Şanlıurfa’da yaklaşık 152 sivil toplum kuruluşunun üye olduğu İnsani Yardım Platformu’nu ziyaret eden AK Parti Genel Bakan Yardımcısı Nureddin Nebati, Suriyeli bir çocukla ilgili anısını anlatırken ağlamamak için kendini zor tuttu.
AK Parti Genel Başkan Yardımcısı ve Şanlıurfa milletvekili adayı Nureddin Nebati, 152 sivil toplum kuruluşunun üye olduğu İnsani Yardım Platformu’nu ziyaret etti. Platform Başkanı Osman Gerem ve üye STK temsilcilerinin karşıladığı Nebati, konuşmasında hem duygulandı hem de salondakilere duygulu anlar yaşattı.
Suriyelilerin mazlum ve mağdur olduğunu kaydeden Nebati, Suriyelilere sahip çıkılacağını kaydederek, dünyada 200 milyon yetim olduğunu belirtti. Nebati, 150 bin yetimin İslam coğrafyasında bulunduğunu söyledii. Suriyeli yetimlerin psikolojisini ancak Müslümanların anlayabildiğini belirten Nebati, “Suriye meselesi hepimizi üzen, yaralayan ve büyük bir sınav verdiğimiz bir konu aslında. Bu coğrafya ‘artık yeter’ diyecek takat bulamıyor. 200 milyon yetim var. Bunun 150 milyonu İslam coğrafyasında. 200 milyon çocuk sabah kalkıp, ‘anne’ dediği zaman karşılık bulamıyor. Akşam olduğu zaman, bir gece vakti, varsa battaniye ve yorganını açtığı zaman küçük bedeni ile kendisini düşündüğünü hissedecek ve gelip üzerini örtüp, alnından öpüp, boyundan aşağıya cennet kokusunu koklayıp, ‘yavrum seni Allah bağışlasın, korusun’ diyecek bir annesi, babası yok. Evi yıkılmış, evini bırakıp gitmek zorunda kalmış, ceset enkazın içerisinde elini görüyor, elini tutuyor, cesedi alıp götüremiyor. Seni toprağa, betona bıraktık diyerek, küçücük canlarla buraya, Ürdün’e geliyorlar” dedi.
Şanlıurfa’nın Peygamberler diyarı olduğunu vurgulayan Nebati, Peygamber Efendimiz döneminde ensar ve muhacirin bir hurmayı bile paylaştığını hatırlattı. Nebati, “Onlar o zalimden kaçmışlar. Çocuklarını, annelerini, babalarını, kardeşlerini, evlerini ve yurtlarını bırakıp kaçmışlar. Bir zalimden kaçmışlar buraya gelmişler. Kamplarda, akrabalarında ve şurada, buradalar. Ya tersi olsaydı. Biz erkekler burada kalsaydık. Yandaki zalime gönderseydik. O zalimin yanında bizim kızlarımızın, hanımlarımızın hali ne olurdu” diye konuştu.
SURİYELİ ŞAKASINA NEW YORK ÖNERİSİ
Nureddin Nebati, Suriyelilerle ilgili şakalar yapılmasına da tepki gösterdi. Aşağılayıcı şakaları yapanları ABD’nin New York kentine gönderilmesini öneren Nebati, “Var mı böyle şakalar yapmak. O gelen kadınlar, kızlar bizim namusumuz. Bir parçamız, mazlum, masum ve mağdurlar. Utanmadan sıkılmadan, ‘bunların ne işi var’ diyenler var. Soruyorum ‘evini, ekmeğini paylaştın mı’ diye, ‘hayır’ diyor. Ne verdin? Hiçbir şey. Ne istiyorsun, ‘kavga ediyorlar’ diyor. Bu tür insanları bir New York’a göndermek lazım yolda soyulsun diye. Tecavüzden kurtulmak için avaz avaz bağırdığında kimsenin duymadığını görsün diye. 3 tanesi kavga etmiş, 5’i yanlış iş yapmış. Ama 500 bin masum var. Emin olun, ‘Bu Suriyeliler gitsin’ diyenlerin sayısı, tüm Urfa’da şu salonu dolduracak kadar değildir” dedi.
