Müslüman’ın, akaidi, imanı, itikadı, inancı dosdoğru, yanlışsız, eksiksiz olmak zorundadır. Müslüman’ın veya insanın inancı sağlam, sağlıklı, Kur’ân, sünnet, İslam merkezli, peygamberimiz eksenli olmalıdır. Bu bir vazgeçilmez, zorunlu bir ilkedir. İslam dininin temel ilkesi, kaidesi, olmazsa olmazı, inanılması zorunlu iman hükümleridir. İnanç yalan, yanlış, eksik, bozuk olursa; ibadet, amel, yaşayışta berbat ve sapkınca olur! İslam’ın ilimlerinden biride akait ilmidir. Akait ilmi; inanç, iman, itikat esaslarında söz eder.

İmanın belli temel ilkeleri vardır. Bunu bizler, “Amentü şerhinde” görüyoruz. Amentü şerhi de; “Bakara süresi 285. Ayetten alınmıştır.” Bu bir sistemli, öğrenilmesi kolay olması için düzenlenmiştir. 32 ve 54 farzda Kur’ân’dan İmam Birgivi Hazretleri tarafından sistemli şekilde düzenlenmiştir. Aslında Kur’ân’da farzların sayısı 700 taneyi bulmaktadır. İman esasları da; Kur’ân’ın bütünüdür.

İman esasları olarak; Esma’ül Hüsna’yı eksiksiz, doğru, tam anlamalıyız. Kur’ân ve sünnetleri bir bütün olarak dosdoğru anlamalı ve inanmalıyız. İman şüphe götürmez. İman tam, inanç kuşkusuz olmalıdır.

Akait ilmini en doğru anlatan; “ İmam Maturidi” ve “İmam Eş’ari” Hazretleridir. Bu ekolde olanlar; İslam dinini, Kur’ân, hadis ve sünnetleri daha doğru anlamış, yorumlamışlardır. Bu ekolü benimseyen; “Dört Hak Mezhep” dediğimiz, mezheplerde, imanda ve amelde doğru yorumlar yapmışlardır. “İnsandır, hata, yanlış yapar, diyelim. Eksiklikleri varsa, bunları da düzeltmek, iyileştirmek, daha sonraki âlimlere kalmaktadır.”

“Akait doğru olursa; amelde, ibadette, yaşayışta doğru olur.” İslam dininde 73 ekol vardır. Bunlardan “Fırka-i Naciye” denilen doğru ekolde olanlar; İmam Maturidi ve İmam Eş’arı iman ekolunda olanlardır. Amelde de; Hanefi, Şafi, Maliki, Hanbelî ekolunda amel edenler, daha doğrudur. Diğer ekollerin iman, amel, yaşayış bakımından; Kur’ân ve sünnete pek uymadıklarını görüyoruz. Hele günümüzde ateistlerin, komünistlerin, aşırıcıların, gericilerin, bölücülerin, anarşistlerin, şiddetçilerin, katillerin, teröristlerin eline düştüklerini üzülerek izliyoruz!

İnançta, amelde ve fikirde, Kur’ân ve peygamberimiz, takıp etmeli. İlimle, bilimle, bilgi ile samimiyetle takıp etmeli. “Televizyonlara çıkan sapık, sapkınlara asla uymamalı. Onlar, İslam, Müslüman kılığına giren; insan ve İslam düşmanlarıdır. İnkârcıdırlar. Münafıktırlar. Yozlaştırıcıdırlar. Bozucudurlar. Müslüman’ı kendi maddi çıkarları için kullanıcıdırlar!

Önce, evreni, evrendeki tüm varlıkları hiç yoktan yaratan, yaşayan, öldüren ve tekrar var edecek olan, âlemlerin Rabbi olan Yüce Allah’a sonsuz hamt ediyorum, şükrediyorum, teşekkür ediyorum, itaatte bulunuyorum. Tüm insanlığı şirk, küfür, zulümden kurtarmak için, hak, hakikati, doğru ve gerçekleri, Kur’ân’ı anlatan, açıklayan, yaşayan; âlemlerin son peygamberi Hazreti Muhammet Mustafa’ya salât ve selam ediyorum. Onlara tabi olduğu için en güzel inanca, duyguya, niyete, düşünceye, eyleme, davranışa, hararetlere sahip olan; hak mümin, hakiki, bilge, samimi Müslümanlara sevgi, saygı duyuyorum. Sevgi ve saygı ile selamlıyorum.

