Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, ikiz kızlarından Azra Esma’nın sağlık durumuna ilişkin, “Azra şimdi tekrar eski sağlığına kavuşuyor. Özellikle iki, iki buçuk gündür baya iyileşme var. Eski Azra’yı yavaş yavaş görmeye başladık” dedi.
Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, İhlas Haber Ajansı (İHA) ve TGRT Haber Ankara Temsilcisi Batuhan Yaşar’ın sunduğu "Gündem Özel” programına konuk oldu.
Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, hastanede tedavisi süren ikiz kızlarından Azra Esma’nın sağlık durumuna ilişkin, “Allah hiç kimseye evlat acısı göstermesin. 6 gündür ciddi bir süreçten geçtik. Şükürler olsun eminim yapılan dualar sayesindedir, son iki gündür çok ciddi sağlığında bir toparlanma var. İlk günler, günde iki üç kez kan nakli yapılmak durumunda kalıyordu. Yavaş yavaş bütün hayati göstergeler normalleşiyor. Ben bu vesileyle hem dualarıyla, telefonlarıyla arayıp dua edenlere herkese çok teşekkür ediyorum” diye konuştu.
“ESKİ AZRA’YI YAVAŞ YAVAŞ GÖRMEYE BAŞLADIK”
Pazar günü Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ile birlikte Şanlıurfa’da havaalanına girmek üzereyken bir telefon geldiğini ve sıkıntılı bir durumun kendisine ifade edildiğini anlatan Şimşek, şunları kaydetti:
“Çok hızlı bir şekilde yoğun bakıma yönlendirildi. Alelacele Türk Hava Yollarıyla Ankara’ya geldik. Sabah 3-4’ lere kadar hastanedeydik. Bir sürü test yapıldı. Bu testler sonucunda ilk teşhis yapıldı ama ilk dönemde arzulanan tepkiyi alamadık. Özü şu, vücutta bir bağışıklık sistemi var. Bir mikrop, bir virüs bulaştığı zaman ona karışı savaş açılır. Bu defa vücut kendi kanın içindeki alyuvarları parçalıyordu. Kan kaybı söz konusuydu. Çok iyi bir ekip var. Gerçekten üniversite hastanemizde mükemmel bir iş çıkardılar. Hacettepe Üniversitesinde çocuk yoğun bakımı mükemmel bir yer. Allah’a şükürler olsun. Hem doktorlarımızın çabası, hem de dualar sayesinde Azra şimdi tekrar eski sağlığına kavuşuyor. Özellikle iki, iki buçuk gündür baya iyileşme var. Eski Azra’yı yavaş yavaş görmeye başladık. Bazı organların ciddi sıkıntısı vardı kan kaybından dolayı. Organ yetmezliği noktasına gelmiştik neredeyse.”
Diğer ikizi de ihmal etmediklerini her gün öğleden sonra Sare Nur’u yanına alıp gezdirdiğini kaydeden Şimşek, “Dün beraber gezerken bir ara elini omzuma attı. Bana bir askerlik arkadaşı gibi” ifadelerini kullandı.
“TÜRKİYE’DE ÇOK CİDDİ BİR TERÖR RİSKİ VAR”
Seçim yasakları nedeniyle programa kendi kullandığı araçla gelen Şimşek, “Ben İngiltere’de imkanı çok iyi olan bir işte çalışıyordum ama ben işe metroyla gittim. İmkansızlıktan falan değil. Metroyla gitmeyi şu nedenle tercih ederdim; metroya kadar yürümeyi tercih ederdim. Çünkü sağlıklı kılıyor. İkincisi metroda oturup gazete ve kitabımı rahat okuyabiliyordum” diye konuştu.
“Zaman zaman bu son dönemde araç saltanatı edebiyatı çok yapılıyor” ifadesini kullanan Bakan Şimşek, şunları kaydetti:
“Bu konuda ciddi eleştiriler var. Batının şu ülkesinde bakanlar şunlar bunlar kendi bisikletleriyle, arabalarıyla, metroyla giderken siz niye yapmıyorsunuz? Birincisi Türkiye’de çok ciddi bir terör riski var. Dünyanın en cani terör örgütleri bu ülkede. Bugün PKK terör örgütü, bugün DHKP-C, hatta son dönemde IŞİD barbar bir terör örgütü. Bunlar Türkiye’de şu veya bu şekilde faal olan örgütler. Dolayısıyla mesele benim şahsımla ilgili değil. Mesele bütün devlet erkanını bu türden sabotaja, saldırıya tabii ki uğramaması için gereken tedbirlerin alınması lazım. O nedenle kamuda zırhlı araçlar var.”
