İnsan dediğin; İslâm olmalı. İnsan dediğin; ilim- bilim, sanat, meslek, kültür, medeniyet sahibi olmalı. İnsan dediğin; çok iyi bir eğitim- öğretim, terbiye, güzel ahlâk, edep, hayâ, hak, hukuk, doğruluk, dürüstlük, adalet, eşitlikçi, hakkaniyet, dindar bilgin, dini bütün takva Müslüman olmalı. İnsan dediğin; âlemleri hiç yoktan yaratan, yaşatan Yüce Allah’ın tüm yarattığı iyiliklerle, güzelliklerle, doğrularla, yararlılıklarla, olumluluklarla donanmış olmalı. Yaşayışta gereken tüm bilgilere sahip olmalı. Bu yararlı bilgileri yaşayan, yaşatan olmalı. İki dünyasını huzurlu, mutlu, güzel, iyi, olumlu, yararlı, kurtulmuş içinde yaşayan olmalı. Bunun içinde ilmen ve dinen mükemmel, muazzam, muhteşem, etkin, yetkin olmalı. Zamanı çok güzel değerlendirmeli.

İslâm dininin binlerce yargı değeri vardır. Bunların hemen hepsi de yararlı, önemlidir. Hiçbiri gereksiz, olmazsa olmaz değildir. Allah cc. Bize gerektiği, lazım olduğu için bu değerleri göndermiştir. Bu değerler, insanın doğasına, yaratılışına, kurtuluşuna uygundur.

Allah cc. Güzel ahlak, edep, hayâ düşüncesi ve yaşayışı içinde olmayı emretmiştir. Peygamberimizde; “ben güzel ahlakı tamamlamak için görevlendirildim,” buyurmuşlardır. Güzel, yüksek, İslam ahlaklı olmak, çok önemlidir.  Bu da İslam dini içinde bir değer, önem, kıymet, ünitedir. Güzel İslam ahlakı olmazsa; ibadetin, itikadın, muamelatın bir değeri, kıymeti, sevabı, ecri kalmamaktadır. Ancak güzel İslam ahlaklı olunursa; Allah’a, peygamberlerine, insanlara, varlıklara karşı görevlerimizi hakkıyla yapmış oluruz.

İnsan önce kendine karşı görevlerini tam, hakkıyla, layıkıyla yerine getirmeli ki, başkalarına da yararlı, hayırı olsun. Kendimize karşı mutlaka ama muhakkak, öncelikle görev ve sorumluluklarımızı yerine getirmeliyiz. Bedenimize, ruhumuza, ailemize, diğer insanlara, varlıklara, doğadakilere, çevreye karşı mutlaka tüm görevlerimizi eksiksiz yapmalıyız. Önce kendimizi, dilimizi, organlarımızı, vücut bölümlerimizi, her varlığımızı, ruhumuzu terbiye etmeliyiz. İdeal insan, en iyi, güzel hak mümin hakiki dindar bilge samimi Müslüman olmalıyız. İslam dininin evrenselliği içinde yaşamalıyız. Ayrılma, bölünme, parçalanma, sapma, sapıklaşma, sapıkların ardına takılma içinde kesinlikle olmamalıyız. İslam dini her türlü bölünmeyi, ayrışmayı, ayrımcılığı, parçalanmayı yasaklamaktadır.

İnsan, İslam dininde olan emir ve yasakları eksiksiz yerine getirmeli ki; olgun, etkin, yetkin, güzel ahlaklı, edepli, hayâlı, yararlı, hayırlı insan olsun. Allah’a, dinine, peygamberine, kendi şahsına, ailesine, vatan ve milletine, bütün insanlara, hayvanlara, bitkilere, doğaya, çevreye, varlığa karşı görev ve sorumluluklarını yerine getirmeli. Her hareketinin, İslam ve bilime- ilme uygun olması için, İslam ve pozitif ilimlere göre en yeterli şekilde eğitim ve öğretim görmeli. Bu Eğitim ve öğretimi amele, davranışa, harekete dönüştürmeli. Yemede, içmede, giyinmede, halk ve harekette ilmi ve dini nitelik, özellik, nicelik taşımalı. Her duyu organını, vücut bölümlerini, bedenini ilme ve dine göre işlevli kılmalı. Aksi halde medeni, güzel ve iyi ahlaklı, edepli, hayâlı, yararlı, iyi, güzel, olumlu insan olmaz. Barbar, vahşi, haydut, eşkıya, anarşist, şiddetçi, terörist, saldırgan, yolsuz, hırsız, haram, günah ve suç işleyen, bozuk insan olur. İnsani, insnalıklı, insancıl, merhametli yanı olmaz. Kendine ve başkalarına zarar- ziyan verir. Kötülük işler ve kötü insan olur. İki dünyasını perişan ve berbat eder.

Allah’ın varlığına, birliğine, eşi- benzeri olmadığına inanan kişi, O’nun emir ve yasaklarına harfiyen uymalı. Öyle sözle, lafla Müslümanlık olmaz. Müslümanlık yaşam- hayat dinidir. Yaşanmalıdır. İbadetleri ve iyilikleri yerine getirmeli. Allah’ın verdiği nimetlere, bereketlere, sağlığa, esenliğe hamt etmeli, şükretmeli, zikretmeli, tövbe etmeli, ibadet etmeli, kulluğu samimiyetle dosdoğru yapmalı. Kur’an ve sünneti anlayıp, dosdoğru yaşamalı. Allah’a, peygamberine, dinine, insanlara, varlıklara olan görev ve sorumluluklarını öğrenip, yaşamalı. Kendimize karşı olan görevleri, ruhumuza, bedenimize karşı olan görevleri de öğrenip, yerine getirmeli. Maddi, manevi temizliğe dikkat etmeli. Tertemiz olmalı. İslam dini temizlik dinidir. Temiz olmayandan iyi Müslüman olmaz. Boy abdesti, namaz abdesti, üst- baş temizliği yapılmalı. Ev, konut, işyeri, çevre hijyen yapılmalı.

