Âlemleri hiç yoktan yaratan, yaşatan, Yüce Allah cc. Hicr Süresi 9. Ayette buyuruyor ki; “ Kur’ân’ı kesinlikle biz indirdik; elbette onu yine biz koruyacağız.”

Peygamberimiz sav. Buyuruyor: “ Size iki şey bırakıyorum. Onlara sımsıkı sarıldığınız sürece yolunuzu şaşırmayacaksınız. Bunlar; Allah’ın kitabı Kur’ân’ı Kerim ve Peygamberin sünnetidir.”

Dinimizin kaynakları; Kur’ân’ı Kerim ve peygamberimizin sav. Sünnetidir. Kaynaklar asıl bunlardır. İcma ve Kıyas ise, bu iki kaynaktan, ilim, bilim, İslam sahibi uzman âlim müçtehitlerin çıkardığı hükümlerdir.

Kur’ân’ı Kerim’in sözleri, lafsı, kelamı; Yüce Allah’a aittir. İnsanların iki âlemde; huzurlu, mutlu, rahat, kolay, anlayışlı, hoşgörülü, sevgi, saygı, barış içinde yaşaması için, Kur’ân’ı Kerim’i süre ve ayet olarak, vahiy yolu ile gönderilmiştir. Allah’ın her mesajı- iletisi, vahiy yolu ile peygamberlere gönderilmiştir. Kur’an’ı Kerim’de, peygamberimiz Hazreti Muhammed’e gönderilmiştir. Peygamberimiz, Allah’ın süre ve ayetlerini; öğretim, eğitim, öğrenim yolu ile insanlara öğretmiştir. Biz bu öğretiye hadis, sünnet diyoruz.

İslam dininden başka dünyada din yoktur. Musevilik ve Hristiyanlık din değildir. Hazreti Musa as. Ve Hazreti İsa as. İle ve de âlemlerin Rabbi Yüce Allah cc. İle hiç ilgisi, ilişkisi olmayan şekilde, insanlar tarafından kurgulanmış, düzenlenmiş, yazılmıştır. Yazanlar, Hazreti Musa as. Peygamberi hiç görmemiş, tanımamış, ders almamış; görenleri bile görmemişlerdir. Çünkü Tevrat ve Zebur ilahi kitapları ortadan kalktıktan, 500 yıl sonra bu kitapları insanlar yazmış. Zamanın geçmesi ile yazılan bazı sözler; saçmalık, yanlış kabul edilince, sürekli değiştirilmiştir.

İncil kitapları da böyledir. Ülkemizde, İznik İlçesi şimdiki Ayasofya mabedinde M.S. 325 yılında papazlar konsili- toplantısı yapılmış. Yazılan 400 kadar kurgu, düzmece, uyarlamaca kitaptan, 4 tanesi asıl İncil olarak kabul edilmiştir. Bunları yazanlarda, Hazreti İsa as. Peygamberi hiç görmemiş, inanmamışlardır. Hazreti İsa as. Hakkında anlattıkları, yazdıkları, söyledikleri tüm bilgiler tümü ile yalan ve yanlıştır. Kurgulama, düzmece, yalan uydurmadır. Hazreti İsa peygamberi, ailesini, annesini, kardeşlerini, çocuklarını hiç tanımamaktadırlar. Hazreti Meryem’e bile iffetsiz, namussuz diye iftira eden; alçak, yalancı, iftiracı aşağılık kişiler vardır. Kur’ân’ı Kerim’de, Meryem Süresi vardır. Hazreti Meryem’i temiz, iffetli, namuslu kadın olarak anlatmaktadır. Hazreti İsa’yı mucize olarak doğurduğu, babasız olduğu anlatılmaktadır.

Kur’ân’ı Kerim’de anlatılan Allah inancı sadece dosdoğrudur, gerçektir. Diğer inanışlarda anlatılan; tanrı, ilah, Allah baba inançları tamamıyla yalan, yanlıştır. Allah cc. İle ilgisi, alakası yoktur. Kendi uydurduklarıdır. Allah’a iftiradır.

Peygamber inanışları da, peygamberlere yalan ve iftiradır. Bu bozuk inanışlar, insanların doğasını, fıtratını, yaratılışını bozmuştur. İnsanlıktan çıkmışlardır. Tamamen bir vahşi hayvan gibi sağa- sola saldırmaktadırlar!