“471 ARACIN BÜTÇE İÇİNDEKİ MASRAFI BÜTÇENİN 100 BİNDE 6’SI CİVARI”
Bir önceki hafta bütçede ne kadar cüzi bir pay tuttuğunu anlatmak için “çerez parası” ifadesini kullandığına değinen Şimşek, şöyle konuştu:
“Kamuda ambulansı, itfaiyesi, greyderi, askeri araçları, polisin araçları, otobüsü, denetim araçları dahil olmak üzere bütün bunları kamuda kiralıklar da dahil olmak üzere 115 bin araç var. Bu 115 bin aracın, taşıt kanununda bir nolu liste var. Orada çok açık ve net olarak makam araçları 115 bin araçtan sadece 471’i makam aracı. Bu 471 aracın bütçe içindeki masrafı bütçenin 100 binde 6’sı civarı. Bu kaba bir tahmin. Bütçe 100 bin ise bunun sadece 6’sı. Şu anda bütün muhalefetin üzerinden siyaset yaptığı alan. Bütçenin 100 binde 6’sı. Bütçe içindeki toplam kamu araçlarının, bütün kamu araçlarının masrafı satın alınması, kiralanması, bakımı, onarımı, bütün bu masraflar bütün araçlar için 3.3 milyar lira. Fakat bu 3.3 milyarın içerisinde ambulans var. Tank var. Polis araçları, itfaiye araçları, karayollarının araçları, devlet su işleri araçları, servis araçları var. Kamuda toplam 115 bin araç var. Bu 115 bin aracın yüzde 99’u aslında hizmet aracıdır. Sadece 471’i Cumhurbaşkanlığı, Meclis, Başbakanlık, Bakanlar Kurulu, Genel Kurmay Ordu Komutanları, devletin diğer erkanı bu liste ‘makam saltanatı’ diyorlar ya makam araçlarının tamamı 471 tane. Bununda 99’u kiralık. Geriye kalanı devletin demirbaşı. Bu 471 aracın bütçe içindeki payı 100 binde 5-6 bir şey. Küçük değil mi? Küçük önemsiz anlamına gelmiyor. Bizim o hassasiyetimiz yine var.”
“MAKSİMUM 30 MİLYON LİRALIK KALEMİ, SANKİ BİR DEFİNE BULMUŞLAR GİBİ MEYDANLARDA ANLATIYORLAR”
İki yıl önce kamu araçlarının verimli kullanılması, israf yapılmaması için taşıt kanun tasarısını hazırladıklarını anlatan Şimşek, “Bu Taşıt Kanun Tasarısı şuanda Başbakanlıkta. Ben yaptım, hazırladım, gönderdim. Son 1 yıl içerisinde biz oturduk bu araç kiralamalarından bazı sıkıntılar bize iletildi. Araç kiralama bedeli aylık olarak, aracın yüzde 2’sini geçemez dedik ve bir takım kurallar getirdik. Dolayısıyla bizim bu konuda zaten hassasiyetimiz var. Koskocaman 473 milyar liralık bir bütçede en fazla maksimum 30 milyon liralık kalemi, sanki bir define bulmuşlar gibi meydanlarda anlatıyorlar. İşin özünde diyorlar ki ‘Almanya’da 11 bin kamunun aracı var.’ Doğru değil, yani Almanya’da ambulans yok mu, itfaiye yok mu? Türkiye’de iddia edildiği gibi bir saltanat bir israf yok. Yine de biz tedbirleri almak üzere gerekli yasal düzenlemeyi yapmak üzere Başbakanlığa göndermişim ben. İkinci olarak da Bakanlar Kurulu kararı çıkartmışız. Topu topuna 471 makam aracından bahsediyorsunuz. 3.3 milyar bütçenin binde yedisi fakat makam araçları 3.3 milyarın yüzde 1’i bile değil. Yani bütçenin 100 binde 6’sı. Kamuda 115 bin araç var. 115 bin aracın masrafı 3.3 milyar lira. Bununda bütçe içindeki payı binde 7 ama 115 bin aracın içinde makam aracı diye onların konuştuğu araç sayısı 471. Bunun masrafı 100 binde 6 civarı” ifadelerini kullandı.