Ülkemizde Kovid- 19 salgın hastalığından ölenlerin sayısı 150 bini geçti. Bunun nedeni; temizlik, mesafe, maske takılmaması ve de aşı olmamaktan kaynaklanıyor. Bu 4 öğeyi yerine getiren hasta olmuyor. Olsa da kolay atlatıyor. Henüz salgının aşısı var. Tedavi edici ilacı yok. Ama tüm dünyada aşı karşıtları var. Polisle çatışıyor. Beden benim. Ben aşı istemiyorum, diyor. Dünyada hasta olanlar 260 milyonu geçerken, ölenler de 5,2 milyonu aştı. Bu konuda tam sayı vermekten her ülke kaçınmaktadır. Zira diğer ülkelerin kısıtlamalarına uğramaktadırlar. Aşı tüm dünyada ücretsiz yapılıyor. Ama yine de aşı olmamak için direniliyor! Aklı, bilimle kullanmadın mı, öyle belada, hebada olunulur! Akıl, doğru bilgilerle, bilim ve din- imanla, sağduyulu kullanılmalı.

Temizliğe dikkat etmeli. Beden her türlü zarardan korunmalı. Temizlik imanın yarısıdır, unutmamalı. Ağız, diş, üst- baş temizliği her gün mutlaka yapılmalı. Ruhumuzu da kötü durumlardan korumalıyız. Zararlı, kötü maddeler asla kullanmamalıyız.

Yemede içmede, giyinmede hem dini, hem görgü hem debilimin gerekleri öğrenilip, yerine getirilmeli. Ömrü iyi değerlendirmeli. Boş paslı teneke olarak kalmamalı.

Ülkemizde ve dünyada İslam düşmanlığı yapıldığından; İslam, insanlık, sevgi, saygı, merhamet, müşfik olma, insaniyet yeterince öğretilmiyor. Hatta bu aziz değerlerin düşmanlığı yapılıyor.

İnsanlara; “ öğrenme, öğrenme sevgisi, sanat edinme, meslek edinme sevgisi yeterince öğretilmiyor. Eksiklikler tespit edilip, eksikliklerin giderilmesine çalışılmıyor. Olgun, etkin, yetkin insan yetiştirme yapılmıyor. İnsanlara geçimini sağlayacak, yetenek, beceri, maharet, meziyet kazandırılmıyor.”

İnsanlara sağlıklı birey, aile halkı, toplum yetiştirme öğretilmiyor. İnsanlar bakabileceği kadar, yetiştirebileceği kadar çocuk yapmasını beceremiyor. Kedi, havhav, tavşan gibi doğurup, duruyor. Kendini de, çocuklarını da, eşini de perişan ve rezil ediyor.

İyi yetişmeyen birey, aile, toplum, devlet yöneticileri; emperyalist şer odaklarının kışkırtmasından korunamıyor. Bilgi, beceri, güç, algı yok! Oyuna geliyor. Tuzağa düşüyor. Sonrasında 85 milyon mülteci, sığınmacı, günahsız devlet ve milletlerin başına bela oluyor.

Toplum kötü, çirkin, yalan, yanlış, zararlı, bozucu, yaratılış güzelliğini tahrik edici filmlerle, kültürle, iletişimle, bilişimle, etkileşimle, eğitimle, öğretimle mahvedildi. İnsan yapısı, genleri, ahlakı, beyni, kalbi, ruhu bozuldu. Ortaya akılsız, beyinsiz, zekâsız, düşünemeyen, sapkın, sapık, paranoyak, haydut, mafya, çete, saldırgan tipler çıktı. Devlet bu zararlı yaratıkları toplayıp, tedavi etmiyor. İyileşmesi için çalışmıyor. Toplumdan ayrıştırıp, zarar vermesini önlemiyor. Ellerinde ekmek bıçağı, samuray kılıcı, tabanca, tüfeklerle sokağa çıkıp, insanlara, hayvanlara, ormanlara saldırıyorlar. İnsanlar silahlanmış! ABD her 100 kişiye 120 silah düşüyor. Dünyada bulunan silahların %47’si sadece Amerikan sivil halkında bulunuyor. Silah az olan ülkelerde bıçakla cinayet işleniyor. Bizim ülkemizde de silah sayısı kesin olarak bilinmiyor. Ama çok kişide olduğu biliniyor. ABD’de silah alma serbest olduğu için kayıtlı alınıyor. Bizde daha çok kaçak yollarla temin ediliyor. Dünyada sivil toplumlarda 850 milyon silahın olduğu tahmin ediliyor. Ne kadar çok silah varsa o kadar çok cinayet işleniyor. Barış toplumu olmadığı için, devlet; halkının can güvenliğini sağlayamadığından, halk kendini korumak için silahlanıyor.

İnsan, birey olarak çok bilgili, bilinçli, analitik ve çok çeşitli düşünebilen, eleştiren, sorgulayan olmalı. Öyle sözlere yazılara hemen kanıp, inanmamalı. İnanıp, aldanmamalı. Hemen Sazan Balığı gibi atlamamalı. Dünya çok farklı şer- kötü güçler tarafından yönlendirilip, kullanılıyor. Bu kullanmada dernekler, vakıflar, siyasetçiler, akademisyenler, öğretmenler, imamlar, okumuşlar, aptallar, medya, basın- yayın, haber siteleri, ajanslar, bankalar, kurumlar, kuruluşlar ortak oluyor. Halklar her türlü çirkinlikte, kötülükte, yıkıcılıkta, olumsuzlukta kullanılıyor.

Halkları, insanları uyarıyorum. Oyuna gelmeyin. Tezgâha düşmeyin. Kendinizi, ailenizi, sevdiklerinizi üzmeyin. Berbat, perişan, haşat etmeyin.

Örneğin: 1- Borsaya para yatırım, kazanacağım, demeyin. Borsa, büyük balıkların yüzdüğü, küçüklerle ve güçsüzlerle beslendikleri bir hileli ortamdır. Her türlü hile iç ve dış sahtekârlar tarafından yapılmaktadır. Bir- iki yem atarlar. Oltaya düşürür! Oltada sazan balığı gibi acı içinde çabalatırlar. Borsada kaybedip, intihar eden, ailesini mahvedenler çok fazladır. Ders alın. İbret alın. Ota inek gibi insan bakmamalı. Her şeyin alametifarikasını, içeriğini, işleyişini bilip, öyle temkinli hareket etmeli.

