AK Parti Gurup Başkan Vekili Mahir Ünal, katıldığı bir televizyon programında gündeme ilişkin çarpıcı açıklamalarda bulunarak, “Bu iş bizi bölünmeye götürür diyenler, 25 yıl boyunca bu ülkede köyler boşaltılırken, bu ülkede köyler yakılırken, insanlara dışkı yedirilirken neredeydiler” dedi.
Beyaz TV ve Aksu TV’nin ortak canlı yayının da Erkan Tan’ın sunuculuğunu yaptığı ‘Tartışalım’ programına canlı yayın konuğu olan, paralel yapı başta olmak üzere CHP ve MHP’nin açıklamalarına cevap verdi.
Kahramanmaraş’ın Afşin ilçesinde yer alan Eshab-ı Kehf Külliyesi önünde Erkan Tan’ın sorularını yanıtlayan Mahir Ünal, ilk olarak yapılan hizmetlerden bahsetti. Ünal, “3 tane tünelin açılışını 22 Mayıs Sayın Cumhurbaşkanımızla yaptık. Toplam 8 tünel yapıyoruz. 5 tanesini bitirdik. 3 tanesini açtık. Sadece bir tanesinin uzunluğu Bolu tüneli uzunluğundadır. Dolayısıyla toplam uzunluğu yaklaşık 10 kilometre olan şu anda biz 4 buçuk kilometresinin açılışını yaptık ve tabii bu tüneller bütün ulaşım ağının değiştirdi. Kahramanmaraş’la-Göksun, Göksun’la-Elbistan arasını da seçimden hemen sonra ihaleye çıkıyoruz ve yol yapıyoruz. Elbistan’da da Malatya’ya bağlıyoruz. Dolayısıyla Kahramanmaraş’ımız, hem Gaziantep’e, hem Adana’ya, hem Kayseri’ye, hem Malatya’ya duble yollarla, yo ağlarıyla bağlamış olacağız. Elbistan’da Afşin’de tünelleri açtık dediğimizde ne tüneli dediler. Şimdi bugün mitinge gittiler mitinge giderken o tünellerden geçtiler. Ve o tünellerin muhteşem ulaşım rahatlığını da, konforunda hissettiler. Zaten 13 yıldan beri Türkiye’de şu oluyor. Sağlıkta, eğitimde, ulaşımda, her alanda büyük bir konforu yaşayıp sonra dönüp AK Partiye bunca laf ediyorlar” dedi.
CUMHURİYET 2002’DEĞİL 1923’TE KURULDU
Bu zamanda kadar hiç bir şey yapmayanların bütün sorumlukları üzerine attıklarını öne süren Ünal, “Cumhuriyet 2002’de mi kuruldu. 1923’ten 2002’ye kadar hiçbir şey yapmayanlar bütün sorumluluğu bize mi yıkıyorlar. Şimdi bugün CHP, MHP bizi eleştiriyor. Bunlar geçmişte iktidar oldular. Bunlar iktidar olukları dönemde bu bölgede taş üstüne taş mı koymuşlar bir çivi çakmış da hangi yolu yapmışlar. Bizim burada bir söz vardır. Derler ki; ‘konuşmaya yüzüm olsun derler’. Bu şu demektir. Konuşmak için arkada bir eserin olmalı ki konuşmaya yüzün olsun. 13 yıldan beri biz sağlıkta, eğitimde ulaşımda her alanda konutta konuşmaya yüzümüz var. Milletin karşısına çıktığımızda vatandaşın gözünün içine bakarak konuşuyoruz” diye konuştu.
BİZ VATANDAŞIMIZI, ASKERİ ÜCRETLİMİZİ, EMEKLİMİZİ NE CHP’NİN NE MHP’NİN İNSAFINA BIRAKMAYIZ
Asgari ücret konusunda da değerlendirmede bulunan Ünal, “Şimdi bu CHP ve MHP asgari ücreti adeta açık artırmaya çıkardı. Biri bin 400, biri bin 800 öbürü 2 bin veriyorum, hatta Haydar Baş 5 bin lira veriyorum dedi. Şimdi şundan emin olsunlar vatandaşımız. Biz vatandaşımızı, askeri ücretlimizi, biz emeklimizi ne CHP’nin ne MHP’nin insafına bırakmayız. Çünkü biz 2002’de geldiğimizde onlar iktidardan yeni ayrılmışlardı ve askeri ücret 184 liraydı yani 100 dolardı. Biz bunu 450 dolar üzerini çıkarttık. Daha da yukarı çıkaracağız. Bu ülkenin sorunlarını biz çözeriz. Onlar geçmişte bu ülkenin sorunlarını çözmek için hiçbir zaman risk almadılar. Aynası iştir kişinin lafa bakılmaz. Onlar geçmişte ne yaptılar bu millet çok iyi biliyor. Şimdi onlar zannediyorlar ki gençler, hani 12 sene önce iktidara geldiğimizde beş yaşında, 10 yaşında olan gençlerimiz hatırlamıyor. Biz bu gençlerimizden belki o olabiliriz diye düşünüyorlar. Bu millet unutmaz. Biz 13 yıldan beri biz vaatler üzerinden siyaset yapmadık. İcraatlar üzerinden siyaset yaptık. 