Şu anda Rusya Federasyonu 7. Gündür Ukrayna’ya savaş açmış! Kentlere Balistik füzeler, toplar, roketler, mermiler, kullanması yasak olan silahlar, mühimmatlar yağdırmaktadır. Sivil yerleşim yerlerini; kreş, okul, yüksek binalar, sokak, cadde, meydanları vurmaktadır! Çok zayıf olan Ukrayna ülkesini, süper güç olan Rusya, 200 bin kişilik ordusu ile ezmektedir. Batı dünyası hala silah gönderme kararları alıyor. Göndereceği silahlar; İkinci Dünya Savaşı’ndan kalma; uçaklar, mühimmatlar, silahlardır. Menzili 2-3 km. olan, omuzdan atılan silahlardır.

Rusya, Ukrayna’yı, kendine uygulanan her ambargo, kısıtlama, yasaklamalara rağmen vurmaktadır! Şu anda dünyada yanında kimse yoktur. Uluslararası sistemde, banka hesaplarına el konulmuş. Sosyal, sportif etkinliklerden çıkarılmış. Otuz yedi ülke Rusya’ya hava sahasını kapatmıştır. Rusya’da buna aynen misilleme yaptı. Buna rağmen Ukrayna halkı, kentler, stratejik alanlar; 40 namlulu Çoklu roketatarlarla, uçaklarla, helikopterlerle, tanklarla, İskender füzeleriyle, Kalibr füzeleriyle, seyir füzeleriyle, misket bombalarıyla, vakum bombalarıyla ki; ısı ve basınç yapıyor ve yıkıyor! Kullanılması yasaklanmış bombalarla, uçaklarla, helikopterlerle vurmayı sürdürmektedir! Bir de üstüne üstlük; nükleer bomba atmakla dünyayı tehdit ediyor! Nükleer bomba daha yıkıcı, radyasyon yayıcı, kimyasal ve biyolojik etkisiyle öldürücüdür!

İskender füzesi balistik füzedir. 3500 km. uzaklığa atılmaktadır. Kalibr füzesi 2500 km. uzaklığa atılmaktadır. 350 kg. bomba atmaktadır. Çok etkili, yıkıcı, tahrip edicidir. Rusya, dünyanın üçüncü büyük süper gücüdür. Kan dökücü anlayışa sahip olduklarından, hep silah üretimine yatırım yapmaktadırlar. Halkı açtır, fakirdir, yoksuldur, baskı altındadır. Savaşın 6. Gününde Ukrayna’dan 400 bin sivil halk, Polonya’ya geçti. Kırım Türkleri de ülkemize gelmektedir.

SSCB; 26.12.1991 günü yıkıldı. 15 parçaya bölündü. Etnik, ırksal bölünme ile içinden 15 bağımsız devlet çıktı. Devletin 100 milyar dolar borcu vardı. Yatırım yapamıyordu. Halkın serbest girişimciliği, iş kurması, üretmesi, mal – mülk, servet sahibi olması yasaktı. Halkın toprağı, evi, işyeri yoktu. Hala toprak sahibi değildir. Gazete, radyo, televizyon, dernek kuramamaktadır. SSCB dağılınca halkı önce ülkemize geldi. Kariyeri olan kadınlar, para kazanma uğruna ülkemizde iffetsizlik yaptılar. Daha sonra Arap ülkelerine geçtiler.

SSCB devletinin yıkılmasının üzerinden 30 yıl geçti. Doğalgaz ve petrol üretmeye başladı. 1,7 trilyon dolar toplam geliri vardı. 2014 yılında Kırım’ı işgal edince, bazı ülkeler ona ambargo koydu. Geliri 1,3 trilyon dolara düştü. Gelirinin %65’i doğalgaz ve petrol satışından elde etmektedir. Diğer madenleri de vardır. 144 milyon nüfusa, 17 milyon km2 yüzölçümü sahiptir.

Batı dünyasının olduğu gibi Rusya da hiçbir çağda, hiçbir dönemde medeni, uygar olamadı. Bu anlayışsızlıkla, sapkın düşüncelerle de hiç olamayacak. Rusya çarlığı, SSCB, Rusya Federasyonu aynen vahşi, haydut, eşkıya, terörist, şiddetçi, katil, katliamcıdırlar.