İslam’da doğru inancı, akait ilminden öğreniriz. Akait ilmi bizlere İslam dini inancını, itikadını öğretir. Akait ilmi ile Kur’ân, peygamberimiz, sahabe, tabiin ve etbe-i tabiinin, akait ile ilgili görüşlerini öğreniriz. Okumadan, öğrenmeden, bilemeyiz. Bilemeyince de; yalan, yanlış, saçma sapan laf etmeye başlanır! “En doğruyu sadece Allah cc. Bilir. Onun için O’nun kitabından ve kitabını açıklayan peygamberinden öğrenmeliyiz.”

İslam dini tevhit inancı üzerine kurulmuştur. İslam inancına sahip olmak çok önemlidir.

“ İnancı bozuk olanın; niyet, duygu, düşünce, eylem, davranış ve hareketleri de bozuk, saçma sapan, yalan, inkâr, zararlı olur. İlim sahibi olsa da, doğru ve gerçekleri söylemez. Üzerini örter. Yalan, iftira, inkâr etmeye başlar!”

 Ben 65 yıllık ömrüm boyunca, İslam inancına sahip olmayanların, doğru söylediğini görmedim. Bunlar, kendileri ziyana uğrayacakları gibi başkalarına da zarar verirler! Bunlara, Allah cc. Değer vermeyecektir. Yaptıkları işlerden hayır değil zarar göreceklerdir.

Akait ilminin öncelikli kaynağı Kur’ân-ı Kerim’dir. Kur’ân, sadece yaratan, yaşatan Yüce Allah’a ibadet edilmesini emretmektedir. İslam dinini doğru anlamak için, İslam ilimlerini bütünü ile dosdoğru öğrenmek gerekir. “Allah katında tek geçerli, makbul din sadece İslam dinidir. Diğer inanışların hiçbir değeri, önemi yoktur. İslam dininden başka din yoktur. Sadece beşeri, felsefi görüşler, bozuk inanışlar vardır.”

Sad süresi 27. Ayet: “ Hem o göğü, yeri ve aralarındakileri biz boşuna yaratmadık. O, kâfirlerin zannıdır. Onun için vay ateşe girecek olan kâfirlerin haline!”

Duhan süresi 38. Ayet: “ Biz, gökleri, yeri ve ikisi arasındakileri bir oyun ve eğlence olsun, diye yaratmadık.”

Zariyat süresi 56. Ayet: “ Ben, insanları ve cinleri ancak bana kulluk etsinler diye yarattım.”

Mülk süresi 14. Ayet: “ Hiç yaratan bilmez mi? O, en ince işleri görüp, bilmektedir ve her şeyden haberdardır.”

Araf süresi 10. Ayet: “ Şanım hakkı için sizi Arzda yerleştirdik ve sizin için onda birçok geçimlikler yaptık. Siz, pek az şükrediyorsunuz!”

Ahzap süresi 72. Ayet: “ İşte bunlar, Allah’ın çizdiği sınırlardır. Sakın bunları aşmayın. Her kim Allah’ın sınırını aşarsa, işte onlar zalimlerdir.”

Enfal süresi 2. Ayet: “ İnananlar, ancak o kimselerdir ki, Allah anıldığı zaman kalpleri titrer. Ayetleri okunduğu zaman, bu onların imanlarını artırır.”

Meryem süresi 96. Ayet: “ İman edip, güzel amallerde bulunanlar, namazı dosdoğru kılarlar.”

Nahl süresi 43. Ayet: Eğer bilmiyorsanız, zikir ehline sorunuz.”

Bakara süresi 286. Ayet: “ Herkesin yaptığı hayrın sevabı kendine ve yaptığı fenalığın zararı da yine onadır.”

Zümer süresi 62. Ayet: “ Allah her şeyi yaratandır.”

Âlemlerin Rabbi olan Yüce Allah’a hamt ediyorum. Peygamberlerine, son peygamberine, inananlara, sahabeye, âlimlere salât ve selam ediyorum. Peygamberimizin ailesine, ashabına, Ehl-i Beytine selam ediyorum.

Her şeyden önce Rabbim, Allah’tır. Rabbim; tek ibadet edilen, yaratan, rızık veren, evren işlerini yapan, şekil evren, terbiye edendir. O’nun izni olmadan bir şey olmaz. Onun izni olmadan, yaratılma olmaz.

Allah; “her varlığın, yaratılanın tümü üzerinde ulûhiyet ve ubudiyet sahibi olan,” demektir.