2-Son yıllarda bazı kişiler, Kripto para denilen bir sahteci ortam çıkardı. Bu paranın gücü ile medyada reklam ediliyor. Çok kazanıyorlar, deniyor. Çok kazanan, Kripto parayı çıkaran ve internet yolu ile tüm dünyadan para toplayan, kimliği bilinmeyen kişi ve kurumlardır. Bunların hiçbir resmi, yasal tarafı yoktur. Devlet tarafından tanınmamaktadır. Ama devlet işleyişe de müdahale etmemektedir. Bazı ülkelerde Kripto para işleyişi yasaklanmıştır. Ülkemizde de bazıları tutuklanmaktadır. Bazıları yurt dışına kaçmaktadır. Ama havadan, hiç yoktan, küçük paralarla para kazanmayı amaçlayanlar, olup- bitenlerden ders almıyor. İbret almıyor. Ülkemizde bir- iki yılda 4 milyon kişinin Kripto paraya, para yatırmış. Evini, arabasını, altınlarını bu Kripto paraya yatıranlar çok fazladır. Hatta bankalardan faizli para çekip, Kripto paraya yatıranlar var. Şimdiden zarara uğrayanlar, intihar etmeye başladı!

3-Eğlence dünyasına, futbol işine çok para yatıranlar var. Karaborsa bilet alıp, katılanlar var. İçki, alkol, bağımlılık yapan madde kullananlar, kendini ve sevdiklerini mahvedenler çok fazladır. Topluma, bireye söz geçirenler, kendilerini alabildiğine kullandırıyor.

4-Parayı verdiğinizde, karşılığını alamıyorsanız, elinize hemen bir şey geçmiyorsa, para kaptırmayın. Yaptığınız işlerin resmi, yasal, meşru dayanağı olsun. Helal, haram, yasal olup, olmadığını değerlendirin. Kiminle iş yaptığınızı, sorup, soruşturun. Sorgulamayı çok ve kapsamlı, derinden yapınız.    

5-İşin hem helal, haram içeriğini derinlemesine değerIendirin. Hem de yaşadığınız ülkenin yasalarına uygun olup- olmadığını değerlendirin. Haram, mekruh, israf, müsrif işlerin içinde olmayın. Devlet yasalarına göre de suç işlemeyin. Çalışmadan para kazananların tuzağına düşüp, midye yemi gibi olmayın. Önce malı, eşyayı alın. Sonra parayı verin.                 Toplumlarda %10 bile doğru- dürüst insan kalmadığını bildirmek istiyorum.   

6-İslam dinine ve devletin yasalarına göre hareket edin. Ailede herkes görevlerini bilerek davranmalı. Eşler birbirine sevgi, saygı, muhabbet, sadakatle bağlı olmalı. Filmlerden etkilenip, sapkın, çapkın olmamalı. Anne ve babanın çocuklarına karşı görevlerini yerine getirmeli. Çocuklar, anne ve babalarına karşı görevlerini eksiksiz yapmalı. Hısım ve akrabalara karşı görevler yerine getirilmeli. Arkadaşlarla, insanlarla güzel, iyi geçinmeli. Kardeşler birbiri ile dost olmalı. Birbirine hile yapacak alçaklığa düşmemeli. Komşularla iyi geçinmeli. İnsanlığa, hayvanlara, varlıklara karşı İslam dinin ve yasalarımız emrettiği gibi davranmalı. Bu konuların her biri için mutlaka en az 10 kitap okumalı. Kurs görmeli. Eğitim ve ders almalı. Günümüzde anne, baba, çocuk eğitimini yapan belediyeler vardır. Buralardan ders almalı. Eğitim ve öğretim almalı. Burada makalemi uzun yazmamak için detaya yer vermiyorum.

7-Bir ev- konut satın alırken olsun, bir arsa, bağ, bahçe satın alırken olsun; belediye ve tapu müdürlüklerinden mutlaka araştırma, inceleme yapınız. Her arsaya, bağa, bahçeye konut yapılmaz. Müşterek arzı satın almayınız. Yeşil alan, heyelan bölgesi, icralı olur. Dolandırılırsınız. Mutlaka ama muhakkak soruşturmadan, sorgulamadan iş yapmayınız. Para vermeyiniz. Yapacağınız her işi yasa gereği yapınız. Güvene dayalı asla iş yapmayınız. Güvenilen insanlar artık mezarda kaldı. Eskide kaldı. Ben apartmanın işyerini ve dairemi 8 ayrı kişiye kiraya verdim. Sekiz tanesi de sahteci, sahtekâr, hileci, dolandırıcı çıktı. Apartmanı yalıtım- mantolama yaptırdım. Onlarda beni dolandırdı. Sekiz kez mahkemeye gittim. Sekiz kez de mahkemeye dosya hazırlayıp, verdim. Hasta halimle uğraşmak zorunda, durumunda kaldım. Düşünün ki, ülkemizde 84 milyon nüfus vardır. Her yıl 20 milyon kişi senedini ödemediğinden, mahkemelik oluyor.

8- Devlette vatandaşı yeterince korumuyor. Suçluya hak ettiği cezayı yargı vermiyor. Bu durumdan suçlular cesaret alıyor. Sürekli suç işliyor. Hırsızı, polis veya jandarma yakalıyor. 80- 125- 236 kez suç işlemiş genç hala sokakta geziyor. Mahkeme serbest bırakıyor. Ya da denetimli serbestlik deyip, sokağa gönderiyor!

9- Bu hafta ülkemizde yine ekonomik kriz yaşandı. Her ekonomik krizde halkımız perişanlık çekti. Ekmeğinden, parasından, varlığından kaybetti. Sömürücü zenginler bir günde %15 kazandı. Bir haftada %50 kazandı. Olay şöyle gerçekleşti: “ Dolar kuru, 1 Amerikan doları 8,8 liradan piyasada alıp- satılıyordu. Bir AB Avrosu 9,5 liradan alıp- satılıyordu. Bir hafta içinde dolar 8,5 liradan 13,5 liraya çıktı. Avro da 9,5 liradan 14,5 liraya yükseldi. Yanı Türk lirası değer yitirdi. Altın da gramı 480 liradan 750 liraya yükseldi. Bankada Türk Lirası parası olanlara ise enflasyon %20 iken, %15 faiz- nema veriliyordu. Bir de bundan gelir vergisi kesiliyor! Devletine, Türk Lirasına güvenenler, birkaç günde %50 zarar etti. Piyasa da her şey %50 üzeri arttı. Pahalandı. Çünkü yurt dışından getirilen ara mallar dolar hesabı satılıyor.