Rusya SSCB, Türk ve Müslümanlara çok büyük zalimlikler, katillikler, katliamlar, sürgünler yapmıştır. Lenin ve Stalin en zalim katliamcı vahşi katilleridir. Lenin 10 milyon insanı, Stalin 43,5 milyon insanı katletmiştir! 18 Mayıs 1944 günü Kırım Tatar Türkleri katliam ve sürgüne Sibirya’ya gönderildi. Milyonlarca insan, kötü koşullarda, hastalıktan, öldürülmekten ötürü katledilmiştir. 238 bin kişi Sibirya’ya tren vagonlarıyla, kamyonlarla sürgüne gönderildi. Kırım Tatar Türklerinin bazıları da Özbekistan, Kazakistan’a sürgün edildi. 151 bin kişi Özbekistan’a, 4200 kişi Kazakistan’a, 34 bin kişide Sibirya’ya gönderildi. Kırım Tatar Türkleri, Stalin tarafından 1930 yılında sürgüne gönderilmeye başlandı.

Çarlık Rusya’sı, SSCB Rusya’sı, şimdiki Rusya Federasyonu topraklarında; 1242 yılına kadar “ Altın Orda Türk Devleti ” vardı. Rus halkı, Altın Orda Türk Devletine vergi vererek rahat şekilde yaşarlardı.

Çarlık Rusya’sı 1242 yılında kuruldu. İnsanlığın başına bela oldular! Sadece Türk, Müslüman millet zorluk, katliam görmedi. Ukrayna halkına da çok kötülük yaptılar. 1932 yıllarında, tarım yapılan alanları yaktılar. Tarım araç, gereç, makinelerini aldılar. Ukrayna halkını aç bırakarak; 10 milyona yakın Ukrayna halkını açlıktan öldürdüler!

Kendi sapkın zorba komünist yönetimine de destek vermeyen Rus halkını ve diğer halkları katlettiler. Camileri, mescitleri, kiliseleri, havraları, sinagogları dinamitle, diğer yöntemlerle yıktır. Bunların belgesel filmlerini birçok kez izledim.

Ülkemize, SSCB Rusya’sından gelen Türk ve Müslüman halklar, Rus Çarlık ve komünist katliamından kaçarak gelmiştir. Çerkesler, Çeçenler, Karapapahlar, Terekemeler; Rusya katliamından 1864 yılından beri kaçarak ülkemize gelen Türk ve Müslüman haklardır.

Balkanlardan da 1877 yılından beri katliamlardan kaçıp, Türkiye’mize gelen Türk ve Müslüman halklar vardır. Boşnaklar, Türkler, Arnavutlar, Pomaklar ve pek çok Türk halkı ülkemize sığınmış, kalmıştır. 

Ülkemize, İspanya’dan 1492 yılında gelen Yahudiler de vardır. Birinci ve İkinci Dünya Savaşında, savaştan kaçan Türk, Müslüman olmayanlarda bulunmaktadır. Dün ülkemize, Türkiye’mize gelen bu halkların çocukları, torunları, bugün ülkemize, devletimize, vatanımıza hainlik yapmaktadır. Hainlik yapanlar bulunmaktadır.

1991 yılında ve 2003 yılında, ABD ve 34 yandaş zalim ülke saldırdı, işgal etti. 2012 yılından sonrada teröristlerin saldırılarına uğradı ve saldırıları devam etmektedir. Irak’tan kaçan ülke vatandaşlarının bazıları ülkemize sığındı. Teröristlik ve güvenlik suçu işlemektedirler.

2011 yılı Mart ayında Suriye’de devlete karşı halk reform isteme protestoları yaptı. Suriye rejimi, silahla karşılık verdi. Aradan 11 yıl geçti. Rejim halkını kıymaya devam ederken, olaya 72 ülke dâhil oldu. Beş milyon Suriyeli ülkemize sığındı. Teröristlik ve suç işleyenler az değildir! 2022 yılı itibarı ile son 11 yılda ülkemize 7 milyon sığınmacı bulunmaktadır. Ülkemizin ekonomisini bozdular. Yarında bozgunculuk, fitne, fesat, nifak, anarşistlik, şiddet, terör, yıkıcılık yaparlarsa; şaşmaz! Kavmiyetçilik de yaparlar!

