AK Parti Antalya Milletvekili Atay Uslu, "Göç herkesin sorunudur. Çünkü dünyada artık uzak yer yok" dedi.

Uslu, Amerika Birleşik Devletleri’nin New York Şehrinde Birleşmiş Milletler (BM) Genel Kurulu çatısı altında düzenlenen BM Birinci Uluslararası Göç Gözden Geçirme Forumu’na katıldı. Uslu göç ve sığınma süreçleri ve mültecilik hususlarında forum da bir konuşma yaparak görüşlerini açıkladı.

Türkiye üzerine düşen insani hukuki görevleri yapıyor

Uslu, Birleşmiş Milletler Binasında yapılan forumda yaptığı konuşmada Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın ortaya koyduğu hukuki, insani, vicdani politikalarla Türkiye’nin mülteciler ve sığınmacılar konusunda üzerine düşeni yaptığını sayılarla ve ayrıntısıyla anlatarak, Avrupa’nın geri itmelerle yaşam hakkını ihlal ettiğini ifade ederek, “Denizlerde ve sınırlarında Bazı Avrupa Ülkelerinin maalesef Frontex’in de katkılarıyla yaşamları tehdit eden geri itmelerini görüyoruz. Geri itmeler sığınma hakkının da, yaşam hakkının da ihlalidir, hukuka aykırıdır, insanlığa yakışmaz. Türk Sahil Güvenliği yalnızca son iki yılda Ege’de geri itilen 35 binden fazla göçmenin hayatını kurtarmıştır” dedi.

Uslu, konuşmasının devamında göçün sınır ülkelerin sorunu olmadığını, herkesin sorunu olduğunu ifade ederek şöyle devam etti: “Göç herkesin sorunudur. Çünkü dünyada artık uzak yer yok. Çünkü söz konusu olan insan ve insanlıktır. Bu sebeple külfet paylaşımı, uyum, kaynak ülkelerin sorunlarını çözme ve yeniden yerleştirme konuları çok önemli. Bu dört hususla ilgili ilkeler, uluslararası metinlerde yer almalıdır. Hem sığınma, hem uyum, hem de kaynak ülke destekleri için kullanılabilir güçlü bir Uluslararası Özel Külfet Paylaşımı Fonu oluşturulmalıdır. Sığınmacıların yeniden yerleştirilmeleri için ilkeler belirlenmelidir. Uyum için, hak temelli yaklaşımlar kadar vicdan ve gönül temelli yaklaşımlar da önemsenmelidir. Kültürel dejenerasyona zorlayan bir entegrasyon değil harmonisazyonu sağlayacak bir entegrasyon olmalı“.

İklim mülteciliği gündeme alınmalı

Uslu, ekolojik göç konusuna da katılımcılarla istişare ettiğini anlatarak, “Yakın zamanda çatışmalar, baskılar zorunlu göçün tek sebebi olarak görülmeyecek, çünkü iklim değişiklikleri, ekolojik sebepler, buzulların erimesi ile bazı kara parçalarının sular altında kalması da zorunlu göçleri doğuracak ve mülteciliği doğuran klasik sebepler arasına ekolojik sebepleri de eklemek gerekecek. Bu sebeple artık Ekolojik mültecileri, iklim sığınmacılarını da gündemimize yazmamız gerekiyor” ifadelerini kullandı.