Hükümet Türk Lirası faizlerini enflasyondan bilerek düşük tutuyor ki, zenginler düşük faizle kredi çekip, yatırım, üretim yapsın. Ama öteden dar gelirliler enflasyonda para değeri kaybediyor.

İnsanlar 3 ay öncesine göre parasını döviz cinsinden bankada tutuyor. Bankadaki paraların %63’ü dövizdir. Bankada 235 milyar dolar döviz parası zengin vatandaşın vardır. Evinde de 325 milyar dolar döviz olduğu tahmin ediliyor. Her yıl 160 bin ton yabancılardan altın satın alınmaktadır. Faiz alıp- vermek haramdır. Ama Amerika’nın karşılıksız basıp, 8 milyar kadar insana sattığı dolar da mubah, temiz sayılmaz. Yabancıların ürettiği altını alın teri, emekle kazandığın parayla satın alıp, evde saklamakta mubah sayılmaz. Dost olmayana parayı verip, ülkeyi işte yaşadığımız ekonomik zorluğa düşürmektir. Arz- talep yüzünden dolar, avro, altın yükselmektedir. İnsanlara bütün bunlar din ve bilim, ekonomi yönüyle anlatılmalı. Haram olan sadece faiz değildir. Ülkemize zarar evren sadece faiz değildir.

Altında ayni oranda yükseldi. Çünkü altın değeri, dolar üzerinden hesaplanıyor. Türk lirası olarak paranızı bankalara yatırın diyen hükümet, millete zarar ettiriyor. Ekonomin iyi olması için bir neden yoktur. Onlarca neden vardır. Bu işi öyle manipülasyon- hile, spekülasyon gibi yabancı sözcüklerle açıklamak, olayın gerçek yüzünü saklamak olur. Zaten bu konuda binlerce ekonomistten doğru- dürüst bir bilimsel açıklama gelmedi. Çünkü iki uç grupta olan kişilerin doğru açıklama yapması beklenmemeli. Devlet, hükümet milli, yerli hareket eden, vatanseverleri korumalıdır. Devletin milli, yerli mallarını, işletmelerini, kurum ve kuruluşlarını özel sektöre bir liraya satarsan, böyle olur. Kapitalist ekonomi sistemi, insanların canını okur. Karma ekonomi sistemi olmalı. Özel sektör ve kamu sektörü rekabet içinde olmalı. Kapitalistler bugün işbirliği yaparak, halkı kazıklamaktadır. Kapitalist, komünist helal, haram bilmez. Para için her haramı, suçu işler.

Manipülasyon- kandırma- çıkarcılık- sahtecilik, spekülasyon- vurgunculuk olduğu zaman bazen Merkez Bankası piyasaya döviz sürerek, müdahale ederdi. Spekülasyonun, manipülasyonun – hileli yönlendirme önüne geçerdi. Döviz artışının belli oranda engellerdi. Ama bunu yapmadılar. Ama bu yapılmadı.

Her hükümet içinde ve dışında, ülke içinde ve dışında devlet ve millet düşmanları vardır. Bu hainlere ve düşmanlara karşı gereken önlem alınmalı. 15 Temmuz 2016 darbesinde de gördük ki, devlet ve hükümet içine sızmış; binlerce şer güç vardı. Bunun içinde Cumhurbaşkanı, danışmanlar, İçişleri, Dışişleri, Maliye Bakanları, Merkez Bankası Başkanı,  Başbakan, Başbakan yardımcıları, ordu komutanları, kuvvet komutanları, subaylar, genelkurmay başkanları, Millî Eğitim Bakanları, yaverler, korumalar, valiler, kaymakamlar, polis müdürleri, polisler, MİT mensupları, memurlar vardı. İçteki hain ve düşmanlarla, Siyonist ve de emperyalist düşmanlarımız; ortak, işbirliği içinde beraber çalışıyordu. Hala hükümet içinde ve muhalefette vatan, millet, devlet, bağımsızlık, özgürlük, vatan bütünlüğü, milli ve maneviyat düşmanları bulunmaktadır. Bize düşmanlık yapan ülkelerle, devletlerle işbirliği yapmaktadır. Onların aktardığı paralarla medyada, basın ve yayında yazmakta, konuşmaktadırlar. Bu hainler, halkımızın yarısına yakınından destek görmektedir.

10- 2018 yılında da yine yanlış ekonomi kararları ile Türk Lirası zarar gördü. Enflasyon arttı. Bankalarda 10 bin lira altında parası olanlara 4,75 faiz veriliyor. 10 bin liranın üstünde olanlara 8,75 faiz veriliyor. Bankalar ise krediyi %42 ile veriyor. Enflasyon ise %24 olarak açıklanıyor. Yine az parası olan dar gelirliden alınıp, zengin bankacılara yüksek kâr ediliyor. Bu durum hükümeti gözden düşürüyor. Yıpratıyor. Pandemi Kovid 19 nedeniyle zaten dünya 2 yıldan beri zor durumdadır. Zaten 208 Ekim küresel ekonomik krizi tam atlatırken, pandemi salgını oldu. Dünyanın en büyük zenginleri servetlerini 120 milyar dolardan, 290 milyar dolara çıkardı. Türkiye’mizde 2022 yılı bütçesi 1 trilyon 700 milyar liraya hazırlandı ve TBMM de onandı. Bu parayı 13,5 liraya bölersen, ortaya 120 milyar dolar gibi bir para çıkar. 2022 yılı bütçesi hazırlanırken, dolar 8,5 liraydı. Şimdi oldu 13,5 lira! Merkez bankası ise doların 2023 yılında 10 liraya çıkacağını öngörmüştü. Zaten Merkez Bankası hiçbir zaman doğru görüş bildirilmemiştir. Ekonomistlerimizde, mimar ve mühendislerimiz gibi temelden yoksun, dayanıksız, bozuk işler yapmaktadır.