Afganistan, 1979 yılında SSCB Rusya’sının işgalinde 10 yıl kaldı. SSCB 30 bin kayıp vererek, çıkmak zorunda kaldı. Hemen 2001 yılında ABD ve 30 NATO ülkesi Afganistan’ı işgal etti. ABD deyimi ile 247 bin sivil halkı katletti! Buradan da ülkemize yoğun göç var. En çok Suriye, Irak, Afganistan halkı ülkemize göç etmektedir. Bunların hepsi kabul edilmemektedir. Son iki yılda 2,3 milyon kaçak göçmen geri gönderildi, götürüldü. Sonuçta dünyanın 190 ülkesinden, ülkemize 7 milyon sığınmacı, mülteci oldu. Bu bir aile, kent, devlet, ülke için normal, iyi, orta bir hal, durum değildir.

Şimdi sizlere dünyanın işe yaramayan, saldırgan, bloklaşma, çatışma cephesi oluşturan paktlarını, kamplarını, savaş cephesi oluşumlarını yazmak istiyorum. Bilgilerim doğrudur. Yanlış varsa, bilgi eksikliğimdendir. Bilerek yanlış yazmamaya azimle gayret ediyorum.

NATO denilen batı dünyasının, Hristiyan dünyanın savunma askeri paktı 04 Nisan 1949 yılında kuruldu. Zaman içinde üye ülke sayısı arttı. Biz ülke olarak 1952 yılında NATO’ya üye olduk. Otuz ülkeden sadece Türkiye halkı Müslüman olan ülkedir. NATO üyesiyiz diye bize hiçbir zaman dost, müttefik, ittifak olarak bakmadılar. Ülkemizde anarşi, şiddet, darbe, siyasi kriz, ekonomik kriz, askeri malzeme vermeme konusunda her hainliği, düşmanlığı, yıkmayı, bölmeyi hala, bugünde yapmaktadırlar.

NATO’ya şu ülkeler üyedir: “ABD, Belçika, Kanada, Danimarka, Fransa, İzlanda, İtalya, Lüksemburg, Hollanda, Norveç, İngiltere- Birleşik Krallık, Yunanistan, Türkiye, Almanya, ispanya, Çekya, Macaristan, Polonya, Bulgaristan, Estonya, Letonya, Litvanya, Romanya, Slovakya, Arnavutluk, Hırvatistan, Karadağ, Kuzey Makedonya, Portekiz olmak üzere 30 ülke 2022 yılı itibarıyla üyedir.

NATO askeri paktı, komünist ve saldırgan, işgalci ve terör devleti olan SSCB devletine karşı, savunma amaçlı kuruldu. Ama ne komünist dünya ne de Batı dünyası hiçbir zaman savunmacı, barışçı olamadı. Hep terör destekçisi, işgalci, saldırgan, katliamcı oldular. SSCB DE NATO’ya karşı Varşova askeri paktını kurdu. Bazı komünist ülkelerde bu askeri pakta üye oldu.

Varşova askeri paktı 14 Mayıs 1955 günü kuruldu. Varşova Pakt inde de şu ülkeler üye oldu: “ Arnavutluk, Bulgaristan, Çekoslovakya, Doğu Almanya, Macaristan, Polonya, Romanya, SSCB üye ülkelerdir.”

Komünist- Bolşevik SSCB Rusya; 26.12.1991 günü 15 parçaya bölünüp, dağıldıktan sonra Varşova askeri paktı de 01.07.1991 günü dağıldı. Hala Rusya’nın içinde 83 tane özerk, federal bölge vardır. Bu kafasızlıkta, beyinsizlikte giderse, bu 83 federal özerk bölgede bağımsız devlet olmaya adaydır.

Bu komünist dünyanın dağılmasının başlıca nedenleri; doğru, dürüst, adil, ekonomik refah, özgürlük, insan hakları, bireysel girişimciliğin olmamasındandır. Komünist dünya, dünyanın başına; anarşi, şiddet, terör, saldırma, kargaşa, çatışma, kendinden olmayanı silahla öldürme gibi hayvanlığı yaydı. Dünyanın her kenti komünist terör altındaydı. Komünist terör örgütlerine “Keleşkof” adlı otomatik silah ve her türlü silahı, mühimmatı sağlıyordu. Komünist ülke sayısı 50 taneyi geçmişti. Tabii ki, bu 50’den fazla ülke hep aynı yapıda değildi. Ama dayanışma içindeydiler. Kendinden olmayanlara; faşist, Nazi derlerdi. Ama kendilerinden daha vahşi, haydut, eşkıya, barbar, dehşet saçan faşist, Nazi hiç olmadı. Dünya böyle yaratıklar hiç görmedi! Dinsiz, imansız, Allah, peygamber tanımayanlar, ancak bu kadar olabilirdi! Ateisttiler! Ülkeyi içine kapatmışlardı. Hür- özgür dünyayı tanıtmamak için her tülü girişimi, turizm gezilerini, kendilerine turist gelmeleri engellemişlerdi.