“ŞU ANDA ELMASTA YÜZDE 18 KDV VAR”
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun elmastan vergi alınmadığı bunun sıfırlandığıyla ilgili ifadelerinin sorulması üzerine Şimşek, “Kesinlikle bilerek yapıyorlar. Bir ana muhalefet liderine hele ülkemizin hakikaten saygın bir ana muhalefet liderine ‘yalan atıyor’ demek benim zoruma gidiyor. Doğrular söylenmiyor burada. Şu anda elmasta yüzde 18 KDV var. Gitsinler herhangi bir dükkana bugün. Bir tane alyans alsınlar, içinde değerli taş olan bir şey alsınlar yüzde 18 KDV ödeyecekler. Bundan 1-2 hafta biz iş alemiyle bir toplantı yaparken oradaki gelenlerden bir tanesi bu sektörlerde çalışıyor. Kendileri bile CHP’nin üst düzey yetkililerine söylemişler. ‘Biz yüzde 18 KDV alıyoruz.’ Buna rağmen meydanlarda milletin gözünün içine baka baka vergi burada sıfır değil. Vergi yüzde 18. Yüzde 18 KDV var” şeklinde konuştu.
“BUNLAR ORTAYA KOYDUKLARI VAADİN BİNDE BİRİ, YÜZ BİNDE BİRİ BİLE DEĞİL”
“Keşke gündem ekonomi olsa” diyen Şimşek, şöyle konuştu:
“Keşke bizim muhalefetimiz bize eğitimde kaliteyi nasıl arttıracaklar, Ar-Ge’yi nasıl ticarileştirecekler, inovasyonu bizden farklı olarak nasıl destekleyecekler, enerji verimliliğini nasıl arttıracaklar, Türkiye’yi bir sağlık üssüne nasıl dönüştürecekler, Türkiye’nin ihracatını, ihracatının değerini nasıl arttıracaklar, kendi uydumuzu, kendi yüksek hızlı trenimizi şimdi biz bunlarla meşgulüz. Bize keşke çıkıp deseler ki, “Siz şunları yapıyorsunuz onlar doğru ama şu eksikleriniz var. Biz gelsek sizin yerinize şunları daha doğru yaparız” deseler. Öyle değil, ekonomi konuşulmuyor. Konuşulan, doğru olmayan meydanlarda bence kim olursa olsun her şeyden önce siyasetçi dürüst olması lazım. Ben şimdi milletin gözün içine baka baka buradan yalan atamam. Biri çıkıp dese ki ‘bu böyle değil şöyle’ dese. Ben utanırım. Şimdi çok ve net olarak makam aracı sayısı 471. Cumhurbaşkanlığı, Meclis, Başbakanlık, Bakanlar Kurulu vs. Bunun bütçe içindeki payı 100 binde 6. Hadi o istismar ediliyor çerez meselesi. Gelelim elmas meselesine elmasta vergi var. Yüzde 18 KDV var ama çıkıp sahalarda vergi sıfırlandı deniliyor. 90’lı yıllardaki popülizm Türkiye’yi krizden krize götürdü ve Türkiye 2001’de iflas etti. Ak Parti geldi ve Türkiye’yi düzlüğe çıkarttı. Bu popülizmden Türkiye’nin ne kadar çektiğini bildiğim için ilk vaatler açıklanır açıklanmaz ben çıktım dedim ki; bunlar çok iddialı vaatler. Bu vaatlerin kaynağını ortaya koyun. Bunlar ortaya koydukları vaadin binde biri, yüz binde biri bile değil. Maalesef ortaya ne kaynak konulabildi, ne vizyon konulabildi, ne ortada program var ne de proje var. Proje diye sunulan şey aslında bizim fiilen yaptığımız. Bunların hiçbirisi gerçekleştirilebilir değil tamamen içi boş.”
“EĞİTİME 90 KATRİLYON, SAĞLIĞA 81 KATRİLYON”
CHP Lideri Kılıçdaroğlu’nun vaatleriyle ilgili olarak, ‘noterden onaylattım ama vallahi de billahi de size 2 maaş ikramiye vereceğim” ifadelerine ilişkin Bakan Şimşek, “Aslında 1991 yılında benzer popülizm benzer içi boş vaatler yapılmasa ve 1991 yılı Özal dönemi popülist bir söylem ile kapanmasaydı bugün Türkiye belki çok rahat bir şekilde kendi emeklisine 2 ikramiye değil 12 ikramiye verebilirdi. Fakat aynı bugün yapılan hatalar 91 yılında o gün popülist söylemlerle gelindi emeklilik yaşı kaldırıldı. İnsanlar 36-37 yaşında emekli oldular ve bugün 11 milyon emeklimiz var. Hakikaten bunların durumunun sürekli bir şekilde iyileştirilmesi lazım. AK Parti hükümeti olarak biz bunu yapmışız. Dolar cinsinden reel olarak her türlü emekli maaşlarını arttırdık, fakat her türlü emeklimiz var. Sosyal güvenlik kurumu prim topluyor. normal koşullarda o primlerle emekli maaşını ödemesi lazım ama ödeyemiyor yıllık biz bütçeden sosyal güvenlik kurumuna 80 milyar lira yani eski para ile 80 katrilyon destek veriyoruz. Verilmezse Kılıçdaroğlu’nun kendi söylemi var. 90’lı yıllarda bu maaş ödenmez, diyor ki bir demecinde, ‘emeklilik yaşı 80’e dahi çıkartılsa artık iyileşemez’ diyor. Ama bugün çıkmışlar ve diyorlar ki, ‘emeklilikte yaş bekleyenlerin sorununu çözeceğiz.’ Zamanında diyorsun ki, ‘80 yaşa çıkartsak emeklilik yaşını bu sorun çözülmez.’ Biz burada bir tutarlılık göremiyoruz. Şu anda Türkiye’nin bir bütçesi var bütçede kaynaklar belirli harcamalara aktarılıyor. Eğitime 90 katrilyon, sağlığa 81 katrilyon, sosyal güvenliğe yaklaşık 80 katrilyon” şeklinde konuştu.
