslüman olur. İslam dinini samimiyet ve gelişmişlik ister.

Müslüman, Allah cc. Emrinde, Peygamberimiz sas. Yolunda bilgiyle, bilinçle yaşar. Kapitalisttim, liberalim, sosyalistim, komünisttim, faşisttim, Marksist’tim, Leninist’im, Mao istim… Gibi sapkın yollara düşmez. Zira bu görüşler; insanlık, İslam, varlık düşmanıdır. Hak olan her şeyi yok eder!