Rusya, 24.02.2020 günü Ukrayna’ya yaklaşık 200 bin askeri güçle 6- 7 cepheden girdi. Ukrayna’nın, Rusya sınırı 1400 km. olmasına rağmen, Karadeniz ve Belarus sınırından da giriş yaptı. 35 bin askerle Belarus ’ten giriş yaptı. Ek – destek askeri birlik olarak da Kiev’e yaklaşmaktadır. Bu askeri ek destek birliğinin uzunluğu 64 km. uzunluğundadır. Her 10 metrede bir araç yol alsa, 6400 askeri araç yapar. Bu askeri birliğe henüz Ukrayna savunma güçleri saldırı da bulunamadı. Daha öncede Kiev’e giren askeri birliğe saldırı, pusu olamamıştı. Bu Ukrayna açısından bir askeri zaaf, eksiklik, beceriksizliktir.

Bunun nedeni; Ukrayna’nın 2014 yılında, Rusya’nın Kırım’ı işgal ettiğinde, 5 bin askeri gücü vardı. Rusya, 2014 de Kırım’ı işgal etmesinden ve kendi vatan topraklarının doğusunda bulunan Dombas Bölgesi’ndeki, Rus ırkının yaşadığı yerlerde ayrılıkçı savaşan güç oluşturmasından ve de askeri her türlü desteği verdikten sonra, Ukrayna askeri gücünü 250 bine çıkardı. Ama öyle Türk Ordusu gibi eğitimli, öğrenimli, becerikli bir durum oluşturamadı. Bunun zorunu yaşamaktadır.

Ruslar hem silahlı savaş vermekte, hem de Ukrayna halkına; siz ile biz aynı halkız, kardeşiz. Savaşmayın. Bize tabi olun, demektedir. Askere de, devlet yöneticileriniz dinlemeyin. Devlet yöneticilerinize darbe yapın. Sizlerle daha kolay anlaşırız, diyor.

O ki, ayni halksınız, neden, niçin Ukrayna’dan Dombas bölgesini 2014 den beri almaya çalışıyorsunuz? Ayrılıkçılara askeri destek, savaşçı, mühimmat veriyorsunuz? Kırım’da Ruslar %70 çoğunlukta yaşıyor, diye işgal edip, kendinize bağlıyorsunuz. Bu bir psikolojik ve yalan savaştır. Ukrayna sınırında 4 aydan beri 200 bine yakın askerle eğitim, tatbikat yapıyor. Hem de ısrarla saldırmayacağım, işgal etmeyeceğim, diyor. Yalancı, hileci, sözünde durmayan şarlatan zalim katildirler. Ukrayna halkı ve yöneticileri de ona inanmıştı. Gafil avlandı!

Ukrayna halkı Rus değildir. SSCB ülkesinden 1991 de ayrılan 15 Cumhuriyet Rus değildi. Ayrılan 15 Cumhuriyet Slav değildir. Ayrı bir millet, halk olmuşlardır. Kiev denen en kuzeydeki başkenti hazar Türkleri kurmuştur. Ruslar daha tarih sahnesine çıkmadan, Ukrayna 1242 yılında var oldu. Kazak halklarıdırlar. Ruslar ancak 15. Yüzyılda kendilerini gösterdiler. Yanı Ruslar, Ukrayna’dan çıktı. Ukrayna’nın bir koludur. Ukraynalılar kozaktır. Rus değillerdir.

Ruslar, 1991 de dağılan Hristiyan halkları; kendi tarihi uzantısı görüyor. Tekrar onları alıp, bir imparatorluk, SSCB gibi bir imparatorluk oluşturmaya çalışıyor. Böylesi saldırgan bir Rus devleti ile artık kimse birleşmek istemiyor.

1979 da Afganistan, 2008 de Gürcistan, 2014 de Ukrayna Kırım, 2014 de Ukrayna Dombas’a saldırdı. Suriye, Libya, Afrika’da askeri saldırı Wagner güçleri; sivil halk katliamı yapıyor. Kınıyorum ve yeriyorum. Bir ülkenin 144 milyon nüfusu, 17 milyon km2 toprağı var! Hala ona – buna saldırıyor! Vahşi saldırgan olmuş!