Allah cc. Yarattığı evrenden, varlıklardan daha büyüktür. Evreni kuşatmış, kapsamış, her yerine nüfuz etmiştir. Aklın alamayacağı büyüklüktedir. O, ilim ve kudreti ile her yerdedir.

Biz, Allah’ı öncelikle ayetleri, sözleri, varlığı, yarattıkları ile biliyoruz. Tüm yaratılan varlıklar, gezegenler, yıldızlar, evrendeki varlıklar onun varlığının kanıtıdır. Yaratma ve emretme Allah’a aittir. Âlemlerin Rabbi olan Allah cc. Çok yücedir.  Allah’a ibadet etmeli. “Allah cc. İnsanları, kendine ibadet etsinler diye yarattı. O’na hiçbir şeyi ortak koşmamalı.”

Allah cc. Cinleri ve insanları kendine ibadet etsinler diye yarattı. O’na hiçbir şeyi ortak koşmamalı. Yalancı, inkârcı, nankör olmamalı. Allah’a yapılan en büyük isyan; “şirktir. İnkârdır. Ortak koşmaktır.” Kim Allah’a ortak koşarsa, Allah cc. Ona cenneti haram kılmıştır. Varacağı yer cehennemdir. Zalimlerin, inkârcıların yardımcıları da yoktur. Allah cc. Maide süresi 72. Ayette böyle buyuruyor. İster inanın, ister inanmayın. Doğru ve gerçekler mutlaka, muhakkak tecelli edecektir.

“Allah’a, kendinin istediği, peygamberimizin yaptığı şekilde ibadet etmeli. Farz olan ibadetleri muhakkak yapmalı. Ama peygamberimizin yaptığı şekilde yapmalı. Namaz kılmalı. Oruç tutmalı. Zekât vermeli. Hac yapmalı. Ama özenle, dikkatle, bilgi ile bilinçle, samimiyetle, peygamberimizin ibadetleri yaptığı gibi yapmalı.” Peygamberimizin hayatı, ibadetleri yapma şekli tamamen, eksiksiz binmektedir. Bu konuda sapık ve sapkınlara inanmamalı.

Allah’tan başaksı için dua edilmez. İbadet edilmez. Sadece kurtuluşa erecek olanlar, hak mümin hakiki Müslümanlardır. Kâfirler felaha- kurtuluşa eremezler. “Namaz ve dua ibadetlerin en büyüğüdür. Dua ve namazdan asla geri kalmamalı. Allah’a inanın, ibadet edin. Allah dışında tapılanları, ibadet edenleri, eğilenleri, tağutları reddedin. Onlardan uzaklaşın. Allah’ı ve peygamberini yalanlayanları mundar, pis, kötü, zararlı, sonu kötü olarak görün.”

“Müslüman’ın dini sadece ve ancak İslam dinidir. Diğerleri din değildir. Batıl, küfür, sapkın, sapık inanışlardır.

Al-i İmran süresi 19. Ayet: “ Doğrusu Allah katında din İslam’dır...”

Al-i İmran süresi, 85. Ayet: “ Kim, İslam’dan başka bir din ararsa, bu ondan asla kabul edilmeyecek ve ahirette hüsrana uğrayanlardan olacaktır.”

Tevhit inancı: “Lailahe illallah, Muhammed en rasulullah.” “Allah’tan başka tapılmaya layık ilah yoktur. Muhammet sav. Allah’ın kulu ve elçisidir.”

Bakara süresi, 285. Ayette imanın rükünleri bildirilmiştir. Mealen; “ bunlar, Allah’a, meleklerine, kitaplarına, peygamberlerine, ahiret gününe, hayır ve şerrin Allah’ın yaratması olduğuna, kitap ve sünnetin söylediği, bildirdiği şekilde inanmaktır. Kur’ân’ın tümüne inanmak, imandandır.”

Mümin süresi 46. Ayette, kabir azabının ve cehennem azabının olacağından söz ediliyor.

İbrahim süresi 27. Ayette de; iman edenlerin dünya ve ahirette sapasağlam tutulacağı anlatılmaktadır. Kutsi hadiste de; doğru söyleyenlerin cennete, yalan söyleyenlerin cehennemde olacağı açıklanmaktadır.

Taha süresi 75. Ayette: “ Her kim de O’na mümin olarak, Salih amel işlemiş bir halde varırsa, işte onlara en yüksek dereceler vardır.”

Hucurat süresi 99. Ayet: “ Sakin yakin (ölüm) gelinceye kadar Rabbine ibadet et.”