Yapılan yanlışlar 2018 Ağustos ve 2021 Kasım ayında ortaya çıktı. Her işin, yönetimin, görevin kuralları vardır. İleri, eğri gitmemeli. Dosdoğru olan istikamette ölçülü, dengeli, normal davranmalı. Kendimizi kurtarmadan önce dünyayı kurtarmaya çalıştığımızda, başımız taşa vurur. Beynimizden, gözlerimizden şimşek çakar. Dünyayı 180 trilyon dolar borçlandıranlar, istediği ülkede atını oynatmadadır. At da onun, avratta onun, meydanda onun olmuştur. ABD bile GSMH gelirinden daha çok borçludur. 28 trilyon dolar borcu, 23 trilyon dolar GSMH vardır. Karşılıksız bastığı dolarları 8 milyar insana ulaştırmasına rağmen hala borçludur. Rusya’nın geliri ise 2,5 trilyon dolardır. Pek borcu yoktur. Halk sefil ve sefalet içindedir. Paralar silaha gitmektedir. Kazanç daha çok ham petrol ve doğalgazdan gelmektedir. Çin her ay 300 milyar dolar ihracat etmektedir. Ama şirketler Çinlilerin değil yabancılarındır. Çin halkının 800 milyonu açlık içinde yokluktadır. Kuru ekmeğe, birkaç kilogram pirince çalıştırılmaktadır. Amerika ve Avrupa halkı fakirleşmektedir. Sömürüleri, sömürgeleri her yıl azalmaktadır. Birileri bu dünya insanlığını 180 trilyon dolar borçlandırmış. Kim borçlandırmış ise işte onlar istediği ülkede her türlü anarşi, şiddet, terör, çatışma, savaş çıkarmaktadır.

11- Ülkemizde 7 milyona ulaşan kayıtlı ve kayıtsız sığınmacıya baktığımız gibi sadece Suriye’de 9 milyon Suriyeliye de bakıyoruz. 160 ülkeye devlet, millet olarak her türlü yardımı karşılıksız yapıyoruz. Sadece devlet yapmıyor. Ülkemizdeki, 350 kadar yardım derneği ve kamuya yarayışlı dernek ve vakıflarda yardım yapıyor. Kovid- 19 döneminde bir yıl içinde 160 ülkeye ve 9 kuruluşa devlet olarak yardım yaptık. Hem de kendi uçaklarımıza götürüp, verdik. Bunun içinde ABD de vardı. Hem de iki defa ABD ye uçağımızla yardım götürdük. ABD bu yıl sadece orduya, savunmaya 750 milyar dolar ayırdı. Ülkemiz yok etmek için terör örgütlerine ve düşman ülkelere her türlü yardımı bedava yapıyor. Bizi yıkmaya çalışıyor. Akıllı, mantıklı, sağduyulu, makul, ekonomik davranmalı. İpin ve aklın ucunu kaçırmamalı. Emperyalistlerin yıktığı ve aç bıraktığı ülkeleri biz doyuramayız. İmar da yapamayız. Para verme yerine akıl, fikir- düşünce, bilgi, bilinç ve meslek öğretmeli. Ben bileli beri 140- 150 ülkeye yardım yapıyoruz.

Ülkemizde ekonomi- iktisat çok kötü yönetiliyor. Bu hep böyle oldu, olmaya devam ediyor. 24 Ocak 1980 kararları ile daha kötü oldu. Zaten ekonomi diye bir şey pek yoktu. Olanda ortadan kaldırıldı. Kamu- devlet işletmeleri, kurumları satılma kararı alındı. O günden beri 40 hükümet geldi, gitti. Sattı, harcadı. Faize verdi, bitti, yandı, kül oldu! 1991- 2002 yılları arasında 10 hükümet geldi. Başarılı olmadılar. Stratejik plan, program, ilmi- bilimsel uygulama yoktu. Sat devletin malını, mülkünü, işletmesine! Ver zengine sadece bir liraya! Zaten zarar ediyorlardı, de! Şimdi elde avuçta devletin bir işletmesi pek kalmadı. Yüz milyar dolar özelleştirmeden para aldı. O da 500 milyar dolar olan iç ve dış borcun faizine yetmiyor. 500 milyar dolar borç çok fazladır. Nerede ise GSMH gelirine yaklaştı. Ülkemizin aldığı faizli borç paraların faizleri dolar temelli çok fazladır. Zaten dolar, liraya göre 04 Nisan 1994 tarihinde %350 değer kaybetti. Bir gecede borcumuz ve piyasa %400 arttı! 19 Şubat 2001 tarihinde dolar ve döviz bir gecede %100 arttı. Bir gecede borcumuz %100 arttı!

Ak Parti, 03 Kasım 2002 günü yapılan genel seçimlerle %34 oy alarak tek başına hükümet kurdu. 18 Kasım 2002 günü hükümeti devraldı. O günlerde 1 dolar 1,3 liraydı. Şimdi 13 lira oldu. Yanı 19 yıl sonra 13 lira oldu. Oysa 19 yılda Ak Parti Hükümeti; 3 trilyon dolar yatırım yaptı. Bu para o kadar çok ki, cumhuriyetten 2002 yılına kadar toplam 713 milyar dolar yatırım yapılmıştı. Büyüme 3,5 kat arttı, derken, refah düzeyi azaldı. Çünkü döviz karşısında paramızın değeri 10 kat düştü.

İstanbul, elimde olan 15 yıllık bilgiye göre; 235 milyar lira, Ankara 115 milyar lira, İzmir 65 milyar lira, Van 25 milyar lira yatırım aldı.

20014 yılı sonunda Belarus’te gittim. İki ay oğlumun yanında kaldım. Belarus çok yoksul bir halka sahipti. Devlette de para yoktu. Öğretmenler 200 doların altında çalışıyordu. Doktor 250 dolar, işçi 125 dolar alıyordu. İşyerlerindeki tezgâhtarlar 250 dolara yakın aylık alıyordu. Yadırgamıştım. Şimdi bizde de asgari ücret işçi aylığı 209 dolara düştü. Ülkemizde asgari ücret 2,825 liradır. Kasım 2021 yılı için söylüyorum. Belarus ise bu pandemi salgını nedeniyle daha kötü oldu.

Karma ekonomi sistemi uygulanmalı. Ne eski komünist ülkeler gibi sadece kamu işletmeleri olmalı. Özel sektörü yasaklamalı. Ne de milleti kene gibi sömüren kapitalistlerin, liberallerin eline bırakmalı. Devlette işletme kurup, üretim yapmalı.