Dünya bloklara bölünmüş! Paklar oluşturulmuş. Biri, diğerine düşmanlık yapmaktadır. Kap başları, diğerlerini kontrole alarak, sömürmektedir.

Bir de Avrupa Birliği adlı birlik vardır. Kısaltılarak AB diye yazıyoruz. Avrupa birliği 1951 de kuruldu. Şimdiye kadar üçüncü adını kullanıyor. Ad değiştirdi. Üye sayısını da artırdı. İngiltere geçen yıl AB’den çıktı. Şu anda 27 üyeden oluşmaktadır. AB üyeleri 2022 yılı itibarı ile şu ülkelerdir:

“ Almanya, Avusturya, Belçika, Bulgaristan, Çekya, Danimarka, Estonya, Finlandiya, Fransa, Hırvatistan, Hollanda, İrlanda, İspanya, İsveç, Kıbrıs Rum Devleti, Letonya, Lüksemburg, Macaristan, Malta, Polonya, Portekiz, Romanya, Slovakya, Yunanistan ülkelerinden oluşmaktadır.

Ülkemiz Türkiye 1963 yılından beri AB ye üye olmaya çalışmaktadır. Ama bu siyasi, ekonomik işbirliği örgütüne, Müslüman diye alınmamaktadır. NATO’ya alınmamızın nedeni de; Rusya’ya karşı kullanılmak istenmesindendir. Batı dünyası, batıl dünyası ırkçı, kendinden olmayana dost bakmayan, katkı sunmayan hain, ırkçı, İslam, Müslüman, hak ve hakikat düşmanı geri zekâlı kafadır.

Ukrayna’da 24.02.2022 günü başlayan, Rusya askeri saldırılarından, 8. Gün ülkeden kaçanların sayısı bir milyonu aştı, geçti. Batı ülkelerine, Avrupa ülkelerine, daha çok Polonya’ya gidiyorlar, kaçıyorlar. Polonya, Fransa televizyon yayınlarında şöyle deniyor:           “ Avrupa’ya sığınanlar, bizden biridir. Hristiyan’dırlar. Çocuklar Hristiyan çocuklarıdır. Sarı saçlı, mavi gözlüdürler. Öyle Suriyeli, Iraklı, Afganistanlı değildirler! Savaş görmemişler. Medeni insandırlar. ” Bunu onlarca televizyoncu kendi televizyon haberlerinde söyledi, söylemeye devam ediyorlar. Hem ırkçılık hem dincilik yapmaktadırlar. Zaten savaşlarda hep bu sapık, sapkın, yanlış anlayıştan çıkmaktadır!

Ukrayna devlet Başkanı Volodimir Zelenski 2015 genel seçimlerde %73 oyla başkan seçilmiş, annesi Yahudi bir ailenin çocuğudur. Hukuk öğrenimi görmüş. Tiyatro ve televizyon komedyenidir. Filmlerini videodan izliyorum! Başına Osmanlı fesi takmış. Türklere, Müslümanlara ve Cumhurbaşkanımız Erdoğan’a en aşağılık hakaretleri yapıyor. Böcek diyor! Şimdi ülkemiz dünyada tek başına Rusya ile Ukrayna arasında barışı, ateşkesi, görüşmeleri başlatabilmek için tüm gücü ile çalışıyor. Şimdide başkan Zelenski diyor ki: Cumhurbaşkanı Erdoğan gibi dünyada başka bir etkili, yetkin, iyi, beğenilen lider yoktur!

Irkçılık ve dincilik dünyada çok taraf bulmaktadır. İslam dünyasında ve ülkemizde bile ırkçılık, İslam dininden çok taraf bulmaktadır. Batı zaten bu sapkınlık üzerine düşüncesizliğini kurmuştur.

Ukrayna’dan göçen sığınmacı göçmenleri, batılı ülkeler; kamplara almakta, otellere yerleştirmekte, evlerine almaktadırlar.