“KOALİSYON HÜKÜMETLERİYLE SİZ REFORM YAPAMAZSINIZ”
Sosyal Güvenlik Kurumu’nun 1991 yılında popülist bir adımla batırıldığını söyleyen Şimşek, “Sosyal Güvenlik Kurumu’nun maaş ödeme kapasitesi yok mutlaka bütçeden desteklenmesi lazım. Sorun şurada Türkiye’nin bütçesinin ön görülen açığı 21 milyar lira. Yani bu sene bütçe açık verecek 21 milyar lira. Dünya standartlarına göre makul küçük bir açık. Türkiye iyi bir noktada fakat sadece şu emeklilere vaat edilen minimum bin 500 lira artı 2 ikramiye bütçe açığını 90 milyar liraya taşıyacak. 90 şimdi bakın düşünün bütçe açığını 4,5 kat arttırıyorsunuz tek bir kalemle. Tek 2 maaş ikramiyenin bütçeye etkisi 31 katrilyon birde minimum bin 500 lira maaşın etkisi 37,5 katrilyon. Toplam ortalama 70 katrilyon bizim zaten bütçe açığı 20 artı 70 yani 90 katrilyon. Bu şu demek; noter tasdikli vaadi bütçeye 4.5 kat açık veriyor. Bu şu demek daha fazla borçlanacaksın, o zaman milletten topladığınız vergiler maaşa, yatırıma, hizmete gitmez borca gider. 2002 yılına gidin Türkiye topladığı her yüz liralık verginin 86 lirasını devletin iç ve dış faizine ödüyordu. Bu mu milliyetçilik, bakın o zaman MHP iktidarda çiftçiden esnaftan, iş aleminden, memurdan, işçiden alınan her 100 liralık verginin 86 lirası faize gidiyordu. Ne zaman 2002 yılında Ak Parti önce kim vardı iktidarda DSP var sol demokrat, MHP var milliyetçi ANAP var liberal bu işi becerememişler. Koalisyon hükümeti, Koalisyon hükümetleriyle siz reform yapamazsınız. Yapsanız uygulayamazsınız nitekim de uygulayamadıkları içinde süreleri bitmeden erken seçime gittiler. 2002’yi hatırlıyorsunuz, şimdi konumuz şu siz açığı bir kalemde 21 milyondan 90’a çıkartırsanız 90 ne olur bütçe açığınız arttığı için borçlanmadan dolayı faizler yükselir bakın ve ciddi şekilde Türkiye’nin risk primi yükselir. O ekonomide kolay kolay büyüme olmaz. Makroekonomik istikrarı bozarsınız” değerlendirmesinde bulundu.