Ülkemizde işletmelerin %80’i devletindi. Ama yöneticiler hep çaldı, hortumladı. Şu anda ülkemizde zenginlerin %90’dan fazlası haramlardan varsıl olmuştur. Parayı gören, çalıp, iç etmiştir. Ama bir yasa çıkarılır. Çalanın tüm varlığına el konulur. Ömür boyu hapis yatırılır. Çünkü 84 milyonun bugünü ve geleceği hırsızlıkla çalınmıştır. 2002 yılı sonuna kadar hiçbir devlet kurumu, kuruluşu, işletmesi kâr etmemiştir. Hep çalınmıştır. Hırsızlar kendilerini güvene almak için ordudan emekli olan generalleri şirketlerine alıyorlardı. O zamanlar ordudan korkulurdu. Dokunulmazlıkları ve hükümranlıkları vardı. Askeri cunta darbelerinde de, sonrasında da devlet ve milletimiz soyuldu. Diktatörlük vardı. Hele dindar Müslümansan işin kolay olmuyordu. Cuma namazına gittim. Soruşturma açıldı. Vakit namazdan camiden çıktım. Soruşturma açıldı. Hele dindar kadınların kendileri de anaları da ağlatıldı. Başörtüsü yasağı ve soruşturmalar yapılıyordu. Ülkemizdeki kadınlar 2012 Eylül ayından itibaren başörtüsü ile okula gidebiliyor. Memur olabiliyor. 1961 yılından 2002 yılına kadar 40 hükümet geldi, gitti. Hep halkımıza zorbalık uygulandı. Uygulayanların hepsinin canı cehenneme! Bu millet onlara hakkını helal etmiyor. Hayat hakkı millete tanımadılar. Diktatörlüğün başında ordu ve sol, Kemalist grup vardı.

01.01.2015 günü 1 ABD Doları; 2,3 liraydı. Ülkemiz bu günden sonra savunma sanayisine ağırlık verdi. Gelişmeyi gören iç ve dış düşmanlarımız, bize operasyon çekmeye ve ambargolar koymaya başladı. İç ve dış düşmanlarımız kimlerdir, sorusuna şöyle yanıt evrelim: ülkemizde 123 tane terör örgütü vardır. İç ve dışta bunları savunan, koruyan, besleyen, büyüten, destekleyen, siyasi uzantısı olanlar, iç ve dış şer güçlerdir. Aradan geçen 7 yılda 2,3 olan ABD doları Kasım 2021 de 13,5 dolara yükseldi.

Son 19yılda büyük işler başarıldı. Her yıl dünyanın en çok kalkınan 2. Ülkesi oldu. Çin’den sonra en çok kalkınan Türkiye oldu. 2021 yılı içinde böyle olmaktadır.

Azerbaycan’ın Ermenistan tarafından işgal edilen Karabağ Bölgesini 27 Eylül 2020 ile 11 Kasım 2020 yılları arasında, 44 günde alamsına neden olduk. Askeri eğitim, insansız hava aracı ve mühimmat verdik. 1978 yılından beri PKK terör örgütünü ülkemizden ve bölgemizden silmeyi başarıyoruz. 46 yıldır kapalı olan Kıbrıs- Maraş bölgesini açıyoruz. 65 yıllık münafık Fetö terör örgütünü etkisizleşmeyi başarıyoruz. 86 yıldan beri amacı dışında kullanılan Ayasofya’yı camiye dönüştürdük. 150 yıldan beri Taksim’de cami yapımı engellenen Taksim’de Camii yapıldı. 26 tane havaalanı yapıldı. 131 tane üniversite, her İle üniversite yapıldı. 28 bin km. bölünmüş ve de otoyol yapıldı. 600 tane baraj ve de gölet yapıldı.

Avrasya, Marmaray, Osmangazi, Yavuz Sultan, 1915 Çanakkale asma köprüleri yapıldı. Hızlı tren yolları yapıldı. Ankara – Sivas tren ile 12 saatte giderken, 2 saatte gidiyor. Savunma sanayii olarak 750 askeri araç- gereç gerçekleştiriliyor. Savaş uçağı, roket, füze, deniz altı, su üstü gemiler, hücumbotlar yapılıyor. İnsansız hava, kara, deniz araçları yapılıyor. Çamlıca Kulesi, Büyük Çamlıca camisi, 10 bin kadar tarihi eser onarımı yapıldı. TOKİ 1milyon 100 bin konut yaptı. Doğal afet görev vatandaşların tüm gereksinimleri karşılandı. Modern hastaneler yapıldı. 1500 kadar hastane, sağlık evi yapıldı. 17 milyon insana sosyal yardım yapılmaktadır. 160 ülkeye her türlü yardımı kendimiz götürüp, veriyoruz. Devlet ve sivil toplum kurumları çalışıyor. Yüzlerce tünel karayollarına yapıldı. Bunların içinde 5- 15 km. uzunluğunda olanları da çoktur. 7 tane uydu uzaya fırlatıldı. Hizmet veriyorlar.

Yapılanları engellemek için onlarca Cumhuriyet Mitingleri, 2013 taksim gezi olayları her İlde, İlçelerde bir ay kadar yapıldı. PKK terör örgütü kullanılarak, 23- 35 İlde yakıp, yıkma, yakma, öldürme olayları yaptırıldı. 15 Temmuz 2016 da Fetö darbe girişimi yapıldı. 251 kişi şehit oldu. 2193 kişi gazi oldu. Darbeye karşı halkımız, polisimiz, birkaç askerimiz karşı koydu. FETÖ, PKK, DEAŞ, DHKP-C ve siyasi uzantıları engellemeye devam etti. 2016 darbe girişiminden sonra 125 bin kamu görevlisinin görevine son verildi. 50 bin kadarı ceza aldı. Şu anda devlet içinde yüzbinlerce terör yanlısı vardır. Hükümetin hizmet yapmasını aksatmakta, engellemektedir.

Ülkemizde son 19 yılda 613 baraj, 873 gölet, 267 sulama tesisi yapıldı.

Ülkemiz ancak 2003 yılından beri biraz olsun, istikrara kavuştu. Ülkemizde 5 cunta darbesi, 2 muhtıra, 55 koalisyon- ortak hükümet kuruldu. 25 tane hain siyasi parti kapatıldı. Başbakan ve bakanlar asıldı. Bir milyondan fazla insan darbelerde işkence gördü.

1961- 2002 yılları arasında 32 hükümet kuruldu. 1961 de 26. Hükümet vardı. 18 Kasım 2002 de 58. Hükümet kuruldu.