Batı dünyası insanları genellikle, çoğunlukla; İslam, Müslüman, zenci- siyahi, Asyalı, Afrikalı, Latin Amerikalı düşmandırlar. Dost olmazlar. Kendinden saymazlar. Bunlar Brütüs gibi Romalıdır. Bunlar haçlı Romalıdır. Faşist, Nazi’dirler. Neo Nazi’dirler. Bağnaz haçlıdırlar. Faşist, Nazi, Neonazi, kapitalist, komünist, liberal, feminist, LGBTİ+, acımasız, diktatör, ırkçı, yabancı düşmanı, İslam ve Müslüman düşmanı, sömürücü, işgalci, kolonyalist, emperyalist, sömürücü, sömürgeci, işgalci, vahşi, haydut, yayılmacı, zayıfa yaşama hakkı vermeyen zalim, barbardırlar. ABD, Rusya, Çin, İngiltere, Fransa, İspanya, Portekiz, Almanya, İtalya, Hollanda, Belçika, Danimarka bu emperyalist ülkelerin bazılarıdır.

Osmanlı ve Türkiye emperyalist ülke değildir. Osmanlı aldığından çok, infak etmeyi, vermeyi, yardım etmeyi, kalkındırmayı, geliştirmeyi, medenileştirmeyi sağlamış, sağlamaktadır. Ülkem ve ülkemin insanı maddi, hizmet, yaşam olarak çok zor durumdadır. Böyle olmasına rağmen T. C. Devleti 170 ülkeye her yıl, devlet;  8 milyar dolar = 10 ton altın karşılığı bağış, yardım yapmaktadır. Sivil toplum yardım kuruluşlarından da 28 tanesi de yardımı her yıl sürdürmektedir. Oysa halkım toprak, kerpiç, tek göz odalarda yaşamaktadır. Fakirdir, açtır, açıktır, durumu bozuktur. Beş şiddetinde bir deprem olduğunda, oturduğu sözde ev yerle bir olmaktadır!

Hastane binaları var ama içinde icat olmuş her medikal tedavi cihazı yoktur. Kendimden bir örnek verelim: “ Bendeniz 2008 yılı sonunda, Kocaeli Üniversitesi Hastanesi’nde Kalp- Damardan, 5 ana damardan BY Pass oldum. Ama zaman içinde bu By Passlı 5 damarımın, 4 tanesi tamamen tıkandı. Sadece bir damarım açıktır. Bir defa By Pass olanlar, ikinci kez By Pass olmamaktadır. Dört defa damardan girilerek, anju oldum ama açamadılar, sten takamadılar. Her gün hastalanıyorum. Ayın her günü acile gittiğim bile olmaktadır.

Tedavi olmam için EECP Medikal Sistem cihazına ihtiyacımız var. Bu cihaza 35 seans girmem gerekmektedir. Doktor raporu böyle düzenlendi. Ama cihaz yok! Adı geçen hastanedeki, tek bir cihaz da bozulmuş. Ülkemizde zaten bu cihazdan 5 tane varmış. Cumhurbaşkanına, Sağlık Bakanına, Vali yardımcısına, Yüksek Öğretim Kurumuna, Sağlık İl Müdürüne, Kocaeli Üniversitesi Rektörüne, Eski Başbakan Binali Yıldırım’a yazdım. Sadece iki kişiden yanıt aldım. Sonuç yok! Ama şu anda Kızılay, Afat yardımı için onlarca Tır ile Ukrayna ve komşu ülkelerdedir. Yardım yapmaktadır. Hakkımı helal etmiyorum. Ölümü bekliyorum. Ben ve benim gibi binlerce insan bu nedenle ölmektedir! Önce milletim, insanım! Merkezden çepere doğru hizmeti, yardımı yapmalı. İslam dinide böyle diyor.

İki, üç ay önce Belarus üzerinden Polonya’ya geçip, oradan Avrupa ülkelerine geçmek isteyen yaklaşık 2 bin Suriye, Irak, Afganistanlı göçmen, kışın Polonya sınırından alınmadı. 200 kadarını Polonya askerleri katletti! 200 kişide soğuktan dondu, öldü! Diğerlerine de yol parası verip, ülkelerine gönderdiler! Oysa tüm dünyada, İslam ülkelerinde iç savaşı çıkaranlar onlardır. Ülkelere müdahale edenler, işgal edip, savaş çıkaranlar onlardır. O zalim kâfirlerdir! Birde kendilerini uygar, medeni batılı olarak, hayallerini anlatırlar. Hayallerle gerçekler çok farklıdır. Aklı doğru işlemeyen, akli iyi, işlevli olmayan milyarlarca mankut insan vardır. Materyalistlerin, ırkçıların ve İslamcıların kafaları pek işlemez. Çoğunlukla yanlış işler yapıyorlar.