“BU MUHALEFETLE TAMAMEN İÇİ BOŞ VAATLERLE, POPÜLİST VAATLERLE TÜRKİYE BUGÜNDEN ÇOK ÇOK DAHA KÖTÜYE GİDER”
Şu anda Türkiye’nin bir cari açığı olduğunu ve bunun üzerine bir de bütçe açığı eklenirse ikiz açığın olacağını ifade eden Bakan Şimşek, şunları kaydetti:
“Dünyada gelişmekte olan ülkelere hele bu konjonktürde Fed’in faiz arttıracağı ortamda ikiz açığa tölereans olmaz Türkiye ciddi bir şoka girebilir. 90’lı yıllara gidin Türkiye krizden krize koşmustur niye, koalisyon hükümetleri vardır. Koalisyon hükümetleri çözüm üretememiştir. Reform yapamamıştır, yaptıysa uygulayamamıştır. IMF programları yapılmış koalisyon hükümetleri döneminde hiçbir program tamamlanamamıştır. Tamamlanmadan çökmüştür erken seçim olmuştur. 1994, 1999, 2001 bunları Türkiye yaşadı yakında bir seçim olacak, 8 - 9 gün kaldı vatandaşımız sandığa gidecek, Ak Parti’ye gidişata ilişkin bir takım memnuniyetsizlik olabilir. Son dönemde ki bir takım tartışmalar vatandaşın kafasında ama ben şunu açık ve net olarak vurgulamak istiyorum; bu muhalefetle tamamen içi boş vaatlerle, popülist vaatlerle Türkiye bugünden çok çok daha kötüye gider. Bu günleri Türkiye mumla arayacak. Öyle bir olasılık yok şuan da ama. Korkutmuyorum bu şuan Türkiye’nin yaşadığı bir deneyimdir. Bakın 70’li yıllara gidin ne var 70’li yıllarda koalisyon hükümeti. O dönemde koalisyon hükümetleri var. Ne zaman 70’li yıllarda Türkiye krizden krize gitmiş, petrol bulamamış, 70 sente muhtaç kalmış ve 80 darbesi olmuş. Darbeden sonra demokrasiye geçilmiş ve Özal gelmiş güçlü hükümet tek başına ne yapmış reform yapmış Türkiye başarıdan başarıya koşmuş. Son döneminde diktatör dediler yine bir sürü yolsuzluk iddiasında bulundular halbuki Türkiye’nin en parlak dönemleri rahmetli Özal dönemidir rahmetli Menderes dönemidir. Atatürk dönemi de başarılıdır. Şimdi Atatürk dönemi Türkiye’nin hızla yükseldiği bir dönemdir, yine menderes dönemi öyledir, Özal dönemi öyledir, Ak Pati dönemi de öyledir. Diyelim şu dönemde ekonomide bir hoşnutsuzluk yavaşlama var ama kimse şunu unutmasın, Ak Parti hükümetleri döneminde dünya 80 yılın en büyük krizlerini geçerdi. Yetmedi Avrupa 6 yıldır krizde hala bazı bölgelerinde devam ediyor. Yetmedi Ortadoğu bizim en büyük pazarımız kaos var. İnsanlık trajedisi yine yetmedi. Rusya bizim önemli ticari ortağımız Rusya’da kriz var.”
“TÜRKİYE’YE 2008 - 2009 YILLARINDA TÜRKİYE’DE BİR TANE BANKA BATMAMIŞTIR”
“Güçlü bir hükümet olmasa Türkiye’de deneyimli bir ekip olmasaydı Türkiye bu krizler de bu rüzgarlarda duvardan duvara toslardı” ifadesini kullanan Şimşek, “90’lı yıllarda dünya da büyük krizler yokken Türkiye krizden krize sürüklenmiş. Ak Parti 2000’li yıllarda reformlar yapmış. 2008 - 2009 küresel finans krizi Amerika’da başladı. Sadece Amerika’da 506 tane banka battı böyle söyleyince küçük bankalar diyorlar. Hayır, büyük bankalar battı çok büyük bankalar. Gelelim Türkiye’ye 2008 - 2009 yıllarında Türkiye’de bir tane banka batmamıştır. Ama Kazakistan’da batmış, Dubai’de batmış, Almanya’da batmış İngiltere’de batmış İrlanda da batmış her yerde batmış. Türkiye iyi yönetilmeseydi Türkiye’de iyi bir ekip olmasaydı, siyasi istikrar olmasaydı, reformlar yapılmasaydı dünya da bu kadar büyük bir kriz olacak bankalar batacak ve Cumhurbaşkanımızın dediği gibi kriz Türkiye’yi teğet geçecek. Peki 2008’ de bankalar batıyor mu, peki 2001’ de kriz var mıydı? Yoktu ama bankalar battı ve bankaların faturasını halka kestiler” dedi.
“BÜTÇE AÇIĞINI PATLATARAK BİR KAYNAK ORTAYA KOYARSA KAŞIKLA VERDİĞİNİ KEPÇEYLE GERİ ALACAK DEMEK OLUYOR”
Ana muhalefetin vaatleri hatırlatılarak, Ak Parti’nin işçiye, emekliye, yaşlılara, gençlere yönelik neleri vaad ettiğinin sorulması üzerine Bakan Şimşek, “Muhtemelen milletimiz yetki verse dahi yapamayacak. Çünkü ortaya bir kaynak koyamadılar illa kaynak olmadan bütçe açığını patlatarak bir kaynak ortaya koyarsa kaşıkla verdiğini kepçeyle geri alacak demek oluyor. Bakın yoktan var etmek sadece Allah’a mahsustur. Ortada bir kaynak yok, konulamadı daha önce bu programda da çok konuştuk. Ortaya attıkları fikirler, kaynaklar hakkında ne kadar hazırlıksız olduklarını ortaya koyuyor” diye konuştu.