Bunda sadece bir neden söylemek tam tespit olmaz. Ülkemizin israfçı lığı, savurganlığı, gelirinden %75 daha fazla mal- eşya satın alması, yanı ithalat ve ticarette %75 cari- ticari açık vermesi, yatırımların gelir getirici olmaması, bazı kişilerin devleti zarara uğratması, devletin satın alımlarında ekonomik davranmaması gibi yüzlerce, hatta binlerce neden vardır.

Örneğin: “Devletin 300 bin kadar makam aracı vardır. Ülkemizde 7 tane güzel otomobil markası üretilmesine rağmen, gidip de ülkemizde üretilenin 10 katı fazlası Avrupa’dan en pahalı makam arabaları alınmaktadır. Belediyeler ise alabildiğine önceliksiz, pek gerekli olmayan yatırımlar yaparak, borçlanmaktadır. Hatta belediyeler üzerine görev olmayan işlere para yatırmaktadır.”

Son 19 yıl içinde çok büyük işler başardık, elhamdülillah. Ama iç ve düşmanların hainlikleri yüzünden rahat olamadık. Operasyonu iç ve dış düşmanlar ortak çekmektedirler. İç düşman ne söylerse dış düşman onu söylüyor. Dışardaki düşman neyi söylerse, içteki alçak kahpe hain onu söylüyor ve yapıyor. Bazı hainler ülkemizden kaçtı, dışarıdan hainliği devam ettiriyor. Bazıları cezaevindedir. 300 bin kişiyi mahkûm bulunca bir çeşit af çıkarılıyor. Çok zor bir coğrafyada, 65 ülke düşmanlık yaparken, yaşamaya, devamlı olmaya elhamdülillah devam ediyoruz. Söyleyecek çok şey var. Çok söylediğimde de sosyal medya hesabımı 16. Kez kapattı. Şu anda hesabım çalışmıyor. Ya da sansüre uğrayıp, yazılarım yayınlanmıyor. Ama tek bir yalan, yanlış yazmamaya çalışıyorum.

Örneğin: “ Caddelerdeki, özel kişilere ait olan binaların yalıtım mantolamasını yapıyor. Sundurma yapıyor. Alüminyum kaplama yapıyor. Aynı caddeyi 6 yılda 6 defa yapıyor, bozuyor.”

Yatırımlarda katma değeri yüksek üretim yapmalı. Özel sektörün, devletten sürekli yardım alamsı, teşvik alması, vergilerini zamanında ödememesi, vergi affı yapılması, olmamalı.

Ülkemizde siyasi parti muhalefetleri hiçbir zaman vatan, millet, devlet yararına, kârına iş, işlem, uygulama yapmadı. Hep hükümeti başarısız yapmak, yıkmak için olumsuz çalışmalar içinde oldular. Terör yanlısı davrandılar. Hep ittihatçılar gibi yıkıcı davranmadı. Böyle yapıldığından ülkemizde işler iyi, güzel, doğru- dürüst, yararlı, beğenilen şekilde gitmemektedir.

Ülkemiz, yabancı ülkelerden birkaç yıl öncesi 2,700 çeşit mal alıyordu. Avrupa Birliği’nden Avro ile alıyoruz. Amerika ve diğer ülkelerden dolar ile alıyoruz. Dolar ile Avro, Türk Lirasına göre aynı değerde artıyor. Bir Avro; 1,1 dolar oluyor, genellikle! Biz bütün bu aldıklarımıza dolar ve Avro ödüyoruz. Tarım ürünü olarak yabancılara 1,800 çeşit ürün satıyoruz. Ama tüm sattığımız tarım ürünlerinin bedeli kadar dışarıdan doğalgaz ve ham petrol oluyoruz. Çünkü enerjide %97 oranında dışa bağımlıyız. Belki 10 yıl içinde bu bağımlılıktan kurtuluruz. Çünkü doğalgaz ve petrol arama gemileri aldık. Bir yıl içinde de doğalgaz bulduk. İşlemek için bir yıla gereksinimimiz vardır.

Yap- işlet- devret ile özel sektöre yaptırdığımız yatırımları da dolar cinsinden ödüyoruz. Bu dolar cinsi ödememeler, 2018 yılından beri doların çok yükselmesi yüzünden ülkemize tamamen yük olmaya başladı.

Ülkemizde ve yurt dışında olan terör ile mücadelede milletimize, devletimize çok pahalıya mal oluyor. Son 2,190 gün içinde 32,190 terörist etkisiz hale getirildi yanı öldürüldü. Bunun 18 bin tanesi yurt içinde, diğer kalanlar yurt dışında etkisiz edildi. Daha çok Suriye ve Irak’ta teröristler etkisizleştirildi.

Ülkemiz aleyhinde çalışan şer güçler bulunmaktadır. Ülkemizin muhalefette olan ve dış güçlerle ilişiği olan siyasi parti; Türkiye’ye yatırım yapmayın. Türkiye güvenilir, güvenli ülke değildir. Yatırım yaparsanız, biz iktidara geldiğimizde paranızı vermeyiz, diyor!

1918 yılı öncesi faizler %4,16’ya düşmüştü. Enflasyon %6 idi. 01,06.2018 günü itibarıyla 1 dolar 4,5 liradır. 1 Euro ise 5,3 liradır. İşte bu tarihten itibaren ipin ucu niçin, neden kaçtı? Bunun yanıtını hiçbir ekonomist ve de devlet maliye yetkilisi henüz verememiştir. Bir ölçüsüzlük, dengesizlik, olumsuzluk varsa bu giderilmelidir. Bu şekilde ülkemin ve milletimin devam etmesi doğru, yerinde, normal olmaz. Zulüm olur.

Müslüman dediğin olgun, donanımlı samimi Müslüman, hiçbir varlığa, değere, devlete, millete, insanlığa, varlığa zarar vermez. Kul hakkına hiçbir şekilde zarar vermez. Verirse, ondan gerçek anlamda doğru dürüst mümin Müslüman olmaz. Eğitime, öğrenime, terbiyeye, güzel ahlaka, edebe, hayâya, değere gereksinimi vardır. Müslüman, öyle anarşist, şiddetçi, bozguncu, yıkıcı, hoşgörüsüz olmaz. Toplum olarak, birlik beraberlik içinde, dost ve kardeşçe yaşar.

Mehmet Akif Ersoy diyor ki; “ Bastığın yerleri toprak diyerek, geçme, tanı!