2023’e kadar Türkiye’mizin her şeyini planladık, dolayısıyla dar gelirlimizin, askeri ücretlimizin, emeklimizin de büyüyen gelişen Türkiye’den, büyüyen ekmeğimizden alacağı pay planlamıştır. Şimdi emeklimize ne yaptık temmuzda maaşlarına yansıyacak 100 lira seyyanen verdik, seçimden hemen sonra hem asgari ücretlimizle ilgili, hem emeklimiz ilgili hem dar gelirlimizle ilgili 65’inci hükümetimizin ilk yapacağı işlerden bir tanesi zaten gündeminde bu olacak. Biz vatandaşımızı seçim malzemesi onun sorunlarını sıkıntılarını biz 13 yılda seçim malzemesi yapmadık. Onun sıkıntılarını sorunlarını sıkıntılarını planladık ve çözdük. Biz iktidara geldiğimizde Türkiye’de her 100 kişiden 33 tanesi günlük kazancı dört nokta 3 doların altındaydı bir iktidara geldiğimizde bugün biz bunu yüzde 2’ye düşürdük. Şimdi Kemal Kılıçdaroğlu 17 milyon yoksul yarattılar. Tam tersine biz iktidara geldiğimizde her 100 kişiden 33 kişi yoksulluk sınırının altında yaşıyordu biz bunu şuan da yüzde 2’ye düşürdük. Daha da aşağı indireceğiz Allah’ın izniyle. Zaten millet bunun farkında hamdolsun. o yüzden milletimiz rahat olsun. Biz bu sorunları çözdük bundan sonrada çözmeye devam edeceğiz” dedi.
DEVLETİN BÜROKRATI İMRALIYLA DA GÖRÜŞÜR, KANDİLLE DE GÖRÜŞÜR, TERÖRİSTLE DE GÖRÜŞÜRÜZ AMA NİÇİN TERÖRÜ SONLANDIRMAK İÇİN
Çözüm süreci hakkında açıkla yapan Ünal, konuşmasını söyle sürdürdü; “Bunlar 6 ay önce bir gazetede Mahir Ünal, Apoyla görüştü diye bir manşet attırdılar. O zaman ben dedim ki bu yalan manşetini tekzipte ettim onu ve bunu seçimlerde kullanmak için bu manşeti attırdılar. Mahir Ünal Dolmabahçe’de görüşmelere katıldı, Mahir Ünal teröristle görüştü çözüm süreci zaten Türkiye’yi bölme sürecidir. Bu siyasi ahlaka uymuyor öncelikle bu. Çünkü biz bu ülkede terör sorununu çözmek için devlet bu kanayan yarayı sonlandırmak için her türlü enstrümanı ve mekanizmayı kullandı, kullanmaya devam edecek. Devletin bürokratı imralıyla da görüşür, kandille de görüşür, teröristle de görüşürüz ama niçin terörü sonlandırmak için ama bir siyasetçi görüşmez. Bir siyasetçi devletin bürokratına bunun sonlanması için talimat verir. Çünkü siyasetçi milleti temsil eder, bürokratta devleti teslim eder. Devlet tabiî ki terörü sonlandırmak için görüşmeler yapacaktır. İngiltere’de İspanya’da bu işler yapılır. Dolmabahçe’de biz başbakanlık ofisinde devletin çatısı altında Türk bayrağının altında başbakan yardımcısının başkanlığında içişleri bakanı ve Türkiye büyük millet meclisini temsil eden milletvekilleri bulunduğu bir ortamda silahların ve terörün sonlanması ve demokratik siyasetin egemen olması için bir görüşme yaptık. Ama silahları susturacağız demokratik siyasetten yana olacağız diyenler demokratik siyasetin yanına silah koymaya devam ediyorlar sorun burada. Ve silahların susması için çağrıda bulunacağız diyenler o günden sonra çağrıda falan bulunmadılar. Ama biz çözüm sürecini milletle birlikte başlattık. Çözüm sürecini biz HDP ile başlatmadık. Çözüm sürecini başlatırken dedik ki, bu sürece katkı sunacak herkes bu sürecin içinde olsun. Bir çocuğu dağda, bir çocuğu askerde olan bir ananın kalbinin ikiye parçalanmasını ve gözyaşlarını hesaba katmak ve onu anlamak zorundayız. Aldatılıp dağa çıkarılmış bir çocuğu devlet dağdan indirmelidir. Kürdü Türk’e kırdırmaya kimsenin hakkı yoktur, burada mücadele edilmesi gereken Kürt yada Türk değil Kürt ile Türk’ü birbirine düşürendir. O yüzden biz AK Parti olarak kuklayla değil, kuklacılarla mücadele ediyoruz. O yüzden yurt dışında bazı gazeteler bizimle ilgili her gün yazılar yazıyor. Mısır’da darbe olduğunda sesini çıkarmayanlar, Türkiye’nin seçilmiş meşru hükümetine dönüp efendim AB’de Nato müdahalede bulunsun diyebiliyor. Bu bile tek başında bizim ne yapmak istediğimizi ve doğru yolda olduğumuzu göstermesi için yeterli.”