“BEN HER PLATFORMDA OTURUR TARTIŞIRIM MALİYEYİ DE, EKONOMİYİ DE, BÜTÇEYİ DE OTURUR MÜZAKERE EDERİZ TARTIŞIRIZ”
Hesap uzmanlarının hepsine saygı duyduğunu belirten Şimşek, “Tarihe bakın ekonomi profesörlerinin olduğu dönemde Türkiye en büyük krizi yaşanmadı mı? Ona bakarsak mütevazi olmak gerek ancak bende dünyanın en büyük yatırım bankalarından birinde makroekonomi bölüm başkanlığı yaptım. Daha önce söyledim ben her platformda oturur tartışırım maliyeyi de, ekonomiyi de, bütçeyi de oturur müzakere ederiz tartışırız. Olmayan bir kaynağı vaat ediyorsunuz siz bunu harcarsanız, çıkıp mert bir şekilde derseniz, ‘Ak Parti bütçe açığını kapattı biz bütçe açığını patlatacağız deseler saygı duyacağım. Artık ben tekrardan Türkiye’de enflasyonu arttıracağım, bütçe açıklarını arttıracağım, para basacağım’ deseler mert şekilde saygı duyarım. Politika tercihidir. Türkiye tekrardan 90’ların yüksek enflasyon yüksek faize gider” ifadelerini kullandı.
“Ak Parti olarak siz asgari ücreti arttıracak mısınız, emekliye projeksiyonunuz nedir” sorusuna Bakan Şimşek, “Bizim 12 yıldır yaptıklarımız gelecek 4 yılda gelecek 10 yılda yapacaklarımızın teminatıdır. Ak Parti iktidara gelemeden önce asgari ücret 110 dolar civarıdır. Biz almışız 110 dolar civarından 380 dolar civarına getirmişiz. Dolar cinsinden Ak Parti hükümetleri döneminde asgari ücret 3,5 -4 kat civarında artmıştır. Bu yeter mi yetmez, asgari ücreti nasıl arttırırız Türkiye asgari ücreti teknoloji, kar marjı olan, Dünya ile rekabet edebilecek ürünler ile ücret arttırılır” dedi.
“SİZ ASGARİ ÜCRETİ DÜNYA GERÇEKLERİNDEN KOPUK BİR ŞEKİLDE BÖYLE OLACAK DERSENİZ NE OLUR? REKABET EDEMEZSİNİZ”
Geçen sene Türkiye’de milli uydunun üretildiğini hatırlatan Bakan Şimşek, şunları kaydetti:
“Milli uydunun 1 kilogramı 200 bin dolar. Kendi helikopterimizi ürettik. 1 kilogramı 5 bin dolar. Türkiye eğitime para aktaracak önce insanı yetişecek. Türkiye bu ürünleri ürettikçe bu ürünler yaygınlaştıkça, bu ürünleri dünyaya sattıkça bu ürünleri üreten kardeşlerimize verilen ücretler asgari ücretin kat kat üstüne çıkıyor. Bu çok önemli. Burada asıl olan şey, Türkiye dünyayla rekabet edebilmeli. Buda eğitime, alt yapıya, Ar-Ge’ye yatırımla olur. Bizim yaptığımız öncelikler çok doğru önceliklerdir. Bunun sayesinde zaten asgari ücreti 3,5-4 kat arttırmışız dolar cinsinden. Şimdi Türkiye istikrar içerisinde reform yaparak bahsettiğim stratejiyle, yol haritasıyla asgari ücret artmaya reel olarak dolar cinsinden artamaya devam edecek. Ama siz şuanda devlette asgari ücretli yok. Asgari ücreti kim ödüyor. Özel sektör ödüyor. Özel sektör Hindistan ile Çin ile rekabet etmek zorunda değil mi? Siz asgari ücreti dünya gerçeklerinden kopuk bir şekilde ben böyle istiyorum, böyle olacak derseniz ne olur? Rekabet edemezsiniz. Rekabet edemezseniz mal satamazsınız, mal satamazsınız mal üretmezsiniz, mal üretmezseniz kimseyi çalıştırmazsınız. Bırakın asgari ücreti Türkiye’de işsizlik artar, kayıt dışılık artar. İşsizin de ücreti yok.”