Düşün altındaki binlerce kefensiz yatanı.

Sen şehit oğlusun, incitme, yazıktır atanı.

Verme, dünyaları alsan da, bu cennet vatanı.”

Hucurat Süresi 10. Ayet: “ Kuşkusuz müminler birbiri ile kardeştirler. Öyle ise dargın olan kardeşlerinizin arasını düzeltin. Allah’tan sakınınız ki, size acısın.”

Hucurat Süresi 6. Ayet: “ Ey Müslümanlar! Eğer yoldan çıkmış biri, size bir haber getirirse, onun iç yüzünü araştırın. Yoksa hiç yoktan bir millete fenalık edersiniz de, sonra ettiğinize pişman olursunuz.”

Maide Süresi 2. Ayet: “ İyilikte ve fenalıktan sakınmakta, yardımlaşın.”

Hakça davranan bir millet olarak, her zaman güçlü, kuvvetli olmalıyız. Milli, manevi, dini, insani, evrensel, bilimsel değerlere sahip olmak için devlet ve millet olarak işbirliği içinde çalışmalıyız. Kötülüğe ve kötülere fırsat, olanak vermemeliyiz. Vatan ve milletimiz için var gücümüzle hakla, hukukla çalışmalıyız. Sapkın sapıklara asla ve katiyen, kesinlikle hiçbir maddi, manevi destek vermemeliyiz. Gönül bile vermemeliyiz. Müslüman, Müslümanın kardeşidir. Birbirine kötülük etmemelidir. Halkı bilgilendirip, bilinçlendirmeliyiz.

Nisa Süresi 50. Ayet: “ Ey İman edenler! Allah’a itaat edin. Peygambere ve sizden olan emir sahiplerine de itaat edin.”

Müslüman, hak din İslam dinine, görgü kurallarına, hakka, hukuka, ilme, irfana, bilime uygun yaşamalıdır. Bilim dışı hareket ederek, bağnaz, yobaz, hanzo, kaba, saba duruma düşmemeli. İslam dairesi ve medeniyeti içinde yaşamalı.

Mümin ve Müslümanların özelliklerini, niteliklerini, niceliklerini, sıfatlarını öğreten onlarca kitap okumalı. Dergi, gazete okumalı. Sohbet dinlemeli. Öyle bilgisiz, bilinçsiz, cahil- cühela, moloz olmamalı. Kullanılan aparat olmamalı. Bugün dünyada çoğunluk şer güçler tarafından araç- gereç, aparat olarak kullanılmaktadır.

Müslüman, hak din İslam dinini öğrenmeli, bilmeli, anlamalı, yaşamalı. Yapılması haram- yasak olan davranışları öğrenmeli. Haram, günah, mekruh, israf, müsrif iş işlememeli. Akla ve dine ters- zıt işler içinde kesinlikle bulunmamalı. Vatan, millet, devlet, bayrak, bağımsızlığımıza zerre kadar zarar- ziyan getirmemeli. Milli, manevi, dini, ilmi, insani değerlerimize sahip çıkıp, canımızdan çok mutlaka korumalıyız. Aksi halde hiçbir değerimiz, kıymetimiz kalmaz, olmaz. Allah’ın emir ve yasaklarına uymalıyız. İyilikleri artırarak, çoğaltmalı ve de yaymalıyız. Olgun, etkin, yetkin insan olmalıyız.

İyi bir insan, olgun, samimi, dini bütün bir hakiki Müslüman olmalı. Her sıfat ile Kur’an ve peygambere, ilme ve de irfana uymalı. Hiçbir insana, varlığa kesinlikle ayrımcı, kötü, çirkin, kırıcı, incitici davranmamalı. Hiç kimsenin hakkını hukukunu çiğnememeli. İnsanları üzmemeli. Yetim, sefil, öksüz bırakmamalı. İnsanların, hayvanların, doğanın hak hukukuna girmemeli. İslam inancına uygun davranmalı. Hak, hukuk, doğruluk, dürüstlük, düzgünlük, adalet, hakkaniyet, güzel İslam ahlakı, edep, hayâ ile devletin ve Yüce Allah’ın hukukuna uygun davranmalı.

 Kişileri dolandırmamalı. Aileleri perişan etmemeli. Devletin ve milletin malını, mülkünü, parasını çalmamalı. Sahtecilikle dolandırmamalı. Bu dünyanın hukukundan yırtarım diye düşünüyorsan, ahiret hesabını, sorgusunu, yargılamasını asla unutmamalı. Gidip de Bingöl’de adamın şehit kız kardeşine küfretmemeli, sövgüde bulunmamalı. Yabancı diye bir nikâhtan 20 kat fazla para almamalı. Ya da ırkçılık yapıp, yabancıya suyu diğer vatandaşların 13 katı fazlasına satmamalı. Irkçılık haramdır. Ayrımcılık haramdır. Haksızlık etmek haramdır- günahtır. Çok büyük günahtır. Küfretmek haramdır. Devletin bankasından 36 milyon dolar borç alıp, onunla yurt içinde ve dışında 3 fabrika kurup, devleti de dolandırmamalı. Devletin parası, 84 milyon insanın parasıdır. Gelecek neslin yaşam gıdasıdır. Hiçbir canlının hak, hukukuna girmemeli. Kul hakkına büyük bir gayretle dikkat edip, uymalı.

Hiç kimsenin yaptığı haksızlık, yanında kâr olarak kalmaz. Eden bulur! Yapan, görür! Herkes ektiğini biçer!  Bu dünya etme- bulma dünyasıdır. Hem bu dünyada hem diğer âlemde herkes yaptığının karşılığını iyi veya kötü mutlaka ama muhakkak görecek, bulacaktır. Bunun için iyi, güzel, doğru, dürüst, insancıl, yararlı, değerli, önemli, helal, meşru işler yapmalı. Zalimlik yapmamalı. Merhametsiz olmamalı. Bencil, egoist, narsis, hodkâm, sadist olmamalı. Merhametli, saygılı, sevgi dolu, merhametli, yardım eden olmalı. Paylaşmayı, dayanışmayı, yardımlaşmayı hak yolda hukuki olarak mutlaka yapmalı. Olgun insan, insanlıklı insan, insancıl insan, örnek insan, harika, harikulade, muhteşem, muazzam, mükemmel, yararlı en güzel insan olmalı. Dünyadan ahirete iyilikler götürmeli.