İNSANLARA DIŞKI YEDİRİLİRKEN NEREDEYDİLER
İdari özerklikle ile siyasi özerklik arasındaki farkı bilmeyen insanların kendilerini anmalarını beklemediklerini kaydeden Ünal, “Bu iş bizi bölünmeye götürür diyenler, 25 yıl boyunca bu ülkede köyler boşaltılırken, bu ülkede köyler yakılırken, insanlara dışkı yedirilirken neredeydiler. Bu ülkeyi ne böler biliyor musunuz? Doğudaki, Güneydoğu’da ki vatandaşımızın devlete olan inancını kaybolması böler. Ama biz 13 yılda hangi noktaya geldik artık Güneydoğu’da vatandaş bir sorun yaşadığı zaman devlet nerde diyor. Ve orada kim var? MHP var mı yok. CHP var mı yok. Kim var AK parti var orada. Ve AK Parti bu ülkenin harcı niteliğinde. Ve biz şimdi başkanlık sistemi diyoruz Türkiye’yi eyaletlere böleceksiniz diyorlar. İdari özerklik diyoruz hepten böldünüz ülkeyi diyorlar. İdari özerklikle ile siyasi özerklik arasındaki farkı bilmeyen, başkanlık sistemini sadece Amerika’da var, Amerika’da eyalet sistemi var o halde Türkiye’yi bölüyorlar gibi bir tuhaf bir mantık yürüten bir anlayışla bu işlerin yürümeyeceğini millet biliyor zaten. O yüzden milletimiz bizi çok iyi anlıyor. Biz bu ülkenin bölünmez bütünlüğünün teminatıyız. Cumhurbaşkanımız her gün ne diyor? Tek millet, tek devlet, tek vatan, tek bayrak” ifadelerini kullandı.
HDP TERÖRÜ MEŞRULAŞTIRMAMALIDIR
HDP’nin siyaset anlayışını değiştirmesi konusunda tavsiyede bulunan Ünal, konuşmasının sonunda şunları söyledi; Şimdi bakın HDP öncelikle demokratik siyasetten yana bir tavır almalıdır. HDP öncelikle kandilin vesayetinden kurtulmalıdır. HDP öncelikle silahla arasına mesafe koymalıdır. Ve hepsinden önemlisi HDP terörü meşrulaştırmamalıdır. HDP DHKP-C’ye teşekkür ediyorum diyen, dağdaki terörist için insanlık onurunu koruyorduk diyen bir dil kullandığı sürece siyaseti terörize etmektedir. Demokratik siyasette silah olmaz. Bakın ben Şırnak’ta ve Hakkari ziyaretlerimde bölgedeki insanların HPG tarafından ölümle tehdit edilmesini engellesin. Öncelikle neden bu insanlar tehdit ediliyor, neden bu insanlara baskı yapılıyor. Bugüne kadar HDP Kandille ilgili tek bir açıklama yaptığımı, terör örgütüyle ilgili tek bir açıklama yaptı mı? Hakkari hava alanı yapılırken bugüne kadar orada 90’a yakın saldırı yapıldı, iş makineleri yakıldı bir kere olsun HDP, bu iş makinelerini neden yakıyorsunuz, bu okulları neden yakıyorsunuz, buraya yatırım yapan insanları neden tehdit ediyorsunuz dedi mi? Demedi. Diyemez çünkü. Çünkü kandilin vesayeti altında. Şimdi bize diyorlar ki, bunları siz şımarttınız diyenler, şunu bilsinler ki, biz terör sorununun çözümü için bütün mekanizmaları katkı sağlamaya çağırdık ve dedi ki, demokratik siyaset silahlı mücadeleden bin kere daha evladır. o yüzden bu ülkede sorunların çözümü için demokratik siyaset egemen olmadır. Ama şimdi bunları şımarttınız diyenler HDP’nin baraj aşması için kampanya yapıyorlar. Dün Ahmet Kaya Kürtçe klip yapacağım diye, çatalla, bıçakla saldıranlar bugün CHP’ye oy veren aileden bir kişiye HDP oy versin ve HDP barajı aşsın diye uğraşıyor. Bugün HDP’si, CHP’si, paraleli hepsi HDP’nin barajı aşması için kampanya yürütüyorlar. Kendilerine oy isterken seçmen size oy vermeyeceğim derse seçme ne diyorlar ki bize vermeyecekseniz bari HDP’ye oy ver diyorlar. Bütün planları şu AK Parti yüzde 45’in altına düşer HDP baraj aşarsa, AK Parti anayasayı değiştirecek çoğunda ulaşamaz. Peki AK Parti anayasayı değiştiremezse ne olur? Eski Türkiye’nin kapıları kapanmaz. Bunlar bütün derdi eski Türkiye’nin kapılarının kapanmamasıdır. Yeni Türkiye’nin kapılarını sonuna kadar açılmasın.