“BUNLAR İYİ DÜŞÜNÜLMEMİŞ, KAYNAĞI ORTAYA KONULAMAMIŞ İÇİ BOŞ VAATLER”
“Dünyanın hiçbir ülkesinde, hiçbir dönemde, hiçbir zaman işsizlik sıfır olmamıştır” diyen Bakan Şimşek, “Kendileri çıktılar önce sıfırlayacağız dediler. Sonra çıktılar bir proje açıkladılar. 2035’te yüzde 5’e indireceğiz dediler. Tutarsızlık diz boyu. Muhalefet sözcüleri diyorlar ki ‘biz asgari ücreti bin 500 liraya çıkartacağız ama işverene hiç yük gelmeyecek.’ Peki yük gelmeyecekse kim ödeyecek. Devlette asgari ücretle çalışan yok. Devlette en düşük memur maaşı 2 bin 97 lira şuanda. Asgari ücreti siz ticari gerçeklerden bağımsız olarak arttırın mutlaka işsizlik artar, mutlaka kayıt dışılık artar. İşsizin ücreti sıfırdır. Bir işçiye yapılacak en büyük zulüm onu kayıt dışı çalıştırmaktır. Aynı emekli de olduğu gibi. Bunlar iyi düşünülmemiş, kaynağı ortaya konulamamış içi boş vaatler. Tutarsızlık diz boyu. Ortada bir vizyon, strateji yok. Ortada biz bu seçim döneminde acaba birkaç kişinin aklını çelebilir miyiz. Şuanda Ak Parti tek parti olarak iktidarda. Bütün bu krizlere karşılık Türkiye başarıdan başarıya koşmuştur. Bugünü beğenmeyenler şöyle etrafımıza bir baksınlar. Ak Parti sayesinde Ortadoğu’nun düştüğü tuzağa biz düşmedik. Şuanda Ortadoğu’nun birçok ülkesinde mezhep ve etnik çatışmalar var. Müslüman Müslümanı öldürüyor. Büyük bir strateji, kaos var. Peki Türkiye niye bu oyuna gelmedi. Ak Parti sayesinde” değerlendirmesinde bulundu.
“BİZ TÜRKİYE’NİN UZUN VADELİ GELECEĞİNİ ÖNCELİKLENDİRECEĞİZ”
Bakan Şimşek, konuşmasını şöyle sürdürdü:
“Sayın Cumhurbaşkanımız kurucu Genel Başkanımızdır. Bu çözüm süreci noktasında iradesini ortaya koymasaydı, siyasi risk almasaydı, bugün ret inkar siyaseti bitmeseydi Kürt meselesinde, bugün özgürlükler arttırılmasıydı, bugün eğer demokrasinin standartları iyileştirilmemiş olsaydı Türkiye’de belki kardeş kavgası olurdu. Emekliyle ilgili olarak bazı emekli maaşlarını 10 kat arttırmışız. Bağ-Kur tarım emeklisi 2002 yılında 66’da lira maaş alıyormuş. Şuanda son yaptığımız seyyanen 100 liralık zamla birlikte 11-12 kat artmış olacak. 800 lira civarına çıkacak. Bağ-Kur esnaf 150 lira aylık maaş alıyordu. Şuanda bütün emekli maaşları hiç artmadıysa 4’e 5’e katlandı. Bazı kesim emekliler 10 kattan fazla maaş artışı var. Ak Parti başarmış bunu. Bu yetmez. Ekonomiyi büyüteceğiz. Büyüdükçe emeklimize de, işçimizi de, fakirimize de, çiftçimize de daha fazla kaynak aktaracağız. Bunu nasıl başaracağız. Biz Türkiye’nin uzun vadeli geleceğini önceliklendireceğiz. Biz seçime gitmeden önce 6 ay öncesinden başlayarak 25 sektörel dönüşüm yani kapsamlı bir reform programı açıkladık. Bugüne kadar hangi muhalefet kendi reform programını açıklamış. G-20 ülkeleri arasında en kapsamlı yapısal reform programını biz açıkladık. Bu reform programı Türkiye’nin milli reform programıdır. Bu reform programı ancak siyasi istikrar varsa uygulanır. Siyasi istikrar kaybolursa uygulanamaz. Türkiye bu reformları yapmazsa, Türkiye mevcut dar boğazlarını aşamaz. Hatta mevcut konumunu, elde ettiği kazanımlarını devam ettiremez. 90’lı yıllarda devam ettirememiş. Türkiye geriye gitmiş.”
