ADALET Bakanı Abdülhamit Gül, Yeni Zelanda'nın Christchurch şehrinde iki camiye gerçekleştirilen terör saldırıları için taziye mesajı paylaştı.
Adalet Bakanı Abdülhamit Gül, sosyal medya sitesi Twitter hesabından paylaştığı mesajında, "Yeni Zelanda'nın Christchurch şehrinde iki camiye gerçekleştirilen terör saldırılarında hayatını kaybeden Müslümanlara Allah'tan rahmet diliyorum; İslam aleminin ve tüm dünyada insanlık vicdanına mensup herkesin başı sağ olsun. Yeni Zelanda'nın, Müslüman karşıtlığı saikli olduğu anlaşılan bu saldırılara ilişkin soruşturmayı etkin şekilde yürüteceğini, failleri ve faillerin arkasında nefret tohumu eken grupları bir an önce adalet önüne çıkaracağını umuyorum. Bu kanlı saldırı, son yıllarda bazı Batı ülkelerinde ve medyada artan ırkçılığın ve yabancı düşmanlığının yansımalarından biri, en üzücü örneğidir" ifadelerini kullandı.
'BİRLİKTE HUZUR İÇİNDE YAŞAMA SEVDAMIZDAN VAZGEÇMEYECEĞİZ'
Gül, geçtiğimiz günlerde Avrupa Parlamentosu'nda kabul edilen Türkiye Raporu'nun aksine Türkiye'nin birlikte huzur içinde yaşama sevdasından vazgeçmeyeceğini aktardığı mesajında, "İçimize sindirmenin mümkün olmadığı bu düşmanlık ortamının daha başka olaylara yol açmaması için Batı medyasının ve politikacıların evrensel insanlık değerlerine ilişkin kodları özümsemesi ve başkalarını dışlama, ötekileştirme ve giderek nefret objesi haline getirme söyleminden bir an önce uzaklaşması gerekmektedir. Daha birkaç gün önce aşırı akımların ayrıştırıcı görüşlerini yansıtan, popülist ve gerçeklerden uzak Türkiye Raporunu kabul eden Avrupa Parlamentosu, ne yazık ki ileriye dönük ortak değerler ve çoğulcu demokrasi idealine adeta perde çekmeye çalışmıştır. Öbür yandan biz Türkiye olarak bu idealin tek temsilcisi olarak kalacak olsak bile bu ülkede insanımızın dili, dini, rengi mezhebi ne olursa olsun, birlikte huzur içinde yaşama sevdamızdan vazgeçmeyeceğiz. Bu vatan topraklarında sadece Müslümanlar değil, azınlık dinleri mensupları da daima güven içinde ibadetlerine gitti, gidecek. Türkiye, hangi inanca mensup olursa olsun herkesin adaletle ve birbirine saygıyla yaşadığı bir esenlik yurdu olmaya devam edecek" açıklamasında bulundu.
'BERABER YAŞAMA KÜLTÜRÜNÜ TEHDİT EDEN KURUMSAL IRKÇILIKLA DA YÜZLEŞİLMESİ ELZEMDİR'
Gerçekleştirilen saldırının terörün dininin, milliyetinin ve temsil ettiği herhangi bir değerinin olmadığını bir kez daha kanıtladığını aktaran Gül, şu ifadelere yer verdi: 
"Ne dün kimi saldırıların Müslümanların üzerine yıkılmasına razıydık, ne de bugün Hristiyanların bu saldırıdan sorumlu tutulmasına razı olmayacağız. Terörün dini yoktur, dinin de terörü yoktur. Bu nedenle örgütsel ya da bireysel her türlü terör eyleminin karşısında olan yerimizde ve düşüncemizde bir değişiklik yoktur. Batılı ülkelerden de eğer bugünkü saldırılara etkili, samimi ve kalıcı bir karşılık vermeyi istiyorlarsa aynı hassasiyeti bekliyoruz. Hiçbirini ayırt ve örtbas etmeksizin, her türlü terör eylemine karşı insanlık ailesi yek vücut olmak zorundadır. Terörle mücadelenin başarılı olabilmesi için beraber yaşama kültürünü tehdit eden kurumsal ırkçılıkla da yüzleşilmesi ve buna karşı tedbirler alınması elzemdir. Batı kamuoyunun bugünkü saldırıdan çıkarması gereken öncelikli ders budur. Çifte standart ve ayrımcılığın uluslararası topluma ve insanlığa zarar verdiği  bir an önce görülmelidir. Bu gerçekle yüzleşmekten kaçınan ülkelerin artık sığınacak bir mazereti kalmamıştır."
'DÜNYA BAKSIN VE SADECE ÖRNEK ALSIN'
Gül, camiye yapılan saldırının, kiliseye, sinagoga veya başka bir ibadethaneye yapılacak saldırı arasına vahşet farkı bulunmadığını belirterek, "Vatandaşlarımızın da içi rahat olsun onlar bugüne kadar bu topraklarda farklılıkların bereketli zenginliğinde huzur içinde yaşamanın tükenmez destanını yazdılar. Dünya baksın ve sadece örnek alsın. Huzur içinde, özgürce inancını yaşayan azınlıklara baksınlar. Kapılarımızı açtığımız milyonlarca Suriyeli kardeşimize baksınlar. Devletten yardım almadan yetim göçmen çocuklara bakan kendi halinde insanlar var. Göçmenleri, azınlıkları, mültecileri güvenlik sorunu ya da barış tehdidi olarak gören ülkeler ise bu 'siyasi malzemeden' beslenmeyi bırakmalıdırlar. Medya ve siyaset marifetiyle bir endüstri haline gelen İslam ve göçmen karşıtlığının insanlığı sürükleyeceği felaket apaçık ortadadır. Bu düşüncelerle, bugün Yeni Zelanda'da şehit olan kardeşlerimizi bir kez daha rahmetle anıyor; hak ve vicdan sahibi tüm insanlık ailesine taziyelerimi iletiyorum" mesajını paylaştı.