Rusya 1991- 1995 yıllarında, Çeçenlerin toplam bir milyon nüfuslarından, 250 bin kişisini acımasız katletti! Grozni başkentlerini yakıp, yıktı, yok etti! Şimdi Çeçenlerin Cumhurbaşkanı Resul Kadirov’dur. Kadirov, Ukrayna’ya Çeçen gönüllü savaşçı gönderdi. Diğer İslamcılarsa, elin kâfirinin mankutluğunu yapmaktadırlar.  Onlarca İslam ülkesinde Müslüman halkı katletmektedirler! Müslümanları katletmektedirler! Bin taneden fazla İslamcı terör örgütü vardır. İslamcılık; İslam, Mümin, Müslüman demek değildir. İslamcılık, 100 yıl önce ortaya çıkarılan bir sapkın ideolojidir. Komünist beyinsizlerin kullanıldığı gibi bu İslamcı beyinsizlerde emperyalist, Siyonistler tarafından istendiği gibi kullanılmaktadır. Böyle İslam, Müslüman olmaz, olmamaktadır.

Bir de G7 adı ile gelişmiş 7 ülke vardır. Bu G7 ülkeleri ise şunlardır: “ Kanada, Fransa, Almanya, İtalya, Japonya, İngiltere, ABD olarak gelişmiş 7 ülkedir. Şimdi birde G20 ülkeleri oluştu. Bu G20 gelişmiş ülkeleri içinde bizde, Türkiye’mizde 17. Ekonomik büyüklüğe sahip ülkeyiz. Rusya ise 8. Büyük ekonomi sahibidir.

Amerika, ABD, dünyanın başına beladır. NATO da 30 ülke vardır. Ama Avrupa ülkelerinin, Arap ülkelerinin, diğer ülkelerinin çoğunu kendi amaçları, hedefleri için istediği gibi kullanmaktadır. SSCB taraftarları olan tüm ülkeleri ya iç savaşla, ya dış müdahale ile ya da kendi paktına, AB’ye, NATO’ya alarak, Rusya yanlısı olmaktan uzaklaştırdı.

SSCB yanlısı ülkeler şunlardı:

“ Irak’ı 1991- 2012 de 34 ülke ile işgal etti. Daha sonra PKK ve İslamcı terör örgütleri ile mahvetmeye devam etmektedir.

Suriye’yi 2011 yılında halk ayaklanması ile mahvetti. 1200 kadar terör örgütü içeri girdi. 72 ülke Suriye’de katliam yapmaktadır. Bugün hala savaş devam etmektedir.

Libya da 2011 de halk, devlete karşı ayaklandı. 30 taneden fazla yandaş ülkeyle, Libya’yı vurdu!  Mahvetti!

2015 yılında Yemen’de iç savaş çıkarıldı. Savaş 6 yıldan beri devam etmektedir! Halk perişandır! Açlıktan, hastalıktan, savaş ile ölmektedirler!

Yugoslavya, Başkan Tito adlı zorbanın, komünistin ülkesiydi. Rusya komünistinden ayrı bir politika izliyordu. Burada da 1991 de iç savaş çıkarıldı. Yugoslavya Sosyalist Federal Cumhuriyeti 7 parçaya bölündü. Yugoslavya’dan 7 bağımsız ülke çıkardılar.  Bu ülkeler de şunlardır: “ Bosna- Hersek, bu savaşta 250 bin sivilini yitirdi! Sırbistan, Hırvatistan, Kuzey Makedonya, Karadağ, Slovenya, Kosova bağımsız devlet oldu.”

 Gerçek anlamda bilgili, bilinçli, bilge, samimi Müslüman; insanlar arasında hiçbir ayrım yapmamalı. Ayrımcılık, kayırmacılık yapamaz. Yapıyorsa; hak, hukuk, doğruluk, adalet, İslam, insanlık, güzel İslam ahlakı, edebi, öğesini çiğniyor, demektir. Bu günahtır. Müslüman, insanlar arasında; hak, hukuk, doğruluk, adaletle, dosdoğru, adil karar vermek zorundadır. Öyle elin zalimi, kâfiri, gâvuru, katili gibi asla davranamaz. Amerika’nın, Avrupa’nın, Rusya’nın, İngiliz’in, Fransız’ın, Çin’in, Almanya’nın paranoyak zalim liderleri gibi katiyen, kesinlikle, asla davranamaz, davranmamalı. Davranırsa, onlardan farkı kalmaz!