“BU ORTAKLIK UZUN BİR SÜREDİR ÜZERİNDE DÜŞÜNÜLMÜŞ BİR ORTAKLIKTIR”
HDP’li Pervin Buldan’ın “HDP barajı aşamazsa korkun” açıklamasının sorulması üzerine Şimşek, “Gerek Türkiye’nin gerekse dünya siyasetine bakın dünyadaki ve Türkiye’de bugüne kadar gelmiş geçmiş en şiddet taraftarı, en faşizan parti ayrımcılık anlamında, en yüksek dozlu faşizm eğiliminde olan parti HDP’dir. Ben 4 yıl Batman’da milletvekilliği yaptım. Millete yapılan baskının, zulmün, şiddetin dozu yok. Hukuksuzluğun dozu yok. Hizmet yok, her türlü tehdit, baskı var. Batıdaysa bu seçim döneminde bir üst akıl var. Bu bir büyük oyun. Bu büyük oyunda Ak Parti’ye en fazla zararı nasıl veririz. HDP’ye barajı aştırarak veririz. Bu karar verilmiş. 5 yıl önce biri size sorsa HDP ile MHP’nin bir ortaklık kurabileceğini, bir fikir birliğine siz inanır mıydınız? Devlet vatandaşın can ve mal güvenliğini korumak üzere bir iç güvenlik reformu yaptı. O iç güvenlik reformundan canla başla koalisyon kurup, o iç güvenlik reformunun canla başla koalisyon kurup, o reformun geçmesini engellemeye çalışan kimdi? MHP idi. Kimdi HDP, CHP idi. Bu ortaklık yeni değil. Bu ortaklık uzun bir süredir üzerinde düşünülmüş bir ortaklıktır. Şuanda ana muhalefetin bir sürü sözcüsü HDP’ye neredeyse oy isteyecek. Mesele şu; Ak Parti karşıtlığında birleşmek kolaydır. Bunu nasıl bozarız diye bir ortaklık var. Bu ortaklığın bir sürü oyuncusu var. Dışarıda içeride. Sadece görünen bir muhalefet yok. İçinde Saadet Partisi de var. İçinde BBP’de var. Tamamı Ak Parti bir tarafa, Türkiye’nin istikrarı bir tarafa, Türkiye’nin reform programı bir tarafa, muhalefet tamamen bir tarafa. Çünkü ciddi bir şekilde Gezi provokasyonuyla başlayarak, bir Ak Parti karşıtlığı dünyada ve Türkiye’de gündemde. Vatandaşımıza iki basit soru sormak istiyorum. 30 saniye gözlerini kapatsınlar. MHP ile HDP’nin çözüm sürecini nasıl ileriye taşıyacağını bir düşünsünler. Böyle bir şey mümkün mü? MHP HDP çözümsüzlükten, terörden nemalanan bunu istismar eden, hiçbir çözüm önerisini kabul etmeyen partilerdir. Çözüm süreci devam etmezse, Türkiye’de huzur olmazsa, Türkiye’de istikrar olmazsa, Türkiye Ortadoğu benzeri bir takım risklerle karşı karşıya Türkiye ilerleyebilir mi? 70’li yıllarda, 90’lı yıllarda Türkiye reform yapabilmiş mi, koalisyon hükümetleri çözüm üretebilmişler mi, krizler engellenebilmiş mi? Hayır. Açık ve net olarak Türkiye’nin başarısı hep Menderes döneminde de öyledir, Atatürk döneminde de öyledir, Özal döneminde de öyledir, Ak Parti döneminde de öyledir. Güçlü hükümetler reform yapmış, istikrar sağlanmış ve Türkiye’nin refahı artmıştır” ifadelerini kullandı.
“ÖĞRETMEN AÇIĞINI 1-2 YIL İÇERİSİNDE TAMAMEN KAPATACAĞIZ”
“Bizim en büyük önceliğimiz öğretmen olmaya devam edeceğiz” diyen Şimşek, “Çünkü öğretmen, eğitim bu ülkenin geleceği. Bizim stratejimiz basit; bütçede en fazla parayı, topladığımız her 100 liralık verginin 23 lirasını eğitime yatırıyoruz. Öğretmen almaya devam edeceğiz. Öğretmen açığını 1-2 yıl içerisinde tamamen kapatacağız. Belli bir kapasite var. Kaliteyi korumamız lazım. Maliye Bakanlığı olarak İktisadi İdari Bilimler Fakültesi olmak üzere, biz müfettiştir, gelir uzman yardımcısıdır onları da almaya devam edeceğiz. Biz gereken alanlarda tarımdır, diğer alanlarda da desteklemeye devam edeceğiz. Türkiye Ak Parti hükümetleri döneminde bütçesini düzelttiği için personele kaynak ayırabiliyor. Eğer Türkiye’de bir siyasi istikrarsızlık olur Türkiye kaynağını heba ederse o zaman biz bu alanlara arzulanan düzeyde eleman alamayabiliriz” dedi.