Araf süresi 180. Ayet: “ En güzel isimler- adlar, Allah’ındır. O’na o güzel isimler ile dua edin.”

( Allah’ı en iyi şekilde tanımak için lütfen, “Esma’ül Hüsna” adlarını, sıfatlarını öğrenip, kavrayınız. )

Zümer süresi 3. Ayet: “ Dikkat et! Halis din sadece Allah’ındır.”

(Dikkat ediniz! Allah’tan başka tanrı edinenler, İslam’dan, Kur’ân’dan başka inanç edinenler, peygamberi hafife alanlar, felsefi ve ideolojik konuşanlar; sapıktır! Sapkındır! Doğru ve gerçekleri konuşmamaktadır. İnsanları yanıltmakta, sapıttırmakta, sapkınlaştırmaktadırlar! Bu hain, sapkınlara sakin ha, sakin, sakin aldanmayınız, kanmayınız! Bunları hemen her gün televizyondan izliyorum! Gazete, dergi, kitap ve makalelerinde okuyorum. Bazıları Ebu Cehil, Ebu Lehep, Firavun, Nemrut takipçileridir! İç düşmanlarla, dış düşmanlar ortak çalışmaktadır! Bazıları ateist - kâfir gibi inkâr etmektedir! Bazıları da şüphe- kuşku düşürmektedirler. Münafıklık ve de müşriklik etmektedir!)

Al-i İmran süresi, 102. Ayet:  “ Ey iman edenler! Allah’tan gerektiği gibi korkun ve ancak Müslümanlar olarak ölün!”

İlim, bilim, bilgi, kültür, sanat, meslek, teknik, teknoloji ile birlikte İslam ilimlerini doğru öğrenmeyen, insanın; hak mümin ve hakiki, samimi, bilge Müslüman olması mümkün değildir. Ancak bu bilgileri hikmetli şekilde dosdoğru öğrenip, anlayan, kavrayan, akıl erdiren, zekâ işleten, amel eden kişiler; doğru yazar, söyler ve yaşar.

İman ile küfür, hak ile batıl arasındaki farkı, fark edemeyenlerden, hak mümin ve hakiki samimi Müslüman olmaz. Kalp, beyin, davranış olarak, İslam dinini yaşamalıyız. “Mümin, münafık, kâfir, müşrik nedir, sıfatları nelerdir? Bilmeli.” İman ile amel ilişkisini kavramalı. İman, İslam, bilgi ilişkisini öğrenmeli. İman ve İslam, insanın duygu, niyet, düşünce ve davranışlarını olumlu yönde etkiler. İman, İslam dininin haram ve farzlarına harfiyen uymayı gerektirir. “İnanana, mümin, Müslim ve Müslüman denir.” “ İnanmayanlara kâfir, münafık, müşrik denir.” Bunlarda insanlık, sevgi, saygı, barış, merhamet, doğruluk, dürüstlük, adalet, eşitlik gibi fazilet değerleri bulunmaz. İnsanları kandırmak için sadece çok yalan söylerler.

Mümin, gerçekten dosdoğru ve merhametlidir. İbadetlerini samimiyete dosdoğru yaparlar. Farz ibadetlerine önem verirler. Irzlarını, iffetlerin, kendilerini, başkalarının korurlar. “Peygamberimiz gibi mümin ve Müslüman’dırlar. Öyle olmalıdır.” Tahkiki iman sahibi olmalı. Salih ve dosdoğru İslam sahibi olmalı. Allah’ı 99 “Güzel adı ve sıfatları” ile bilip, kabul etmeli.

Müslüman; Allah’ın istediği şekilde ibadet eder. İyilik eder. İnfak eder. Yardım eder. Merhametle varlıklara davranır. Tövbe eder. Zikreder. Dua eder. İbadeti çok yapar. Maddi, manevi anlamda tertemiz olur. Allah cc. Yolunda olur. Ümitsiz olmaz. Güzel davranır. Tevekkül eder. Adil davranır. Güzel amel işler. Doğru, dürüst olur. Haksızlık karşısında susmaz. Gerekeni, gerektiği gibi yapar. Olgun olur,  iman ve İslam sahibi olur. Şükreder. Hamt eder. Samimi olur. “ Dinimizin sev dediğini sever. Sevme dediğini sevmez.” “Allah’ın ve peygamberinin sevdiği işleri yapar. Sevmediklerini sevmez. Allah’ın emirlerini tutar. Yasakladıklarından sakınır. Şüpheli olanlardan da kaçınır. ”