Suriyelilerin emanet olduğunu kaydeden Nebati, şöyle devam etti:
“Suriyeliler bize emanettir, emanet. Onlar insan, biz insanız, onlar Müslüman, biz Müslümanız, onlar muhacir, biz ensarız. Suriyelilere laf söyleyenler nelerinden vazgeçtiler. Evindeki çocuğun oyuncaklarından fazla olanını Suriyelilerle paylaştı mı? Ensar ayağa kalk. Peygamberler şehrinde bir ensarım, korkmuyorum, utanmıyorum, yardımda bulunuyorum. 5 buçuk milyar değil, 55 milyar TL feda olsun. Yeter ki bir yetim ağlamasın. Yeter ki bir yetimin başını okşayacak şefkatimizi, Rabbim yüreğimizden almasın.”
GÖZLERİ DOLDU
Suriyelileri ziyaretinde, kendisini çok duygulandıran bir anısını da anlatan AK Parti Genel Bakan Yardımcısı Nureddin Nebati’nin konuşurken gözleri doldu. Ağlamamak için kendisini zor tutan Nebati, şöyle konuştu:
“Suriyelileri 9 metrekarelik konteynerde ziyaret ediyoruz. 9 metrekarede 5 kişi yaşıyor. ’Allah bu devleti, milleti başımızdan eksik etmesin’ diye dua ediyor. Bir de gözyaşları içerisinde ‘ne olursunuz ablamı getirin ablamı, çadır kentte ’ diyor. ‘Nereye yatıracaksın’ diyorum, ‘omuz omuza veririz, önemli değil’ diyor. Bizim ise kahvaltıda en az 10 çeşit yiyeceğimiz bulunuyor. Ekmeklerimizin çeşidi artmış, ‘ekmekler neden sıcak değil’ diye kızıyoruz. Peynirlerimiz çeşitlenmiş. Zeytinlerimiz çeşitlenmiş, fukaralık azalmış. Böylesi bir memlekette yaşıyoruz. Onlara Suriyeli olduğu için değil, komşumuz kardeşimiz olduğu için yardım ediyoruz. ‘Size ihtiyacım var’ diyor. ‘Sevginize, şefkatinize ihtiyacım var’ diyor. Çoğu Allah’tan korkar, başı yerde. Başını kaldıramıyor. Bu topluluk, başını kaldıramamanın ne olduğunu iyi bilir. 15 yıl önce ilaç almak için, buradaki insanlar da başını eğip, gözünü yere eğiyordu. Biz nasıl onları anlamayız, yaşadıklarını hissetmeyiz."
Devletin Yezidilere de baktığını kaydeden Nebati, Türkiye’nin ayrım yapmaksızın Suriyelilere kucak açmasının sebebini ise şöyle açıkladı:
“Biz televizyonlara, gazetelere çıksın diye Yezidilere bakmıyoruz ki. Onların inancı nerede, bizim inancımız nerede. Biz, ‘Kobani’den geldi, Kürttür, Araptır’ diye bakmıyoruz ki. Suriye’de bir zalim var. Bu zalimin arkasında, iş birliği yapan başka zalimler var. Bizimle oyun oynayanlar var. O zalim gibi bir başka zalimi bu ülkenin başına getirmek isteyenler var. O zalimlerin bu ülkede başarılı olamamasının da en büyük sebebi de Suriyelilerdir. Gözü yerde, boynu bükük, gece gündüz dua ediyorlar.”
“Suriyeliler çok şımardı, Çünkü arkalarında Recep Tayyip Erdoğan var” yönündeki eleştiri ve söylemlerin kendisine ulaştığını vurgulayan Nebati, “Doğru, arkalarında Recep Tayyip Erdoğan var. Ama sadece Recep Tayyip Erdoğan yok, Türkiye Cumhuriyeti var, millet var, ümmet var, Allah var” diyerek eleştirilere cevap verdi.